@TurkiyeAileBirligi #önceAile #AileniNesliniKoru
58 subscribers
13 photos
76 files
968 links
#AileniKoru Teröre Cinayete şiddete DurDe içki kumar faiz zina şehvet terörü teşhircilik/tacizcilik Siyonizm kamalizm KAOS/GLP YASAKLANSIN Ailesiz AHLAKSIZ Toplum OPERASYONUna SON @HakBirr @OrtakAkil @KULHAKLARI @milliirade @AileHaklari @TurkiyeSTKbirligi
Download Telegram
lerin çoğu kullanması. Fıkhi hükümler ve fıkhi kaideler ile esas kılınmıştır. Böylece bu hükmü koymak suretiyle 7. maddesine inanç sistemimizin esaslarının temel değer ölçüsü olduğu hüküm altına alınmıştır. Yani 7. maddeye göre ülke kanunlarıyla uygulamaları şer-i hükümler ve İslam fıkhı esaslarına göre yapılıp uygulanacaktır. Bu demektir ki ilk anayasamızda İslam dininin kuralları kanun ve uygulamada esas alınmıştır. Türkiye İslam Cumhuriyeti'dir” dedi. 1928 YILINDAN İTİBAREN İSLAM DİNİ DEVLET DİNİ OLMAKTAN ÇIKARTILMIŞTIR 1937 yılının 5 Şubatinda  İsmet İnönü CHP'nin ana ilkelerini anayasaya yerleştirdiğini aktaran Çevik, şunları söyledi:“29 Ekim 1923 yılında Selanikli Gazi Paşa'nın Cumhuriyetin ilanıyla ilgili hazırladığı belgenin 2. maddesinde şöyle diyor Cumhuriyet ilan belgesi adı altında Osmanlıca ve Latinceye çevrilmiş bulunan metni elimizde bulunan bu belgenin 2. maddesi şöyle diyor; Türkiye devletinin dini İslam dinidir. Lisanı Türkçedir. İslam dininin devletle münasebetini de burada ortaya açıkça koymuş oluyor. 1921 Anayasası'nda olmayan Cumhuriyet, resmi dil, başşehir Ankara ve devletin dininin İslam olması konularında dört önemli özellik 1924 Anayasasıyla hüküm altına alınmıştır. Dört yıl sonra, 10 Nisan 1928 yılında Teşkilat-ı Esasiye Kanunu tekrar değiştirilmiştir. Bu sefer yıl 1928 din ile alakalı 2. madde de din kaldırılmış, devlet dinsiz devlet laik olmuş ve bunun yerine Türkiye Devleti'nin resmi dili Türkçe başşehri istanbul değil Ankara şehridir şekline getirilmiştir. 1928 yılından itibaren İslam dini devlet dini olmaktan çıkartılmıştır. Teşkilat-ı Esasiye Kanunu Anayasa tekrar değiştirilmiş, bu sefer bu 2. maddeye şunlar eklenmiştir. 2. madde devletin dininin İslam olduğunu belirleyen madde idi. Bu madde kademeli bir biçimde değiştirilmiş, 1937 yılında şubat ayınin 5.inde de şunlar eklenmiştir. Türkiye devleti cumhuriyetçi, milliyetçi, halkçı, devletçi, laik ve inkılapçıdır. Bugün Türkiye'deki 142 partinin tamamı CHP'nin şubesidir. CHP ilk resmi genel başkanının resimleri tüm parti binalarında vardır. Yıl 1937, İsmet İnönü CHP'nin ana ilkelerini, yani altı ok dediğimiz bu ok da belirlenen ana ilkelerini devletin anayasasına yerleştirmiştir. 2. maddenin son şekline gelince. Anayasanın bugünkü son metninde 1937 Anayasası'nın 2. maddesindeki halkçılık, inkılapçılık ve devletçilik ilkeleri kaldırılmış, bunun yerine demokratik ve sosyal bir hukuk devleti ilavesi yapılmış.
”Çevik, “Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin kurucu felsefesini oluşturan temel asli ilkelerden olan İslam dini hakkındaki 1921 Anayasası'nın 7. Maddesi, Türkiye İSLAM Cumhuriyetimizin kuruluş bildirgesinin 2. Maddesiyle, 1924 Anayasası'nın 2. Maddesinde ve 23  Aralık 1876'daki ilk anayasanın 11. Maddesinde  bulunan devletin dininin İslam olduğu ilkesi değiştirilmiştir. O zamanki diktatör devlet partisi olan CHP'ye bir takım misyon üstlendirmek isteyen bu partinin hedefi tamamen dini aleyhinde icraata imza koyan sabataist kabbalaist pakrudin mason kişiler tarafından bu partinin hedefi tamamen değiştirilerek Cumhuriyetin kurucu felsefesine aykırı birçok mevzuat ve bu amele icraatları sırasında 1937 yılında İslam dinini anayasadan kaldırılıp bunun yerine laiklik ismi verilen bir zorbalık dayatılarak din karşıtlığı olarak algıladıkları laiklik perdesi arkasında dini insanların zihninde küçülten dine aykırı anlayışlara, sosyal hayatı etkin kılmaya çalışan anlayışlara hayat vermeye başlanılmış ve bundan sonradır ki halkımız ciddi bir kırılma ile bu partiye muhalefet ederek inançlarına dokunmayan alternatif ciddi bir devlet yönetimi örneğini verecek. Alternatif parti arayışlarıyla zaman zaman ciddi muhalefetler yapa gelmiştir.” ifadelerini kullandı.
“ANAYASANIN TÜM MADDELERİ DEĞİŞTİRİLEBİLİR Mİ?” Anayasanın tüm maddelerinin değiştirilmesi halkın vereceği kararla mümkün olduğunu dile getiren Çevik, “Anayasanın tüm maddeleri değiştirilebilir mi? Yani anayasanın bir takım maddeleri değiştirilemez diye bir algı operasyonu çekiliyor. Şimdi ona cevaben diyoruz ki bildiğimiz gibi anayasa yapımı ve istenen her maddesinin değiştirilmesi halkımızın ekseriy
etinin vereceği kararlarıyla mümkündür. Yani anayasanın istisnasız tüm maddelerinin değiştirilmesi, bu ekseriyeti sağlayan halkımız ve temsilcilerin icraatlarıyla her zaman mümkündür. Bu konuda yapılan spekülasyon ve yanlış algı çabalarına kanılmamalıdır. Nitekim CHP iktidarı da kutsal dinimiz İslam'ın toplum hayatından ötelenmesi için uygun projektörleri kollayarak kademeli bir biçimde gerek anayasal ve gerekse icraat bağlamında her türlü faaliyetleri yapa gelmiş ve maalesef halkın kahir ekseriyeti tarafından benimsenmiş bulunan İslam dinine karşı ciddi bir savaş açmış gibi algılanan görüntüsünü devam ettirmektedir. Bu sebepledir ki CHP denince genelde bu partinin din karşıtı fikir ve eylemleri hep hatıralarına gelmiş ve CHP'ye bu gerekçeyle karşı çıkılarak ülke siyasetinde bu parti halk tarafından yönetimden uzaklaştırılma devam ediyor.” dedi.
“Türkiye İslam Cumhuriyeti devletimizin kurucu felsefesinin ışığında fabrika ayarlarına süratle geri dönülmelidir”Çevik, “Yeni anayasa yapımı sürecinde aşağıdaki teklifleri arz ediyoruz. Bir hepimizin zaman zaman dillendirdiği Cumhuriyetimizin kurucu felsefesi, umdeleri arasında yer alan ve kurucu anayasamız olan 1921 Teşkilatı Esasiye Kanunun 7., Cumhuriyetimizin kuruluş ilkelerinin 2. ve 1924 Teşkilatı Esasiye Kanunumuzun yukarıda da arz edildiği gibi 2. maddelerinde asli unsur olarak yerini almış olan kutsal dinimiz ile ilgili ki dinimiz halkımızın kahir ekseriyetinin temel değeri ve hayat ölçüsüdür. Kutsal dinimiz ile ilgili toplumsal düzeyde milletin birliği, bütünlüğü ve çağdaş kriterler içerisinde birbirine karşı saygınlık ve sosyal sorumluluk kazanımları açısından sosyopsikolojik ve kültürel gelişimlerimizin ışığında pozitif dinsel değerlendirmelerinin yapılmasını ve kuruluş felsefesinin esas maddeleri arasında bulunup da sonradan oluşan ayrımcı ve savrulmacı siyasal anlayışla, anayasadan sistematik bir biçimde ötelenen kutsal dinimizin gerçek esaslarına uygun bir maddenin tekrar geri getirilmesini teklif ediyoruz. Yani açıkça diyoruz ki Türkiye İslam Cumhuriyetimizin kurucu felsefesinin ışığında fabrika ayarlarına süratle geri dönülmelidir.” diye belirtti.
“CHP Diktatörlüğünün MONARKIN dayattığı akla mantığa insan haklarına ve hukuka aykırı  İnkılap kanunlarınin iptal edilmesini zarar görenlerin zararlarının tazmin edilmesini Siyonizmin ve mason teşkilatlarının yasaklanmasını mal varlıklarına el konulmasını talep ediyoruz”Son olarak Çevik, “ daha önce de değişik vesilelerle gündeme getirdiğimiz MEZARİZDAN YÖNETİM SİSTEMİ KABBALACI KABİRİZM KAMALİST LAİKİZ DAYATILMAMASINI talep ediyoruz. Üçüncü talep olarak Siyonizm kemalizm şeriatı yerine her kişiye kendi inancını yaşamak isteyen insanların inançlarına göre hukuk uygulanmalı. Yahudiye 5ahudi şeriatı Hristiyana Hristiyan leriatı kemal işte kamalist şeriatı mis limana da islam şeriatı olmalı. evlenme boşanma miras medeni hukuk ve ceza hukuku islama uygun olmalı. Ankara Meclisinin ilk kanunu içkinin tekrar yasaklanmasını, kumar fuhuş zina teşhircilik faiz libor forex tefecilik yasaklanmalı.. milli iradenin tecelligahı meclisimizi devre dışı bırakan fıtrata islama hukuka aykırı uluslalararsı sözleşmeler CEDAW LANZAROTE İKLİM DSÖ çekilmeli veya ıslah edilmeli. Bu ifsat sözleşmelerinin dayattığı ailesiz cinsiyetsiz ahlaksız toplum operasyonları durdurulmalı. Toplumsal Cinsiyet Adaleti veya Toplumsal Cinsiyet Eşitliği GENDER maskeli cinsi sapıklığı savunanlara insanlığa karşı suç soykırım  terör casusluk vatana ihanet vb suçlardan ceza verilmeli ve bunu savunan Kurulaşlar kapatılmalı mal varlıklarına el konulmalı. Feminist Eşcinsel Terör Örgütlerini kapatmak yetmez beslendiği unsurları yasaklayarak virüs bataklığı kurutulmalı. Aileyi nesli dili dini devleti korumak ve varoluş savaşımızı kazanmak için Anayasa değişikliği sırasında bu çok önemli maddelerin de dikkate alınmasını teklif ediyoruz.” Dedi.

Adem Çevik
Adalet Platformu Seçtiklerini Denetle https://milliirade.t.me
Bildiriye destek verenler isim logo ve olur veren yetkilinin ismi ve vazifesi ünvanını bekliyoruz wa.me/905327036115 05322033274
"Allah'a ve Resûlü'ne itaat edin; çekişip birbirinize düşmeyin. Yoksa çözülüp yılgınlaşırsınız ve gücünüz gider." Enfâl46

Geçmişteki Haçlı seferleri ve milyonlarca Müslümanın katledilmesine yol açan "Moğol istilası," Müslümanların birlik olmayıp ayrılığa düştüklerinde neler kaybedebileceklerinin en iyi anlatıldığı tarihi gerçekler olarak önümüzde durmaktadır. Ümmetin birliği (ittihad-ı İslam), yalnızca Müslümanların değil, diğer din mensuplarının da kurtuluşuna vesile olacaktır. Bu bağlamda, "ittihad-ı İslam" bir zorunluluktur ve bu birliğin sağlanması için her Müslüman bireyin çaba göstermesi farzdır.

İslam ülkelerinin gündeminde "ittihad-ı İslam" konusunun yer almaması, onları düşmanlarına karşı güçsüz kılmaktadır. Bu durum, İslam ülkelerini emperyalist devletlerin etkisi altına sokmaktadır. Türkiye başta olmak üzere, İslam ülkelerinin sosyo-ekonomik ve coğrafi durumları göz önüne alındığında, yaşanan sorunlara karşı ortak bir eylem planı oluşturulması zorunludur.

Siyonist İsrail devletinin Filistin ve bölge Müslüman halkına karşı giriştiği, soykırıma varan saldırgan tutum; Müslüman toplumların birlikte hareket etmesiyle çözülebilecektir.

Dolayısıyla, yeni anayasa tartışmalarının yapıldığı bu günlerde teklifimiz şudur: Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk kuruluş anayasasında yer alan “dini İslam'dır” ibaresi başta olmak üzere, yeni anayasa; halkı Müslüman olan Türk toplumunun değerleri göz önünde bulundurularak hazırlanmalıdır. 3. Dünya Savaşı'nın çıkma ihtimalinin konuşulduğu bu konjonktürde, kendi değerleriyle çatışmayan bir Türkiye, çok güçlü bir pozisyona yükselecektir. Geçmişte olduğu gibi, İslam ile özdeşleşen Türk halkı, ümmetin birliği (ittihad-ı İslam) fonksiyonuna en büyük katkıyı sunacaktır.

İslam Birliği Platformu olarak tüm cemaatlere, vakıflara ve kanaat önderlerine, başta Müslüman Türk halkına çağrımız şudur: İşgal altındaki Filistin ve diğer İslam beldelerinin kurtuluşu ancak Müslümanların birliği (ittihad-ı İslam) ile mümkündür. Bu bir zorunluluk ve Allah'ın (c.c.) emri olduğu gerçeğini hatırlatarak, tüm kardeşlerimizi bir kez daha düşünmeye davet ediyoruz.

Selam ve Duayla
İslâm Birliği Platformu


islambirligi.com.tr islambirligi.org.tr islambirligi.net
islambirligi.t.me

EZANplatformu.t.me @ADALETplatformu

milliirade.t.me Sectiklerinidenetle.t.me