Topkapı Sarayı, Adalet Kulesi
📸(-,Ağustos 2019)
Sarayın ikinci avlusu olan Babusselam'da bulunan ve II. Mehmed döneminde sarayla birlikte inşa edildiği bilinen kule Divanhane'nin hemen üstünde bulunan pencerenin ardından yükselir. Günümüzde bilinen halini II. Mahmud devrinde alan kulenin inşa edilme amacı yönetimi veziriazama bırakılan divana padişahın çoğu zaman gizlilikle iştirak edebilmesi içindir. Harem tarafından açılan kapı sayesinde gizlilikle buraya girilebilmektedir.
📸(-,Ağustos 2019)
Sarayın ikinci avlusu olan Babusselam'da bulunan ve II. Mehmed döneminde sarayla birlikte inşa edildiği bilinen kule Divanhane'nin hemen üstünde bulunan pencerenin ardından yükselir. Günümüzde bilinen halini II. Mahmud devrinde alan kulenin inşa edilme amacı yönetimi veziriazama bırakılan divana padişahın çoğu zaman gizlilikle iştirak edebilmesi içindir. Harem tarafından açılan kapı sayesinde gizlilikle buraya girilebilmektedir.
Çinili Köşk Gülhane Cephesi
📸 (-,Kasım 2019)
Ağaçların büyümüş olması sevindiriyor olmasıyla birlikte hem büyümeleri hem park düzenlemeleri sırasında zeminde yapılan oynamalardan dolayı aynı açıdan çekmek oldukça zor oldu.
📸 (-,Kasım 2019)
Ağaçların büyümüş olması sevindiriyor olmasıyla birlikte hem büyümeleri hem park düzenlemeleri sırasında zeminde yapılan oynamalardan dolayı aynı açıdan çekmek oldukça zor oldu.
Alay Köşkü,Cağaloğlu.
📸 (1890-Kasım 2019)
Sûr-ı Sultânî’nin Divanyolu caddesine bakan köşesindeki burcun üstünde inşa edilmiştir. Karşı tarafında ise XVIII. yüzyıldan beri sadâret makamı olan Bâbıâli’nin önceden yalnızca sadrazamların girip çıktığı ve şimdiki biçimini XIX. yüzyılın ilk yarısında alan geniş saçaklı girişi, Paşa Kapısı bulunmaktadır. Sultan II. Mahmud tarafından 1819-20 yılında yaptırılan köşk kesin bir kayıt bulunmamakla beraber, köşkün mimari üslûbu bakımından Balyan ailesinden Krikor Amira Balyan’ın eseri olması muhtemeldir. Saray-ı Hümayun'un şehirle bağlantısı bulunan tek yapısıdır ve en işlek caddelerden birinin üstüne yapılması, padişahların buradan alayları selamlaması için yapılmış ve adını buradan almıştır. Köşkün üstünü örten kubbe ise tamemen kurşundur.
📸 (1890-Kasım 2019)
Sûr-ı Sultânî’nin Divanyolu caddesine bakan köşesindeki burcun üstünde inşa edilmiştir. Karşı tarafında ise XVIII. yüzyıldan beri sadâret makamı olan Bâbıâli’nin önceden yalnızca sadrazamların girip çıktığı ve şimdiki biçimini XIX. yüzyılın ilk yarısında alan geniş saçaklı girişi, Paşa Kapısı bulunmaktadır. Sultan II. Mahmud tarafından 1819-20 yılında yaptırılan köşk kesin bir kayıt bulunmamakla beraber, köşkün mimari üslûbu bakımından Balyan ailesinden Krikor Amira Balyan’ın eseri olması muhtemeldir. Saray-ı Hümayun'un şehirle bağlantısı bulunan tek yapısıdır ve en işlek caddelerden birinin üstüne yapılması, padişahların buradan alayları selamlaması için yapılmış ve adını buradan almıştır. Köşkün üstünü örten kubbe ise tamemen kurşundur.
Şemsi Paşa Medresesi, günümüzde il halk kütüphanesi olarak hizmet vermektedir. Sütunlar ve medrese duvarının arası örtülerek içeriye dahil edilmiş kütüphaneye dönüştürülmüştür.
Şemsipaşa Camii ve Medresesi
📸 1944(Ali Saim Ülgen)- 2020 Eylül
Camii; Candaroğullarından, Kanuni, II. Selim ve III. Murad'a vezirlik yapan Şemsi Ahmed Paşa tarafından 1580 yılında Mimar Sinan'a yaptırılmıştır. İnşaat devam ederken vefat eden Paşa'nın kabri camiinin kuzeydoğu cephesinde bulunmaktadır.
Halk arasında boğaz rüzgarlarına yoğun şekilde maruz kaldığı için "Kuşkonmaz Camii" olarak da anılan camii asimetrik bir plana sahip olmasına karşın orantılı bir yapıya sahiptir. Camii tek kubbeli ve kare plan üzerine oturtulmuştur. Medrese bölümü ise "L" şeklinde olup 12 adet kare planlı kubbe ile örtülü hücrelere sahiptir.
1894 depreminde büyük hasar gören ve tekke olarak da kullanıldığı bilinen medrese Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı dönemlerinde göçmenleri ağırlamış ancak sonrasında viran bir halde kalmıştır. 1940-44 yılları arasında restorasyon gören medrese 1953 yılından itibaren kütüphane olarak kullanılmaya başlanmıştır.
📸 1944(Ali Saim Ülgen)- 2020 Eylül
Camii; Candaroğullarından, Kanuni, II. Selim ve III. Murad'a vezirlik yapan Şemsi Ahmed Paşa tarafından 1580 yılında Mimar Sinan'a yaptırılmıştır. İnşaat devam ederken vefat eden Paşa'nın kabri camiinin kuzeydoğu cephesinde bulunmaktadır.
Halk arasında boğaz rüzgarlarına yoğun şekilde maruz kaldığı için "Kuşkonmaz Camii" olarak da anılan camii asimetrik bir plana sahip olmasına karşın orantılı bir yapıya sahiptir. Camii tek kubbeli ve kare plan üzerine oturtulmuştur. Medrese bölümü ise "L" şeklinde olup 12 adet kare planlı kubbe ile örtülü hücrelere sahiptir.
1894 depreminde büyük hasar gören ve tekke olarak da kullanıldığı bilinen medrese Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı dönemlerinde göçmenleri ağırlamış ancak sonrasında viran bir halde kalmıştır. 1940-44 yılları arasında restorasyon gören medrese 1953 yılından itibaren kütüphane olarak kullanılmaya başlanmıştır.