@BASINAciklamasi
199 subscribers
420 photos
1 video
446 files
3.27K links
AileyiKoru Teröre Cinayete Darbeye ÇARE: KISAS!
Siyonizm Masonluk KAOS/GLPT FUHŞ içki kumar riba $ YASAKLANSIN! #önceAHLAK #önceHAK #önceADALET #önceinsan @HakBirr @milliirade @KULHAKLARI @AileHaklari @insanhaklari @TurkiyeSTKBirligi @SectikleriniDenetle!
Download Telegram
KANUNLAR FITRATA HUKUKA UYGUN YERLİ MİLLÎ ve İSLÂM HUKUKUNA UYGUN OLMALI
17 Şubat, İsviçre Medeni Kanunun kabulünün 98. Yılı dolayısı ile Türkiye Aile Meclisi ve HAKK-BİRR Başkanı Adem Çevik bu gün basına aşağıdaki yazılı açıklamayı yaptı:
Türkiye Aile Meclisi Hristiyan Katolik laik İsviçre Medeni kanunu TMK 98.Yıl Bülteni 4Nisan 2024

https://basinaciklamasi.t.me

Bugün 4 Nisan Bugün 743 sayılı “Türk Kanunu Medenisi” olarak isimlendirilen, 17 Şubat 1926'da kanunlaşan 4 Nisan 1926'da Resmi Gazete'de yayımlanan Hristiyan Katolik Laik İsviçre Medeni Kanunu tercüme edilerek, tercüme yanlışları ile birlikte, bazı maddelerinin gerekçesiz olarak sevkedilip müzakeresiz bir biçimde oybirliği ile TBMM'de kabul edildi. 4 Ekim 1926’de yürürlüğe girmesiyle İslam aile hukuku yürürlükten kaldırıldı. Bugün de halen çok eşlilik ve genç evlilik yasak, lâkin her türlü fuhşiyat zina serbest. Hatta, İstanbul sözleşmesinin toplumsal cinsiyet düzenlemesi çerçevesinde KAOS/GLPBT+’a pozitif ayrımcılık uygulanmaktadır. Dinen meşru olan, batıdan, seküler dünyadan örnek vermek gerekirse, mesela ABD’nun UTAH eyaletinde Mormon geleneğinde de sınırsız evliliğe izin verilirken, çok eşlilik ruhsatı yasaklanarak fuhuş / zina önlenebilir mi? Bu çerçevede Dini nikahlı eşlere hukuki çerçevede koruma sağlanması , kadının ve çocuğun hakkı korunması gerekmez mi? “Yerli otomobil yerli telefon” diyoruz ama 300 yıldır siyonist sabataist Yahudi mason “300'ler Meclisi”nin dayattığı düzenlemeler yürürlükteyürürlükten kaldırılmalı Yerine anayasa yaşa tüm mevzuat ve eğitim müfredat islamileşmeli. Devletin dini islam olmalı. Fulbright CEDAW CEDAW DEWAW DSÖ NATO İKLİM ve Lozan ihanet sözleşmeleri iptal edilmeli. önceAhlak maneviyat ve aile seferberliği yapılmalı. Geç evlenenlere ve hiç evlenmeyenlere yaptırım uygulanmalı. Zina fuhş sapıklıklıkları engellemek için; Genç evlilik ve çok eşlilik teşvik edilmeli yasallaşmalı. 6284 ve 5816 laiklik iptal veya ıslah edilmeli. Siyonizm sabataizm kamalizm itperestlik putperestlik masonluk içki kumar faiz fuhuş teşhircilik tacizcilik şehvet terörü kaos glpt yasaklanmalı. mahkemelerin bağımsızlığı için tüm kamal ikonları kaldırılmalı.
Fıtrata hukuka aykırı insanlığı ifsat eden sözleşmeler ve yasalar yürürlükten kaldırılmalı. KANUNLAR YERLİ MİLLÎ İSLAMİ OLMALI.
Ailedeki çözülme, CEDAW ya da İstanbul sözleşmesi ile başlamadı ve bu gün bu tek başına bu sözleşmeden çekilmekle de sorun çözülme sınır ve boyutunu aşmıştır. Kötü uygulamalar ve devam eden düzenlemeler bu yıkımı giderek artırmaktadır. Gelinen nokta ölümcül bir hale gelmiş, toplum hayatındaki tahribatı adeta CoVID’den daha yıkıcı bir hal almıştır. LGBTIQ+ lobisi, Pedefoli ve Ensest grubları ile birlikte global bir tehdit haline gelmiştir.
Bu gün Siyaset, Bürokrasi, Yargı, Media, Sermaye, STK, Fuhuş, kumar, uyuşturucu sektörü ile adeta elele yürümektedir. Ahlaksızlık çetesi, global bir mafiaya dönüşme istidadı göstermektedir.
Aslında bu fitnenin köklerini Lale devrindeki sapma, yozlaşmada aramalıyız. Genel olarak bakıldığında 1700 Lale devri, 1800 Tanzimat ve 1900’lerin başında İttihat Terakkiyi görmekteyiz. Lale devri sapma, Tanzimat Yabancılaşma, Osmanlı Glasnost ve perestroykası, İttihat Terakki İnkar rejimidir. Cumhuriyetin tek parti dönemi, İttihat Terakki Glasnost ve perestroyka Glasnost ve perestroykanin siyasi kanadının yönetimi devralmasıdır aslında. Batılılaşma bâtıllaşma ihaneti devam etmektedir...
Çözülme 3. Ahmed 1703-1718 arası hız kazandı. 15 senede 13 sadrazam değiştirdi. Bir yandan siyasi kriz, öte yandan iktisadın giderek kötüleşmesi, idari yapıda “İlmiye, Kalemiye, Seyfiye” (Ülema/Akademi, Bürokrasi, Ordu) tartışmaları ve karşılıklı suçlamalar, sekülerleşme tartışmaları devleti yormaktadır.
Osmanlının sonu 1889’da fiilen örgütlenmeye başlayan İttihat ve Terakki Cemiyeti ile başladı. Cemiyen resmen İbrahim Temo, (damızlık erkek ithali yapalım idialarıyla gündeme gelen) Abdullah Cevdet, İshak Sükuti, Hüseyinzade Ali Turan tarafından 1908’de kuruldu. 1 Kasım 1918’de kapandı. İttihatçılar “Türkleşmek, İslamlaşmak, Batılılaşma”yı tartışıyordu.
Jön Türk “jeuene Turquie” namı diğer “Genç Osmanlı” hareketinin önemli isimlerinden Mustafa Fâzıl Paşa'nın kızı Nazlı Hanım, 1896'da 6/17 numarası verilerek İttihat Terakkiye üye olmuştu. 2. kadın üye Sorbonne Üniversitesi öğrencisi Selma Rıza idi. Selva. Rıza, “Meşveret”, “Mizan Şû­ra-yı Ümmet” ve “Mechveret Supplément Français”de özellikle kadın hakları üzerine makaleler yazıyordu. Selanik'te gizlice “Kadın” dergisi çıkarıldı. 1872 sonrası ve 1900’ların başında grevlerin dörtte biri kadınların çalıştığı işkollarında oldu.

2. Meşrutiyet cuntasında Gülistan İsmet, Ahmet Cevdet Paşa'nın kızı Emine Semiyenin de aralarında olduğu 40 yakın kadın aktif olarak görev yapmıştı. Ulviye Mevlan, Mükerrem Belkıs, Nimet Cemil, Nebile Akif, Fatma Zerrin, Yaşar Nezihe, Nezihe Muhittin gibi bir çok batıda eğitim görmüş kadın süreçte aktif rol oynadılar. Bu kişiler, bugün olduğu gibi o gün de batılılar tarafından cömertçe desteklendi. Sloganları “Yaşasın Vatan, Yaşasın Millet, Yaşasın Hürriyet” ti
Fatma Zerrin, “Türk erkeklerinin felsefesince, kadınlar dünyaya erkeklerin rahatını temin için gelmiştir. Kadınlar erkekler için yaşarlar, hürriyetleri yoktur. Erkeklerin esiridirler. Zevk aracı değiliz, insanız” diyordu. Ulviye Mevlan “Osmanlı Müdâfaa-i Hukuk-ı Nisvan Cemiyeti / Osmanlı Kadın Haklarını Savunma Cemiyeti de “Eşitlik, iş, eğitim hakkı” istiyor, “eve kapatılmaya” karşı çıkıyorlardı !? Gösteriler sonunda İstanbul Telefon İdaresi'ne yedi kadın memur alındı. Bedra Hanım da iş müfettişi olarak tayin edildi. Böylece kadınlar kendi hak ve hukuklarını bir müfettişle denetleyeceklerdi. Hemen bu olayların arkasından, geleneksel maarif kuruluşlarının dışında Avrupai ve asri eğitim veren 28 kişilik kontenjanı bulunan Darülmuallimat / Kadın Öğretmen Okulu'na 300'ün üzerinde kız başvurdu. İlk “kızlar üniversitesi” olan İnas Darülfünunu açıldı. Bunun ardından “Teali-i Nisvan Cemiyeti”, “Asri Kadın Cemiyeti”, “Tefeyyüz Cemiyeti” gibi örgütler kurdu. Küçük kız çocuklarının evlendirilmesine karşı çıkıp yasa çıkarttı. Tek eşlilik kampanyası düzenlediler.
AK Parti içinde, bir yandan Abdulhamid han’a karşı muhabbet yanında öte yanda İttihat Terakki çizgisinde hareket eden, o dönemdeki “Üç Tarzı siyaset”in bütün taraflarını görebiliyoruz.
O günkü gidişat Osmanlının sonunu getirdi. Bugünkü gidişat ümid ederiz ki, aynı sonucu doğurmaz. Ama elbette Tarihten ders alınmakta geç kalınmazsa. Elbette ibret alınmazsa tarih tekerrür eder. Korktuğumuz şey başımıza gelir.
Bugün tüm muhalefetin, esasen İttihat Terakkinin siyasi kanadı gibi hareket ettiğini biliyoruz. Ancak bu gün iktidar kanadındaki bazı unsurların İstanbul sözleşmesi, GLPT+, CEDAW ve Lanzarote iklim konusunda, DEM ile birlikte diğer bir çok siyasi partinin bu ifsat hareketine destek vermekte olduklarını üzülerek görüyoruz ve çözüm bekliyoruz. Bu konu siyasetin turnusol kağıdı olacaktır. 7 yıldır uyarıyoruz. Sandığın üzerine bu işin gölgesi düştüğü görülebiliyor...!
Bir asrı geçen bir zamandır aynı şeyleri konuşuyoruz. Ve bekliyoruz. Ve beklemekten yorulduk. “Great reset”le “yeni normal” bir dönemden, cinsiyetsiz Ailesiz ahlaksız bir toplumdan "tek aile" den söz ediliyor ve biz hala bekliyoruz. Ama artık verilen süre bitti. Yaşlısı ve genci ile ülke halkı olanlardan rahatsız, çare anayasa ve tüm yasalar fıtrata İslam'a uygun olmalı. dağılan evlerde kadın erkek, kız oğlan, dede-nine, anne-baba ve çocukların eve dönmesini bekliyoruz.
4 Nisan 2024
Adem Çevik
Türkiye AİLE Meclisi HAKK-BİRR Seçtiklerini Denetle Cemiyeti Başkanı https://basinaciklamasi.t.me antiGENDERhareketi.t.me milliirade.t.me
Siyonizm Dayatması CEDAW İstanbulSözleşmesi 6284, 5816 Fulbright Laisizm Kamalizm ihaneti teröre cinayete şiddete darbeye ahlaksızlığa teşviki durdurulmalı #ÖnceAHLAK Seferberliği başlatılmalı!

Siyonist İstanbul Sözleşmesi 6284 14.yıl BasınAçıklaması https://basinaciklamasi.t.me www.AdaletPlatformu.t.me

Türkiye Aile Meclisi: Siyonizm Dayatması CEDAW İstanbul Sözleşmesi 6284 Fulbright Laisizm Kamalizm DSÖ ihaneti terörü cinayeti şiddeti darbeyi teşviki durdurulmalı #ÖnceAHLAK Seferberliği başlatılmalı!

1-11 Mayıs 2011'de imzalanan Yasamanın derhal 8.3.2012 tarihli, 6284 nolu yasa bir an evvel baştan aşağı değiştirilmesi gerekir.

11 Mayıs 2011'de imzalanan ve kadük olan istanbul sözleşmesinin dayattığı 6284 fitne yasası Yasanın 1. Maddesi a bendinde de ifade edildiği gibi, “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi ve yürürlükteki diğer kanuni düzenlemeler esas alınır.” Bu durumda yasanın varlık meşruiyeti dayanağını kaybetmiştir. Konunun siyasi polemik konusu yapılmaması için TBMM’nin bu konuyu bir an evvel ele alarak neticelendirilmesi gerekir.

1.1-Yeni yasa, kesinlikle, toplumun inanç, tarih ve geleneklerine uygun bir şekilde ve cinsiyetçi bakış açısının dışında ele alınmalıdır. Yasa dilinde kavram ve ETCEP ve GREVİO kurumların ciddi bir şekilde gözden geçirilmesi, biyolojik cinsiyeti yok sayan toplumsal ciddiyet iddiaları, GLPT+’ı dezavantajlı topluluk kabul ederek onlara pozitif ayırımcılık uygulanması, genç yaşta evlilik, ömür boyu nafaka, nafaka hapsi, genç evlilik hapsi gibi yakınma sebebi olan konularla, BİREY, GENDER gibi konularda, tanımlamalarda daha dikkatli olunması gerektiğini tekrar hatırlatmak istiyoruz.

2-Yürütmenin bu anlamda “6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanuna ilişkin Uygulama Yönetmeliği”nin de bir an evvel yeni çıkacak yasaya göre yeniden düzenlenmesi gerekir. O zamana kadar da varlık ve meşruiyetine ilişkin dayanağın ortadan kalkması sebebi ile, bu yönetmeliğe ilişkin bütün uygulama ve bu yönetmeliğe dayalı, genelge, yönerge, tamimlerin dondurulması gerekir.

2.1-İlgili yönetmeliğin 1.bölümü “Dayanak” ara başlığı altında 2. Maddesinde şöyle denilmektedir: “Bu Yönetmelik, 8/3/2012 tarihli ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 22 nci maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.” Yönetmeliğin dayanağı yasa, yasanın dayanağı sözleşmedir. Sözleşmeden çekildiğimize göre bu yasa ve bu yönetmelik de meşruiyetini kaybetmiştir. Şiddette cinsiyetcilik terördür. Şiddete cinayete çare kısas hükmünün kanunlaşmaSıdır.
Kadük olan tahrifatlı ihanet sözleşmesi için 17 yıldır faaliyette olan adalet platformu ve Türkiye Aile Meclisi Başkanı Adem Çevik anayasa mahkemesine ve istanbul savcılığına da 86647 sayı ile suç duyurusu yapmıştı.

2.2-Yürütme bir an önce bu konuda izlenecek yol ve yönteme ilişkin bir takvim açıklaması gerekir.

2.3-“Sözleşmeden çekildik ama, yasa ve yönetmelikte bütün hükümler mevcuttur” gibi açıklamalara meydan vermeden, kapsamlı yeni bir düzenleme yapılmalıdır. Yeni düzenleme “Anadolu kriterleri olarak” toplumda hayal kırıklığına yol açacak hükümler içermemelidir. Eski uygulamaların tekrarı mahiyetinde yeni düzenlemeler toplumda bu kez daha şiddetli infiallere sebeb olabilir.

2.4-Toplum gelinen noktada CEDAW, LANZORE DSÖ İKLİM sözleşmelerinden kaynaklanan benzer düzenlemeler konusunda tedirginliğini korumaktadır. Bu düzenlemeleri yarın AİHM, AB ve BM gibi Uluslararası divanlarda ülkemiz aleyhine bir takım baskılar için gerekçe olarak kullanılabileceği unutulmamalıdır. Sorunun kökten çözümü için, bu anlamda CEDAW, LANZORETE ve bu sözleşmelerin ek protokolleri de dahil tamamını kapsayacak bir şekilde 6284 sayılı yasa kaldırılmayacaksa, bu konunun da hakkı üstün tutan yeni anayasa'da yer almasını talep ediyoruz. Siyonizm laisizm kamalizm erasmus fulbright masonluk yasaklansın

3-Yargı’nın ise yasa ve yönetmeliğin müstenidatı olan sözleşmeden çekilmemiz dolayısı ile, bu yasa ve yönetmeliğe dayalı tüm yargı işlemlerini
VAROLUŞ SAVAŞIMIZI KAZANMAK İÇİN ÖNCE HAK ÖNCE AHLAK ÖNCE AİLE SEFERBERLİĞİ BAŞLATIYORUZ
ADEM ÇEVİK: ÖNCE HAK ÖNCE AHLAK ÖNCE AİLE SEFERBERLİĞİ İLE VAROLUŞ SAVAŞIMIZI KAZANACAĞIZ
HAKKI ÜSTÜN TUTAN NİZAMI ANAYASA YASA SÖZLEŞMELER MÜFREDATTA UYGULAMADA ESAS ŞİAR OLACAK!

15Mayıs AİLE HAKLARI HAFTASI 10/16Mayıs Engelli Hakları 17Mayıs EŞCİNSEL SAPIKLIKLA MÜCADELE Haftası

https://BASINaciklamasi.t.me www.adaletplatformu.t.me www.hakbirr.t.me
www.t.me/insanhaklari www.t.me/SectikleriniDenetle www.milliirade.t.me


BİR UYGARLIK PROJESİ OLARAK “HAK KAVRAMI”
Dil bizim medeniyetimizde bir beslenme, tad ve konuşma için organ, lisan ve kalp anlamına gelir. Bu hafta AİLE HAFTASI, Engelli Hakları Haftası ve Bugün aynı zamanda Dil Bayramı.. devletimiz, dinimiz, dilimiz alfabemiz soykırımda! Siyonizm sabataizm laisizm kabbala masonlar 300'ler meclisi ve tüm işgalci düşmanlarımızın yerli hain işbirlikçilerinin dayattığı anayasa yasalar müfredat yerli milli fıtrata inancımıza uygun olursa kurtuluruz...
Medeniyetlerin alameti farikalarıdır kavramlar ve kurumlar. Bunlar aynı zamanda tarih ve geleneği, bir toplumun ortak hafızası ve tecrübeler birikimini ifade eder. Allah (cc) de yaratılışı tek bir kelime ile ifade eder. Hakikat ile Gerçeği, Hak ile bâtılı, doğru ile yanlışı, güzel ile çirkini, yani Hüsn ve Gubuh’u Gerçek ile gerçek dışı olanı bu değerler çerçevesinde idrâk eder ve yaşarız. Toplumların hafızaları ve davranış kalıpları bu iklimde hayat bulur.
Ödünç alınan kavram ve kurumlarla özgün bir medeniyet inşa ihya edilemez.
BİR UYGARLIĞIN ALAMETİ FARİKASI kendi kavram ve kurumlarında kendini gösterir. Batı dünyası bir yandan “çok kültürlülük”den söz ederken aslında, merkezinde kendinin yer aldığı uluslararası düzen ve sözleşmeler, örgütlerle TEK’çi bir modeli dayattı.
Batı’da HAK kavramı yoktur. RİGH “sağ, hak, sağ taraf, gerçek, doğruluk, düzen” anlamına gelir. Onun için HUMAN RİGHT “İnsan Hakları” diye tercüme edilemez. “İnsani sağduyu” anlamında “İnsan merkezli bir etik ve moral değer”i ifade eder. Bu çerçevede Magna Carta, ya da Westefelya protokolü de, bir “insan hakları” belgesi değildir olamaz. Magna Carta Kıralla derebeyleri arasında halkın nasıl zabtu rabt altına alınacağı, haraca bağlanacağı ve elde edilen zenginliğin nasıl paylaşılacağı ile ilgili bir oligarklar uzlaşmasıdır. Westefelya ise, yokedilen Kızılderili, köleleştirilen zenciler ve yurtları işgal edilen sarı ırkın el konulan malları ve köleleştirilen insanlarının kilise (Vatikan) ve derebeyler tarafından nasıl pay edileceği, yani sömürge mirasının paylaşımı ile ilgili bir sözleşmedir. Kendilerinden olmayan insanları “insanlaşma aşamasını tamamlamamış hayvanlar” olarak gören bir aklın ürünüdür. Sonuçta 1600’lerin ortalarında bu sözleşme ile, bugün yeni dünya düzeni için yeniden ele alınan Ulus devletler ve uluslararası düzenin temel dayanağı bu sözleşmedir. Bu sözleşme aynı zamanda işgalci toplulukların kendi aralarındaki 100 yıl savaşlarını bitirmeyi gaye edinmişti. Laiklik, Ulus düşüncesi, Kültür, Spor, Komunizm, Kapitalizm, Liberalizm, Faşizm, Feminizm gibi siyasi ideolojiler bu iklimde hayat bulmuştur. Bu proje, 100 yıl savaşlarının ardından, 1700 den başlayarak, 1789 Fransız devrimi ile yeni bir evreye inkılab etti, 1900lerin başında 1. Dünya savaşı, ardından 2. Dünya savaşı, adı konulmadık bir dünya savaşı olan soğuk savaş, terör ve darbelerle bugünlere geldik.
Bu sürecin sonunda, ABD ve çoğu ABD merkezli global şirketler yaklaşık olarak dünya gelirinin yarısına sahip, Çin ve Hindistan dünya nüfusunun yarısına sahip, Rusya toprak olarak ihtiyar kıtanın yarısına sahip, ama Çin ve Rusya’nın sahip olduğu toprak 170 milyonluk Rusyanın yarısı gibi. Böyle bir dünya sürdürülemez. Yeni dünya düzeni kaçınılmaz, ancak bu egemenlerin dayattığı bir düzen olmamalı.
Bugün ŞER GÜÇLER Global reset’çiler, Trans Humanizm’den söz ediyorlar. Tanrıyı tedavülden kaldırmaktan söz ediyorlar, insanın tanrı olmasından ve cinsiyetsiz ailesiz ahlaksız bir toplumdan söz ediyorlar. Bize kalırsa acil gündem bu olmalıdır. Starlink’ler ve 5G ile dünya global bir tehd
n daha net bir şekilde, sosyal ve kültürel alana müdahalenin Türkiye’yi içinden çıkılması zor buhranlara sürüklediğini söyleyebiliriz. Sözlüğümüz sınırlanırken zihnî faaliyetlerimiz, bilme ve düşünme kapasitemiz de daraltılmıştır.

Son iki yüzyıllık tarihimizde önce fizikî varlığımız yok edildi, sonra dilimizin ve kültürel unsurlarımızı yok edilmesi tehlikesiyle karşı karşıya kaldık. Dilimizi yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarmak iddiası, yıkıcı uygulamalarla yabancı dillerin istilasına dönüştü. Dil Devrimi (veya inkılâbı) olarak ifade edilen kavramın dünya dillerinde karşılığı bile yoktur. Dil Devrimi mesela İngilizceye her defasında “dil ıslahı/reformu” (language reform) olarak çevrilmekte ve tüm dünyaya böyle takdim edilmektedir.

Dil Devrimi uygulamalarındaki aşırılıklardan zamanla uzaklaşıldı. 1935 yılından itibaren itidal yoluna dönüldü. Bununla beraber aşırılığı ve yıkıcılığı benimseyenlerin tahripleri devam etti. Nitekim daha 15 küsur yıl önce görev yapan Millî Eğitim Bakanlarından biri dilimizin bin yıllık kelimelerini yasakladı. Türkçeyi ve Türk Edebiyatı’nın bin yılını yok sayacak bir müfredat operasyonuna girişti. Eğer o zatın planladıkları hayata geçirilebilseydi, tüm öğretim kademeleri İngilizcenin hakimiyetine bırakılacaktı.

Günümüzde devlet bir taraftan kaypak bir Öztürkçeyi esas alırken öte taraftan da Latince ağırlıklı, Batı dillerinden aktarma kelimelerden oluşan geniş bir sözlük oluşturuyor. Çok yakın zamanda devleti anlayabilmek ve 10 binlerce sayfalık resmî metinleri çözümleyebilmek için Latince, Fransızca veya İngilizce bilmek mecburiyetinde kalacağız.

Anlambilim (semantik) Türkiye’de yürütülen zorlayıcı dil politikalarının neredeyse tamamen dışarıda tuttuğu bir alandır. Dili ve kelimeleri rastgele değiştirerek yeniden kurmak isteyenler, kelimelerin tarih içinde kazandığı anlamlan, cümle içindeki ağırlıklarını, ifade derinliklerini, hassasiyet belirten yönlerini ve bağlantılarını asla dikkate almazlar. Esasında anlamı sürekli ıskalarlar. Böylece anlaşılmak kaygısı çekmeden üst perdeden emredici bir anlatma yolunu seçerler. Böyle hareket edenlere karşı en doğru yaklaşım manayı dilin merkezine yerleştirmektir. DerinTarih

D.Mehmet Doğan,Türkiye Yazarlar Birliği Vakfı Başkanı,
Türkiye Aile Birliği Yüksek İstişare Kurulu Üyesi

https://basinaciklamasi.t.me
“90’ıncı madde TBMM’nin millet iradesini by-pass etmektedir”

Açıklamanın sonunda çevik şu ifadelere yer verdi: “CEDAW dayatmasıyla AY’nin başlangıç kısmıyla, 10. ve 41. maddelerinde yer alan hükümler nedeniyle aile hakkında müspet neticelere vesile olmayacaktır. AY madde 90- Milletlerarası Anlaşmalar İç Hukukun Belirleyeni ve Parçasıdır: Anayasa’nın 90. maddesine 2004 yılında yapılan bir değişiklikle uluslararası anlaşmaların iç hukuktaki yeri belirlenmiştir. Buna göre, ‘Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir.’ Ayrıca bu madde şu hükmü getirir: ‘Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz.’ 90. madde, Türkiye’de seçimle gelen TBMM’nin millet iradesini, çoğunluk milletvekillerinin oylarıyla köklü şekilde by-pass etmektedir. Uluslararası sözleşmeleri Anayasa’nın üstünde bir norm olarak getirmektedir.
Siyonizm Sabataizm mason dayatmalarıyla 3 kasım 1839 da başlayan batıllaşma batılılaşma ihaneti yine aynı çevrelerin baskısıyla Hristiyan Katolik lâik İsviçre'de n alınan kanunlar ile ailemizin genetiği bozulmuş şimdide AB ABD BM NATO AİHS CEDAW DEVAW CEDAW DSÖ İKLİM G20 vb dayatmalarla aileye insanlığa savaş açılmıştır. 85 milyon insanın kimliğine 3.cinsi meşrulaştıran cinsiyetsiz Ailesiz ahlaksız toplum projesi GENDER kelimesi eklenmiştir. ailenin korunması için Çare fıtrata fabrika ayarlarına geri dönmemiz gerekir. Devletin dini islam yeniden anayasa da olmalı ve tüm uygulamalara yansımalı aileye insanlıpa savaş açan siyonizm Sabataizm laisizm kamalizm masonluk yasaklanmalı 17 Mayıs 1990'dan beri cşnsi sapıklığı eşcinselliği hastalık olmaktan çıkaran siyonizm pedefolizm emrindeki who dsö dünya sağlık örgütü erasmus Fulbright Türkiye'den defol demeliyiz.” dedi

Bugün Kartal da yarın Ümraniye'de ki basın açıklamamıza bekleriz
https://BASINaciklamasi.t.me antiGENDERgareketi.t.me ailemeclisi.t.me hakbir.t.me adaletplatformu.t.me
05327036115 02124612267 05322033274
Ailemizi Dinimizi Devletimizi Siyonist işgalci hain Darbecilerden anayasalarından kanunlarından Korumak için Laiklik ve Kemalizm Âcil Tasfiye Edilmeli!.

Türkiye’deki 100 yıllık askeri vesayet ve kesintisiz darbe sürecinin kılıfı ve referansı, temeli siyonizm ve işgalci İngiltere dayatması laiklik ve sekülerizm olan batı öykünmecisi ve mankurt karakterli Kemalizm sebataizm ideolojisi olup, bu referanslar ortadan kaldırılmadığı sürece sivil ve askeri darbe süreci daima beslenecek ve kendine mazeret oluşturacaktır.

Tıpkı 15 Temmuz, 27 mayıs 27 nisan, 12 eylül 28 şubat darbecilerinin takiyyeten de olsa Kemalist ve laik söylemleri mazeret göstermeleri ve pek çok laikçi Kemalist subayın darbe teşebbüsüne iştiraki gibi.
Bu nedenle laiklik ve Kamalizm anayasadan çıkarılmalı, devletin resmi ideolojisi olmamalıdır. Kabbalaci sebataist pakrudin siyonist masonların dayattığı laisizm dini ve kamalizm dini Resmi ideoloji ve açılımı olan tüm mevzuat sadece anayasadan değil, tüm kanun, kararname vs. mevzuat, müfredat ders içeriklerinden çıkarılmalıdır. Bunun devamı olarak resmi ideolojiye ait resim, heykel, ikon ve semboller tüm kamusal alanlardan kaldırılmalı, bunlara ve Anıtkabir’e tazime yönelik tüm resmi törenler tamamen iptal edilmelidir.

30 mayıs 1876 ve 13/27 nisan 1909 siyonist Sabateistler mason hareket ordusu ve selanikli mustafakemal dahil Filistin Gazze Cephesi'nden kaçan tüm komutanlar dahil Ülkemizi işgal ettiren Mondros Sevr Lozan dayatmalarını imzalayan imzalatan terörist siyonist tüm İttihat Terakki üyeleri ve işbirlikçileri ve devamı olan Hilâfet paralarını parti malı yapan CHP ve kurucusu dahil tüm yöneticileri, tüm darbeciler ve yerli yabancı tüm işbirlikçilerin isimleri ülkemizin her yerinden kazınmalıdır sökülmelidir...

https://basinaciklamasi.t.me

SectikleriniDenetle.t.me
https://nethaberler.com/dinimiz-ve-devletimizi-isgalci-darbecilerden-korumak-icin-laiklik-ve-kemalizm-tasfiye-edilsin-41337/

Ailemizi Dinimizi Devletimizi siyonist işgalci Darbecilerden ve anayasalarından kanunlarından Korumak için Laiklik ve Kemalizm Âcil Tasfiye Edilmeli

Türkiye’deki 100 yıllık askeri vesayet ve kesintisiz darbe sürecinin kılıfı ve referansı, temeli laiklik ve sekülerizm olan batı öykünmecisi ve mankurt karakterli Kemalizm sebataizm ideolojisi olup, bu referanslar ortadan kaldırılmadığı sürece sivil ve askeri darbe süreci daima beslenecek ve kendine mazeret oluşturacaktır. Tamamına suç duyurusu yaptığımız Tıpkı 15 Temmuz , 27 mayıs 27 nisan, 28 şubat, 12 eylül darbecilerinin takiyyeten de olsa Kemalist ve laik söylemleri mazeret göstermeleri ve pek çok laikçi Kemalist subayın darbe teşebbüsüne iştiraki gibi.
Bu nedenle laiklik ve Kamalizm anayasadan çıkarılmalı, devletin resmi ideolojisi olmamalıdır. Kabbalaci sebataist pakrudin masonların dayattığı laiklik ve kamalizm dini Resmi ideoloji ve açılımı olan tüm mevzuat sadece anayasadan değil, tüm kanun, kararname vs. mevzuat, ders içeriklerinden çıkarılmalıdır. Bunun devamı olarak resmi ideolojiye ait resim, heykel ve semboller tüm kamusal alanlardan kaldırılmalı, bunlara ve Anıtkabir’e tazime yönelik tüm resmi törenler tamamen iptal edilmelidir.
Siyasi partiler ve memurlara yönelik kanunlarda gerekli değişiklikler yapılarak, yemin metninden Kemalizm dini ve laiklik vurgusu çıkarılmalı, Kemalizm dâhil tüm ideolojilerin özgürce parti politika ve ideolojilerini savunabilecekleri düzenlemeler getirilmelidir.
Yine Kemalizm doğmasının korunmasının en önemli aracı olan Atatürkü Koruma Kanunu 5816 sayılı çağdışı yasa kaldırılarak, kimse bu doğmayı kutsamaya zorlanmamalı, M.Kemal’de tarihteki diğer devlet adamları gibi serbestçe eleştirilebilmelidir.
Laiklik Ve Kemalizm Ders Kitaplarından ve Müfredattan Çıkarılmalıdır
Anayasal değişiklik hızlı yapılamasa bile, kanun, kararname, heykel ve semboller ile törenlerin acilen değiştirilmesi mümkün ve elzemdir. Zira şu anda iktidarın elindeki yetkiler bunları yapmaya yeterli olduğu gibi, mevcut devrim atmosferi soğuduktan sonra bu alanda da adım atmak zor olacaktır ve her geçen gün atmosfer namüsait hale gelebilecektir.
Siyonizm dayatması CEDAW SÖZLESMESI AILEYi iNSANLIĞI IFSAT EDIYOR!

CEDAW SÖZLESMESI AYRIMCILIK ESITLIK TCE/GENDER TOPLUMSAL CINSIYET MASKESIYLE AILEYI İFSAT IFSAT EDIYOR

CEDAW SÖZLESMESI YILDÖNÜMÜ BASIN AÇIKLAMASI

BM CEDAW Ifsat Sözlesmesiyle dayatmayla yasayla insanlarimiz Ailemiz yıllardır Ifsat edilmistir.

3 EYlül 1981'de kabul edilen CEDAW Sözlesmesi'nin onaylanmasinin uygun bulunduguna iliskin 11 Haziran 1985 tarih ve 3232 sayili Kanun, 25 Haziran 1985 tarih ve 18792 sayili Resmi Gazete’de yayimlamistir. Bakanlar Kurulu'nun onaya iliskin 24 Temmuz 1985 tarih ve 85/9722 sayili Karari 14 Ekim 1985 tarih ve 18898 sayili Resmi Gazete’de yayimlanmistir. Onay belgeleri, 20 Aralik 1985 tarihinde Birlesmis Milletler Genel Sekreterligi’ne tevdi edilmistir. 27. madde uyarinca, Sözlesme Türkiye bakimindan 19 Ocak 1986 tarihinde yürürlüge girmistir.
Uluslararası sözleşmeler anayasa ve kanunlardan üstündür. Çare siyonizm yasaklanmalı ve dayatması CEDAW Sözleşmesi'nden çekilmeliyiz. milli iradeyi ve tecelligahı meclisi ipotek altına alan tüm sözleşme lerden başta CEDAW dedaw devaw lanzarote iklim DSÖ nato LOZAN... Bağımsızlığımızı ilan edebilelim

Https://basinaciklamasi.t.me

Dünya AILE Birligi, Türkiye ÂILE Birligi, Türkiye Aile Meclisi CEDAW Sözlesmesi Raporu

CEDAW SÖZLESMESI ESITLIK AYRIMCILIK TOPLUMSAL CINSIYET TCE/GENDER MASKESIYLE AILEYI INSANLIGI 41 YILDIR IFSAT EDIYOR!

CEDAW 2. Maddesiyle ADALET DEGIL ESITLIK doktrinine bagli oldugu için, 5. Maddesinde kaliplasmis rolleri degistirmek için kadin ve erkeklerin sosyal ve kültürel davranis kaliplarini degistirerek toplum mühendisligi rolünü oynadigi için, 9. Maddesinde çocugun tabiiyeti konusunda esit haklar vererek soyun erkekten devamini kabul etmedigi için, 10. Maddesinde karma egitimi tesvik ettigi için, 11. Maddesinde Çocuk bakimevleri kurulmasini tesvik ederek çocugun annesine en çok ihtiyaç duydugu yaslarda anneden çocugu koparip annenin bebegini (anasiz) krese, anaokuluna birakarak kadin istihdami adi altinda çalismasini tesvik ettigi için, insanligin son kalesi‘ AILE hizla çözülmektedir. Türkiye’de ailenin çözülmesi gavura gavur fahiseye fahise demenin yasaklandigi 3 Kasim 1839'da baslayip Isviçre Medeni Kanununun 4 Ekim 1926'da yürürlüge girmesiyle ikinci adimini atmistir. 21 Haziran 1946 BM-CSW Kadin Statüsü Komisyonunun dayatmalari ülkemizide de etkilemistir. 4 Kasim 1950'de AIHS ile devam etmis, 1985'in 14 Ekiminde CEDAW Sözlesmesinin Bakanlar Kurulunun onayina iliskin kararinin ResmiGazete’de yayimlanmasiyla zirve yapmistir. 10 yil önce 11 Mayis 2011’de imzalanan ve 24 Kasim 2011'de TBMM'de tüm partilerin oybirligiyle serhsiz 24 dakikada kabul edilen Istanbul ifsat sözlesmesi ile aile kurumuna insanliga öldürücü darbe vurulmustur. Sözlesme kalkti ama dayattiklari 6284 kanunu ve toplumsal cinsiyet esitligi maskesiyle escinsellestirme tesvikleri v yönetmeligi yürürlükte
Esitlik kavrami, Avrupa Insan Haklari Sözlesmesi (AIHS) ile BM-CEDAW Sözlesmesi içeriginden gelmis ve Türkiye mevzuat sistemini Darbeci 1982 Anayasasi’ndan baslayarak kökten degistirmistir. Gerek eski Türk Medeni Kanunu’nda ve gerekse eski Türk Ceza Kanunu’nda kadin erkek arasindaki esitligi bozdugu sanilan hükümler “ayrimcilik” yaklasimi iddiasiyla mülga edilmis, yeni TMK, TCK mevzuatlari çikarilmistir.
CEDAW Sözlesmesi, Avrupa Insan Haklari Sözlesmesi (AIHS) ve Istanbul Sözlesmesi;
1) toplumsal cinsiyet, toplumsal cinsiyet esitligi veya Toplumsal Cinsiyet Adaleti
2) cinsel yönelim-homoseksüalite, cinsel tercih 3) dinin ve geleneklerin kökünün kazinmasi gibi üç baslik da tüm sözlesmelerin içeriginde yer almis olup bunlar küresel ser güçlerin hedefleridir.
Örnegin Istanbul Sözlesmesi’nde de yer alan fitrata ve hukuka aykiri toplumun geleneksel erkek-kadin rollerini bozan “toplumsal cinsiyet esitligi TCE” kavrami CEDAW'da da ifade edilmektedir.
Siddeti cinayeti tesvik eden içki kumar faiz fuhus zina teshircilik çocuk haczi süresiz nafaka hapsi velayet istismari escinsellik tesviki yasaklanmalidir

AIHS, CEDAW, DEDAW DEDAW ek Protokol, Pekin Deklarasyonu, Lanzarote, Fullbright ve istanbul Sözlesmesi ve iklim sözlesmesi DSÖ/WHO gibi sözlesmelerdeki ve iç hukukunda da bu sözlesmelere göre degisiklikler fitrata insanliga ve Allah'a savas açmaya devam edecektir. Aile yikan yasalar sözlesmeler yönetmelikler fitrata uygun hâle getirilmesi için Elbirligi ile VAROLUS SAVASI vermemiz gerekir.

Insanligin son siginagi aile kurumunun korunmasi mücadelesi dinler üstü partiler üstü insani ve imani bir mücadele verilmelidir. Hz. Ali’nin deyimiyle namuslular da en az namussuzlar kadar cesur olmalidir. Insanliga ve Türkiye'ye escinsellik tesviki olan ve asil gayesi ailesiz Cinsiyetsiz Ahlaksiz toplum projesi TCE Toplumsal cinsiyet adaleti veya toplumsal cinsiyet esitligi maskesiyle Türkiye’ye ve insanliga çekilen escinsellestirme operasyonlarina dur demez isek bu ates bizi ailemizi ve tüm insanligi yakacak. Insanlik ve Ülkemiz için milli güvenlik sorunu konusunda hata yapanlara karsi sessizligimiz bizim ailemizin ülkemizin helakina sebeb olacaktir. #evlilikseferberligi baslatarak evliligi anneligi gençevliligi tesvik etmeli evlenenlere en az 100 gram altin hibe edilmeli tüm siniflara aile dersi konulmali ve aile okulu projemiz hayata geçirilmeli. Bin yıllık devletimizin Dini dini islam anayasa da tekrar yerini almalı. Müfredat islamileşmeli. Kimliksiz kimliklerde GENDER yazısı kalkmalı.
Kötüler iyiler sessiz ise kazanir. Içimizdeki beyinsizlerin yaptiklari ve bizim Zulme sessizligimiz sebebiyle bizi de mi helâk edeceksin yarabbi?

#önceAile "Aileni/Neslini Koru Sapikliga Dur De! faaliyetlerimiz insaallah dirilise vesile olur fiilî duâ esselam dua

11/25 Haziran 2024

Âdem Çevik, Türkiye Insan Haklari ve Esitlik Kurumu TIHEK Istisare Komisyonu Üyesi
Dünya AileBirligi, Türkiye AileBirligi Sözcüsü ve Dünya Çocuk Haklari Dernegi Baskani
https://t.me/basinaciklamasi

https://t.me/AileMeclisi
Adaletplatformu.t.me

ailehaklari@gmail.com 02124612267 wa.me/05327036115 wa.me/905322033274

https://nethaberler.com/siyonizm-dayatmasi-cedaw-sozlesmesi-aileyi-insanligi-ifsat-ediyor-42347/
Siyonizm dayatması CEDAW FİTNESİ AİLEYİ İNSANLIĞI 40 YILDIR İFSAT EDIYOR!


40.Yilinda BM CEDAW Ifsat Sözlesmesi siyonizm dayatmasiyla ANAYASA ve kanunlarimiz da Ifsat edilmistir. Anayasa 90. maddeye göre uluslararası sözleşmeler anayasa ve tüm kanunlardan üstündür. Milleti, ümmeti, Millî iradeyi ve tecelligahı TBMM'yi ipotek altına alan tüm sözleşmeler iptal veya ıslah edilmeli..

Sözlesme'nin onaylanmasinin uygun bulunduguna iliskin 3232 sayili Kanun, 25 Haziran 1985 tarih ve 18792 sayili Resmi Gazete’de yayimlamistir. Bakanlar Kurulu 24 Temmuz'da onaylamıştır.

Türkiye ÂILE Meclisi CEDAW Sözlesmesi Raporu:


CEDAW 2. Maddesiyle ADALET DEGIL ESITLIK doktrinine bagli oldugu için, 5. Maddesinde kaliplasmis rolleri degistirmek için kadin ve erkeklerin sosyal ve kültürel davranis kaliplarini degistirerek toplum mühendisligi rolünü oynadigi için, 9. Maddesinde çocugun tabiiyeti konusunda esit haklar vererek soyun erkekten devamini kabul etmedigi için, 10. Maddesinde karma egitimi tesvik ettigi için, 11. Maddesinde Çocuk bakimevleri kurulmasini tesvik ederek çocugun annesine en çok ihtiyaç duydugu yaslarda anneden çocugu koparip annenin bebegini (anasiz) anaokuluna birakarak kadin istihdami adi altinda çalismasini tesvik ettigi için, insanligin son kalesi‘ AILE hizla çözülmektedir. Türkiye’de ailenin çözülmesi gavura gavur demenin yasaklandigi 3 Kasim 1839'da baslayip Isviçre Medeni Kanununun 4 Ekim 1926'da yürürlüge girmesiyle ikinci adimini atmistir. 4 Kasim 1950'de AIHS ile devam etmis, 1985'in 14 Ekiminde CEDAW Sözlesmesinin Bakanlar Kurulunun onayina iliskin kararinin ReamiGazete’de yayimlanmasiyla zirve yapmistir. 13 yil önce 11 Mayis 2011’de imzalanan ve 24 Kasim 2011'de TBMM'de tüm partilerin oybirligiyle serhsiz 24 dakikada kabul edilen Istanbul ifsat sözlesmesi ile aile kurumuna insanliga öldürücü darbe vurulmustur

Esitlik kavrami, Avrupa Insan Haklari Sözlesmesi (AIHS) ile BM-CEDAW Sözlesmesi içeriginden gelmis ve Türkiye mevzuat sistemini Anayasa’dan baslayarak kökten degistirmistir. Gerek eski Türk Medeni Kanunu’nda ve gerekse eski Türk Ceza Kanunu’nda kadin erkek arasindaki esitligi bozdugu sanilan hükümler “ayrimcilik” yaklasimi iddiasiyla mülga edilmis, yeni TMK, TCK mevzuatlari çikarilmistir.

CEDAW Sözlesmesi, Avrupa Insan Haklari Sözlesmesi (AIHS) ve Istanbul Sözlesmesi;
1) toplumsal cinsiyet, toplumsal cinsiyet esitligi veya Toplumsal Cinsiyet Adaleti
2) cinsel yönelim-homoseksüalite, 3) dinin ve geleneklerin kökünün kazinmasi gibi üç baslik da tüm sözlesmelerin içeriginde yer almis olup bunlar küresel ser güçlerin hedefleridir.

Örnegin Istanbul Sözlesmesi’nde de yer alan fitrata ve hukuka aykiri toplumun geleneksel erkek-kadin rollerini bozan “toplumsal cinsiyet esitligi TCE/TCA! ” kavrami CEDAW'da da ifade edilmektedir.

Bu kavram, CEDAW Komitesi’nin 19 Sayili Tavsiye Karari (11. oturum, 1992) içeriginde söyle ifade edilir: “Toplumsal cinsiyete dayali siddet, kadinlarin, erkeklerle esit olarak hak ve özgürlüklerini kullanmalarini ciddi sekilde engelleyen bir ayrimcilik biçimidir.”

“cinsel yönelim” ifadesinin de homoseksüel/intersex/quer kimliklerin yasal korunma kazanmasi amaciyla Istanbul Sözlesmesi madde hükümlerine dahil edildigi gibi CEDAW Komitesi 4–22 Ekim 2010 tarihli Kirk Yedinci Oturumun’da alinan;

27 Sayili Genel Tavsiye kararinin 13. maddesinde yasli kadinlarin cinsel yönelimlerinin ayrimciliga maruz kalmalarina yol açtigi belirtilir. Keza, yine ayni oturumun 28 Sayili Genel tavsiye Karari’nin 18. maddesinde bu kez “Kadinlarin cinsiyet ve toplumsal cinsiyete dayali ayrimciliga maruz kalmasi irk, etnik köken, din ya da inanç, saglik, sosyal statü, yas, sinif, kast ve cinsel yönelim ile cinsel kimlik gibi kadinlari etkileyen diger faktörlerle de ayrilmaz bir sekilde baglantilidir” ifadesine yer verilir.

Devamı... ve ilgili fotolar linktedir.

https://BASINaciklamasi.t.me antiGENDERhareketi.t.me

CEDAW EVLILIK VE AILE ILISKILERI ILE BUNLARIN BOZULMASININ EKONOMIK SONUÇLARI 29.GENEL TAVSIYE KARARI;