Bugün açılışını yaptığımız Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu yeni binasının ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum.
Kurumumuzun, yeni binasında çok daha güzel hizmetler vereceğine inanıyorum.
Kurumumuzun, yeni binasında çok daha güzel hizmetler vereceğine inanıyorum.
Millî Mücadele’nin başkomutanı Gazi Mustafa Kemal’in ifadesiyle; ortak hedefimiz, ülkemizi muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkarmaktır.
Hangi amaç için olursa olsun milletin birlik ve beraberliğini bozmaya yönelik her tutum, her eylem doğrudan Gazi’nin emanetine ihanettir.
İdeolojik bölücülükten ekonomik tetikçiliğe kadar geniş bir cephede izlerine rastladığımız marazi duruşların gerisindeki saikleri gayet iyi biliyoruz.
Türkiye bir dönem “gardırop Atatürkçülerinden” çok çekmiştir.
Bugün de “sosyal medya Atatürkçülerinin” hem Atatürk’e hem ülkemize hem de milletimizin birlik ve bütünlüğüne verdiği zarar, Türkiye’nin yeminli düşmanlarıyla yarışır seviyeye ulaşmıştır.
Öyle ki Atatürk istismarcıları, son dönemde terör örgütleri ve onların çeşitli isimler altındaki uzantılarıyla kol kola girecek, yan yana yürüyecek kadar zıvanadan çıkmıştır.
Atatürkçülük maskesi altında emperyalistlerin ülkemiz üzerindeki hain emellerine hizmet eden bu azgın güruhu milletimizin takdirine bırakıyoruz.
Tarihin bir kesitini yüceltip geri kalan binlerce yıllık birikimi ve medeniyeti reddedenler, varlıklarını yarınlara taşıyacak dayanaktan mahrum kalmış demektir.
Ne Gazi’yi ne de Cumhuriyetin kurumlarını, değerlerini ve hedeflerini bu istismarcılara, bu köksüz ideoloji bezirgânlarına terk etmedik, bundan böyle de terk etmeyeceğiz.
Hangi amaç için olursa olsun milletin birlik ve beraberliğini bozmaya yönelik her tutum, her eylem doğrudan Gazi’nin emanetine ihanettir.
İdeolojik bölücülükten ekonomik tetikçiliğe kadar geniş bir cephede izlerine rastladığımız marazi duruşların gerisindeki saikleri gayet iyi biliyoruz.
Türkiye bir dönem “gardırop Atatürkçülerinden” çok çekmiştir.
Bugün de “sosyal medya Atatürkçülerinin” hem Atatürk’e hem ülkemize hem de milletimizin birlik ve bütünlüğüne verdiği zarar, Türkiye’nin yeminli düşmanlarıyla yarışır seviyeye ulaşmıştır.
Öyle ki Atatürk istismarcıları, son dönemde terör örgütleri ve onların çeşitli isimler altındaki uzantılarıyla kol kola girecek, yan yana yürüyecek kadar zıvanadan çıkmıştır.
Atatürkçülük maskesi altında emperyalistlerin ülkemiz üzerindeki hain emellerine hizmet eden bu azgın güruhu milletimizin takdirine bırakıyoruz.
Tarihin bir kesitini yüceltip geri kalan binlerce yıllık birikimi ve medeniyeti reddedenler, varlıklarını yarınlara taşıyacak dayanaktan mahrum kalmış demektir.
Ne Gazi’yi ne de Cumhuriyetin kurumlarını, değerlerini ve hedeflerini bu istismarcılara, bu köksüz ideoloji bezirgânlarına terk etmedik, bundan böyle de terk etmeyeceğiz.
Ülkemizi güney sınırlarından kuşatma girişimini yaptığımız harekâtlar ve oluşturduğumuz güvenli bölgelerle önemli ölçüde akamete uğrattık.
İnşallah önümüzdeki dönemde, sınırlarımız boyunca oluşturduğumuz güvenli bölgenin eksik kalan halkalarını da tamamlayacağız.
Küresel krizlerin ve kendi dinamiklerimizdeki kimi kırılmaların etkisiyle bir süredir yaşadığımız ekonomik sıkıntıların birilerinin iştahını kabarttığını görüyoruz, biliyoruz.
Hiç heveslenmesinler.
Aldığımız tedbirler ve başarıyla uyguladığımız program sayesinde önümüzdeki yıllarda bu sıkıntıyı da geride bırakarak bir sınamadan daha alnımızın akıyla çıkacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.
Böylece ülkemizin siyasi ve ekonomik yol haritasını terör örgütleri üzerinden istedikleri gibi yönlendiren emperyalistlerin ve bölgemizdeki kuklalarının 40 yıllık oyununu ilanihaye bozacağız.
Aynı şekilde siyasi istikrarıyla, sosyal barışıyla, ekonomik refahıyla devletimiz ile milletimiz arasındaki bağı tahkim ederek 85 milyonun tek yürek olarak atmasını temin edeceğiz.
Bölücü terör örgütünü ülkemiz için bir tehdit kaynağı olmaktan çıkarmaya yönelik operasyonlarımızı çok katmanlı bir şekilde sürdürürken elimizin altındaki tüm araç, imkân ve fırsatları da sonuna kadar değerlendireceğiz.
İnşallah önümüzdeki dönemde, sınırlarımız boyunca oluşturduğumuz güvenli bölgenin eksik kalan halkalarını da tamamlayacağız.
Küresel krizlerin ve kendi dinamiklerimizdeki kimi kırılmaların etkisiyle bir süredir yaşadığımız ekonomik sıkıntıların birilerinin iştahını kabarttığını görüyoruz, biliyoruz.
Hiç heveslenmesinler.
Aldığımız tedbirler ve başarıyla uyguladığımız program sayesinde önümüzdeki yıllarda bu sıkıntıyı da geride bırakarak bir sınamadan daha alnımızın akıyla çıkacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.
Böylece ülkemizin siyasi ve ekonomik yol haritasını terör örgütleri üzerinden istedikleri gibi yönlendiren emperyalistlerin ve bölgemizdeki kuklalarının 40 yıllık oyununu ilanihaye bozacağız.
Aynı şekilde siyasi istikrarıyla, sosyal barışıyla, ekonomik refahıyla devletimiz ile milletimiz arasındaki bağı tahkim ederek 85 milyonun tek yürek olarak atmasını temin edeceğiz.
Bölücü terör örgütünü ülkemiz için bir tehdit kaynağı olmaktan çıkarmaya yönelik operasyonlarımızı çok katmanlı bir şekilde sürdürürken elimizin altındaki tüm araç, imkân ve fırsatları da sonuna kadar değerlendireceğiz.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Milletin emanetinin, ülkenin ve milletin imkânlarının terör baronlarına peşkeş çekilmesine, partisine bakmaksızın eyvallah edemeyiz.
Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hukukun üstünlüğü ve millî iradenin hâkimiyeti ilkesine göre hareket edeceğiz.
Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hukukun üstünlüğü ve millî iradenin hâkimiyeti ilkesine göre hareket edeceğiz.
Bugün Dünya Liderleri İklim Zirvesi vesilesiyle Azerbaycan’ın başkenti Bakü’deydik.
İklim krizinin menfi etkilerinin en yoğun hissedildiği ülkeler arasındayız. 2053 yılı için net sıfır emisyona ulaşma ve yeşil kalkınma vizyonumuz ekseninde kilit sektörlerimizi dönüştürüyoruz.
2024-2030 yıllarını kapsayan İklim Değişikliği Azaltım ve Uyum Strateji Eylem Planlarımızı uygulamaya aldık.
Toplam kurulu güç içerisinde yenilenebilir enerjinin payını %59’a yükselttik.
Bu oranla Avrupa’da 5’inci, dünyada 11’inci sıradayız.
2053 net sıfır emisyon hedeflerimiz için temel önceliklerimiz yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve nükleer enerjidir.
Bugün 31 bin megavat olan rüzgâr ve güneş enerjisi kurulu gücümüzü 2035 yılında 120 bin megavata çıkaracağız.
Nükleer enerjide ise 2050 senesinde 20 bin megavatlık bir kapasiteye ulaşmayı hedefliyoruz.
2024-2030 yıllarını kapsayan Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planımızla 100 milyon ton karbondioksit eş değeri emisyon azaltımı öngörüyoruz.
Elektrikli millî otomobilimiz Togg’u yaygınlaştırmaya devam ediyoruz.
Eşim Emine Erdoğan’ın himayesinde başlatılan ve küresel düzeye taşınan Sıfır Atık Projesi, iklim değişikliğiyle mücadelemize ilave güç katıyor.
Bu sayede projenin başlangıcından bu yana 5,9 milyon ton sera gazı emisyonunun önüne geçtik.
Su kaynaklarımızın etkin kullanımı için Su Verimliliği Seferberliği ilan ettik.
Millî Ağaçlandırma Günü olarak belirlediğimiz her 11 Kasım’da milyonlarca fidanı toprakla buluşturuyoruz.
Küresel mücadelemizi daha güçlü ve etkili kılmak bakımından bilhassa gelişmekte olan ülkelerin ihtiyaçlarına cevap verecek bir iklim finansmanı hedefinin bu zirvede belirleneceğine inanıyorum.
Bu başarılı organizasyon ve samimi ev sahipliği için Cumhurbaşkanı İlham Aliyev kardeşimi tebrik ediyorum.
İklim krizinin menfi etkilerinin en yoğun hissedildiği ülkeler arasındayız. 2053 yılı için net sıfır emisyona ulaşma ve yeşil kalkınma vizyonumuz ekseninde kilit sektörlerimizi dönüştürüyoruz.
2024-2030 yıllarını kapsayan İklim Değişikliği Azaltım ve Uyum Strateji Eylem Planlarımızı uygulamaya aldık.
Toplam kurulu güç içerisinde yenilenebilir enerjinin payını %59’a yükselttik.
Bu oranla Avrupa’da 5’inci, dünyada 11’inci sıradayız.
2053 net sıfır emisyon hedeflerimiz için temel önceliklerimiz yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve nükleer enerjidir.
Bugün 31 bin megavat olan rüzgâr ve güneş enerjisi kurulu gücümüzü 2035 yılında 120 bin megavata çıkaracağız.
Nükleer enerjide ise 2050 senesinde 20 bin megavatlık bir kapasiteye ulaşmayı hedefliyoruz.
2024-2030 yıllarını kapsayan Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planımızla 100 milyon ton karbondioksit eş değeri emisyon azaltımı öngörüyoruz.
Elektrikli millî otomobilimiz Togg’u yaygınlaştırmaya devam ediyoruz.
Eşim Emine Erdoğan’ın himayesinde başlatılan ve küresel düzeye taşınan Sıfır Atık Projesi, iklim değişikliğiyle mücadelemize ilave güç katıyor.
Bu sayede projenin başlangıcından bu yana 5,9 milyon ton sera gazı emisyonunun önüne geçtik.
Su kaynaklarımızın etkin kullanımı için Su Verimliliği Seferberliği ilan ettik.
Millî Ağaçlandırma Günü olarak belirlediğimiz her 11 Kasım’da milyonlarca fidanı toprakla buluşturuyoruz.
Küresel mücadelemizi daha güçlü ve etkili kılmak bakımından bilhassa gelişmekte olan ülkelerin ihtiyaçlarına cevap verecek bir iklim finansmanı hedefinin bu zirvede belirleneceğine inanıyorum.
Bu başarılı organizasyon ve samimi ev sahipliği için Cumhurbaşkanı İlham Aliyev kardeşimi tebrik ediyorum.
Katar Emîri, değerli kardeşim Şeyh Temim bin Hamad El Sani ve heyetini Cumhurbaşkanlığı Külliyemizde ağırladık, oldukça verimli geçen görüşmeler sonrası 8 anlaşmaya imza attık.
Dost ve kardeş Katar ile yakın iş birliğimizi her geçen gün daha da güçlendirmeye devam edeceğiz. 🇹🇷🇶🇦
Dost ve kardeş Katar ile yakın iş birliğimizi her geçen gün daha da güçlendirmeye devam edeceğiz. 🇹🇷🇶🇦
Brezilya’nın ev sahipliğinde, Rio’da gerçekleştirilen G20 Liderler Zirvesi’ni tamamladık.
Barışı, adaleti ve insanlığın ortak değerlerini merkeze alan girişimci dış politikasıyla Türkiye, hem G20 ve MIKTA’da hem de diğer çok taraflı platformlarda etkin rol oynamaya devam edecek.
Türkiye, geçmiş yıllarda olduğu üzere G20 faaliyetlerine bu yıl da aktif olarak katkıda bulundu.
Zirve kapsamında Dönem Başkanı’nın davetlisi olanlarla birlikte 35’i aşkın ülkenin devlet ve hükûmet başkanları ile uluslararası teşkilatların temsilcileriyle bir araya geldik.
Brezilya’nın 2024 Dönem Başkanlığı için son derece isabetli şekilde belirlediği üç öncelik olan açlık, yoksulluk ve eşitsizlikle mücadele, enerji geçişi ve sürdürülebilir kalkınma, küresel yönetişim kurumlarının reformu başlıkları, bizim de yakından takip ettiğimiz meselelerdir.
Adil Bir Dünya ve Sürdürülebilir Bir Gezegen İnşa Etmek temasıyla gerçekleşen zirvedeki ana hitabımda, Türkiye’nin “kimseyi geride bırakmama” şiarıyla yürüttüğü insani kalkınma faaliyetlerine dikkat çektim.
Filistin meselesinde bizimle aynı hassasiyetleri taşıyan Brezilya’nın açlık ve yoksulluğa karşı mücadelesini takdirle karşılıyoruz.
Değerli Dostum Lula’nın başlattığı “Açlık ve Yoksulluğa Karşı Küresel İttifak”a kurucu üye sıfatıyla katılıyoruz.
Her fırsatta ifade ettiğim gibi, dünya beşten büyüktür.
Türkiye olarak daha adil bir düzenin inşasını hedefleyen gayretlerimizin merkezinde etkili bir Birleşmiş Milletler sistemi, onun da odağında Güvenlik Konseyi reformu vardır.
11 yıl önce ilk kez dillendirdiğimiz bu önemli tespitimizin her geçen gün daha geniş kitleler tarafından benimsendiğini görüyoruz.
Batılı güçlerin desteğiyle İsrail’in bölgemizde estirdiği devlet terörünün insani maliyeti her geçen gün artmaktadır.
Türkiye olarak Gazze’deki soykırımın, Batı Şeria ve Lübnan’daki katliamın sona ermesi için acil ve kalıcı ateşkes ihtiyacını her fırsatta dile getiriyoruz.
Çevremizdeki sıkıntılara ve çatışmalara rağmen Türkiye ekonomisi büyüme trendini istikrarlı bir şekilde sürdürüyor.
Makroekonomik göstergelerdeki pozitif gelişmeler yatırımcıların ülkemize yönelik bakışını da olumlu yönde etkilemiş, kredi notumuz artarken ülkemizin risk primi de emsallerimize göre daha hızlı düşmüştür.
Bölgemizdeki çatışmalar ve krizler çözüme kavuştukça inşallah Türk ekonomisindeki iyileşme daha da hızlanacak, Türkiye hedeflerine doğru koşar adımlarla gidecektir.
Zirve boyunca katılımcı liderlerle ikili görüşmeler gerçekleştirdim.
İlk olarak Rio’ya geldiğimiz pazar günü ev sahibi Brezilya Devlet Başkanı, değerli dostum Lula’yla kapsamlı bir görüşme yaptık.
Zirve marjında Meksika, Endonezya, Kore Cumhuriyeti ve Avustralya’yla birlikte kurduğumuz MIKTA oluşumunun liderleriyle Dönem Başkanı Meksika’nın ev sahipliğinde bir toplantı yaptık.
11’inci kuruluş yıl dönümünü kutladığımız MIKTA’nın liderleri olarak iş birliğimizi önümüzdeki dönemde daha da güçlendirme konusunda mutabık kaldık.
G20 Liderler Zirvesi süresince yaptığımız istişarelerin hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Değerli dostum Lula’nın şahsında Brezilya makamlarına misafirperverlikleri için teşekkür ediyorum.
G20 Dönem Başkanlığı görevini devralan Güney Afrika Cumhuriyeti’ne 2025 yılında sürdüreceği çalışmalarda başarılar diliyorum.
Barışı, adaleti ve insanlığın ortak değerlerini merkeze alan girişimci dış politikasıyla Türkiye, hem G20 ve MIKTA’da hem de diğer çok taraflı platformlarda etkin rol oynamaya devam edecek.
Türkiye, geçmiş yıllarda olduğu üzere G20 faaliyetlerine bu yıl da aktif olarak katkıda bulundu.
Zirve kapsamında Dönem Başkanı’nın davetlisi olanlarla birlikte 35’i aşkın ülkenin devlet ve hükûmet başkanları ile uluslararası teşkilatların temsilcileriyle bir araya geldik.
Brezilya’nın 2024 Dönem Başkanlığı için son derece isabetli şekilde belirlediği üç öncelik olan açlık, yoksulluk ve eşitsizlikle mücadele, enerji geçişi ve sürdürülebilir kalkınma, küresel yönetişim kurumlarının reformu başlıkları, bizim de yakından takip ettiğimiz meselelerdir.
Adil Bir Dünya ve Sürdürülebilir Bir Gezegen İnşa Etmek temasıyla gerçekleşen zirvedeki ana hitabımda, Türkiye’nin “kimseyi geride bırakmama” şiarıyla yürüttüğü insani kalkınma faaliyetlerine dikkat çektim.
Filistin meselesinde bizimle aynı hassasiyetleri taşıyan Brezilya’nın açlık ve yoksulluğa karşı mücadelesini takdirle karşılıyoruz.
Değerli Dostum Lula’nın başlattığı “Açlık ve Yoksulluğa Karşı Küresel İttifak”a kurucu üye sıfatıyla katılıyoruz.
Her fırsatta ifade ettiğim gibi, dünya beşten büyüktür.
Türkiye olarak daha adil bir düzenin inşasını hedefleyen gayretlerimizin merkezinde etkili bir Birleşmiş Milletler sistemi, onun da odağında Güvenlik Konseyi reformu vardır.
11 yıl önce ilk kez dillendirdiğimiz bu önemli tespitimizin her geçen gün daha geniş kitleler tarafından benimsendiğini görüyoruz.
Batılı güçlerin desteğiyle İsrail’in bölgemizde estirdiği devlet terörünün insani maliyeti her geçen gün artmaktadır.
Türkiye olarak Gazze’deki soykırımın, Batı Şeria ve Lübnan’daki katliamın sona ermesi için acil ve kalıcı ateşkes ihtiyacını her fırsatta dile getiriyoruz.
Çevremizdeki sıkıntılara ve çatışmalara rağmen Türkiye ekonomisi büyüme trendini istikrarlı bir şekilde sürdürüyor.
Makroekonomik göstergelerdeki pozitif gelişmeler yatırımcıların ülkemize yönelik bakışını da olumlu yönde etkilemiş, kredi notumuz artarken ülkemizin risk primi de emsallerimize göre daha hızlı düşmüştür.
Bölgemizdeki çatışmalar ve krizler çözüme kavuştukça inşallah Türk ekonomisindeki iyileşme daha da hızlanacak, Türkiye hedeflerine doğru koşar adımlarla gidecektir.
Zirve boyunca katılımcı liderlerle ikili görüşmeler gerçekleştirdim.
İlk olarak Rio’ya geldiğimiz pazar günü ev sahibi Brezilya Devlet Başkanı, değerli dostum Lula’yla kapsamlı bir görüşme yaptık.
Zirve marjında Meksika, Endonezya, Kore Cumhuriyeti ve Avustralya’yla birlikte kurduğumuz MIKTA oluşumunun liderleriyle Dönem Başkanı Meksika’nın ev sahipliğinde bir toplantı yaptık.
11’inci kuruluş yıl dönümünü kutladığımız MIKTA’nın liderleri olarak iş birliğimizi önümüzdeki dönemde daha da güçlendirme konusunda mutabık kaldık.
G20 Liderler Zirvesi süresince yaptığımız istişarelerin hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Değerli dostum Lula’nın şahsında Brezilya makamlarına misafirperverlikleri için teşekkür ediyorum.
G20 Dönem Başkanlığı görevini devralan Güney Afrika Cumhuriyeti’ne 2025 yılında sürdüreceği çalışmalarda başarılar diliyorum.