CHP zihniyeti, milletimizin asırlara sâri mazisini sahiplenmek yerine reddimiras yaparak bu ülkenin tarihini 100 yılla sınırlandırdı.

Tek parti faşizminin baskın olduğu yıllarda, bedelini hâlen ödediğimiz yanlış politikalarla milletimiz tarihsiz hale getirilmek istendi.

İman kalemizin sarsılmaz duvarları olan değerlerimiz, toplum hayatımızın dışına atılmak istendi.

Kur’an kurslarının kapısına kilit vurulduğu günlere şahit olduk.

Minarelerimiz 18 sene boyunca binlerce yılın yabancısı bir sese mahkûm ve mecbur bırakıldı.

Bizi ruh kökümüzden koparmak amacıyla her yolu denediler. Maalesef bu politikalarında belli ölçüde muvaffak da oldular.

Tek parti zihniyetini temsil eden çevrelerin hâlen Selçuklu’ya, Osmanlı’ya ve binlerce yıllık Türk tarihine husumetle yaklaştığını görüyoruz.

Oysa biraz tarihe baksalar Türkiye Cumhuriyeti’nin 6 asırlık imparatorluk çınarının taze bir şıvgını olduğunu anlayacaklar.

Çok geniş bir coğrafyayı ilmimizle, ahlakımızla, kültürümüzle, mimari eserlerimizle bizim yoğurduğumuzu, bizim şenlendirdiğimizi, bizim mamur ettiğimizi görecekler.

Nasıl köklerinden beslenemeyen ağaçlar yaşayamazsa kökleriyle bağı kopmuş toplumlar da asla ayakta kalamaz.

Bizi ruh kökümüzden koparmaya çalışanlara karşı dikkatli olacağız.

Gençlerimiz; cesaretini kırmak, ümitlerini yıkmak, potansiyelini heba etmek isteyenlerin oyununa asla gelmeyecek.

Gençlerimizin hayallerini gerçekleştirmesi bizim en büyük arzumuzdur. Bunun için 23 yıllık iktidarımızda gerçekten çok gayret sarf ettik.

Bu ülkenin gençleri her alanda güçlü bir şekilde var olsun, dik dursun, özgürce hedeflerine odaklansın diye gecemizi gündüzümüze kattık.

İmam hatip ve meslek liselerinin maruz bırakıldığı adaletsizliğe son verdik.

Başörtüsü ve kılık kıyafet yasaklarını inşallah bir daha geri gelmemek üzere kaldırdık.

Eğitimde, siyasette, teknolojide gençlerimize alan açtık; tüm imkânlarımızı geleceğimizin teminatı olan gençlerimiz için seferber ettik. 

Kredi ve burs desteklerimizi artırdık; 81 ilimizi üniversitelerle, bilim, kültür ve spor merkezleriyle donattık.

Üniversite yurtlarımızın sayısını artırdık; bu yurtları modern, güvenli ve konforlu hale getirdik.

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’yle eğitimde niteliği artıracak önemli bir adım daha attık.

Gençleri sadece vitrin süsü olarak kullananlara…

Gençlerin heyecanları üzerinden ikbal devşirmeye çalışanlara…

Yolsuzluklarını perdelemek için gençlerin arkasına saklananlara…

Velhasıl gençleri sarf malzemesi olarak gören menfaatperestlere bugüne kadar prim vermedik.

Bundan sonra da ülkemiz gençlerini suç örgütlerinin, terör örgütlerinin, çıkar şebekelerinin insafına bırakmamakta kararlıyız.

Kızılelma’mız olan Türkiye Yüzyılı yolculuğumuz henüz yeni başladı.

Türkiye’yi her alanda çok daha ileri noktalara, parmakla gösterilen seviyelere inşallah gençlerimizle birlikte getireceğiz.

Terörün olmadığı, nifakın olmadığı, her köşesinde kardeşliğin egemen olduğu bir iklimi ülkemizde ve bölgemizde inşallah tesis edeceğiz.

Allah’ın yardımı ve milletimizin hayır duasıyla önümüzdeki dönemde önce Terörsüz Türkiye’ye, ardından da terörsüz bölgeye vasıl olacağız.

Kahraman Türk ordumuzun gözde kuvveti, caydırıcı gücü, milletimizin göklerdeki gurur kaynağı Türk Hava Kuvvetlerimizin kuruluş yıl dönümünü tebrik ediyorum.

Hava şehitlerimizi rahmetle yâd ediyor, görevini başarıyla sürdüren Hava Kuvvetleri mensuplarına selamlarımı iletiyorum.

23 yılda Gök Vatan ve Mavi Vatan’daki başarılarımızı Yeşil Vatan’a yönelik eserlerle taçlandırdık.

7,5 milyardan fazla fidan diktik, orman varlığımızı 2,6 milyon hektar artırdık.

Yangınla mücadelede havadan su atma kapasitemizi 2002’de 73 tondan aldık, bugün 438 tona çıkardık.

Geleceğe Nefes temasıyla yürüttüğümüz ağaçlandırma kampanyalarıyla milyonlarca insanımızın fidan dikmesini sağladık.

Son 21 yılda orman köylerinde yaşayan 285 bin 27 aileye ve 232 kooperatife 35 milyar lira büyüklüğünde kredi ve hibe desteği sağladık.

Bu yıl 12 bin ailemize 2,6 milyar lira tutarında katkı veriyoruz.

Yangınla mücadelede İHA kullanımında Avrupa’da 1’inci, dünyada 2’nci ülke konumundayız.

27 uçak, 105 helikopter, 14 İHA ve 184’ü akıllı 776 gözetleme kulesinin yanı sıra yapay zekâ tabanlı sistemlerimizle yangınları erkenden tespit ediyor, anında müdahalede bulunuyoruz.

Yangın vakalarında hava araçlarımızın daha hızlı su alması için 2002’den bugüne tam 4 bin 796 yangın gölet ve havuzu inşa ettik.

Bu yıl 1 Mayıs’tan itibaren ülke genelinde 1.600 noktada kara araçlarımızı, 58 noktada ise hava araçlarımızı konuşlandırmaya başladık.

Ormanlarımızı koruyan, bu uğurda gerektiğinde canını hiçe sayan Yeşil Vatan’ın emektarlarına şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum.

Orman yangınlarında zarar gören yerlerin ağaçlandırmasını bir sonraki yılın sonuna kadar mutlaka yapıyoruz.

Önemli kısmı sahil kesimindeki muhalefet belediyelerine ait olan istilacı yapılaşmalar Orman Teşkilatımıza mal edilerek çok ucuz bir karalama kampanyası yürütülmektedir.

Hemen her yangın felaketi sonrasında dolaşıma sokulan fotoğrafların çoğu dezenformasyona yönelik bir propagandadır.

Bu tür kampanyaları, çoğu zaman canı pahasına yangına müdahale eden orman kahramanlarımıza yapılmış birer hakaret olarak görüyoruz.

Orman Teşkilatımızın emeklerine, fedakârlıklarına ve çalışmalarına gölge düşüren bu tür sorumsuzluklardan herkesi uzak durmaya çağırıyorum.

Daha iki yıl önce beyaz gömlek giyip video çekerek birbirini övgü yağmuruna tutanlar bugün gırtlak gırtlağa bir kavganın başaktörleri olarak manşetleri süslüyor.

Koalisyonları tecrübe etmemiş gençlerimize eski Türkiye’nin neden patinaj yaptığını örnekleriyle gösteriyorlar.

Bugün geriye dönüp baktığımızda hem 14 Mayıs’ta hem de 28 Mayıs’ta yapılan tercihin ne kadar hayati olduğunu daha net görüyoruz.

Türkiye’nin derin bir uçurumun kenarından nasıl döndüğü bugün daha iyi anlaşılıyor.

Son iki yılda yaşanan gelişmeleri, tartışmaları, ayrışmaları düşününce “dili dualı bu aziz milletin verilmiş sadakası varmış” diyoruz.

Sadece son bir haftada şahit olduğumuz meydan muharebesi bile bunu görmek için ziyadesiyle kâfidir.

Ülkemizin atlattığı tehlikenin büyüklüğü zamanla daha iyi anlaşılacak.

ABD Başkanı Sayın Trump’ın dönüm noktası niteliğindeki açıklamaları sonrasında Avrupa ülkelerinin de Suriye’ye yönelik yaptırımları kaldırma kararı almasından büyük memnuniyet duyuyoruz.

Suriye halkını ve hükûmetini komşuları ve kardeşleri olarak bundan sonra da destekleyeceğiz.

Enerji konusunda çok yakında müjdelerimiz olacak.

Suriye Hava Yolları yakında Türkiye uçuşlarına başlayacak.

AJet şirketimiz inşallah Suriye’ye düzenli seferler düzenleyecek.

Bunların dışında farklı alanlarda da Suriye halkının yanında olacağız.

İnancımız odur ki Suriye istikrara ve huzura kavuştukça bundan tüm komşuları, bölgedeki bütün ülkeler kazançlı çıkacaktır.

Her türlü engelleme girişimine rağmen ülkesinin birlik, dirlik ve bütünlüğü için sabırla çalışan Suriye hükûmetini canıgönülden tebrik ediyorum.

Cumhurbaşkanlığı Kabinemiz, görevdeki 2’nci yılını yarın tamamlıyor.

Kalan 3 yıllık sürede gayemiz; ülkemizi kalkındırmak, insanımızın refahını yükseltmek, demokrasimizi güçlendirmek, milletimizin ezelî ve ebedî kardeşliğine vurulan paslı zincirleri birer birer söküp atmaktır.

CHP Eski Genel Başkanı’nın ülkemize yönelik “vasal” benzetmesi son derece çirkin bir yakıştırmadır.

Türkiye kimsenin vasalı da paryası da vekil aktörü de değildir.

Ülkemiz bu zatın iddia ettiği gibi vasallığa doğru değil, her alanda tam bağımsızlığa doğru hızla yol alıyor.

Rakiplerimiz dâhil birçok ülke Türkiye’nin artan etkinliğinden övgüyle bahsederken CHP Eski Genel Başkanı’nın ülkemize yönelik “vasal” ithamı, hakaretamiz bir benzetmedir.

Türkiye’yi kimi güçlerin “vekil aktörü” olarak tanımlaması, bu zatın kendi ülkesine dair bir türlü düzelmeyen çarpık bakış açısının yeni bir tezahürüdür.

Biz onun dış politikadaki öngörülerinin sıhhatsizliğini “ne bayır kaldı ne bucak” diyerek ahkâm kestiği Suriye değerlendirmelerinden gayet iyi hatırlıyoruz.

14-28 Mayıs seçimleri öncesinde Batı başkentlerinde kapı kapı dolaşan, hatta ekonomist ithal etmekle övünen yine kendisinden başkası değildi.

Biz kendisini ademe mahkûm ettikçe maalesef o bizim üzerimizden kendi devletine bühtan ederek prim kazanma arayışlarını sürdürüyor.

Gördüğümüz kadarıyla köşe yazarlığı da tıpkı siyasetçiliği gibi pek parlak ilerlemiyor.

Hazır bol bol vakti varken kimsenin itibar etmediği marjinal tezlere kalemşorluk yapmak yerine kendisini biraz geliştirmesini tavsiye ediyorum.

Gayretlerimiz neticesinde Rusya ve Ukrayna heyetleri bugün ülkemizde bir araya geldi.

Üç yıllık aradan sonra ilki önceki hafta yapılan ve bin savaş esirinin takasıyla sonuçlanan toplantının ardından ikinci tarihî toplantı bugün gerçekleştirildi.

Dünkü hadiseye rağmen toplantının gerçekleşmesi başlı başına önemli bir başarıdır.

Dışişleri Bakanımızın riyasetinde yapılan toplantı muhteşem bir buluşma oldu.

Savaş esirlerinin ve cenazelerin takası hususunda bu kez daha yüksek sayılarda mutabık kalındı.

Bu gelişmeler, İstanbul’daki buluşmaların ehemmiyetini ortaya koymaktadır.

Türkiye’nin tavrı savaşın ilk gününden beri bellidir:

Biz bölgemizde asla çatışma, kavga, savaş ve zulüm görmek istemiyoruz.

Barışın kaybedeninin olmayacağına inanıyoruz.

İstanbul’u küresel bir barış merkezi haline getirelim istiyoruz.

En büyük arzularımızdan biri Sayın Putin, Sayın Zelenski ve Sayın Trump’ı İstanbul veya Ankara’da bir araya getirmek, barış ortamına bir an önce kavuşmaktır.

Bugün İstanbul’da gerçekleşen tarihî buluşmadan sonra bu yöndeki adımlarımızı daha da artıracağız.

Türkiye emin ve ehil kadroların riyasetinde güvendedir.

Cuma günü açıklanan 2025 yılı ilk çeyrek büyüme verilerinden sonra bugün de ihracatta umut verici haberler aldık.

2025 Mayıs ayında 24,8 milyar dolarla Cumhuriyet tarihimizin mayıs ayı ihracat rekoruna imza attık.

Bu senenin ilk 5 ayında bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla ihracatımız 3,5 oranında artarak toplam 111 milyar dolara ulaştı.

Bir diğer olumlu gelişme, yıllıklandırılmış mal ihracatımızın Cumhuriyet tarihimizin en yüksek seviyesi olan 265,5 milyar dolara yükselmesidir.

Mal ihracatında son 1 yılda tüm olumsuzluklara rağmen %1,9 oranında, yani 5 milyar dolar net artış sağladık.

Hizmetler ihracatımızın ise Mayıs ayında yıllıklandırılmış olarak 116,4 milyar dolara yükseleceğini tahmin ediyoruz.

İhracatçılarımız başta olmak üzere bu önemli başarıda emeği geçen tüm kardeşlerimi tebrik ediyorum.

Son 2 yıldır uyguladığımız ekonomi programımızın olumlu neticelerini inşallah farklı başlıklarda görmeye gelecekte de devam edeceğiz.

Bayram trafiğinde vatandaşlarımızın güvenli, huzurlu ve konforlu yolculuk yapabilmeleri için gerekli tedbirleri alıyoruz.

Vatandaşlarımızdan da trafik kurallarına riayet ederek yüreğimize ateş düşüren acıların yaşanmasına engel olmalarını bekliyorum.

4 Haziran’a kadar 15,9 milyon emeklimize toplam 57,4 milyar liralık ödeme gerçekleştireceğimizi paylaşmıştık.

Yaşlı aylığı ve engelli aylıklarının ödemelerini de yarın yapıyoruz.

Böylece 1 milyon 350 bin kardeşimize bayram öncesinde toplam 6 milyar 300 milyon lira ödeyeceğiz.