#HarfDarbesiSOYIRIMdır!
1/3Kasım🕑19:28 Türkiye 1Günde Câhilleşti! '#HarfDarbesi Dili Dînî Aileyi İfsat Etti'
HerGün1Kelime #AHLAK #önceAhlak
3Kasım🕑12iST #FeministAlfabeyeSuçDuyurusu
https://twitter.com/AdaletPlatformu/status/1322947761885556736?s=19
https://t.co/NxBW9i4iii
"#önceDil #önceAile insanî imani vazifemiz"
https://t.co/hDvAP0n3F1
https://chat.whatsapp.com/He4JmnCiH2kAdFEaN6vH8c
AileHaklari.org
T.me/devlet
1/3Kasım🕑19:28 Türkiye 1Günde Câhilleşti! '#HarfDarbesi Dili Dînî Aileyi İfsat Etti'
HerGün1Kelime #AHLAK #önceAhlak
3Kasım🕑12iST #FeministAlfabeyeSuçDuyurusu
https://twitter.com/AdaletPlatformu/status/1322947761885556736?s=19
https://t.co/NxBW9i4iii
"#önceDil #önceAile insanî imani vazifemiz"
https://t.co/hDvAP0n3F1
https://chat.whatsapp.com/He4JmnCiH2kAdFEaN6vH8c
AileHaklari.org
T.me/devlet
Twitter
AdaletPlatformu.org AileHaklari.org iYiLiK.org.TR
#HarfDarbesiSOYIRIMdır! 1/3Kasım🕑19:28 Türkiye 1Günde Câhilleşti! '#HarfDarbesi Dili Dînî Aileyi İfsat Etti' HerGün1Kelime #AHLAK #önceAhlak 3Kasım🕑12iST #FeministAlfabeyeSuçDuyurusu https://t.co/NxBW9i4iii "#önceDil #önceAile insanî imani vazifemiz" htt…
#1Aralık1928 #monark #Soykırım! Yıldönümü...
Türkiye YazarlarBirliği Vakfı Genel Başkanı, Türkiye AileBirliği YİK Üyesi mütefekkir D.Mehmet Doğan'ın Dil Devrimi Tahlili:
#DilDarbesi #HarfDarbesi SOYKIRIMdır ve insanlık Suçudur
yenifetih.com/haber/turkiye-aile-birligi-yik-uyesi-tybv-baskani-mutefekkir-d-mehmet-doganin-dil-devrimi-1kasim-tahlili-397#.Yaeb0rHJK9h.twitter
#öncedil #önceAile #önceAhlak https://twitter.com/AdaletPlatformu/status/1466076459433439244?t=uzNfxCLbjnWbB3ZWEhjhqg&s=19 t.me/SectikleriniDenetle HARF DARBESİ ve DİL DARBESİ SOYKIRIMDIR!, İNSANLIĞA, ÜMMETE, MİLLETE, VATANA İHANETTİR ve İNSANLIK SUÇUDUR!
Türkiye Yazarlar Birliği Vakfı Başkanı, Türkiye AileBirliği YİK Üyesi mütefekkir D. Mehmet Doğan'ın 1Aralık1928 yıldönümü'nde DİL DEVRİMİ Tahlili https://t.co/Xulhf5PaOW
Dil Devrimi Manevî Bir Soykırım!
Dünya dilleri içinde Türkçe, 20. yüzyılda başka hiçbir dilin maruz kalmadığı bir kıyım ve kırıma uğradı.
Bin yıllık, kendisiyle yüzbinlerce kitap yazılmış alfabesi yasaklandı. Osmanlı bürokrasisinde Fatih Sultan Mehmed dönemine kadar Uygur alfabesiyle yazan bitikçiler olduğu söylenir. 1929 yılından itibaren Türkiye bürokrasisi kendi yazısını unuttu, Latin harfleri ile ifade-i merama mecbur kaldı. “Eski” alfabe ile yazılmış kitaplar dolaşımdan çıkarıldı, kütüphaneler kullanılmaz hâle geldi.
20. yüzyıl devrimler çağıydı. Fakat Türkçe hariç hiçbir dil böylesine tam teşekküllü bir “devrim”e maruz bırakılmadı.
Türkçe konuşan dünyada alfabe değişikliği sadece Türkiye’de yapılmadı. Türk dilli Sovyet topluluklarında da değiştirildi. Hem de iki defa! Önce Latin alfabesine geçirildiler, sonra Kiril. Ne gariptir ki, her birinin Kiril’i farklıydı.
Sovyet sistemi çökünce Türkîler bin yıllık alfabelerine dönmeyi düşünmedi/düşünemedi. Sovyetlerin din karşıtlığı baştan bu alfabeyi “gerici” ilan etmişti. Sovyetler çökmüştü ama yeni “müstakil” devletlerin eski yöneticileri iktidardaydı. Latin alfabesine geçenler oldu, geçmeye çalışanlar da. Kirille yoluna devam edenler de var…
Dil Devrimi olmasaydı harf inkılabı operasyonu yarım kalabilirdi. Kitap katliamı geçmişe yönelikti, kelime katliamı ise geleceğe… Harfleri değiştirerek zihnimizden geçmişi sildik, geleceğimizi ise kelimeleri yasaklayarak tahdit ettik. Edebiyatımıza, düşüncemize, muhayyilemize sınır çektik.
Sözlüğümüzdeki binlerce kelime tard edildi. Şemseddin Sami’nin 20. yüzyılın başında yayınlanan Kamus-ı Türkî’sinde takriben 30 bin kelime vardı. Bu bir el sözlüğüydü. Dil Kurumu’nun ilk genel Türkçe Sözlük’ünde ise kelime sayısı 15 bin! Cumhuriyet döneminin ilk resmî sözlüğü ancak bir mektep lügati mesabesindeydi.
Başka bir ölçü verelim: Vilyam Redhouse Efendi’nin Kitab-ı Meani-i Lehçe’ sinde (A Turkish and English Lexicon) 90 bin madde başı kelime vardı, metin içinde ise 30 bin. Yayın yılı 1890 ve Türkçe Sözlük’ten 55 sene önce… “İlerleme” diye buna denir! Redhouse Efendi önsözde ayrıca elinde daha fazla malzeme bulunmasına rağmen yayıncının acelesi yüzünden tamamı-nı değerlendiremediğini de kaydeder.
20. yüzyılda Türkçe dünya dili olmaya yürüyordu. Batı ile erken temas, Batı dillerinden yapılan tercümeler ve modem ilimlerin öğretimi Türkçeyi bazı hususlarda Arapça ve Farsçanın önüne geçirmişti. 19. yüzyılın sonunda Batı’nın fen ve sosyal bilimlerinde kullanılan terimlere karşılık Osmanlıcaları üretildi. Batı’da kök dil addedilen İncil’in yazımında kullanılan Latince esas alınırken, Osmanlılar ise Kur’an’ın dili Arapçayı esas aldılar. Bu bir medeniyet tercihiydi ve bu kelimeler artık klasik Arapçaya ait değildi.
Millî değerlere düşman bir milliyetçilik olur mu?
Dil Devrimi operasyonu kaba bir milliyetçi ifadeyle ortaya konuldu ve savunuldu: “Arap harfleri” Türkçenin yazılmasına uygun değildi; yeni alfabeyse bu kusurlardan âri ve millîydi. Millîlik kılıfı altında Latin alfabesi göklere çıkartılıyor, yüz yıllardır kullandığımız Araplar, Farslar ve diğer Müslümanların müşterek alfabesi ise “Arap alfabesi” şeklinde öteleniyordu. Eğer bir alfabenin millî olmasının ölçüsü Türkler tarafından kullanılmasıysa İslâmî yazı da bu durumda bize aitti.
Türkiye YazarlarBirliği Vakfı Genel Başkanı, Türkiye AileBirliği YİK Üyesi mütefekkir D.Mehmet Doğan'ın Dil Devrimi Tahlili:
#DilDarbesi #HarfDarbesi SOYKIRIMdır ve insanlık Suçudur
yenifetih.com/haber/turkiye-aile-birligi-yik-uyesi-tybv-baskani-mutefekkir-d-mehmet-doganin-dil-devrimi-1kasim-tahlili-397#.Yaeb0rHJK9h.twitter
#öncedil #önceAile #önceAhlak https://twitter.com/AdaletPlatformu/status/1466076459433439244?t=uzNfxCLbjnWbB3ZWEhjhqg&s=19 t.me/SectikleriniDenetle HARF DARBESİ ve DİL DARBESİ SOYKIRIMDIR!, İNSANLIĞA, ÜMMETE, MİLLETE, VATANA İHANETTİR ve İNSANLIK SUÇUDUR!
Türkiye Yazarlar Birliği Vakfı Başkanı, Türkiye AileBirliği YİK Üyesi mütefekkir D. Mehmet Doğan'ın 1Aralık1928 yıldönümü'nde DİL DEVRİMİ Tahlili https://t.co/Xulhf5PaOW
Dil Devrimi Manevî Bir Soykırım!
Dünya dilleri içinde Türkçe, 20. yüzyılda başka hiçbir dilin maruz kalmadığı bir kıyım ve kırıma uğradı.
Bin yıllık, kendisiyle yüzbinlerce kitap yazılmış alfabesi yasaklandı. Osmanlı bürokrasisinde Fatih Sultan Mehmed dönemine kadar Uygur alfabesiyle yazan bitikçiler olduğu söylenir. 1929 yılından itibaren Türkiye bürokrasisi kendi yazısını unuttu, Latin harfleri ile ifade-i merama mecbur kaldı. “Eski” alfabe ile yazılmış kitaplar dolaşımdan çıkarıldı, kütüphaneler kullanılmaz hâle geldi.
20. yüzyıl devrimler çağıydı. Fakat Türkçe hariç hiçbir dil böylesine tam teşekküllü bir “devrim”e maruz bırakılmadı.
Türkçe konuşan dünyada alfabe değişikliği sadece Türkiye’de yapılmadı. Türk dilli Sovyet topluluklarında da değiştirildi. Hem de iki defa! Önce Latin alfabesine geçirildiler, sonra Kiril. Ne gariptir ki, her birinin Kiril’i farklıydı.
Sovyet sistemi çökünce Türkîler bin yıllık alfabelerine dönmeyi düşünmedi/düşünemedi. Sovyetlerin din karşıtlığı baştan bu alfabeyi “gerici” ilan etmişti. Sovyetler çökmüştü ama yeni “müstakil” devletlerin eski yöneticileri iktidardaydı. Latin alfabesine geçenler oldu, geçmeye çalışanlar da. Kirille yoluna devam edenler de var…
Dil Devrimi olmasaydı harf inkılabı operasyonu yarım kalabilirdi. Kitap katliamı geçmişe yönelikti, kelime katliamı ise geleceğe… Harfleri değiştirerek zihnimizden geçmişi sildik, geleceğimizi ise kelimeleri yasaklayarak tahdit ettik. Edebiyatımıza, düşüncemize, muhayyilemize sınır çektik.
Sözlüğümüzdeki binlerce kelime tard edildi. Şemseddin Sami’nin 20. yüzyılın başında yayınlanan Kamus-ı Türkî’sinde takriben 30 bin kelime vardı. Bu bir el sözlüğüydü. Dil Kurumu’nun ilk genel Türkçe Sözlük’ünde ise kelime sayısı 15 bin! Cumhuriyet döneminin ilk resmî sözlüğü ancak bir mektep lügati mesabesindeydi.
Başka bir ölçü verelim: Vilyam Redhouse Efendi’nin Kitab-ı Meani-i Lehçe’ sinde (A Turkish and English Lexicon) 90 bin madde başı kelime vardı, metin içinde ise 30 bin. Yayın yılı 1890 ve Türkçe Sözlük’ten 55 sene önce… “İlerleme” diye buna denir! Redhouse Efendi önsözde ayrıca elinde daha fazla malzeme bulunmasına rağmen yayıncının acelesi yüzünden tamamı-nı değerlendiremediğini de kaydeder.
20. yüzyılda Türkçe dünya dili olmaya yürüyordu. Batı ile erken temas, Batı dillerinden yapılan tercümeler ve modem ilimlerin öğretimi Türkçeyi bazı hususlarda Arapça ve Farsçanın önüne geçirmişti. 19. yüzyılın sonunda Batı’nın fen ve sosyal bilimlerinde kullanılan terimlere karşılık Osmanlıcaları üretildi. Batı’da kök dil addedilen İncil’in yazımında kullanılan Latince esas alınırken, Osmanlılar ise Kur’an’ın dili Arapçayı esas aldılar. Bu bir medeniyet tercihiydi ve bu kelimeler artık klasik Arapçaya ait değildi.
Millî değerlere düşman bir milliyetçilik olur mu?
Dil Devrimi operasyonu kaba bir milliyetçi ifadeyle ortaya konuldu ve savunuldu: “Arap harfleri” Türkçenin yazılmasına uygun değildi; yeni alfabeyse bu kusurlardan âri ve millîydi. Millîlik kılıfı altında Latin alfabesi göklere çıkartılıyor, yüz yıllardır kullandığımız Araplar, Farslar ve diğer Müslümanların müşterek alfabesi ise “Arap alfabesi” şeklinde öteleniyordu. Eğer bir alfabenin millî olmasının ölçüsü Türkler tarafından kullanılmasıysa İslâmî yazı da bu durumda bize aitti.
Yenifetih
Türkiye Aile Birliği YİK Üyesi TYBV Başkanı mütefekkir D. Mehmet Doğan'ın Dil Devrimi Aralık Tahlili
Dil Devrimi Manevî Bir Soykırım!
Dünya dilleri içinde Türkçe, 20. yüzyılda başka hiçbir dilin maruz kalmadığı bir kıyım ve kırıma uğradı.
Dünya dilleri içinde Türkçe, 20. yüzyılda başka hiçbir dilin maruz kalmadığı bir kıyım ve kırıma uğradı.