@BASINAciklamasi
180 subscribers
388 photos
1 video
440 files
3.07K links
BASIN STK DAVETİ
Türkiye gündeminde olan Kayseri ve KuzeySuriye’de yaşanan olaylara ilişkin basın toplantısına bekleriz
3Temmuz14 taksim camii kültür merkezi
0532203324
https://TurkiyeSTKbirligi.t.me milliirade.t.me
Türkiye-Suriye Milli İrade Platformu
Download Telegram
Türkiye_Âile_Meclisi_Kurtuluş_ReçetesiTürkiye_Âile_Meclisi_Kurtuluş.doc
34 KB
Paylaş 'Türkiye Âile Meclisi Kurtuluş ReçetesiTürkiye Âile Meclisi Kurtuluş Reçetesi.doc'
@MustafaSentop @RTErdogan'a ÇAGRI!#MevlidiNebiGünüBAYRAMolsun!

İlk Meclis 100 yıl önce Veladet-i Nebi gün, gecesini 'Bayram' kabul etmişti

#İslamDevletBaşkanı! #AileReisi! #YaşayanKuran! ResulAllah'ın #KutluDoğum'u #12RebiulEvvel/20Nisan
Vefat:13 R.Evvel
http://www.hakkatapanmillet.com/hz-peygamberin-dogum-gunu-milli-gun-ilan-edilsin/
@EzanPlatformu'dan TBMM'ye ÇAĞRI @MustafaSentop, @RTErdogan'ın Dikkatine!#MevlidiNebiGünüBAYRAMolsun!

İlk Meclis 100 yıl önce Veladet-i Nebi gün, gecesini 'Bayram' kabul etmişti

#İslamDevletBaşkanı! #AileReisi! #YaşayanKuran! ResulAllah'ın #KutluDoğum'u #12RebiulEvvel/#20Nisan571
Vefat:13 R.Evvel/8Haziran632

TİHEK İlk dönem Başkanı Sosyolog Hukukçu Avukat Süleyman Arslan; 'Resullullahin Doğum Günü Milli Gün İlan Edilsin'

http://www.hakkatapanmillet.com/hz-peygamberin-dogum-gunu-milli-gun-ilan-edilsin/

#KurtuluşKuranda! Çare:#KuranNesli'nde Çözüm:#KuranAhlakı'nda
!
KuranBendeNeDegistirdi?!

#Tevbe24 http://www.bunyaminerul.com/uydurma-rivayetlerde-peygamber-tasavvuru/

De ki: Şüphesiz benim namazım, kurbanım, tüm ibadetlerin, tüm hayatım ve ölümüm hepsi âlemlerin Rabbi Allah içindir. Enam161/162/163

RT
https://twitter.com/EzanPlatformu/status/1578217159372718081?t=ow2G1hbbA6yCfSzuCT7sUg&s=09

Grup:

Bugün cuma namazı Süleymaniye camiinde buluşup Ensar Vakfı'nda Saat:13:30'da Toplanacagiz inşaallah.
İnanç Hürriyeti Derneği BaşkanVekili @AdemCevik
#AileniNesliniKoru #önceAile #TC/#TCE /#TCA #CEDAW #GENDER maskeli #SapıklığaDurDe!

#AilenSALDIRIaltında!
Kitlesel Basın Açıklamaları:
8Ekim/Saat:13 Düzce Belediye Meydanı

14Ekim/İstanbul/FatihCamii +81'İL cuma meydanlarda

21Ekim/KONYA/HükümetM

30Ekim/ANKARA/Hacbayram

NUR19
*DAVET*
Aziz Dost!
Öncü İnsan!
Değerli Sivil Toplum Lideri!

Dinimizi, milletimizi, neslimizi, ailemizi hedef alan saldırılar günden güne şiddetleniyor.
Allah (cc) tarafından en güzel şekilde yaratılan insanı ifsad eden fitnelerle sınanıyoruz. İnsanı insanlıktan çıkaran, onu köleleştiren, robotlaştıran, hayvanlaştıran, şeytanlaştıran dönüşümler, gelişim ve özgürlük adıyla yüceltilirken, sapkın davranışlar "değer" haline geldi. Şimdiye kadar, "hata" veya "arıza" olarak gördüğümüz sapkınlıkları; "sıradan" ve "normal" kabul etmemiz, hatta kabullenmekle kalmayıp bunlara değer vermemiz, saygı göstermemiz isteniyor.

Lut kavminin helakına sebep olan fiiller karşısında en hafif haliyle öfke duymamız, buğz etmemiz bile birilerini rahatsız ediyor. Bu sapkın fiillere tepki gösterenler, "nefret söylemi üretmek"le suçlanıyor. Sapkın davranışlar hak olarak tanımlanıyor.

Sapıklar için yasal evlilik, partner dedikleri günah ortaklarını aile bireyi sayıp sgk vs. kapsamına alma, işyerinde bunları istihdam etmek istemeyenlerin cezalandırılması, kendi sapıklıklarını kimlik olarak ifade edebilme ve bir değer olarak sunabilme hakkı, kimlikte yazdırma, hastahanelerde cinsel kimliği değiştirme hakkı gibi düzenlemeler resmen kabul edilmeye başlandı. Sapık ilişkilerin normal olmadığını, bir tür psikolojik hastalık olduğunu ifade eden uzman görüşleri bile suç sayılıyor.

Yeni Şafak gazetesince hazırlanan ve organize sapkınlık hareketini inceleyen belgesel Youtube tarafından yayından kaldırıldı. Bu tavrır; Sapkınlıklar her yolla teşvik edilip koruma altına alınırken aksi yönde hiç bir itiraza tahammüllerinin olmadığını göstermesi açısından ibretliktir.
Hatta daha ileri gidilerek, pozitif ayrımcılık, yani "kayırılma hakkı" talep ediliyor. BM'nin Global Compact Network Turkey (GCNT) girişimi ile uyguladığı çalışma ve çalıştay raporlarına bakıldığında açıkça görüleceği üzere, sadece devlete değil özel sektöre bile bizzat Birleşmiş Milletler Örgütü üzerinden baskı yapılıyor. Gelişen teknoloji sebebiyle üretim için artık kalabalıklara ihtiyaç duymayan küresel sermaye odakları dünya nüfusunu bir kaç nesil sonrasında azaltmak adına fıtrata müdahale etmekten çekinmiyor. Neslini devam ettirmek kaygısı duymadan haz ve şehvet ekseninde yaşayan bir insan tipini arzuluyor.
Bu tuzaklara düşmemek, sinsi planların farkına vararak kimliğimizi korumak zorundayız. Biz Rabbimizin tanımladığı şekliyle dengeli ve mutedil bir ümmetiz (ümmeten vasaten) ve Müslüman milletimizin tecrübesi bu konuda insanlığa yol gösteren bir tecrübedir. Milletimiz cinsel kimliği kendiliğinden sorunlu olan kişileri dışlamamış, şefkatle muamele etmiştir. Yaratılıştan gelen sıkıntılarını kabullenip sabredenleri, kendi içinde tedavi etmeye çalışan bir medeniyetin mensuplarıyız. Ancak bu arızaları kimlik haline getirip yücelten ve hatta sağlam insanların cinsel kimliğini bozan sapıklıkları kabul etmemiz mümkün değildir. Allah'ın bir ayeti olan gökkuşağını bile sapkınlıklarına alet edinerek ahlaksızlığı yücelten hayasız akınlarla karşı karşıyayız. Maalesef susa susa geldiğimiz noktada artık bu sapkınlık değer haline getirildi ve sapkınlık, şimdi bir hak ve özgürlük mücadelesi olarak yansıtılıp, sahte mağduriyet hikayeleri üzerinden yüceltiliyor. Aileyi koruması gereken bakanlığımız bile "bunların yaptıkları değerlerimize aykırı ama onların da haklarını korumalıyız" diyorsa, iş başa düştü demektir.

Şimdi Peygamber Efendimiz (sav) tarafından öğretildiği şekliyle "bir kötülük görünce onu elimizle, düzeltemiyorsak dilimizle karşı çıkma ve en azından kalbimizle buğz etme" vazifesini ifa etme zamanı.

Şimdi tercih zamanı, Lut Peygamberin karısı gibi sapıklara tepkisiz kalıp onlarla birlikte helak olanların yolundan mı gideceğiz, yoksa peygamberlerin yolundan giderek mücadele mi edeceği?

Tercihte tereddüdü olmayan, hayırlı işlerde yarışan ve yardımlaşan öncüler olarak tüm sivil toplum gönüllülerini harekete geçmeye davet ediyoruz. Gelin birlikte adım atalım, kol kola kenetlenmiş kardeşler olarak bu hayasızca akına set çekelim.
Küresel sermayenin sapkın projelerine evlatlarımızı kurban vermeyelim.

Ateş evimize düşmeden hep birlikte üzerimize düşeni yapalım.

30 Ekim Pazar günü öğle namazından sonra Hacı Bayram'dan başlatacağımız yürüyüşle "biz buradayız, sapkınlığın karşısındayız" diyerek safımızı belli edelim.

Yürüyüş akabinde basın açıklaması yaparak hakkı haykıralım, yanlış yapanı uyaralım, batıla karşı sus pus olanı uyandıralım!

Sözümüz bellidir beyanımız haktır inancımız mutlaktır.

Diyeceğiz ki:

1- Bireysel sağlık ve toplum sağlığı açısından, kadın ve erkekten oluşan mevcut biyolojik cinsiyetler dışında sağlıklı başka seçenekler mümkün değildir. Sağlıksız ve lüzumsuz çabalarla oluşturulmaya çalışılan sözde alternatiflerin imkansızlığı ortaya konmalı, sahte içerikle üretilen propagandalara karşı kamuoyu aydınlatılmalıdır.

2- Doğuştan gelen özel durumlar nedeniyle cinsel kimlikle ilgili durumu sorunlu olan kişilere nadiren rastlanır ve bu kişilerde bozuklukların giderilmesi hususunda gerekli tıbbi müdahaleler yapılabilir.
Bu kişilerin tedavi edilemeyen sıkıntılarını, bir tür özür veya engellilik hali olarak kabul etmek ve buna uygun çözümler geliştirmek gerekmektedir.

3- Mevcut koşullarda cinsel kimlikle ilgili hastalıklı durumların çoğu, doğuştan gelen anomalilerden değil de, sonradan maruz kalınan psikolojik etkenlerden kaynaklanmaktadır. Cinsel kimliği sorunlu hale getiren, yaratılıştan ziyade insan ürünü sorunlu sosyal ortamlar ve özel olarak insanın cinsel kimliğini dejenere etmek amacıyla üretilen ve desteklenen sapkın akımlardır.

4- Sağlıklı üreme ve gelişim ortamını yok ederek birkaç nesil sonrasında toplumu yok etmesi kuvvetle muhtemel olan bu sapkın akımlara karşı ailenin korunması, manevi değerlerimizin ve kimliğimizin gereği olarak karşı tedbirler alınması, hayati önem arz etmektedir. En öncelikli tedbir olarak, sapkın eğilimler üretmeye yönelik örgütlü faaliyetlerin yasaklanması şarttır.

5- Devletimiz, cinsel kimliği bozmaya yönelik faaliyet yapanları yakın takibe almalı, fiziki müdahele ve psikolojik telkin yoluyla cinsel kimliği değiştirmeye yönelik çabalar suç sayılmalıdır. Anayasayla korumaya alınmış olan vücut bütünlüğünü, akıl ve ruh sağlığını bozan bu sapkın eğilimlerin kitle iletişim araçları yoluyla tanıtılması, özendirilmesi veya değer haline getirilmesi engellenmelidir. Bu konuda tıbbi rapor veren kurullar, cinsel kimliğe müdahele sürecinde etkisi olan özel veya resmi kurumlar, (daha önce sezeryanla doğum ve antibiyotik kullanımına karşı alınan tedbirler örneğinde görüldüğü şekliyle) sıkı bir takibe alınarak denetlenmelidir.

6- Okullarda ve yurtlarda bu sapkın akımlara karşı MEB, Diyanet İşleri Başkanlığı, Gençlik Spor ve Aile Bakanlıkları işbirliğiyle bilgilendirici ve bilinçlendirici seminer çalışmaları yürütülmeli, sapkınlığı normal bir eğilim ve tercih konusu değil anomali olarak tanımlayan, tıbbi ve psikolojik sakıncalarıyla birlikte ele alan sunumlar yapılmalıdır.

7- İş alemini, akademik çevreleri ve sanat dünyasını hedef alan sapkın dayatmalara karşı idari, istihbari ve hukuki tedbirler alınmalı, yurt dışından fonlanan yapılar ifşa edilerek cezalandırılmalıdır.

Kısacası nasıl ki uyuşturucu mübtelası kardeşlerimize değil de uyuşturucuya düşman isek, nasıl ki uyuşturucu maddeleri üreten ve pazarlayan yapılar ile bağımlılar aynı kefeye konmuyorsa, biz de bu sapkınlığı değer haline getiren şer odaklarına karşıyız. Devletimizin bu alanda örgütlenen ve yabancı unsurlarca fonlanan yapılara karşı ailemizi ve neslimizi korumak için gerekli tedbirleri almasını istiyoruz. Sapıklığı örgütlemenin ve övmenin suç kabul edilmesini, bu alanda yaşanan başıboşluğun giderilmesini istiyoruz.

Tespit ve tekliflerimizi haykırmak hem hakkımız hem de vazifemizdir. Hakka ve halka karşı vazifemizi omuz omuza ifa etmek, ateş evimize düşmeden, söndürmeye koşmak için haydi bismillah!

30 Ekim Pazar günü öğle vaktinde Hacı Bayram'dayız.
Ailelerimizle, ailemiz için yürüyoruz!
Biriz ve birlikte güçlüyüz!
Ankara Sivil Toplum Platformu
https://t.me/+aC6Z3mdhNZhlYmI0
Not: Aciliyet arz eden bu hayırlı adımın, aynı zamanda, Ankara'daki sivil toplum kurumlarımızın bir araya gelmesine vesile olmasını diliyoruz.
ASTP bünyesinde vücut bulan bu girişimin, daha önce yaşanmış olması muhtemel hata ve ihmallerin hayra engel olmasına fırsat vermeksizin Allah rızasından beslenen kardeşliğimizi kurumsallaştıracağına inanıyoruz.
Biliyoruz ki "ortak dertlerimizin çözümü için iyi niyetle, istişareyi esas alan bir usûl cerçevesinde hareket etme" iradesini ortaya koymak zorundayız.
Niyet hayr, akıbet hayr.