@BASINAciklamasi
199 subscribers
420 photos
1 video
447 files
3.29K links
AileyiKoru Teröre Cinayete Darbeye ÇARE: KISAS!
Siyonizm Masonluk KAOS/GLPT FUHŞ içki kumar riba $ YASAKLANSIN! #önceAHLAK #önceHAK #önceADALET #önceinsan @HakBirr @milliirade @KULHAKLARI @AileHaklari @insanhaklari @TurkiyeSTKBirligi @SectikleriniDenetle!
Download Telegram
#AileniKoru #önceAile 81 İL DUA BASINa AÇIK 14Ekim🕰14 İST/FatihCami #CEDAW 37.Yıl

4Ekim1926🕰TMK

6Ekim🕰İST/İŞGAL!

8Ekim🕰13 DÜZCE/CedidiyeCami 🕰19 inci

7Ekim571🕰MEVLÎD
8Ekim632🕰VEFÂT

23Ekim🕰13KONYA
25Ekim🕰Lanzarote
30Ekim🕰ANKARA

#TCE/#GENDER CEDAW Fitnesine Dur De!
AileMeclisi Sözcüsü. Adem Çevik: Vahşi batıdan alınan Laik Katolik Aile Kanunları Türk Medeni Kanunu adıyla yürürlüğe girdi İslam Aile Hukuku kalktı. Allah'la Savaşın 96. Yılı sonuç: FACİA!
Türkiye Aile Birliği TMK medeni kanun 96. Yıl Basın Bülteni 04 Eki 2022/83
Türkiye Aile Meclisi: Fıtrata, Değerlerimizle uyuşmayan yasa ve sözleşmelerden vazgeçilmeli.
İsviçre Medeni Kanunu'nun Türkiye'de yürürlüğe girmesinin 96'ıncı yıldönümü münasebetiyle yazılı bir açıklama yapan Türkiye Aile Meclisi Sözcüsü Âdem Çevik, fitratımızla, İnancımızla, değerlerimizle uyuşmayan yasa ve sözleşmelerden vazgeçilmesi veya ıslahı gerektiğini söyledi.
3 Mart 1924’de yapılan kanuni düzenleme ile hilafet makamıyla birlikte Şer’iye ve Evkaf Bakanlıklarının kaldırıldığını, Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile de dini eğitime son verildiğini belirterek açıklamasına başlayan Çevik, batılı kanunların çok az bir kısmının değiştirilerek Türkiye'de uygulandığına dikkat çekti.
Çevik, "17 Şubat 1926’da kabul edilen Türk Medeni Kanunu ve 22 Nisan 1926’da kabul edilen Borçlar Kanunu İsviçre’den, 1 Mart 1926’da kabul edilen Ceza Kanunu ise 1889 tarihli İtalyan Ceza Kanunu’ndan alınarak yürürlüğü girmiştir. Bu kanunları 1927’de yürürlüğe giren İsviçre’nin Neuchatel Kantonundan alınan Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu takip etmiş, 1929’da ise yürürlüğe giren 4 Nisan 1929 tarihli Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu da Almanya’dan alınmıştır. 9 Haziran 1932 tarihli İcra ve İflas Kanunu’nun da büyük bir kısmı İsviçre’den alınmıştır. Ticaret Kanunu ise muhtelif ülkelerin mevzuatından geniş ölçüde iktibas edilerek hazırlanmış, kara ticareti mevzuatı 1926’da deniz ticareti mevzuatı da 1929’da yürürlüğe girmiştir. İdare Hukuk sahasında da Fransa örnek alınarak çeşitli kanunlar az çok değişikliklerle alınmıştır." dedi.
Türk Kanunu Medenisi'nin Türkiye'de 17 Şubat 1926'da İsviçre Medeni Kanunu örnek alınarak TBMM'de kabul edilen ve 4 Ekim 1926 tarihinde yürürlüğe konulan 743 sayılı Kanun olduğunu hatırlatan Çevik, "Yeni anayasa ve medeni kanunda İsviçre kantonu Neuchatel’in seçilmesi bu kantonun laik olması sebebiyledir. Bu kanton özellikle seçilmiştir. 1988’de yürürlüğe giren Medeni Usul Kanununda da Neuchatel örnek alınmıştır. 1 Ocak 2002 kabul tarihli Türk edeni Kanunu'nun yürürlüğe girmesiyle yürürlükten kalkmıştır. Yasalar iktibas yöntemi ile zaman zaman gerekçesiz olarak meclise gönderilerek, müzakeresiz olarak oy birliği ile kabul edilmiştir." diye konuştu.
"CEDAW 18 Aralık 1979 yılında kabul edildi ve 3 Eylül 1981 tarihinde yürürlüğe girdi"
22 Kasım 2001'de TBMM de tarihinde kabul edilen 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1 Ocak 2002'de yürürlüğe girmesiyle bu yasanın yürürlükten kalktığını belirten Çevik, "O günden bu güne gelirken 12 Eylül darbe rejimi BM’nin örgütlediği 9 temel insan hakları sözleşmesinden biri olarak tanıtılan CEDAW 18 Aralık 1979 yılında kabul edildi. 1 Mart 1980 tarihinde imzaya açıldı ve 3 Eylül 1981 tarihinde yürürlüğe girdi. Türkiye’nin taraf devlet olarak katılması 11 Haziran 1985 tarih ve 3232 sayılı Kanunla uygun bulundu. Bakanlar Kurulunca 24 Temmuz 1985 tarihinde 85/9722 sayılı kararla onaylandı ve 14 Ekim 1985 tarih ve 18898 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanarak yürürlüğe girdi." şeklinde konuştu.
"6284 Sayılı Kanun mağduru 5 milyonu aştı"
24 Kasım 2011'de TBMM'de oybirliğiyle onaylanan ve 1 Ağustos 2014’de yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesi'ne de değinen Çevik, "Sözleşmeyi imzalayan ilk ülke Türkiye oldu. TBMM’de, 1926'da da Türk kanunu medenisinden de daha kısa sürede, savunanların metni okumalarına fırsat verilmeden, bütün milletvekillerinin oylarıyla kabul edildi. Sözleşmede yer alan hükümler göz önünde bulundurularak 6284 sayılı 'Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun' 20 Mart 2012 tarihinde yürürlüğe girdi. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Toplumsal Cinsiyet Adaleti ve GENDER maskesiyle sapıklık ve soykırım suçu olan eşcinsellik teşviki 6284 nolu yasa halen yürürlükte. Bugüne kadar ne vaat edildi ise aksi gerçekleşti. Tek gerçekleştirilen LGBT-P+’a karşı pozitif ayrımcılık, koruma ve teşviktir. 6284 Sayılı Kanun mağd
uru 5 milyonu aşmıştır. Cinayetlere çare KISAS uygulamasıdır" ifadelerini kullandı.
"Aileyi yıkan şiddeti ve cinayeti tetikleyen içki kumar faiz fuhuş yasaklanmalıdır"
25 Ekim 2007 yılında İspanya’nın Lanzarote adasında imzalanan ve 10 Eylül 2011 tarihinde yürürlüğe giren sözleşme de ilk medeni kanun, CEDAW İstanbul sözleşmesinin ardından çıkartılan yasalardan sonra 3'üncü büyük talihsizlik yaşandığını ve çarenin 'Devletin Dini Diniislam' hükmünün anayasal aşmasını söyleyen Çevik, açıklamasını şu şekilde tamamladı:
"Sözfe çocuk istismarını önleyeceklerdi ama özde çocuk istismarının ve çocuk pornografisinin adeta önü açılıyordu. 50 maddeden oluşan sözleşme, çocukları istismara ve pornografiye karşı koruma metni olarak imzalansa da satır aralarındaki tehlike Türkiye toplum yapısını derinden sarsacak dinamitler barındırıyor. CEDAW, İstanbul sözleşmesi, Lanzarote ve LGBT/P ile etiketlenen (+) ile önü açık hale getirilen her çeşit Fuhşiyat ile ilgili, toplumsal cinsiyet, cinsel tercih ve cinsel yönelim konuları, kimliksizleştirme operasyonun bir parçası olan birey ve gender tartışmaları birlikte ele alınmalıdır. Bunları ayrıştırmak ve siyasi bahanelerle konuyu farklı mecralara taşıma gayretlerini kaygı ile izliyoruz. Kamu otoritelerini, kimlik olarak 'Gender' diye tanımlamaktan vazgeçmeye çağırıyoruz. Kanun devleti olmak değil, Kanunlar hukuka uygun değilse suç aletidir. Asıl olan Hukuk devleti olmaktır. Kanunlar ruhu, toplumun inanç, ahlak, tarih ve törelerinden alırlar. Kanunlar, ait oldukları toplumların İlahlarına sadakatlarının teminatı olmalıdır. Ailemizi ifsat eden ülkemizin milli güvenliğini tehlikeye atan fıtrata ve hukuka aykırı yasaların ve sözleşmelerin kalkması için elbirliği ile mücadele etmemiz hepimizin insani imani vatani ailevi ve vicdani vazifesidir. Aileyi yıkan şiddeti ve cinayeti tetikleyen içki kumar faiz fuhuş teşhircilik yasaklanmalıdır. Feminist Terör Örgütleri kapatılmalı mal varlıklarına el konulmalıdır. Toplumsal Cinsiyet ve GENDER maskeli eşcinsellik operasyonu faaliyetleri yasaklanmalıdır. Aile bakanı dahil aile hakimleri evli en az 2 çocuklu olmalıdır. Aile polisligi ihdas edilmeli aile mahkemeri yerleşmeleri ayrı olmalıdır. Metres hayatı fuhuş yasaklanmalı Çok evlilik ve genç akran evliliği teşvik edilmelidir. Evliliği teşvik için Aile fonu kurulmalidir. Kadın istihdamı değil aile istihdami öncelikli olmalıdır. Evlilik yaşına gelipte 18/28 arası evlenmeyen 29 yaş sonrasına kendilerine karşı soykırım suçu işlediklerinden gelirlerinin ve mal varlıklarının %25'i aile kurumunu ihya inşa fonuna aktarılmadir. Genetigiyle oynanan aile medeniyetimizi diriltme faaliyetlerinin başarılı olması için tüm okullarda ABC; Anne Baba Çocuk AİLE OKULLARİ açılmalı. 14 Ekim CEDAW İfsat sözleşmesinin 37. Yıldönümünde İstanbul fatih camiinde ve 81 il'de Aileni Koru #önceAile dua basın açıklamaları yapacağız. 23Ekim/Konya, 30Ekim/Ankara @ademcevik t.me/basinaciklamasi
AileMeclisi Sözcüsü. Adem Çevik: Vahşi batıdan alınan Laik Katolik Aile Kanunları Türk Medeni Kanunu adıyla yürürlüğe girdi İslam Aile Hukuku kalktı. Allah'la Savaşın 96. Yılı sonuç: FACİA!
Türkiye Aile Birliği TMK medeni kanun 96. Yıl Basın Bülteni 04 Eki 2022/83
Türkiye Aile Meclisi: Fıtrata, Değerlerimizle uyuşmayan yasa ve sözleşmelerden vazgeçilmeli.
İsviçre Medeni Kanunu'nun Türkiye'de yürürlüğe girmesinin 96'ıncı yıldönümü münasebetiyle yazılı bir açıklama yapan Türkiye Aile Meclisi Sözcüsü Âdem Çevik, fitratımızla, İnancımızla, değerlerimizle uyuşmayan yasa ve sözleşmelerden vazgeçilmesi veya ıslahı gerektiğini söyledi.
3 Mart 1924’de yapılan kanuni düzenleme ile hilafet makamıyla birlikte Şer’iye ve Evkaf Bakanlıklarının kaldırıldığını, Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile de dini eğitime son verildiğini belirterek açıklamasına başlayan Çevik, batılı kanunların çok az bir kısmının değiştirilerek Türkiye'de uygulandığına dikkat çekti.
Çevik, "17 Şubat 1926’da kabul edilen Türk Medeni Kanunu ve 22 Nisan 1926’da kabul edilen Borçlar Kanunu İsviçre’den, 1 Mart 1926’da kabul edilen Ceza Kanunu ise 1889 tarihli İtalyan Ceza Kanunu’ndan alınarak yürürlüğü girmiştir. Bu kanunları 1927’de yürürlüğe giren İsviçre’nin Neuchatel Kantonundan alınan Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu takip etmiş, 1929’da ise yürürlüğe giren 4 Nisan 1929 tarihli Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu da Almanya’dan alınmıştır. 9 Haziran 1932 tarihli İcra ve İflas Kanunu’nun da büyük bir kısmı İsviçre’den alınmıştır. Ticaret Kanunu ise muhtelif ülkelerin mevzuatından geniş ölçüde iktibas edilerek hazırlanmış, kara ticareti mevzuatı 1926’da deniz ticareti mevzuatı da 1929’da yürürlüğe girmiştir. İdare Hukuk sahasında da Fransa örnek alınarak çeşitli kanunlar az çok değişikliklerle alınmıştır." dedi.
Türk Kanunu Medenisi'nin Türkiye'de 17 Şubat 1926'da İsviçre Medeni Kanunu örnek alınarak TBMM'de kabul edilen ve 4 Ekim 1926 tarihinde yürürlüğe konulan 743 sayılı Kanun olduğunu hatırlatan Çevik, "Yeni anayasa ve medeni kanunda İsviçre kantonu Neuchatel’in seçilmesi bu kantonun laik olması sebebiyledir. Bu kanton özellikle seçilmiştir. 1988’de yürürlüğe giren Medeni Usul Kanununda da Neuchatel örnek alınmıştır. 1 Ocak 2002 kabul tarihli Türk edeni Kanunu'nun yürürlüğe girmesiyle yürürlükten kalkmıştır. Yasalar iktibas yöntemi ile zaman zaman gerekçesiz olarak meclise gönderilerek, müzakeresiz olarak oy birliği ile kabul edilmiştir." diye konuştu.
"CEDAW 18 Aralık 1979 yılında kabul edildi ve 3 Eylül 1981 tarihinde yürürlüğe girdi"
22 Kasım 2001'de TBMM de tarihinde kabul edilen 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1 Ocak 2002'de yürürlüğe girmesiyle bu yasanın yürürlükten kalktığını belirten Çevik, "O günden bu güne gelirken 12 Eylül darbe rejimi BM’nin örgütlediği 9 temel insan hakları sözleşmesinden biri olarak tanıtılan CEDAW 18 Aralık 1979 yılında kabul edildi. 1 Mart 1980 tarihinde imzaya açıldı ve 3 Eylül 1981 tarihinde yürürlüğe girdi. Türkiye’nin taraf devlet olarak katılması 11 Haziran 1985 tarih ve 3232 sayılı Kanunla uygun bulundu. Bakanlar Kurulunca 24 Temmuz 1985 tarihinde 85/9722 sayılı kararla onaylandı ve 14 Ekim 1985 tarih ve 18898 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanarak yürürlüğe girdi." şeklinde konuştu.
"6284 Sayılı Kanun mağduru 5 milyonu aştı"
24 Kasım 2011'de TBMM'de oybirliğiyle onaylanan ve 1 Ağustos 2014’de yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesi'ne de değinen Çevik, "Sözleşmeyi imzalayan ilk ülke Türkiye oldu. TBMM’de, 1926'da da Türk kanunu medenisinden de daha kısa sürede, savunanların metni okumalarına fırsat verilmeden, bütün milletvekillerinin oylarıyla kabul edildi. Sözleşmede yer alan hükümler göz önünde bulundurularak 6284 sayılı 'Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun' 20 Mart 2012 tarihinde yürürlüğe girdi. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Toplumsal Cinsiyet Adaleti ve GENDER maskesiyle sapıklık ve soykırım suçu olan eşcinsellik teşviki 6284 nolu yasa halen yürürlükte. Bugüne kadar ne vaat edildi ise aksi gerçekleşti. Tek gerçekleştirilen LGBT-P+’a karşı pozitif ayrımcılık, koruma ve teşviktir.
6284 Sayılı Kanun mağduru 5 milyonu aşmıştır. Cinayetlere çare KISAS uygulamasıdır" ifadelerini kullandı.
"Aileyi yıkan şiddeti ve cinayeti tetikleyen içki kumar faiz fuhuş yasaklanmalıdır"
25 Ekim 2007 yılında İspanya’nın Lanzarote adasında imzalanan ve 10 Eylül 2011 tarihinde yürürlüğe giren sözleşme de ilk medeni kanun, CEDAW İstanbul sözleşmesinin ardından çıkartılan yasalardan sonra 3'üncü büyük talihsizlik yaşandığını ve çarenin 'Devletin Dini Diniislam' hükmünün anayasal aşmasını söyleyen Çevik, açıklamasını şu şekilde tamamladı:
"Sözfe çocuk istismarını önleyeceklerdi ama özde çocuk istismarının ve çocuk pornografisinin adeta önü açılıyordu. 50 maddeden oluşan sözleşme, çocukları istismara ve pornografiye karşı koruma metni olarak imzalansa da satır aralarındaki tehlike Türkiye toplum yapısını derinden sarsacak dinamitler barındırıyor. CEDAW, İstanbul sözleşmesi, Lanzarote ve LGBT/P ile etiketlenen (+) ile önü açık hale getirilen her çeşit Fuhşiyat ile ilgili, toplumsal cinsiyet, cinsel tercih ve cinsel yönelim konuları, kimliksizleştirme operasyonun bir parçası olan birey ve gender tartışmaları birlikte ele alınmalıdır. Bunları ayrıştırmak ve siyasi bahanelerle konuyu farklı mecralara taşıma gayretlerini kaygı ile izliyoruz. Kamu otoritelerini, kimlik olarak 'Gender' diye tanımlamaktan vazgeçmeye çağırıyoruz. Kanun devleti olmak değil, Kanunlar hukuka uygun değilse suç aletidir. Asıl olan Hukuk devleti olmaktır. Kanunlar ruhu, toplumun inanç, ahlak, tarih ve törelerinden alırlar. Kanunlar, ait oldukları toplumların İlahlarına sadakatlarının teminatı olmalıdır. Ailemizi ifsat eden ülkemizin milli güvenliğini tehlikeye atan fıtrata ve hukuka aykırı yasaların ve sözleşmelerin kalkması için elbirliği ile mücadele etmemiz hepimizin insani imani vatani ailevi ve vicdani vazifesidir. Aileyi yıkan şiddeti ve cinayeti tetikleyen içki kumar faiz fuhuş teşhircilik yasaklanmalıdır. Feminist Terör Örgütleri kapatılmalı mal varlıklarına el konulmalıdır. Toplumsal Cinsiyet ve GENDER maskeli eşcinsellik operasyonu faaliyetleri yasaklanmalıdır. Aile bakanı dahil aile hakimleri evli en az 2 çocuklu olmalıdır. Aile polisligi ihdas edilmeli aile mahkemeri yerleşmeleri ayrı olmalıdır. Metres hayatı fuhuş yasaklanmalı Çok evlilik ve genç akran evliliği teşvik edilmelidir. Evliliği teşvik için Aile fonu kurulmalidir. Kadın istihdamı değil aile istihdami öncelikli olmalıdır. Evlilik yaşına gelipte 18/28 arası evlenmeyen 29 yaş sonrasına kendilerine karşı soykırım suçu işlediklerinden gelirlerinin ve mal varlıklarının %25'i aile kurumunu ihya inşa fonuna aktarılmadir. Genetigiyle oynanan aile medeniyetimizi diriltme faaliyetlerinin başarılı olması için tüm okullarda ABC; Anne Baba Çocuk AİLE OKULLARİ açılmalı. 14 Ekim CEDAW İfsat sözleşmesinin 37. Yıldönümünde İstanbul fatih camiinde ve 81 il'de Aileni Koru #önceAile dua basın açıklamaları yapacağız. 8Ekim Düzce, 23Ekim/Konya, 30Ekim/Ankara @ademcevik
Https://t.me/basinaciklamasi

ailehaklari.org

t.me/milliirade

t.me/ailemeclisi
AileMeclisi_Sözcüsü_Adem_Çevik_Vahşi_batıdan_alınan_Laik_Katolik.doc
46.5 KB
Paylaş 'AileMeclisi Sözcüsü. Adem Çevik Vahşi batıdan alınan Laik Katolik Aile Kanunlar(1).doc'
#AileniNesliniKoru #önceAile faaliyetlerimizi konuşacağız 6Ekim Saat18 @KONTV Ayşegül Şencan'ın sunduğu #NelerOluyor? Programındayız @AdaletPlatformu,@TurkAileBirligi, @CocukHaklariDe Başkanı @TiHEK_kurumsal YİK Üyesi @AdemCevik
8Ekim/Düzce
14Ekim/81'İL
23Ekim/KONYA
30Ekim/ANKARA
#AileniNesliniKoru #önceAile #TC/#TCE /#TCA #CEDAW #GENDER maskeli #SapıklığaDurDe! 6Ekim Saat:18 @KONTV @gul_sabr AyşegülŞencan'ın #NelerOluyor? Programındayız @TurkAileBirligi ve @CocukHaklariDe Başkanı @AdemCevik
8Ekim/Düzce
14Ekim/İstanbul +81'İL
23Ekim/KONYA
30Ekim/ANKARA/HB
İstanbul ibne/dönme işgalinden de Kurtarılmalı. Feminist Eşcinsel Terör Örgütlerine Soykırım Cezası
İstanbul'un sömürgeci ingiliz işgalden kurtuluşunun 99. Yılı Türkiye Âile Meclisi basın bülteni 6.10.2022/84
Bugün 6 Ekim İstanbul'un İngiliz işgalinden kurtuluşunun 99. yılı. Aslında İstanbul 13 Kasım 1918’de işgal edildi ve bu işgal İngilizlerin HİLAFETİn kaldırılması ve Lozan'ın imzalanması ve MisakiMilli sınırlarından ve kendi tarihi alfabedinden vazgeçilmesi ve işgalcilerin alfabesinin ve kanunlarının ve giyimlerinin dayatilmasi şartıyla çarpışmasız gitmesiyle son buldu. İngiliz subay ve askerleri 2 Ekim 1923 günü İstanbul’u 18 Mart zaferi kumandanlarından Selahaddin Adil Paşa'nın etkisiyle terk etmişlerdi. ancak resmen 6 Ekim 1923 de sona erdiği duyuruldu ve Şükrü Naili Paşa'nın İstanbul'u teslim. aldigi ilan edildi
Ülkemizin Kuruluş Beyannamesi olan Misakı-Milli 28 Ocak 1920'de Meclis'te imzalandı. 17 Şubat 1920'de ise Meclisi Mebusan kürsüsünden tüm dünyaya ilân edildiği için İstanbul şehri ve İstanbul Meclisi yani ilk TBMM 16 Mart 1920 de tekrar işgal edildi. İstanbul ve Meclisi Mebusan işgal edildiği için çalışamayan İstanbul Meclisi 12 Nisan da fiilen çalışmalarına son değil ara verdi. Meclisi Mebusanda çıkarılmaya çalışılan içkinin yasaklanması kanunu 23 Nisan'da Ankara'da Meclisin açılışında devam etti. Tarihte demokratik ilk Meclis olarak biliniyordu. Milletin iradesinin tecelligahı Büyük Türkiye Meclisi Lozan Sözleşmesini ret ettiği için Sevr, Mondros, Lozan Dayatmaları için Nisan 1923'te fesh edilerek millete ilk darbe yapılarak gizli işgal devam etmiş oldu. Hatta Hindistan hilafet fonundan istanbulu ve hilafeti İngiliz işgalinden kurtarmak için gönderilen paralara el koyarak hukuksuzca ile faizci işbank kuruldu.
Şimdi işgalci İMF’yi kovduk ama NATO 15 Temmuzda yeniden Türkiye’yi işgale yeltendi… Yetmedi insanlığa karşı soykırım suçu olan eşcinselliğin teşvikçisi Dünya Siyonizm Örgütlerinin emrindeki DSÖ Dünya Sağlık Örgütü marifetiyle sadece İstanbul, Türkiye değil tüm insanlık işgal/iğfal ediliyor mankurtlaştırılıyor, BM tarafından dayatılan CEDAW ve AB eliyle dayatılan İstanbul Sözleşmesi lafta kalktığı iddia edilse de dayattığı Toplumsal Cinsiyet Adaleti/Eşitliği maskesiyle eşcinsellik/sapkınlık yasal koruma altında olmaya devam etmesiyle ailesiz cinsiyetsiz ahlaksız toplum projesiyle sadece vatanımız değil tüm beyinler işgal ve iğfal ediliyor mankurtlaştığımız için de karşı çıkacak birr asımnesli yetişemiyor…
Örneğin LGBTİQP FUHŞİYATI destekçisi İstanbul belediyesi Ekrem imamoğlu ve Çanakkale Belediyesi'nin Eşcinselleştirme Operasyonunu gerçekleştirmek için Toplumsal Cinsiyet Eşitliği komisyonu kurulmasına karşı çıkıp arkasında AB/EBRD ve KOÇ olan Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Fatma Şahin'in ve KADEM'in vb kuruluşların aynı isimle ifsat faaliyetlerine karşı 4 maymunu oynamak akıl tutulmasi vicdansızligi sonucu İstanbul Canakkakale GaziAntep kaybedildiği gibi genel iktidar da LGBT/İQP FUHUŞ TERÖRÜ CASUSLUK ve İHANET içindeki ŞER GÜÇLERİN ELİNE GEÇECEKTİR!.. Bu hainlik ve insanlık suçuna karşı 4maymunluk belhumadalliktir... Yani İstanbul Çanakkale Gaziantep işgal altındadır Türkiye tehdit altındadır... Ve 100 yıldır işgalcilerin bile yapamadığı dil soykırımı laiklik ismiyle din düşmanlığına devam...
Taksim anıtı İşgal kuvvetlerinden İtalyan Pietro Canonica ve Giulio Mongeri tarafından yapıldı 2,5 yılda . 8 Ağustos 1928 de açıldı. Anıtta 3 kişiyi tanıyoruz: Mustafa Kemal ,İnönü, Çakmak , peki ya diğerleri Mihail Frunze ve Kliment Voroşilov. 2 komunist Rus general. Anıtın inşasında en yüksek bağışçılardan biri bir İtalyan Bankası, diğerleri İsviçre Çikolata şirketi Nestle, Ermeni iş adamı Berç Keresteciyan.
İngilizler savaşmadan 4 Ekim 1923’de İstanbul’dan ayrılırken, Şikrü Naili Paşa komutasındaki 3. Kolorduya bağlı bir birlik 6 Ekim 1923’de İstanbula girerek göndere bayrak çektiler. Aslında İşgalin 104., kurtuluşun 99. Yılındayız. TC/TCE GENDER Gökkuşağı maskeli işgalin 4. Yılı ibretlik!
Taksim anıtının yapımına 1925 te başlanmış. Yani İngilizlerin İstanbul’dan ayrılışından 2 yıl sonra.
Bağımsızlık temali anıtta Komunist Rus generaller var, İtalyanlar var, Ermeniler var, İsviçreliler, Amerikalılar, Fransızlar var yardım eden, yeni Cumhuriyet, 2 yıl öncesi işgalcileri ile dost olmuş. Türk Dil Kurumu Agop Dilaçara emanet edilmiş, Türk Ocağının arkasında Lazaro Franco var, Yeni Türk Ulusçuluğunun fikir babası, “Tekinalp” kod adlı Mozi Kohen. Zaten az sonra Yunanla kardeş olacağız, İngiltere ile dostuz. Amerikan basını yeni Cumhuriyete övgüler dizer.
Bugüne geldiğimizde, işgal damarlarımızda. Midemizde, kalbimizde, beynimizde. Muhtaç olduğumuz kudret artık damarlarımızdaki asil mRNA’larda gizli. Bilimin aydınlığı bu gidişle beynimize takılan Chiplerde olacak. Ve önümüzdeki on yılda 15 milyon, TransHumanizm sonrası Biyolojik son insan neslinin, Z kuşağının ardından, din, tarih, ahlak ve gelenekten, hatta biyolojik cinsiyetinden bağımsız, GENDER veya BİREY diye tanımlanan Genom, biyonik robot, Siborgler ülkeyi işgal edecek.
Artık midemizde sadece Amerikan süttozu ve Margarin yok. Fulbright standartlarından bir eğitimle uyuşturulmuş beyinlere sahip biyonik robotlar Bill’in adamı olarak köşe başlarını tuttular bile. Onları Siyaset, Büğrokrasi, Akademi, STK, Media her yerde görmek mümkün.
Biz işgal ordularının sınırlarımıza dayanmasını beklerken, onlar sessizce Starlinklerle uzayı işgal ettiler. Akıllı şehirler ve akıllı evler diye 5G üzerinden geliyorlar. Aşı, İlaç, gıda, kozmetik maskesi ile bedenimizi işgal ediyorlar. Sahte hocalarla kalbimizi, sahte bilgilerle beynimizi işgal ettiler farkında olmadan. Bitkilerin ve hayvanların geni ile oynadılar. Klonoid canlılardan söz ediyorlar. Sentetitk etten söz ediyorlar. Şimdi sırada Humanodiler var.
CEDAW’la geldiler, İstanbul Sözleşmesi GRAVİO ile geldiler, Lanzarotte ile geldiler, DSÖ, IMF, FAO, FDA, GAVİ diye geldiler. Ağuyu altın tas içre sundular, bal da onun suç ortağı idi. Biz otomatik silahları ile geleceklerini sanıyorduk, doktor, hemşire, politikacı, bürokrat, bilim adamı, hoca, STK temsilcisi, gazeteci kılığı ile geldiler. Ellerinde, dillerinde sadece ne idüğü belirsiz o sıvılar olan iğneleri ile geldiler. DSÖ talebasının altında onlar hertürlü imtiyaza sahip, sanki duyunu umumiye komiseri gibi, la Yüs’en, denetlenemez, sorgulanamaz bir güce dönüştüler. Turist olmak bile bu ülkede, bu ülkenin halkında daha imtiyazlı hale getirildi bu lobi tarafından. İnsanlara zorunlu tutuldukları bir işlem hakkında, sorumluluğunun kendilerine ait olduğu onamı imzalatıldı.
İngilizlerin İstanbuldaki işgalinin sona ermesinin ardından 99 yıl geçmiş ve işte bugün geldiğimiz nokta...
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği veya Toplumsal Cinsiyet Adaleti GENDER maskesiyle LGBTİ+QP Eşcinsel Sapkınlığı fuhşiyati teşvik eden bir belediye başkanı istanbul'un, Çanakkale ve Gazi/Antep'in başında... hatta tam maskeleme için sapkınlığın adına adalet eklediler... Toplumsal Cinsiyet Eşitliği yerine Toplumsal Cinsiyet Adaleti algısıyla ailesiz cinsiyetsiz ahlaksız toplum projesine; MEB YÖK, TBB Türkiye Belediyeler Birliği, Diyanet, Aile Bakanları, İçişleri Bakanlığı Üniversiteler destek verdi. Hatta KADEM 8 yıldır aynı ifsadi sürdürüyor bu sene ki fitnesini 12 Mayıs 2022'de Toplumsal Cinsiyet Adaleti maskesiyle yapti.. fuhşiyatin ibneligin dönmeliğin adaleti eşitliği mi olur?.. Yurt içi yurt dışı fonlarla beslenenler mankurtlastiklari için beslendikleri mahfillerin emrinde oluyorlar.. hemde isgalcisine, tecavüzcüsüne, işkencecisine aşık oluyorlar!.. hem KAOS/GL/LGBTİQ karşı olup hem de onlara lojistik destek bizim içimizdeki beyinsizlerin yaptiklarina dilimizle elimizle mücadele etmeyip kalbimizle de nefret etmediğimiz sessiz kalarak sapiklikkara 4 maymunu oynayarak destek olduğumuz için bizler de helak olanlardan oluruz...
İstanbulun, Türkiyenin ve insanlığın işgalden kurtulması için; Erkek erkeğe kadın-kadına evlilik değil beraberlikten çoğalma olmaması sebebiyle bu sapkınlık bir soykırım ve terörö suçu ilan edilmeli. Eğer milli güvenliğimizi tehdit eden sapkınlığı Macaristan Rusya gibi yasaklamaz isek ailemiz de devletimizde KADEM ve KADEMin Aile Bakanı eliyle kademe kademe çökecek
ve hiç bir zaman işgalden kurtulamayacaktır. Savaş düşmana benzeyince kaybedilir. Siyonist feminist emperyalizm işgalinden kurtulmak için yasalarımızın fıtrata hukuka inancımıza uygun yerli ve milli olması gerekir. Kaldırıldığı iddia edilen İstanbul İfsat Sözleşmesinin dayattığı yasaları ve uygulamaları da kaldırılmalıdır. Casusluk faaliyetleri de yapan sapkın cemiyetlerin kapatılması mal varlıklarına el konulması ve sapkınlığı savunmayı terör suçu kapsamına alınması mecburiyettir.. İşe İMF'yi kovarak başladık, İstanbul Sözleşmesi iptaliyle devam ettirildi İnşaallah DSÖ, NATO vb emperyalist işgalci kuruluşlara ve kurumlarına defol diyerek devam etmeliyiz. Sömürge ülkelerinde uygulanan FULBRİGHT Sözleşmesini de çöpe atarak eğitirek çocuklarımızı gençlerimizi mankurtlaşmaktan kurtarmalıyız.
Bu minvalde fıtrata hukuka inancımıza aykırı olmayan önce adalet ve önceinsan şiarıyla adil birr anayasa ve bin yıllık devletin kuruluş felsefesinde yazdığı ve uygulandığı gibi “devletin dini islamdır” ilk maddesiyle yerli milli anayasa yapılmalıdır. Konuyla ilgili CAN, AKIL, NESİL, DİN, MAL emniyeti öncelikle Adil Bir Anayasa Adil Birr Dünya mumkün.
18 Haziran 2023 seçimlerine 27 parti girse bile mücadele önceAile, önce ahlak diyenler ile Cinsiyetsiz/Ailesiz/ahlaksız toplum isteyenler arasında VAROLUS SAVASİ vereceğiz...
14 Ekim cuma günü 81 il de tüm camilerde fiili dua basın açıklamasına davet ediyoruz.
8 Ekim Düzce, 14 Ekim İstanbul Fatih camii ve 81 il, 23 Ekim Konya ve 30 Ekim Ankara Haccbayramdayız. Aileni Neslini Koru #önceAile diyen aileleri aileleriyle bekliyoruz.
6Ekim 2022
Adem Çevik, Türkiye Aile Birliği sözcüsü ve Türkiye İnsan Hakları Kurumu TİHEK YİK üyesi
Https://t.me/basinaciklamasi t.me/milliirade ailehaklari.org t.me/antiGENDERhareketi