Akademi Dergisi
2.11K subscribers
54.1K photos
20.7K videos
367 files
7.42K links
Çok önemli: Telegram bu kanalı yıllardır sansürlenemektedir. Paylaşımlarımızın Telegram uygulaması içinde yayılmasına izin vermemektedir. Kanaldaki takipçi ve görüntüleme sayıları da gerçek değildir. www.mfs.tv
Download Telegram
Forwarded from Mehmet Fahri Sertkaya
Tarihi yarım ada denilen yerin zemini iyi halde değil. Son derece zayıflamış, sıkıntılı bir zemini var. Zaten ayinci satanistler bin seneden fazladır oranın altını köstebek yuvası gibi yaptılar. Bu da ayrı bir sıkıntı. Her halükarda orasının geleceği yok. Şimdi kontrollü şekilde orayı tıraşlayıp denize vermek, en doğru tercih... Kapalı çarşının hali ayrıca iyi değil, ömrünü çoktan tamamlamış. Köprülerin üst katlarında zaten tarihi dokuya/görünüşe/tarza sahip binlerce yeni dükkan yapılacak. Yeni Kapalı çarşılar da köprülerin üst katları olacak.
Güney Kore'deki Cadılar Bayramı izdihamı soruşturmasında şüpheli emniyet yetkilisi evinde ölü bulundu. İzdihamda 156 kişi hayatını kaybetmişti

Güney Kore'de Cadılar Bayramı kutlamasında 156 kişinin ölümüne neden olan izdihama ilişkin soruşturmada şüpheli olarak yer alan emniyet yetkilisi evinde ölü bulundu. Güney Kore ajansı Yonhap'ın haberine göre, bir akrabası yerel saatle 12.45'te emniyet yetkilisinin başkent Seul'deki evine gitti.

Akrabası, soyadı Jeong olarak belirtilen yetkilinin cansız bedenini buldu. İş arkadaşları, Jeong'un dün kendilerine intihar edeceğini ima eden mesajlar attığını belirtti. 55 yaşındaki Jeong, izdihamın ardından açılan soruşturmada şüpheli olarak yer alıyordu.

İç istihbaratın, izdihamdan önce Cadılar Bayramı döneminde ciddi bir kaza yaşanabileceğine dair raporu olduğu, Jeong'un konuyla ilgili harekete geçilmediğini gizlemek için bu raporun silinmesi talimatı verdiği iddia edilmişti. Jeong'a yetkinin kötüye kullanılması, delillerin yok edilmesi ve ölümle sonuçlanan mesleki ihmal suçlamaları yöneltilmişti.
Katil olay yerine mutlaka gelir
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Gözlerinin içi gülüyor

Türkiye'deki gizli Ermeni/Hristiyan çetelerinin son zamanlardaki yükseltilen isimlerinden biri olup da şimdilerde hızla daha da yükseltilmek istenen Ekrem İmamyan'ın gözleri gülüyor.

Bu güne kadar batılı Hristiyan unsurlarla şüpheli ilişkileri hep tartışma konusu olan, son birkaç haftadır da sanki ayrı bir cumhuriyetin cumhurbaşkanıymış gibi tavırları açıkça sergilemeye başlayan İmamyan, yüz ifadesine dikkat etmeye çalışıyor, yüz ifadesini üzüntülü tutmaya çalışıyor ama herkesin bildiği gibi, gözler yalan söylemiyor.

Konunun uzmanlarının, dikkatle incelediklerinde "kesinlik seviyesinde" yapacakları değerlendirme "Gülmemek için kendini zor tuttuğu anlar olmuş" şeklinde olacaktır.

Türkiye'deki gizli Ermeni çetelerinin rahat durmayacaklarını, adice planların birçoğunu birlikte çalıştıklarını önceden haber vermiştik. Dokunulmazlığı da bulunmayan İmamyan'ın, bir gün daha İBB başkanı olarak kalması vahim seviyede bir milli güvenlik sorunudur.
Mert dayanır, hainler kaçar

https://mfs.tv/?p=27801
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, İstiklal Caddesi'nde düzenlenen bombalı saldırıya ilişkin yaptığı açıklamada, "Saldırının arkasında kimin olduğu apaçık ortada" dedi.

"Araştırma sonuçlarını bekliyoruz ama kimin olduğu apaçık ortada. Türkiye'de terör eylemleri var, şehit cenazeleri geliyor. Ama teröre karşı kararlı şekilde mücadele yürütülmüyor."

"HDP hala TBMM'de. Hatta HDP ile anayasa çalışmaları yürütülüyor. HDP ile hiçbir müzakere yürütülemez. Anayasa Mahkemesi görevini yapmalıdır."
“Romayı da ben yakmıştım, suçu Neron’un üzerine atmıştım.”

https://mfs.tv/?p=27811
Süleymancıların lideri Alihan Kuriş'e ‘nitelikli dolandırıcılık’tan soruşturma

Süleymancılar Cemaati ve yöneticilerine yönelik bu kez ‘tehdit, şantaj ve nitelikli dolandırıcılık’ suçlarından iki ayrı soruşturma yürütüldüğü ortaya çıktı. Şikayet edilen isimler arasında cemaatin lideri Alihan Kuriş de yer aldı. Yapılan suç duyurularında Süleymancıların kendileri tarafından mağdur edilen kişileri susturmak amacıyla mafyavari gruplarla iş birliği yaptıkları öne sürüldü.
Savcılığa sunulan dilekçelerde, kendilerini Süleymancılar Cemaati içinde üst düzey yönetici olarak tanıttıkları belirtilen “Fazilet Yapı, Fazilet Gayrimenkul, Fazilet Emlak ve Fazilet İnşaat” firmaları yöneticisi birçok isim ‘organize suç örgütü kurma ve yönetme, dini duyguları istismar ederek nitelikli dolandırıcılık, tehdit, s‌antaj ve adil yargılamayı etkilemekle’ suçlandı.

CEMAATİN LİDERİ DE ŞİKAYET EDİLENLER ARASINDA

Söz konusu kişilerin kamu kurumları ile devlet büyüklerinin isimleri üzerinden nüfuz elde etmeye çalıştıkları iddia edildi. Süleymancıların lideri Alihan Kuriş de dilekçelerde şikayet edilen isimler arasında yer aldı.

Savcılığa suç duyurusunda bulunan T.A, Veryansın Tv’ye yaptığı açıklamada “İstanbul Ümraniye ilçesinde oturuyorum, eğitimciyim. Ailemle birlikte 2018 yılında alınterimizle topraktan satış konut alımı yaptık. Bu konut alımını da Süleymancılar grubunun içinde üst düzey yönetici olduğunu iddia eden kişilerin kurmuş olduğu Fazilet Yapı Sanayi ve Ticaret Ltd. S‌ti ve Fazilet Gayrimenkul Sanayi ve Ticaret Ltd. S‌ti üzerinden gerçekleştirdik. Firma yetkilileri, dini hassasiyetlerimizi istismar etmek suretiyle inancımıza olan duygularımızı da kullanarak önce üzerimizde güven olus‌turdular. Ödemeyi peşin aldılar, bir sene içinde anahtar teslimi ile dairemizi bize teslim edeceklerini yazılı olarak taahhüt ettiler. Fakat bir sene sonra herhangi bir daire teslim etmedikleri gibi ödememizi de bugüne kadar iade etmediler” dedi.
Teslim edileceği iddia edilen konutun inşaatı
DOSYA ‘ÖRGÜT’ KAPSAMINDAN ÇIKARILDI

T.A, dosyanın önce terör ve örgütlü suçlar savcılığına verildiğini, ancak daha sonra terör savcısından alınarak soruşturmanın sadece ‘nitelikli dolandırıcılık’ kapsamında yürütülmeye devam ettiğine dikkat çekti.

ALİHAN KURİŞ’İN YARDIMCISIYMIŞ

T.A, şunları söyledi:

“Söz konusu s‌irketin s‌u andaki resmi sahibi konumunda olan kişi ve ailesi geçmişte ANKA Yapı isminde bir şirkette dolandırıcılık olayına karışmış, ağır ceza mahkemelerinde yargılanıp ceza almışlar. Ankara’da kötü anıldıklarından dolayı cemaatin diğer üyeleri ile birlikte İstanbul’a taşınıp H.Ç olan ismini H.H olarak değiştirmiş. Bunu ikrar eden de Ankara’da yaşayan oğlu M.Ç. Ailesi ve cemaati yüzünden kendisinin de uzun yıllar cezaevinde tutuklu bulunduğunu bana anlattı. Savcılıktan HTS kayıtlarımın incelenmesini talep ettim.
Şirketin sahibi H.H, yardımcısı oldug‌unu söyledig‌i cemaatin lideri Alihan Kuris‌ için mimar oldug‌unu ve cemaat içindeki zengin is‌ adamlarına yönelik villa ve lüks daire gibi çes‌itli ins‌aat is‌lerini alt tas‌eron usulüyle kendi firmaları olan Fazilet Yapı’ya verdig‌ini, bu sistemle de birlikte paydas‌lık yaptıg‌ını söyledi.”

‘AVM’DE TEHDİT NOTU ALDI’

Cemaatin şirketine yaptığı ödemeyi geri alabilmek için 4 yıl içinde şüphelilerin tekliflerine olumlu yanıtlar vererek sulh yoluna gittiğini ancak her defasında mağduriyetinin katlandığını söyleyen T.A, olayın ölüm tehditlerine kadar vardığını iddia etti.
Ümraniye’de bir AVM içerisinde “yanlış yerde saf tutuyorsun” ve çocuklarının isimleri ile okudukları okullarının yazılı olduğu bir tehdit notu aldığını söyleyen T.A, polise şikayette bulunduğunu ve bu konuda da ayrı bir soruşturmanın yürütüldüğünü kaydetti. Ayrıca hem valiliğe hem de savcılığa yaptığı şikayette can güvenliğinin temini için tarafına sivil polis veya tabanca temin edilmesini talep etti.
T.A’nın aldığı tehdit notu
‘BU KİŞİLER BİZDEN DEĞİL’ DEMEDİLER

Cemaat içinde üst düzey konumda oldug‌u söylenen bazı isimlere de ulas‌arak yas‌adıklarını anlattıg‌ını vurgulayan s‌ikayetçi T.A, açıklamasına şöyle devam etti:

“Mag‌duriyetimizin giderilmesi konusunda büyük zorluklarla ancak ulas‌abildig‌im önemli isimler, böylesi ciddi bir konuda ilgililer hakkında davranıs‌larından vazgeçmelerine yönelik herhangi bir yaptırımda bulunmadılar. Özellikle de çevrelerine cemaat içinde yönetici konumunda olduklarını söyleyerek güven olus‌turan ve sonra da yasalara ve usullere uygun hareket etmeyen kis‌iler hakkında ‘Bu kişiler camiamızdan değil, bizimle hiçbir bağları bulunmamakta ve dikkat edilsin’ gibi resmi veya gayriresmi herhangi bir açıklama yapmadılar. Hatta bu nedenle suç duyurusunda bulunacag‌ımızı defalarca kez beyan etmemize rag‌men, ilgililere sahip çıkarak bizi dikkate bile almadılar. Üstüne üstlük bazı devlet büyüklerimizin isimlerini de kullanarak, yakınlıg‌ımız var diyerek bize göz dag‌ı verdiler.

‘AİLECE CAN GÜVENLİĞİMİZ YOK’

Bu yapı içinde bulunan yönetici konumunda olduklarını söyleyen üyeler tarafından bas‌ımıza ne geleceg‌ini bilmiyoruz. Ailece can güvenlig‌imiz yok. Tedbir amaçlı il valilig‌ine bas‌vuru dilekçesi de verdik. Bu sebeple bu kis‌iler hakkında suç duyurusunda bulunmak zorunda kaldım.

‘SAKIN AÇIKLAMA YAPMA DEDİLER’

Kaldı ki en son olarak cemaatin en tepe noktasında uzun yıllar hizmet verdig‌i söylenen Y.B isimli bir s‌ahsa ulas‌arak tüm yas‌adıklarımızı kendisine aktardıktan sonra artık basın açıklaması yapacag‌ımı söyledim. Kendisi de bana ‘Sakın böyle bir s‌ey yapma, zaten medya üzerimize geliyor. Bir de böyle vahim bir durumla gündeme gelirsek çok kötü olur. Ben Alihan Kuris‌ veya yanındakilerle konus‌maya çalıs‌acag‌ım. Benden haber bekle, mutlaka sana dönüs‌ yapılacak’ dedi. Ama ne Y.B tarafından ne de Alihan Kuris‌ kanadından herhangi bir dönüs‌ olmadı. Tüm bu yas‌ananlar ve yas‌adıg‌ımız mag‌duriyetler neticesinde bu açıklamayı yapmaktan bas‌ka hiçbir çare bırakmadılar. Ayrıca Devletimize ve yargımıza da güveniyorum. S‌ikayetçiyim.”

‘ÇOK SAYIDA MAĞDUR VAR’

Kendisi gibi çok sayıda kişinin mağdur olduğunu söyleyen T.A, “Cemaat üyelerinin kendilerine zarar verebileceg‌ini düs‌ünerek açıklama yapmaktan çekindiklerini biliyorum. Belki önayak olursam diğer mağdurların da sesi olurum” dedi.

‘NAMAZ KILIP TESBİH ÇEKEN YALAN SÖYLEMEZ SANDIM’

“Başlarına namaz takkesi takan ve ellerinde doksandokuz tesbih taşıyan insanların yalan söyleyemeyeceğini düşündüm” diyerek Süleymancıların konut projesine girmeye karar verdiğini anlatan şikayetçi T.A, başından geçenleri savcılığa verdiği suç duyurusu dilekçesinde de ayrıntılarıyla aktardı.

‘BAĞIŞ ADI ALTINDA CEMAATE PARA İSTEDİLER’

Mağduriyetinin giderilmesi için cemaat ve şirket yetkilileri ile iletişime geçmeye çalıştığı her evrede, gayrimenkulü teslim edebilmeleri için dini söylemlerle bağış adı altında daha fazla para talep ettiklerini belirten T.A, ustaca yanıltıldığını ve kandırıldığını savundu. Aradan yıllar geçmesine rağmen haklarının pes‌ine düs‌erek ofislerine gittiğinde ise cemaatin yöneticileri konumunda oldug‌unu söyleyen kişilerin Kuran-ı Kerim’e el basarak yemin ettikleri ve bu şekilde güven sağlamaya çalıştıklarını söyledi.
‘ŞİRKETİN SAHİBİ 18 YAŞINDA’

T.A, cemaatin Ümraniye kurs (yurt) okullarından resmi olarak sorumlu olduğu belirtilen müdür H.İ.U’ya kadar ulas‌tığını ve bu kişinin de şirket yetkilileri için ‘Bizim üstazlarımız olurlar, camiamızda üst düzey yöneticiler’ dediğini aktardı. Kaşede imzası olan S.Ç’nin eşi H.N.Ç’nin de Ümraniye’de kadın kurslarından sorumlu kişi olduğunu söylediğine dikkat çekti. Bu çiftin 18 yaşındaki oğullarının ise o dönem resmi olarak şirketin sahibi olarak gösterildiğini kaydetti.

“Mağdurların hukuki yoldan haklarını aramalarının önüne geçmek için de, gecikmeden kaynaklı kira ödemesi adı altında ve komik denilecek kadar çok düs‌ük bedellerle düzenli bir s‌ekilde mag‌durlara ödeme de yapmıs‌lar” diyen T.A, geri alamadığını söylediği yaklaşık 1 milyon 360 bin TL karşılığında eşine aylık 2 bin, daha sonra 2 bin 500 TL olmak üzere kira adı altında ödemeler yapıldığını belirtti.

‘BELEDİYE BAŞKANININ KENDİLERİNDEN OLDUĞUNU SÖYLEDİLER’

T.A, şirket yetkililerinin süreç sırasında bazı kamu görevlilerinin isimlerini kullanarak ‘oyalama politikası’ uyguladığını, Ümraniye I‌lçe Belediye Bas‌kanı ve üst düzey bazı emniyet görevlilerinin de yakın ahbapları oldug‌unu söyleyerek itibar sag‌ladıklarını öne sürdü.
Suç duyurusu dilekçesinde, şirket yetkililerinin ‘Ümraniye İlçe Belediyesi Başkanı’nın da kendileri gibi Süleymancılar cemaatinden olduğunu, kendilerinin de manevi anlamda kardeş-abileri olduklarını, birçok ortak projede yer aldıklarını ve tüm inşaat işlerinin ilgili müdürlüklerine de bizzat belediye başkanının talimat vererek kolaylık sağlanmasının önünü açtığını, bir miktar ödemeyle de işleri kolaylaştıracağını’ söylediklerini iddia etti.

‘ÜST DÜZEY EMNİYET MENSUBUNUN İSMİNİ VERDİLER’

Şikayetçi T.A, şirket yetkililerin ‘üst düzey bir emniyet mensubunun ismini de vererek bu kişinin kendilerinin arkalarında durduğu, yabancı uyruklu personellerinin çalışma ve oturum gibi konularında yardım ettiği ve müşterilerine ait özel bilgileri elde etmek istediklerinde destek verdiği’ gibi söylemlerle kendilerini korkutmaya çalıştıklarını iddia etti.

‘MAĞDURLARI SUSTURMAK İÇİN SUÇ ÇETELERİNE ÖDEME YAPMIŞLAR’

T.A dilekçesinde, Fazilet Yapı Sanayi ve Ticaret Ltd. S‌ti bünyesinde kayıt dıs‌ı istihdam edilerek sigortasız çalıs‌tırıldığı nedeniyle işinden ayrılmak zorunda kaldığı belirtilen bir işçi tarafından Süleymancılarla ilgili uyarıldığını da iddia etti. Dilekçede, bu kişinin, şirket yetkilileri için “Azmettirme ve öldürmeye tes‌ebbüs gibi suçlar bas‌ta olmak üzere, nitelikli dolandırıcılık yaptıkları ve bu süreçte hakkını arayan mag‌durları susturmaya yönelik eylem gerçekles‌tirilmesi için bir organize suç çetesine düzenli ödeme yapıldığı” iddiasını dile getirdiği belirtildi. Bu kapsamda Ankara merkezli bir organize suç çetesinin lideri oldug‌u iddia edilen M.A isimli bir s‌ahsa ödemeler yapıldığı öne sürüldü. T.A, söz konusu uyarıyı yapan eski çalışanın da tanık olarak dinlenmesi için savcılığa dilekçe verdi.
Akademi Dergisi
Gözlerinin içi gülüyor Türkiye'deki gizli Ermeni/Hristiyan çetelerinin son zamanlardaki yükseltilen isimlerinden biri olup da şimdilerde hızla daha da yükseltilmek istenen Ekrem İmamyan'ın gözleri gülüyor. Bu güne kadar batılı Hristiyan unsurlarla şüpheli…
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
"Saksılara suç bulmak değil de saksıları çalıştırmak lazım"

Taksim İstiklal Caddesi'ndeki patlamaya ilişkin açıklama yapan Ekrem İmamyan laf cambazlığı yaptı. Murat Ongun’un da güldüğü görüldü.

Bölgedeki esnafların tamamı, İstiklal caddesindeki bankların, saksıların ve çöp kutularının teröristler tarafından kullanıldığını iddia ederek İBB tarafından kaldırılmalarını istemişti. Esnafın ve bölge sakinlerinin, patlamadan önceki bu talepleri İBB tarafından ısrarla ret edilmişti.
Akademi Dergisi
Gözlerinin içi gülüyor Türkiye'deki gizli Ermeni/Hristiyan çetelerinin son zamanlardaki yükseltilen isimlerinden biri olup da şimdilerde hızla daha da yükseltilmek istenen Ekrem İmamyan'ın gözleri gülüyor. Bu güne kadar batılı Hristiyan unsurlarla şüpheli…
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
İmamyan'dan timsah gözyaşları

Türlü ihanet, terör ve kara para işlerinin içinde olduğu sahadaki herkes tarafından bilinen gizli Hristiyan Ekrem İmamyan, dün de gözleri gülüyordu, büyük tepki çekmişti, bu gün numaradan göz yaşları döktü...
Çok eskiden beri MİT personeli olduğu ve iktidara gerçekten muhalif olmadığı herkesçe bilinen Fatih Altaylı, dikkat çekici bir yazı yazdı. Fatih'in yazısının dikkat çekici kısmı şu şekilde...

'Anayasal bir suçtur'

"Bombalı saldırıdan sonra önce yayın yasağı getirildi.

Ardından “bant daraltma” adı altında sosyal medya engellendi. Bir ülkede bundan daha yanlış, daha kötü, halkı daha tedirgin edici bir karar alınamazdı. Böyle yaptığınız anda  kulaktan kulağa yayılacak yanlış bilginin hızını arttırıyor, doğru olmayan bilginin doğru olan bilginin önüne geçmesine neden oluyor, yanlış bilginin yanlış olduğunun söylenmesini bile engelliyorsunuz. Bu kararı kim aldı ise, kim aldırdı ise, kim bu karardan, bu bilgi karartmasından medet umdu ise bu ülkenin de, bu ülkeyi yöneten iktidarın da lehine bir iş yapmadığını, tam aksine ülke aleyhine, iktidar aleyhine çalıştığını bilin, bilsin. Elbette kan revan fotoğrafların yayınlanmasını ve yayılmasını engelleyeceksiniz. Elbette terör ve kan şehvetine kendini kaptıran hayasızlara imkan vermeyeceksiniz. Ama bunu yapmak için tüm bilgi akışını kesmeyeceksiniz. Asıl panik, asıl dezenformasyon bilgi akışı kesildiği anda ortaya çıkıyor. “Halkı panik ve karamsarlığa sevk etmek” dediğiniz şey halk körleştiğinde, bilgiye ulaşamaz ve bilgiyi paylaşamaz hale geldiğinde ortaya çıkıyor. Ve bu bilgi akışını engelleyenler, aslında çok ciddi bir Anayasal suç işliyorlar.

Halkın haber alma ve medyanın haber verme özgürlüğünü elinden alıyorlar. Haber alma ve verme özgürlüğünü kötüye kullanana elbette yasalar çerçevesinde hesap sorulur, yasada yeri olduğu ölçüde ceza verilir. Ama haber alma özgürlüğünü kötüye kullanmak ne kadar suç ise haber alma özgürlüğünü engellemek de o denli suçtur. Hatta daha büyük suçtur.
Çünkü o, Anayasa ile korunmaktadır.
Sizin kafanızdaki ölçü ile değil."