Forwarded from Ahmet Arif Kutlu
İstanbul Üniversitesi Öncü Kuşak Kulübü olarak Bu Ülke kitabından seçili kavramlar üzerine tartışacağımız ve fikir alışverişinde bulunacağımız bir program gerçekleştireceğiz.
Katılmak isteyenler formu doldurabilir:
https://forms.gle/k65sZPoxPLLF772q9
Katılmak isteyenler formu doldurabilir:
https://forms.gle/k65sZPoxPLLF772q9
Forwarded from Vuqar Azerbaycan
Azerbaycan MTO kitap tahlili.
Samirə kardeşimiz, Sezai Karakoçun "İnsanlığın dirilişi" kitabının tahlilini Azerbaycan MTO kadın talebeleriyle birlikte yaptılar.
İnsanlığın dirilişi, İslam'ın dirilişiyle mümkün olacaktır...
MTO-nun nefesi Azerbaycanda ses olmaya başlıyor inseAllah...
Samirə kardeşimiz, Sezai Karakoçun "İnsanlığın dirilişi" kitabının tahlilini Azerbaycan MTO kadın talebeleriyle birlikte yaptılar.
İnsanlığın dirilişi, İslam'ın dirilişiyle mümkün olacaktır...
MTO-nun nefesi Azerbaycanda ses olmaya başlıyor inseAllah...
Allah cc yolunuzu açık etsin Vuqar kardeş.
Azerbaycan'dan çok güzel bir başlangıç yapıyoruz sizlerle.
Köklü, kalıcı, uzun soluklu bir medeniyet tasavvuru yolculuğu bu.
Bütün kardeşlerimize yürek dolusu selamlar…
Azerbaycan'dan çok güzel bir başlangıç yapıyoruz sizlerle.
Köklü, kalıcı, uzun soluklu bir medeniyet tasavvuru yolculuğu bu.
Bütün kardeşlerimize yürek dolusu selamlar…
Forwarded from Vuqar Azerbaycan
Sadece Bakü'de değil....
Bir Medeniyet coşkusu, bir Medeniyet hasreti... Şeki'nin küçük bir ilçesinde küçük bir mescidinde de bereketlendi değerli hocam.
Sezai Karakoç, "İslam'ın dirilişi" dediğinde, kalplerden ruha taşan şiirin musiki olarak dağların taşların nağmesini ruha akıtan bir coşku olduğunu bildiriyor.
MTO, okuldan daha fazlası. Bir tohum gibi Azerbaycana dokundu. Dokunan kalplerden ruha nakış gibi dokundu tasavvurun zevkini verdi. Zevki selime giden kardeşlik ruhu, muhabbet ve uhuvveti Sezai Karakoç üzerinden bize yağmur gibi Rahmet olarak indirdi. Küçük mescitte, kitapla dünyanın kapısını açtık. Ancak hasretinde olduğumuz dünyanın.
Bu bir Yusuf Kaplan farkı. Hocamızın enfüsünden yankılanan nefes, Azerbaycan afakında ruhların ufkuna ışık tuttu. Allah razı olsun Yusuf Hocamızdan. Bizim dert sofrasından nasiplenmemize vesile oldu...
Bir Medeniyet coşkusu, bir Medeniyet hasreti... Şeki'nin küçük bir ilçesinde küçük bir mescidinde de bereketlendi değerli hocam.
Sezai Karakoç, "İslam'ın dirilişi" dediğinde, kalplerden ruha taşan şiirin musiki olarak dağların taşların nağmesini ruha akıtan bir coşku olduğunu bildiriyor.
MTO, okuldan daha fazlası. Bir tohum gibi Azerbaycana dokundu. Dokunan kalplerden ruha nakış gibi dokundu tasavvurun zevkini verdi. Zevki selime giden kardeşlik ruhu, muhabbet ve uhuvveti Sezai Karakoç üzerinden bize yağmur gibi Rahmet olarak indirdi. Küçük mescitte, kitapla dünyanın kapısını açtık. Ancak hasretinde olduğumuz dünyanın.
Bu bir Yusuf Kaplan farkı. Hocamızın enfüsünden yankılanan nefes, Azerbaycan afakında ruhların ufkuna ışık tuttu. Allah razı olsun Yusuf Hocamızdan. Bizim dert sofrasından nasiplenmemize vesile oldu...
Birazdan MTO'da saat 21.30'da
Sinemanın Dünyası: Dünya Sineması
dersimiz var.
Bu akşam sinemada dil meselesini mercek altına alacağım.
Form, normunu dayatır, demek ne demek?
Sinemada dil nasıl kurulur?
Türk sinemasının dili neden var mıdır?
#MedeniyetTasavvuruYolculuğu'muz 81 vilâyetimizde ve 60 küsür ülkede sınır tanımadan devam ediyor…
@MtoBilgi
Sinemanın Dünyası: Dünya Sineması
dersimiz var.
Bu akşam sinemada dil meselesini mercek altına alacağım.
Form, normunu dayatır, demek ne demek?
Sinemada dil nasıl kurulur?
Türk sinemasının dili neden var mıdır?
#MedeniyetTasavvuruYolculuğu'muz 81 vilâyetimizde ve 60 küsür ülkede sınır tanımadan devam ediyor…
@MtoBilgi
Forwarded from Tuba Demir
“‘Oku!’ emriyle başlayan bir dirilişin izinde, İnsanlığın Dirilişi kitabıyla buluşuyoruz tekrardan biiznillah. Kelimeler, düşünceler ve hakikat yolunda birlikte tefekkür etmek için cumartesi günü bir araya geliyoruz. Kitabımız elimizde, zihnimiz ve kalbimiz hazır olsun. Unutmayalım; diriliş, okumakla başlar🌸
Forwarded from Muharrem Kartancı
Media is too big
VIEW IN TELEGRAM
Ben, bir kişiyi arıyorum!
Ülkenin
coğrafyanın,
ümmetin
kaderini değiştirebilecek
inanmış ve adanmış ‘bir kişi’yi arıyorum.
@yenisafakwriter
*
#MTO
Ege, Akdeniz ‘seferi’
8. Gün
✔️MTO Kahvaltısı
✔️Antalya Proje İHL
✔️Hayme Ana Proje İHL
📍Antalya
#MedeniyetTasavvuruYolculuğu
@MtoBilgi @safakyagmurlari
https://x.com/muharremkrtnc/status/1869459987065684287?s=52
Ülkenin
coğrafyanın,
ümmetin
kaderini değiştirebilecek
inanmış ve adanmış ‘bir kişi’yi arıyorum.
@yenisafakwriter
*
#MTO
Ege, Akdeniz ‘seferi’
8. Gün
✔️MTO Kahvaltısı
✔️Antalya Proje İHL
✔️Hayme Ana Proje İHL
📍Antalya
#MedeniyetTasavvuruYolculuğu
@MtoBilgi @safakyagmurlari
https://x.com/muharremkrtnc/status/1869459987065684287?s=52
Forwarded from من لطف الله
1cisi Dil meselesi, varlığımızın şartıdır. Varoluşumuzun şartıdır. Yani, varlığımızı inşa edebilmemizin ve varlığımızı sürdürebilmemizin şartı dil kurabilmekten geçer.
Dilini kaybeden bir toplum, zihnini kaybetmiş demektir. Dolayısıyla, asla zemine ulaşamaz. Oraya buraya savrulur. Zemini kaygan zeminlere mahkûm olur. Çok önemli bir cümle kuruyorum: Kaygan zeminlerde patinaj yapmaktan kurtulamaz.
Bizim 200 yıldır yaptığımız şey nedir? Kaygan zeminlerde patinaj yapıyoruz. Neden? Çünkü zemin olmadığı için. Zemin, Müslümanca bir zemin olmadığı için. Müslümanca bir zemin yoksa, bilin ki Müslüman zihni olmadığı içindir. Müslüman zihni buharlaştığı, sırra kadem bastığı ve ulaşamadığımız içindir.
Müslüman zihni, zeminini inşa edecek kadar bir "Mekke sürecini" yani Müslümanca yaşama zemini olan "Medine sürecini" inşa edecek kadar içselleştiremediği, özümseyemediği içindir.
Zihin asıl; zemin, usul. Bu çok önemli bir şey. Yani zemin meselesi vasat, sinema bir vasat meselesidir. Zihin meselesi, dil meselesi ve aynı zamanda yer meselesidir. Dil, varlığın evidir.
Dil olmadan, zihin olmadan kesinlikle varlığınızı sürdüremezsiniz. Var olduğunuzu söyleyemezsiniz. Varlığınızı inşa edemezsiniz. Hayatınızı inşa edemezsiniz. Bir dünya inşa edemezsiniz. Bu mümkün değildir.
Bir dünya inşa edebilmenin yolu, kesinlikle konuşabilmekten ve zihne sahip olmaktan geçer. Zihnine, Müslüman zihnine ulaşan insanlar, Müslümanca yaşama zeminine; yani Medine'ye ulaşır. Dolayısıyla oradan bir dünya kurarlar.
Mekke süreci zihin inşası sürecidir. Orada insan yetiştiriliyor. Medine süreci, Müslümanca yaşama zemininin inşası sürecidir. Orada bir hayat inşa ediliyor. Müslüman hayatı inşa ediliyor.
Ve Müslüman zamanı, medeniyet süreci başlıyor. Dolayısıyla orada bir dünya kuruluyor. İslam'ın şekillendirdiği bir "Zeitgeist" (çağ ruhu, zamanın ruhu) ortaya çıkıyor.
Çok önemli bir şey söylüyorum: Bütün her şeyin anahtarı burada gizlidir. Sinemanın, mimarinin, estetiğin, ahlakın, bilimin; yani bütün medeniyet atılımının. Sanatın, ahlakın, hayatın... Her şeyin anahtarı burada gizli.
İlk önce bir insan tasavvuru geliştireceksiniz. Sonra onu hayata dökeceksiniz. Medine'de bir hayat inşa edeceksiniz. İlk önce Müslüman şahsiyetini inşa edeceksiniz. Müslüman zihnini inşa edeceksiniz. O zihinden sonra Müslümanca yaşama zemini, yani Medine kurulacak.
Medine'de bir hayat inşa edilecek. Müslüman hayatını inşa edeceksiniz. Üçüncü aşamada, medeniyet aşamasına geçeceksiniz: Mekke + Medine = Medeniyet. İnsan + Hayat = Dünya.
Zihin + Zemin = Zaman. Bu aşamada kesinlikle bir dünya kuruyorsunuz. Dünyayı siz şekillendiriyorsunuz. Dünyanın ruhunu, çağın ruhunu siz şekillendiriyorsunuz.
Baştaki cümlem neydi? Sinema, çağımızın Zeitgeis . Çağın ruhu sinemadır.
Negatif ve pozitif yönleriyle, olumlu ve olumsuz yanlarıyla... Ne demek bu? Negatif ve pozitif yanlar: Mesela, Hollywood sineması. Dolayısıyla popüler sinema...
Hollywood, popüler sinemanın bir örneğidir. Onun timsalidir, misalidir. Dolayısıyla kodlarını belirlemiştir popüler sinemanın.
Kitap gösterme zamanı: Crystal Thompson (Kristal Hollywood).
Not aldıklarım hocalarım
Dilini kaybeden bir toplum, zihnini kaybetmiş demektir. Dolayısıyla, asla zemine ulaşamaz. Oraya buraya savrulur. Zemini kaygan zeminlere mahkûm olur. Çok önemli bir cümle kuruyorum: Kaygan zeminlerde patinaj yapmaktan kurtulamaz.
Bizim 200 yıldır yaptığımız şey nedir? Kaygan zeminlerde patinaj yapıyoruz. Neden? Çünkü zemin olmadığı için. Zemin, Müslümanca bir zemin olmadığı için. Müslümanca bir zemin yoksa, bilin ki Müslüman zihni olmadığı içindir. Müslüman zihni buharlaştığı, sırra kadem bastığı ve ulaşamadığımız içindir.
Müslüman zihni, zeminini inşa edecek kadar bir "Mekke sürecini" yani Müslümanca yaşama zemini olan "Medine sürecini" inşa edecek kadar içselleştiremediği, özümseyemediği içindir.
Zihin asıl; zemin, usul. Bu çok önemli bir şey. Yani zemin meselesi vasat, sinema bir vasat meselesidir. Zihin meselesi, dil meselesi ve aynı zamanda yer meselesidir. Dil, varlığın evidir.
Dil olmadan, zihin olmadan kesinlikle varlığınızı sürdüremezsiniz. Var olduğunuzu söyleyemezsiniz. Varlığınızı inşa edemezsiniz. Hayatınızı inşa edemezsiniz. Bir dünya inşa edemezsiniz. Bu mümkün değildir.
Bir dünya inşa edebilmenin yolu, kesinlikle konuşabilmekten ve zihne sahip olmaktan geçer. Zihnine, Müslüman zihnine ulaşan insanlar, Müslümanca yaşama zeminine; yani Medine'ye ulaşır. Dolayısıyla oradan bir dünya kurarlar.
Mekke süreci zihin inşası sürecidir. Orada insan yetiştiriliyor. Medine süreci, Müslümanca yaşama zemininin inşası sürecidir. Orada bir hayat inşa ediliyor. Müslüman hayatı inşa ediliyor.
Ve Müslüman zamanı, medeniyet süreci başlıyor. Dolayısıyla orada bir dünya kuruluyor. İslam'ın şekillendirdiği bir "Zeitgeist" (çağ ruhu, zamanın ruhu) ortaya çıkıyor.
Çok önemli bir şey söylüyorum: Bütün her şeyin anahtarı burada gizlidir. Sinemanın, mimarinin, estetiğin, ahlakın, bilimin; yani bütün medeniyet atılımının. Sanatın, ahlakın, hayatın... Her şeyin anahtarı burada gizli.
İlk önce bir insan tasavvuru geliştireceksiniz. Sonra onu hayata dökeceksiniz. Medine'de bir hayat inşa edeceksiniz. İlk önce Müslüman şahsiyetini inşa edeceksiniz. Müslüman zihnini inşa edeceksiniz. O zihinden sonra Müslümanca yaşama zemini, yani Medine kurulacak.
Medine'de bir hayat inşa edilecek. Müslüman hayatını inşa edeceksiniz. Üçüncü aşamada, medeniyet aşamasına geçeceksiniz: Mekke + Medine = Medeniyet. İnsan + Hayat = Dünya.
Zihin + Zemin = Zaman. Bu aşamada kesinlikle bir dünya kuruyorsunuz. Dünyayı siz şekillendiriyorsunuz. Dünyanın ruhunu, çağın ruhunu siz şekillendiriyorsunuz.
Baştaki cümlem neydi? Sinema, çağımızın Zeitgeis . Çağın ruhu sinemadır.
Negatif ve pozitif yönleriyle, olumlu ve olumsuz yanlarıyla... Ne demek bu? Negatif ve pozitif yanlar: Mesela, Hollywood sineması. Dolayısıyla popüler sinema...
Hollywood, popüler sinemanın bir örneğidir. Onun timsalidir, misalidir. Dolayısıyla kodlarını belirlemiştir popüler sinemanın.
Kitap gösterme zamanı: Crystal Thompson (Kristal Hollywood).
Not aldıklarım hocalarım
Forwarded from Vuqar Azerbaycan
Azerbaycanda MTO tohumu...
MTO talebesi olan Farid Azizov kardeşimizin 100 kitap listesinden ilk 5 kitabı Türkiye'den siparişle bize vardı.
MTO, görünüyor ki, buralarda da kök saldı. Fidan verecektir inseAllah.
Okumalardan dokumalara, 'bil'melerden 'bul'malara ve nihayetinde 'ol'maya doğru, doğrulmak ve doğrultmak medeniyet filizini...
MTO, niyeti tohum gibi attı kalbimize... Bize düşen, okuyarak bu kalbe düşen tohumu beslemek ve gelecek nesle meyve durarak geleceği beslemek...
Tohum bozulursa, meyve vermez... Rabbim niyetimizi "halis", zihnimizi "salih" amelimizi "ihlas" üzere daim kılsın...
Bu tohumu nakış nakış ruhumuza işleyen Yusuf hocamızdan da razı olsun...
Selam ve dua ile...
MTO talebesi olan Farid Azizov kardeşimizin 100 kitap listesinden ilk 5 kitabı Türkiye'den siparişle bize vardı.
MTO, görünüyor ki, buralarda da kök saldı. Fidan verecektir inseAllah.
Okumalardan dokumalara, 'bil'melerden 'bul'malara ve nihayetinde 'ol'maya doğru, doğrulmak ve doğrultmak medeniyet filizini...
MTO, niyeti tohum gibi attı kalbimize... Bize düşen, okuyarak bu kalbe düşen tohumu beslemek ve gelecek nesle meyve durarak geleceği beslemek...
Tohum bozulursa, meyve vermez... Rabbim niyetimizi "halis", zihnimizi "salih" amelimizi "ihlas" üzere daim kılsın...
Bu tohumu nakış nakış ruhumuza işleyen Yusuf hocamızdan da razı olsun...
Selam ve dua ile...
Almanya - Hollanda “seferimiz” bugün başlıyor…
Frankfurt’ta 28-29 Aralık tarihlerinde Hayat Kitap Fuarı’nda olacağım.
Berlin, Hamburg, Herborn, Amsterdam’da konferanslarım var.
Almanya ve Hollanda’daki kardeşlerimi bekliyorum.
Frankfurt’ta 28-29 Aralık tarihlerinde Hayat Kitap Fuarı’nda olacağım.
Berlin, Hamburg, Herborn, Amsterdam’da konferanslarım var.
Almanya ve Hollanda’daki kardeşlerimi bekliyorum.