Forwarded from Muharrem Kartancı
Okumadan karar vermeyin!
MTO Başvuru Linki:
https://forms.gle/QJycZ62iATonMt4T8
📌
ATEŞTEN GÜL MÜ YETİŞTİRMEK?
‘Medeniyet Tasavvuru Okulu’
Ateşten gül mü dediniz?
Dertden hayat bulanlar;
ateşden gülü yetiştirenlerdi...
MTO’da Yusuf kalpli ‘hoca’,
zından kuyusunda kalplerdeki elif yani ilahi aşkı yoğurarak pişiriyor.
Ateşte gülüstanlık mı dediniz?
İşte dertten doğan hayat.
MTO, dertlilerin elif aşkının ateşidir.
Bu ateşte pişen kalplerin
tatlı hikmet meyvesine
insanlık muhtaç...
Devamı:⤵️⤵️⤵️
https://x.com/muharremkrtnc/status/1845917332121469091?s=52
MTO Başvuru Linki:
https://forms.gle/QJycZ62iATonMt4T8
📌
ATEŞTEN GÜL MÜ YETİŞTİRMEK?
‘Medeniyet Tasavvuru Okulu’
Ateşten gül mü dediniz?
Dertden hayat bulanlar;
ateşden gülü yetiştirenlerdi...
MTO’da Yusuf kalpli ‘hoca’,
zından kuyusunda kalplerdeki elif yani ilahi aşkı yoğurarak pişiriyor.
Ateşte gülüstanlık mı dediniz?
İşte dertten doğan hayat.
MTO, dertlilerin elif aşkının ateşidir.
Bu ateşte pişen kalplerin
tatlı hikmet meyvesine
insanlık muhtaç...
Devamı:⤵️⤵️⤵️
https://x.com/muharremkrtnc/status/1845917332121469091?s=52
Forwarded from Esra Gülşah
Mto'ya ilk girdiğim zamanlarda buradan şöyle bir yazı paylaşmıştım, tekrardan onu paylaşmak isterim. O kadar heyecanlıydım ki... Bir hayalim vardı, Mto Anaokulu kurmak :) Bilme, bulma, olma sınıfları... Tekrardan o heyecanla baştan başlamak istiyorum, daha sıkı sıkıya bağlanarak inşaAllah. Yazım da şu şekildeydi:
Mto ile yeni bir Medeniyet kurulacak inşaAllah.
Öncü kuşaklar, yeni nesiller yetiştirecek.
Derdi olan öncülerin dertli talebeleri olacak.
Bu güzide talebeler ile yeni bir toplum inşâ edilecek.
Her bir Mto talebesi, bir hikmet penceresi.
Her bir Mto talebesi, bir diriliş eri.
Her bir Mto talebesi, elinde bir meşale tutmakta.
Gaflet nedir bilmez, umutsuzluk içinde olmaz.
Elinde tuttuğu meşale ile topluma ışık tutacağı günü beklemekte.
Yozlaşma ve yobazlaşmaya karşıdır Mto talebesi.
Bir tohum misali, büyüyüp boy atacağı günü beklemekte.
Bir muştu olacak insanlığa, karanlıkların içerisine bir güneş misali doğacak.
Hakikâtin peşinde koşacak.
Vahyle donanmış akıl ile dünyaya tasarruf edecek.
Mto ile yeni bir Medeniyet kurulacak inşaAllah.
Öncü kuşaklar, yeni nesiller yetiştirecek.
Derdi olan öncülerin dertli talebeleri olacak.
Bu güzide talebeler ile yeni bir toplum inşâ edilecek.
Her bir Mto talebesi, bir hikmet penceresi.
Her bir Mto talebesi, bir diriliş eri.
Her bir Mto talebesi, elinde bir meşale tutmakta.
Gaflet nedir bilmez, umutsuzluk içinde olmaz.
Elinde tuttuğu meşale ile topluma ışık tutacağı günü beklemekte.
Yozlaşma ve yobazlaşmaya karşıdır Mto talebesi.
Bir tohum misali, büyüyüp boy atacağı günü beklemekte.
Bir muştu olacak insanlığa, karanlıkların içerisine bir güneş misali doğacak.
Hakikâtin peşinde koşacak.
Vahyle donanmış akıl ile dünyaya tasarruf edecek.
Forwarded from Vuqar Azizov
*Bal arısı MTO-nu arıyor*
Nahl suresi 68-69-da Allahü Teâlâ, "Rabbin, bal arısına; dağlarda, ağaçlarda ve hazırladıkları şeylerde yuva edinmesini vahyetti. Sonra, her çeşit bitkiden ye. Rabb'inin emre amade kılınmış yollarında dolaş. Onun karınlarından, çeşitli renklerde şerbet çıkar. Onda, insanlar için şifa vardır. Bunda düşünen bir toplum için kesinlikle bir ayet vardır."
Zihnime dolan ayet... Kalbimi titreden ayet. Ayetten, varlığa akan ışık, varlıktan bir ayet çıkarıyor. Ayetten ayet çıkıyor. Sözlü ayet, hayatın akışından insan kalbine yansıyor. Varlıktan gelen zihnindeki ayeti çıkar diyor sanki...
Öncelikle bir ev kurmak. Yuva kurulması gerek. Bu yuva sadece dinlenme yeri değil, bu yuva şifa vesilesi.
Yuvaya takılıp kalma, haydi çık yuvadan, bitkileri, çiçekleri, ağacları alemi gez dolan, onlardan gıda al.
Sonra yine dön yuvana. Yuvanı tatlandır. Aldıklarını oraya kalbinden kaynaştırarak çıkar...
Bir bal arısının yanında yolculuk yaparken düşünelim kendimizi... Yuvadan mavi gök kubbenin sonsuz derinliğine daliyoruz... Söyle bir yükseliyor, mavi semadan içimize bir ferahlık doluyor... Daireler çizerek yeşillikler üzerinden bir bahçeye uğruyoruz... Kırmızı, menekşe çiçekler... Kokular içinde onlar arasında dönüp dolanıyoruz pervane gibi... Güzelim renkler içinde uçuşurken, biranda meyve ağaçları arasından sızarak büyük bir ıhlamur ağacının çiçekleri arasından yeniden semaya açılıyor, bahçenin güzelliğine bütün bir bakış atıyor ve yeniden onlar içine dalıyoruz... Diğer arılara mesaj iletiliyor... Bal arıları toplanıyorlar... Çiçek çiçek geziyorlar... Zarif vız vız sesleri bahçeyi kaplıyor... Yok yok... Bu kafa yorucu ses değil, bu aşkın musikisi... Çiçeklere sadece bülbüller mi okur sanırsınız? Yok... Arılar da nağmelerle çiçeklerin gönlündeki güzelliği kendi canına katar... Çiçekleri incitmez, çiçekler bu nağmelerin şevkinden canlarından en güzel parçayı armağan eder arının kalbine... Arı aşkıyla pişirir aldıklarını işte balın tatlı oluşu tabiata olan sevgisinden mi? Kim bilir...
Şimdi duralım... Çıkalım arıların dünyasından... Dönelim kendi dünyamıza... Genclere bir de bu gözle bakalım... Ne görüyoruz? Hepsinde bir bal arısı aşkı var... Zihinleri tamamlamak için kendisini arayışta... Ancak o da ne.. Her kes kafasını eğmiş, yüzlerine ışık yansıyor... Bu ekrana bakan ya gülüyor, ya hüzünleniyor... Sonra ekranın ışığı kapanıyor... Genç kafasını kaldırıp etrafa bakınıyor... Sanki sarhoş... Etrafda hiçbir şey çekici değil. Yüzüne soğuk ifade yayılmış bakıyor. Göz bakıyor, ancak göz ardındaki zihin gördüğünü algılayamaz halde.. Yine ışık açılıyor, göz giriyor ekrana.. kendini bıraktı ekranın emrine... Gözden milyonlarca resim, kulaktan karışık sesler doluyor... Zihin biraz da bulanıklaşıyor...
Gence üzüldük değil mi? Ancak genc kafasını kaldırdığında bize soğuk yüzüyle şunu söyledi: benim kalbim aç... Her şey o kadar süni. Ki kalbim mutmain olmuyor. Kendimi bu sahte ekrana bırakmışım... Bal arısı işte. Bahçesini arıyor ancak bulamıyor...
Bu sahte dünya içinde bir bahçe doğdu... Onun ismi MEDENİYET TASAVVURU OKULU...
Güzel güller, tatlı meyveleri olan bir bahçe... Her Gül'ün ayrı bir güzelliği var... Hangi gül bunlar? Durun anlatayım:
Sezai Karakoç; diriliş muştusuyla gelen koku.
Necip Fazıl Kısakürek; kelimelerinde ruha gıda vitaminler saklı.
Mustafa Kutlu; hikayelerinde bahçedeki böceklerin ağaçlardaki meyvelere aşkı var.
Garaudy; bu bahçe toprağında fidan veren yeni bir meyve.
Rasim Özdenören; bahçedeki güllerin nasıl yetişmesinden konu açar.
Cemil Meriç; bahçeni kendi edebi dil kokusuyla saran gül.
Ahmet Hamdi Tanpınar; beş şehrin kokusuyla bu bahçe toprağına zenginlik katar.
Cahit Zarifoğlu; acziyetiyle bu bahçede yaşamanın sırrının kokusunu üfler bahçeye.
İsmet Özel; sert kelime kokusuyla uyuşmaya doğru kayan zihni uyandıran etkili bir gül.
Nahl suresi 68-69-da Allahü Teâlâ, "Rabbin, bal arısına; dağlarda, ağaçlarda ve hazırladıkları şeylerde yuva edinmesini vahyetti. Sonra, her çeşit bitkiden ye. Rabb'inin emre amade kılınmış yollarında dolaş. Onun karınlarından, çeşitli renklerde şerbet çıkar. Onda, insanlar için şifa vardır. Bunda düşünen bir toplum için kesinlikle bir ayet vardır."
Zihnime dolan ayet... Kalbimi titreden ayet. Ayetten, varlığa akan ışık, varlıktan bir ayet çıkarıyor. Ayetten ayet çıkıyor. Sözlü ayet, hayatın akışından insan kalbine yansıyor. Varlıktan gelen zihnindeki ayeti çıkar diyor sanki...
Öncelikle bir ev kurmak. Yuva kurulması gerek. Bu yuva sadece dinlenme yeri değil, bu yuva şifa vesilesi.
Yuvaya takılıp kalma, haydi çık yuvadan, bitkileri, çiçekleri, ağacları alemi gez dolan, onlardan gıda al.
Sonra yine dön yuvana. Yuvanı tatlandır. Aldıklarını oraya kalbinden kaynaştırarak çıkar...
Bir bal arısının yanında yolculuk yaparken düşünelim kendimizi... Yuvadan mavi gök kubbenin sonsuz derinliğine daliyoruz... Söyle bir yükseliyor, mavi semadan içimize bir ferahlık doluyor... Daireler çizerek yeşillikler üzerinden bir bahçeye uğruyoruz... Kırmızı, menekşe çiçekler... Kokular içinde onlar arasında dönüp dolanıyoruz pervane gibi... Güzelim renkler içinde uçuşurken, biranda meyve ağaçları arasından sızarak büyük bir ıhlamur ağacının çiçekleri arasından yeniden semaya açılıyor, bahçenin güzelliğine bütün bir bakış atıyor ve yeniden onlar içine dalıyoruz... Diğer arılara mesaj iletiliyor... Bal arıları toplanıyorlar... Çiçek çiçek geziyorlar... Zarif vız vız sesleri bahçeyi kaplıyor... Yok yok... Bu kafa yorucu ses değil, bu aşkın musikisi... Çiçeklere sadece bülbüller mi okur sanırsınız? Yok... Arılar da nağmelerle çiçeklerin gönlündeki güzelliği kendi canına katar... Çiçekleri incitmez, çiçekler bu nağmelerin şevkinden canlarından en güzel parçayı armağan eder arının kalbine... Arı aşkıyla pişirir aldıklarını işte balın tatlı oluşu tabiata olan sevgisinden mi? Kim bilir...
Şimdi duralım... Çıkalım arıların dünyasından... Dönelim kendi dünyamıza... Genclere bir de bu gözle bakalım... Ne görüyoruz? Hepsinde bir bal arısı aşkı var... Zihinleri tamamlamak için kendisini arayışta... Ancak o da ne.. Her kes kafasını eğmiş, yüzlerine ışık yansıyor... Bu ekrana bakan ya gülüyor, ya hüzünleniyor... Sonra ekranın ışığı kapanıyor... Genç kafasını kaldırıp etrafa bakınıyor... Sanki sarhoş... Etrafda hiçbir şey çekici değil. Yüzüne soğuk ifade yayılmış bakıyor. Göz bakıyor, ancak göz ardındaki zihin gördüğünü algılayamaz halde.. Yine ışık açılıyor, göz giriyor ekrana.. kendini bıraktı ekranın emrine... Gözden milyonlarca resim, kulaktan karışık sesler doluyor... Zihin biraz da bulanıklaşıyor...
Gence üzüldük değil mi? Ancak genc kafasını kaldırdığında bize soğuk yüzüyle şunu söyledi: benim kalbim aç... Her şey o kadar süni. Ki kalbim mutmain olmuyor. Kendimi bu sahte ekrana bırakmışım... Bal arısı işte. Bahçesini arıyor ancak bulamıyor...
Bu sahte dünya içinde bir bahçe doğdu... Onun ismi MEDENİYET TASAVVURU OKULU...
Güzel güller, tatlı meyveleri olan bir bahçe... Her Gül'ün ayrı bir güzelliği var... Hangi gül bunlar? Durun anlatayım:
Sezai Karakoç; diriliş muştusuyla gelen koku.
Necip Fazıl Kısakürek; kelimelerinde ruha gıda vitaminler saklı.
Mustafa Kutlu; hikayelerinde bahçedeki böceklerin ağaçlardaki meyvelere aşkı var.
Garaudy; bu bahçe toprağında fidan veren yeni bir meyve.
Rasim Özdenören; bahçedeki güllerin nasıl yetişmesinden konu açar.
Cemil Meriç; bahçeni kendi edebi dil kokusuyla saran gül.
Ahmet Hamdi Tanpınar; beş şehrin kokusuyla bu bahçe toprağına zenginlik katar.
Cahit Zarifoğlu; acziyetiyle bu bahçede yaşamanın sırrının kokusunu üfler bahçeye.
İsmet Özel; sert kelime kokusuyla uyuşmaya doğru kayan zihni uyandıran etkili bir gül.
Forwarded from Vuqar Azizov
Aliya İzzetbegovic; Balkanların kederli kokusunu bahçeye hüzünle veren çiçek.
Bediüzzaman Said Nursi; kökleri iman toprağında, semaya açılmış bir ihlamur... Tüm bahçeyi hikmetiyle kuşatan, zarif iman konuları güzel kokusuyla değil bahçeye etrafa dağıtan bir ağaç...
Bunlar bahçenin sırrını kokusunda taşıyan çiçekler. Başka daha ne meyveler güller var burada. Mesela Peygamberin kokusunu güzelliği ile bütünleyen Osman Nuri Topbaş hoca efendinin nefesi var bu bahçede.
Kalbi hakikate aç olanlar zihinler buraya toplanıyor... Buradan besleniyor... Her çiçekten bal arısı misali kendine has güzelliği kapıyor. Talebe... Talebenin çiçeklerdeki hikmete ihtiyacı olmasa o çiçekler onlara göğsünü açarmıydı hiç? Kitap sadece okunmakla bilinmez. Kitap her okuyana sırrını açmaz. Kitap kendini ona ondaki aşka ve hakikate adayana mahremini açar.
Nasıl her bal arısı çiçekler içinde dolanırken diğer bal arılarını sesler, öyle de her kalbi hakikatle çırpınan talebenin çırpınışı bu aşkla yanan insanları da aynı bahçeye davet eder. Talebeler arasında geçen sohbet de arıların bahçedeki hoş musikisi gibi gönüllere rahmet olur.
Her bal arısı olan talebe, kendi zihninden kalbine aldıklarını işler, ondan bal misali hikmeti doğurur.
Her çiçeğin balının tadı farklı şifa ise, her kalbin imanından zahire dökülen emelleri de topluma bir şifadır. Bu yüzden her talebe biricikdir.
Evet her talebe bir bal arısı... Kurdukları yuva, yatıp uyumak için değil. Bu yuva onların zihinleridir. Her biri birer çiçek olan kitaplardan emdikleri manaları zihinlerinde bala dönüştürüyor, ihtiyaç duyan gönüllere şifa oluyorlar.
Burası sadece bir okul değil, bir bahçe. Kokusu hâlâ canlı kalan güllerin bahçesi. Bu bahçede vardır şifa.
Dolayısıyla bu bahçe tüm çiçekleriyle Okuldur. Tasavvuru kokusuysa, Medeniyeti baldır...
Bal ki, tüm insanlık için faydalı... Bu balı da sadece hikmete, gül ve bahçeye aşık ve bu bahçeye kendini adayan bal arıları yapabilir.
Bu bahçede kokudan güle bütünlemeyen kalp, hikmete aç kalır...
Bal isteyenler, fedakar olmalı... Bu okul bunun en güzel numunesi.
Bu bahçeyi bizim için kuran, ona güzellik veren Yusuf Kaplan hocamızdan Allah razı olsun...
Bal arıları MTO-nu arıyor. MTO ise bala hasret gönül istiyor... Yuvasını terkederek, çiçekler arasında durmadan koşan, hasta ruhlara bal şifasını arayan gönüllere selam olsun. Allah bizleri de bu yolda gayretimizde sabit yapsın... Gayret gayeden doğar. Gayenin en çok ihtiyaç duyulduğu bir zaman diliminde bal arıları telef olmadan onları koruyup kollayan, bahçesinde onlara da yer açan Yusuf Kaplan hocamızın gayretine biz bu dünyada şahidiz. Rabbim de ahiretde onu peygamberimize yoldaş eylesin. Hepimizi kevser havuzu etrafında bal havuzundan tatmaya nasip etsin.
Selam ve dua olsun. Allah razı olsun...
Bediüzzaman Said Nursi; kökleri iman toprağında, semaya açılmış bir ihlamur... Tüm bahçeyi hikmetiyle kuşatan, zarif iman konuları güzel kokusuyla değil bahçeye etrafa dağıtan bir ağaç...
Bunlar bahçenin sırrını kokusunda taşıyan çiçekler. Başka daha ne meyveler güller var burada. Mesela Peygamberin kokusunu güzelliği ile bütünleyen Osman Nuri Topbaş hoca efendinin nefesi var bu bahçede.
Kalbi hakikate aç olanlar zihinler buraya toplanıyor... Buradan besleniyor... Her çiçekten bal arısı misali kendine has güzelliği kapıyor. Talebe... Talebenin çiçeklerdeki hikmete ihtiyacı olmasa o çiçekler onlara göğsünü açarmıydı hiç? Kitap sadece okunmakla bilinmez. Kitap her okuyana sırrını açmaz. Kitap kendini ona ondaki aşka ve hakikate adayana mahremini açar.
Nasıl her bal arısı çiçekler içinde dolanırken diğer bal arılarını sesler, öyle de her kalbi hakikatle çırpınan talebenin çırpınışı bu aşkla yanan insanları da aynı bahçeye davet eder. Talebeler arasında geçen sohbet de arıların bahçedeki hoş musikisi gibi gönüllere rahmet olur.
Her bal arısı olan talebe, kendi zihninden kalbine aldıklarını işler, ondan bal misali hikmeti doğurur.
Her çiçeğin balının tadı farklı şifa ise, her kalbin imanından zahire dökülen emelleri de topluma bir şifadır. Bu yüzden her talebe biricikdir.
Evet her talebe bir bal arısı... Kurdukları yuva, yatıp uyumak için değil. Bu yuva onların zihinleridir. Her biri birer çiçek olan kitaplardan emdikleri manaları zihinlerinde bala dönüştürüyor, ihtiyaç duyan gönüllere şifa oluyorlar.
Burası sadece bir okul değil, bir bahçe. Kokusu hâlâ canlı kalan güllerin bahçesi. Bu bahçede vardır şifa.
Dolayısıyla bu bahçe tüm çiçekleriyle Okuldur. Tasavvuru kokusuysa, Medeniyeti baldır...
Bal ki, tüm insanlık için faydalı... Bu balı da sadece hikmete, gül ve bahçeye aşık ve bu bahçeye kendini adayan bal arıları yapabilir.
Bu bahçede kokudan güle bütünlemeyen kalp, hikmete aç kalır...
Bal isteyenler, fedakar olmalı... Bu okul bunun en güzel numunesi.
Bu bahçeyi bizim için kuran, ona güzellik veren Yusuf Kaplan hocamızdan Allah razı olsun...
Bal arıları MTO-nu arıyor. MTO ise bala hasret gönül istiyor... Yuvasını terkederek, çiçekler arasında durmadan koşan, hasta ruhlara bal şifasını arayan gönüllere selam olsun. Allah bizleri de bu yolda gayretimizde sabit yapsın... Gayret gayeden doğar. Gayenin en çok ihtiyaç duyulduğu bir zaman diliminde bal arıları telef olmadan onları koruyup kollayan, bahçesinde onlara da yer açan Yusuf Kaplan hocamızın gayretine biz bu dünyada şahidiz. Rabbim de ahiretde onu peygamberimize yoldaş eylesin. Hepimizi kevser havuzu etrafında bal havuzundan tatmaya nasip etsin.
Selam ve dua olsun. Allah razı olsun...
Arkadaşlar
Twitter’da etiket çalışmamız başkadı.
Etiketimiz
#MedeniyetTasavvuruYolculuğu
Paylaşım yapmak isteyen kardeşlerimize duyurmuş olayım…
Haydi hayırlısı diyoruz.
Paylaşımlarımızda mutlaka başvuru linkini verelim.
Teşekkür ederim
Twitter’da etiket çalışmamız başkadı.
Etiketimiz
#MedeniyetTasavvuruYolculuğu
Paylaşım yapmak isteyen kardeşlerimize duyurmuş olayım…
Haydi hayırlısı diyoruz.
Paylaşımlarımızda mutlaka başvuru linkini verelim.
Teşekkür ederim
Forwarded from yusuf kaplan
Arkadaşlar!
Hepinize hayırlı akşamlar diliyorum öncelikle.
Bu akşam 20.00'de etiket çalışması yapacağız.
#MedeniyetTasavvuruYolculuğu etiketini kullanacağız.
Kısa, özlü tweetler atmaya özen gösterelim.
Reklama değil, bilgilendirmeye yönelik cümleler kuralım.
Paylaşımlarımızla ilgili ilave birkaç noktaya dikkat çekmek istiyorum:
Sizler de, gruplardan canla başla seve seve tweet atmak, paylaşım yapmak isteyen kardeşlerimiz de, paylaşımlarımızda birkaç noktaya dikkat edersek güzel olur:
1-Tweetlerin sonuna mutlaka başvuru linkimizi ekleyelim:
BAŞVURU LİNKİ:
https://docs.google.com/forms/d/e/1FAIpQLSdHHW2colovxTsSd2_slsk4cogSKZK23AhR2JrPnLfM2jHx1Q/viewform?s=08
2-Başvuru linkinin çalışıp çalışmadığını kontrol edelim. Ondan sonra paylaşımlarımızı yapalım.
3-MTO’nun sosyal medya hesaplarını ve benim hesabı rt yapalım ki göreyim, destek vereyim.
4-Yeni dönem başvuru ve kayıt süreçleriyle ilgili Ayşegül Yaz kardeşimizle hazırladığımız afişleri mutlaka paylaşalım.
5-Son olarak Almanya Herborn temsilcisi Ayşe Akdağ kardeşimizin hem Türkçe hem Almanca hazırladığı o nefis MTO Tanıtım çalışmasını da mutlaka paylaşımlarımızda kullanalım.
Akşam saat 20.00'den itibaren #MedeniyetTasavvuruYolculuğu başlıklı hashtag çalışmamız olacak. Ona da katılım sağlarsak güzel olur.
Asistan kardeşlerimiz, MTO hesaplarında ve benim twitter, instagram, telegram hesaplarındaki soru soran kardeşlerimize yardımcı oluyorlar. Onlara da çok teşekkür ediyorum.
Allah (cc) #MedeniyetTasavvuruYolculuğu'muzu hayırlı eylesin.
Her şeyin çöktüğü, çürüdüğü, herkesin savrulduğu bir zaman diliminde MTO bir ışık gibi parlıyor, umut kaynağı oluyor, toplumda dalga dalga insanların inançlarını ve umutlarını yitirmemelerine, geleceğe güvenle bakmalarına vesile oluyor.
Allah hepinizden razı olsun.
Tarihî bir yolculuk yapıyoruz; bunun bilinciyle, mesuliyetiyle ve mükellefiyetiyle hareket edelim. Rabbim yâr ve yardımcımız olsun. Bizleri kemgözlerden, hasedden-fesattan ve şer-şirretten muhafaza buyursun.
Vesselâm.
Hepinize hayırlı akşamlar diliyorum öncelikle.
Bu akşam 20.00'de etiket çalışması yapacağız.
#MedeniyetTasavvuruYolculuğu etiketini kullanacağız.
Kısa, özlü tweetler atmaya özen gösterelim.
Reklama değil, bilgilendirmeye yönelik cümleler kuralım.
Paylaşımlarımızla ilgili ilave birkaç noktaya dikkat çekmek istiyorum:
Sizler de, gruplardan canla başla seve seve tweet atmak, paylaşım yapmak isteyen kardeşlerimiz de, paylaşımlarımızda birkaç noktaya dikkat edersek güzel olur:
1-Tweetlerin sonuna mutlaka başvuru linkimizi ekleyelim:
BAŞVURU LİNKİ:
https://docs.google.com/forms/d/e/1FAIpQLSdHHW2colovxTsSd2_slsk4cogSKZK23AhR2JrPnLfM2jHx1Q/viewform?s=08
2-Başvuru linkinin çalışıp çalışmadığını kontrol edelim. Ondan sonra paylaşımlarımızı yapalım.
3-MTO’nun sosyal medya hesaplarını ve benim hesabı rt yapalım ki göreyim, destek vereyim.
4-Yeni dönem başvuru ve kayıt süreçleriyle ilgili Ayşegül Yaz kardeşimizle hazırladığımız afişleri mutlaka paylaşalım.
5-Son olarak Almanya Herborn temsilcisi Ayşe Akdağ kardeşimizin hem Türkçe hem Almanca hazırladığı o nefis MTO Tanıtım çalışmasını da mutlaka paylaşımlarımızda kullanalım.
Akşam saat 20.00'den itibaren #MedeniyetTasavvuruYolculuğu başlıklı hashtag çalışmamız olacak. Ona da katılım sağlarsak güzel olur.
Asistan kardeşlerimiz, MTO hesaplarında ve benim twitter, instagram, telegram hesaplarındaki soru soran kardeşlerimize yardımcı oluyorlar. Onlara da çok teşekkür ediyorum.
Allah (cc) #MedeniyetTasavvuruYolculuğu'muzu hayırlı eylesin.
Her şeyin çöktüğü, çürüdüğü, herkesin savrulduğu bir zaman diliminde MTO bir ışık gibi parlıyor, umut kaynağı oluyor, toplumda dalga dalga insanların inançlarını ve umutlarını yitirmemelerine, geleceğe güvenle bakmalarına vesile oluyor.
Allah hepinizden razı olsun.
Tarihî bir yolculuk yapıyoruz; bunun bilinciyle, mesuliyetiyle ve mükellefiyetiyle hareket edelim. Rabbim yâr ve yardımcımız olsun. Bizleri kemgözlerden, hasedden-fesattan ve şer-şirretten muhafaza buyursun.
Vesselâm.
Google Docs
MTO 2024-2025 GÜZ DÖNEMİ BAŞVURU FORMU
6698 Sayılı KVKK Kapsamında Açık Rıza Beyanı
Bu açık rıza metni size, tarafınıza aydınlatma yapıldıktan sonra sunulmuştur. Lütfen önce aydınlatma metnini okuduğunuzdan ve bu metne özgür iradenizle onay verdiğinizden emin olunuz. Bu metne konu kişisel verilerin…
Bu açık rıza metni size, tarafınıza aydınlatma yapıldıktan sonra sunulmuştur. Lütfen önce aydınlatma metnini okuduğunuzdan ve bu metne özgür iradenizle onay verdiğinizden emin olunuz. Bu metne konu kişisel verilerin…
Forwarded from Sümeyra Özel
MTO’nun bana kazandırdığı en güzel şeylerden biri okumalarda ki derinlik. Artık bir kitabı okurken başka kitaplarla ilişki kurabiliyor hatta düşünürleri karşılaştırabiliyorum. Kitap okuyan biriydim, MTO’dan önce. Ama MTO’yla kitabı sadece okumak değil yaşamak gerektiğini anladım. Kitabın okuduğu olmak nasıl bir duygu diye düşüncelerdeyim. Suyla tanışmak için suya dalmak gerekir. Medeniyet tasavvuru okulunu tanımak için en azından ilk aşama kitapların yarısını okumak lazım. Uykunuz kaçıyorsa, zihniniz okuduklarınıza karışmış ve sürekli konuşuyorsa doğru yoldasınız.
Yeni bir kitapla tanıştım. Edward Said’in Medyada İslam eseri. Not aldım niyetimde okumak var. 100 kitap listesinde ilerlediğimizde yeni kitaplarla genişleyen bir hazineyle karşılaşıyoruz. Biter mi okumak? Yaşam bitmiyorsa okumak nasıl bitsin.
Bence okuduklarımızı paylaşalım. Kim hangi kitabı okuyor kitap listemizden. (Açıkçası merak ediyorum benim gibi 4. Aşamayı ve daha ilerisini okuyan kardeşlerim var mı? Birbirimize moral olabilir okumalarımıza şevk katabilir.)
Yeni bir kitapla tanıştım. Edward Said’in Medyada İslam eseri. Not aldım niyetimde okumak var. 100 kitap listesinde ilerlediğimizde yeni kitaplarla genişleyen bir hazineyle karşılaşıyoruz. Biter mi okumak? Yaşam bitmiyorsa okumak nasıl bitsin.
Bence okuduklarımızı paylaşalım. Kim hangi kitabı okuyor kitap listemizden. (Açıkçası merak ediyorum benim gibi 4. Aşamayı ve daha ilerisini okuyan kardeşlerim var mı? Birbirimize moral olabilir okumalarımıza şevk katabilir.)
Arkadaşlar
Bu akşam Akit Tv’de saat 21.30'da Fatih Duman kardeşimin Kürsü programında olacağım.
Konumuz ülkemizde yeni akademik yılın başlaması münasebetiyle eğitim sorunumuz.
Eğitimi bütün yönleriyle mercek altına alacağız.
İzleyebilirsiniz.
Paylaşımlarınızda mutlaka @mtobilgi ve BAŞVURU LİNKİmizi vermeyi unutmazsanız güzel olur.
Ayşe Akdağ kardeşimizin tanıtım çalışması muhteşem gerçekten.
Onu ve diğer çalışmalarımızı paylaşabilirsiniz yine.
Teşekkür ederim.
Bu akşam Akit Tv’de saat 21.30'da Fatih Duman kardeşimin Kürsü programında olacağım.
Konumuz ülkemizde yeni akademik yılın başlaması münasebetiyle eğitim sorunumuz.
Eğitimi bütün yönleriyle mercek altına alacağız.
İzleyebilirsiniz.
Paylaşımlarınızda mutlaka @mtobilgi ve BAŞVURU LİNKİmizi vermeyi unutmazsanız güzel olur.
Ayşe Akdağ kardeşimizin tanıtım çalışması muhteşem gerçekten.
Onu ve diğer çalışmalarımızı paylaşabilirsiniz yine.
Teşekkür ederim.
Canlı Yayın başladığında, televizyondan izleme imkanı olmayanlar bu linkten takip edebilirler:
https://www.akittv.com.tr/canli-izle
https://www.akittv.com.tr/canli-izle
www.akittv.com.tr
Canlı Yayın
Canlı tv izle sayfamızdan Akit TV kanalını donmadan full hd olarak izleyebilirsiniz
Almanya’dan Ayşe Akdağ Kardeşimizin hazırladığı, MTO Tanıtım çalışması şöyle:
Yusuf Kaplan Medya
MTO Tanıtım.pdf
Almanya'dan Herborn temsilcimiz Ayşe Akdağ kardeşimizin hazırladığı bu tanıtım çalışmasını mutlaka inceleyelim ve her yerde kullanalım, kardeşimiz de dua edelim.
HATİM VE DUA
MTO Frankfurt temsilci yardımcısı Gülümser Arslan kardeşimizin babası Mehmet Emin Arslan bey vefat etti. Allah cc rahmet eylesin.
Cenab-ı hak sevenlerine, ailesine sabır ihsan etsin Rabbım cennetiyle müşerreflendirsin (Amin)
Hatim dağıtıyoruz almak isteyenler yazabilir.
Hatim düzenlemesini MTO Frankfurt temsilcimiz Hülya Müberra Karadoğan kardeşimiz yapıyor.
Almak istediğiniz cüzleri bu paylaşımın altına yazabilirsiniz.
Allah ibadet ve dualarımızı kabul eylesin. Teşekkür ederim.
NOT:
Hatim duası pazar günü öğle namazından sonra yapılacaktır.
MTO Frankfurt temsilci yardımcısı Gülümser Arslan kardeşimizin babası Mehmet Emin Arslan bey vefat etti. Allah cc rahmet eylesin.
Cenab-ı hak sevenlerine, ailesine sabır ihsan etsin Rabbım cennetiyle müşerreflendirsin (Amin)
Hatim dağıtıyoruz almak isteyenler yazabilir.
Hatim düzenlemesini MTO Frankfurt temsilcimiz Hülya Müberra Karadoğan kardeşimiz yapıyor.
Almak istediğiniz cüzleri bu paylaşımın altına yazabilirsiniz.
Allah ibadet ve dualarımızı kabul eylesin. Teşekkür ederim.
NOT:
Hatim duası pazar günü öğle namazından sonra yapılacaktır.
MÜJDE!
MTO, yeni döneme güzel haberlerle merhaba diyor…
İsmail Kara Hocamız
TÜRKİYE'NİN MESELESİ: İSLÂM MESELESİ
başlıklı dersiyle MTO'da!
*
@MtoBilgi @safakyagmurlari
#MedeniyetTasavvuruYolculuğu
*
Bu arada BAŞVURU LİNKİ'mizi de vereyim:
https://docs.google.com/forms/d/e/1FAIpQLSdHHW2colovxTsSd2_slsk4cogSKZK23AhR2JrPnLfM2jHx1Q/viewform?s=08
MTO, yeni döneme güzel haberlerle merhaba diyor…
İsmail Kara Hocamız
TÜRKİYE'NİN MESELESİ: İSLÂM MESELESİ
başlıklı dersiyle MTO'da!
*
@MtoBilgi @safakyagmurlari
#MedeniyetTasavvuruYolculuğu
*
Bu arada BAŞVURU LİNKİ'mizi de vereyim:
https://docs.google.com/forms/d/e/1FAIpQLSdHHW2colovxTsSd2_slsk4cogSKZK23AhR2JrPnLfM2jHx1Q/viewform?s=08