Forwarded from Turkcha_oson
MİNİK TOHUMUN İSTEĞİ
Kış mevsimiymiş. Minik ayçiçeği tohumu toprağın altında baharın gelmesini bekliyormuş. Güneşi, yeryüzünü çok merak ediyor, toprak anaya sürekli sorular soruyormuş. Bir kaç ay sonra ilk bahar mevsimi gelmiş. Güneş toprağı ısıtmış. Sonra bahar yağmurları yağmaya başlamış. Yağmur damlaları tıp tıp diye toprağa düşmüşler. Minik tohumun ve kardeşlerinin kabuklarını ıslatıp yumuşatmışlar. Minik tohumun bir kaç gün sonra kökleri çıkmış. Kökleriyle toprağa sıkıca tutunmuş. Sonra toprağın içinden süzülerek yeryüzüne çıkmış. O sabah minik filizin içi içine sığmıyormuş. Yeryüzüne çıkar çıkmaz güneşi görmüş. Güneş gökyüzünde öyle güzel parlıyormuş ki gözlerini bir an olsun ondan ayırmamış. Akşama doğru güneş gökyüzünden kaybolmuş. Güneşin kaybolmasıyla birlikte ayçiçeği filizinin sevinci sona ermiş. Çok üzülmüş. Bir süre beklemiş ama güneş gelmemiş. Kardeşleri :
– Merak etme güneş kaybolmaz. Şimdi başka yerlere gitti. Yarın sabah yine gelir demişler.
Ayçiçeği filizinin içi rahatlamış. Bir süre sonra uykuya dalmış. Sabah uyandığında güneşi yeniden görmüş. Akşama doğru tekrar kaybolmuş. Bu sefer güneşin gitmesine üzülmemiş. Çünkü yeniden geleceğini öğrenmiş. Ayçiçeği filizi gün geçtikçe büyümüş. Gövdesindeki yaprakları çoğalmış. Boyu uzamış. Derken bir gün sap sarı bir çiçek açmış. Ne güzel bir çiçeğim var diye sevinmiş.
– Bunu güneşe borçluyum, ona teşekkür etmeliyim demiş.
Bu sözleri duyan toprak ana bende büyümen için sana yardım ettim. Bana teşekkür etmek yok mu? demiş.
– Seni hiç unutur muyum toprak ana demiş ayçiçeği.
– Senin de bende çok emeğin var. Vitamin ve minerallerle beni besledin. Suyumu verdin diyerek toprak anaya teşekkür etmiş.
Ertesi gün ayçiçeği yüzünü güneşe dönerek “her gün yorulmadan beni ısıttın, beni karanlıkta bırakmadın, teşekkür ederim” demiş. Güneş ayçiçeğine gülümsemiş.
– Seni ısıtmak benim görevim görevim. Bana teşekkür etmen hoşuma gitti. Seni her gün görmeye geleceğim diyerek gözden kaybolmuş.
Ayçiçeği o günden sonra her gün güneşin yolunu gözlemiş. Sabah doğuya akşam batıya bakmış. Ayçiçeğinin yanından geçen herkes yönünü onun sayesinde kolayca bulmuş.
Kış mevsimiymiş. Minik ayçiçeği tohumu toprağın altında baharın gelmesini bekliyormuş. Güneşi, yeryüzünü çok merak ediyor, toprak anaya sürekli sorular soruyormuş. Bir kaç ay sonra ilk bahar mevsimi gelmiş. Güneş toprağı ısıtmış. Sonra bahar yağmurları yağmaya başlamış. Yağmur damlaları tıp tıp diye toprağa düşmüşler. Minik tohumun ve kardeşlerinin kabuklarını ıslatıp yumuşatmışlar. Minik tohumun bir kaç gün sonra kökleri çıkmış. Kökleriyle toprağa sıkıca tutunmuş. Sonra toprağın içinden süzülerek yeryüzüne çıkmış. O sabah minik filizin içi içine sığmıyormuş. Yeryüzüne çıkar çıkmaz güneşi görmüş. Güneş gökyüzünde öyle güzel parlıyormuş ki gözlerini bir an olsun ondan ayırmamış. Akşama doğru güneş gökyüzünden kaybolmuş. Güneşin kaybolmasıyla birlikte ayçiçeği filizinin sevinci sona ermiş. Çok üzülmüş. Bir süre beklemiş ama güneş gelmemiş. Kardeşleri :
– Merak etme güneş kaybolmaz. Şimdi başka yerlere gitti. Yarın sabah yine gelir demişler.
Ayçiçeği filizinin içi rahatlamış. Bir süre sonra uykuya dalmış. Sabah uyandığında güneşi yeniden görmüş. Akşama doğru tekrar kaybolmuş. Bu sefer güneşin gitmesine üzülmemiş. Çünkü yeniden geleceğini öğrenmiş. Ayçiçeği filizi gün geçtikçe büyümüş. Gövdesindeki yaprakları çoğalmış. Boyu uzamış. Derken bir gün sap sarı bir çiçek açmış. Ne güzel bir çiçeğim var diye sevinmiş.
– Bunu güneşe borçluyum, ona teşekkür etmeliyim demiş.
Bu sözleri duyan toprak ana bende büyümen için sana yardım ettim. Bana teşekkür etmek yok mu? demiş.
– Seni hiç unutur muyum toprak ana demiş ayçiçeği.
– Senin de bende çok emeğin var. Vitamin ve minerallerle beni besledin. Suyumu verdin diyerek toprak anaya teşekkür etmiş.
Ertesi gün ayçiçeği yüzünü güneşe dönerek “her gün yorulmadan beni ısıttın, beni karanlıkta bırakmadın, teşekkür ederim” demiş. Güneş ayçiçeğine gülümsemiş.
– Seni ısıtmak benim görevim görevim. Bana teşekkür etmen hoşuma gitti. Seni her gün görmeye geleceğim diyerek gözden kaybolmuş.
Ayçiçeği o günden sonra her gün güneşin yolunu gözlemiş. Sabah doğuya akşam batıya bakmış. Ayçiçeğinin yanından geçen herkes yönünü onun sayesinde kolayca bulmuş.
Serpil: Aaa. Bak bu Nihat.
Anna: Nihat kim?
Serpil: Nihat benim iş arkadaşım. Aynı
ofiste çalışıyoruz. Nihat, merhaba! Nasılsın?
Nihat: Merhaba Serpil. İyiyim. Ya sen?
Serpil: Ben de iyiyim. Bak bu arkadaşım
Anna. O benim okul arkadaşım.
Anna: Merhaba. Memnun oldum.
Nihat: Ben de memnun oldum.
Anna: Sen Serpil ile aynı iş yerinde çalışıyorsun değil mi?
Nihat: Evet, ama sadece hafta sonları
çalışıyorum. Hafta içi çalışmıyorum.
Anna: Hafta içi ne yapıyorsun?
Nihat: Ben üniversitede öğrenciyim.
Ekonomi okuyorum. Sen nerelisin?
Sen neler yapıyorsun?
Anna: Ben Fransızım. Ben de öğrenciyim. İstanbul’da Türkçe öğreniyorum.
Nihat: İstanbul’u seviyor musun?
Anna: Evet, seviyorum. Burada insanlar çok sıcak ve yardımsever. Boş zamanlarımda bir çok şey yapıyorum.
Nihat: Neler yapıyorsun?
Anna: Tarihi yerleri, müzeleri geziyorum. Konserlere gidiyorum. Türk yemekleri yiyorum. Ya sen neler yapıyorsun?
Nihat : Ben sinemaya gidiyorum. Kitap
okuyorum. Arkadaşlarımla buluşuyorum. Şimdi de arkadaşlarım beni bekliyor. Tekrar çok memnun oldum. Görüşürüz Serpil.
Serpil: Görüşürüz.
Anna: Görüşürüz.
Anna: Nihat kim?
Serpil: Nihat benim iş arkadaşım. Aynı
ofiste çalışıyoruz. Nihat, merhaba! Nasılsın?
Nihat: Merhaba Serpil. İyiyim. Ya sen?
Serpil: Ben de iyiyim. Bak bu arkadaşım
Anna. O benim okul arkadaşım.
Anna: Merhaba. Memnun oldum.
Nihat: Ben de memnun oldum.
Anna: Sen Serpil ile aynı iş yerinde çalışıyorsun değil mi?
Nihat: Evet, ama sadece hafta sonları
çalışıyorum. Hafta içi çalışmıyorum.
Anna: Hafta içi ne yapıyorsun?
Nihat: Ben üniversitede öğrenciyim.
Ekonomi okuyorum. Sen nerelisin?
Sen neler yapıyorsun?
Anna: Ben Fransızım. Ben de öğrenciyim. İstanbul’da Türkçe öğreniyorum.
Nihat: İstanbul’u seviyor musun?
Anna: Evet, seviyorum. Burada insanlar çok sıcak ve yardımsever. Boş zamanlarımda bir çok şey yapıyorum.
Nihat: Neler yapıyorsun?
Anna: Tarihi yerleri, müzeleri geziyorum. Konserlere gidiyorum. Türk yemekleri yiyorum. Ya sen neler yapıyorsun?
Nihat : Ben sinemaya gidiyorum. Kitap
okuyorum. Arkadaşlarımla buluşuyorum. Şimdi de arkadaşlarım beni bekliyor. Tekrar çok memnun oldum. Görüşürüz Serpil.
Serpil: Görüşürüz.
Anna: Görüşürüz.
MAVSUMLAR - MEVSİMLER
Bahor - ilkbahar
Yoz - yaz
Kuz - sonbahar
Qish - kış
HAFTA KUNLARİ - HAFTANIN GÜNLERİ
1. Dushanba - Pazartesi
2. Seshanba - Salı
3. Chorshanba - Çarşamba
4. Payshanba - Perşembe
5. Juma - Cuma
6. Shanba - Cumartesi
7. Yakshanba - Pazar
https://t.me/turkcha_oson
Bahor - ilkbahar
Yoz - yaz
Kuz - sonbahar
Qish - kış
HAFTA KUNLARİ - HAFTANIN GÜNLERİ
1. Dushanba - Pazartesi
2. Seshanba - Salı
3. Chorshanba - Çarşamba
4. Payshanba - Perşembe
5. Juma - Cuma
6. Shanba - Cumartesi
7. Yakshanba - Pazar
https://t.me/turkcha_oson
Bugun dars Uzbekistan saoti bilan 🕘 21:00da
Hepinizi bekliyorum
Hepinizi bekliyorum
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Kanalıma destek verip kalp 💖 atarsanız sevinirim
Sizler için çalışıyoruz
abone olmayı unutmayın 👇
https://t.me/turkcha_oson
Sizler için çalışıyoruz
abone olmayı unutmayın 👇
https://t.me/turkcha_oson
5. MASHQ – turk tiliga tarjima qiling.
1. Bu do’konda narxlar qimmat emas. 2. Do’xtirning moshinasi qora emas. 3. U hozir bu yerda emas. 4. U hozir talaba. 5. Bolalar maktabda dars o’rganyaptilar. 6. Sen qaysi maktabda o’qiyapsan. 7. Unga kitob ber. 8. Mening birodarim (akam) haftada uch kun turkcha o’rganyapti. 9. Bu do’konda har narsa bor. 10. Menga turkcha kitob ber.
1. Bu do’konda narxlar qimmat emas. 2. Do’xtirning moshinasi qora emas. 3. U hozir bu yerda emas. 4. U hozir talaba. 5. Bolalar maktabda dars o’rganyaptilar. 6. Sen qaysi maktabda o’qiyapsan. 7. Unga kitob ber. 8. Mening birodarim (akam) haftada uch kun turkcha o’rganyapti. 9. Bu do’konda har narsa bor. 10. Menga turkcha kitob ber.