Şer'i Rugye ve Psikoterapistالرقية الشرعية و العلاج النفسي
1.22K subscribers
944 photos
347 videos
236 files
407 links
Kuran ve sahih hadislerle tedavi
Download Telegram
Ölüye Yasin Okuyanlar

لِيُنذِرَ مَن كَانَ حَيًّا وَيَحِقَّ الْقَوْلُ عَلَى الْكَافِرِينَ

Diri olanları uyarasin ve kâfirler hakkındaki o sözün (azabın) gerçekleşmesi için Kur’an’ı indirdik(yasin 70)

باب: القراءة عند القبر. سمعت أحمد، " سئل عن القراءة عند القبر؟ فقال: لا

Ebu Davud es-Sicistani rahimehullah dedi ki

Ahmed'i işittim; Ona kabrin yanında kur'an okunmadan soruldu? Dedi ki; Hayır (Okunmaz)

Mesail İmam Ahmed Rivayetu Ebu Davud es-Sicistani 1/224
CİN:
Her şekle girebilen ateşin alev kısmından yaratılmış mahluktur.
Lügatta cin,cinnet,cinan,cennet,cenan ve cenin gibi arabçada (Ç,N) harfinden meydana gelen kelimeler (örtülü) demektir.
Cennet denilen yer,meyvalar,çiçekler,güzel kokular ile örtülü olduğundan bu isim verilmiştir.Leyla ile Mecnun,Füzilinin 
mükemmel eseri ne hayat veren Kays(Mecnun) ismini delilik şeklindeki aşkı ile almıştır.Delilere mecnun denmesi de,
aklının örtülü olduğu içindir.Cin denilen mahluklar da ,gözden örtülü olduğu için,görülemediğinden Cin denilmiştir.
Cin,Cinliler demektir.Farşçada (Peri)Cin demektir.
Bütün mahlukatın elementlerden yapılmış olup enerji taşırlar.Mahluklar görülen ve görülmeyen diye ikiye ayrılır.
Normal fizik sartlarında ,katı,sıvı hallerinde bulunan varlıkları ve renkli gazları görmek mümkün olduğundan bunlardan
yapılmış cisimlerde görülür.
İnsanda katı maddeler ve su çok bulunduğundan insan görünür.Ot ve hayvanlarda böyledir.
Cinniler,hava ve ateşten meydana gelmiştir.Bunun içinde cin görünmez insanlar topraktan yaratıldığı halde Allah-ü Teala
bu maddeleri organik ve organize hale yani et ve kemiğe çevirmiş olması.
Melek ve cinler ise alev şekli değiştirerek onlara mahsus latif, her şekle dönebilen bir hale gelmiştir. Alevin zulmani
(Karanlık) olanından cin,nurani olanından melekler yaratılmıştır
Melek ve cin yaratılış bakımından birbirine yakındır.
Melekler muhteremdir,kiymetlidir.Cinhakirdir,kiymetsizdir.
Meleklerin,cinlere yakınlığı,insanın hayvana yakınlığı gibidir.İnsanların üstün olanı meleklerden kiymetli,cinde 
hayvandan kiymetlidir.
Cinnilerin varlığı Kur’anı Kerim de açıkça bildirilmiştir.
Zariyat/56″İnsanları ve cinleri ancak beni bilip ita’at,ibadet etmeleri için yarattım.”
Rahman/14 Allah insanı, pişmiş çamur gibi bir balçıktan yarattı. 
Rahman/15 “Cin” i de yalın bir ateşten yarattı. 
Rahman/74 “Onlara, eşlerinden önce ne bir insan ne bir cin dokunmuştur. (Cinlerinde cennete gireceği bildirilmiştir)
Cinlerin müslüman olanlar olduğu gibi kafir olanlarıda vardır,fasık olanlarıda vardır.
Kafir ve fasık olanları insana zarar verir.
Cin ve cinnilere inanmayan,kabul etmeyen başka şekilerde mana veren islam dininden çıkar.
İslam alemin en büyük hekimi olan İbni Sina,Sara hastalığını anlatırken cinlerden bahsetmiştir.
“Hastalıklara bir çok madde sebeb olduğu gibi,cinin hasıl ettiği hastalıklar da vardır meshurdur.
Cin, insan vucuduna girerek sar’a hastalığına sebeb olur. 
Dört büyük cin padişahın ismine Arapça “Reuüs’u Erbaa”denir.
“Mazerin kemtamin kasveretin taykel” 
Pazartesi günü,.Abdullah el-Hiyem 
ibni Ehlim Mürre’dir (Müreh). Tacı vardır. Çadırı yündendir ve 
yardımcılarının giyimi beyazdır. Müslüman olup adını Yusuf olarak 
değiştirmiştir. Mekanı Mardin’in Musaybin ilçesi olup oranın sakini ve 
kralıdır. 150 cm boyunda olup elleri, olduğundan daha uzun bir görüntüye
sahiptir. İki hizmetkârı da kendisine benzer. Şimşek hızına sahiptir. 
Bu cin, Hz.Muhammed’in elleri arasında bu dini kabul eden cin 
padişahıdır.
Salı:
Günü, Mihrez el-Ahmer’dir. Tacı, altındır ve çadırı 
yündendir. Yardımcılarının giyimi, kırmızıdır. İblis’in çocuklarından 
biridir. Kırmızı renkte ve insan görünümündedir. İnsanlara tasallut 
ettiğinde (musallat olduğunda) burunlarından kan akıtır. Kuyuları 
kurutur. Ateşten yatanların çoğuna halisünasyon gösterme yeteneğine 
sahiptir.
Çarşamba
Günü, Burkan’dır. Tacı vardır ve çadırı yündendir. 
Yardımcılarının giyimi, sarıdır
Perşembe
Günü, Şemharuş’tır (Şemhurış). Tacı vardır ve çadırı 
yündendir. Yardımcılarının giyimi,.beyazdır. Çok bilge bir görüntüye 
sahiptir. Görüntü itibariyle insana çok benzer. Görevi; altın, hazine 
vs. işlere hakimlik yapmak ve bu işleri yönetmektir.
Cuma
Günü Ebyab (Ebyed) ya da Zevba’dır (Zubea). Bunun iki adı 
vardır. Tacı vardır ve çadırı yündendir. Yardımcılarının giyimi 
yeşildir. Ay’ın etkisindeki cin padişahıdır. Her yanı beyazdır ve 
ürkütücü bir şekli vardır. Soğukkanlı bir görünümdedir. Bilgin ve akıllı
cin liderlerinden biridir. Emrinde onlarca cin hizmetkârı bulunur. Aşk 
ve iki şahsı birleştirme gücüne sahiptir. Görüntü olarak ihtişamlı bir 
kral görü
mündedir. Davetlere hemen hemen hiç cevap vermez.
Cumartesi
Günü,.Meymun Ebu Nuh’tur. Tacı vardır ve çadırı 
yündendir. Yardımcılarının giyimi, siyahtır. Uranüs’ün yeryüzü cini de 
diyebiliriz. Görünüm olarak yaşlıdır ve elinde bir asa ile dolaşır. 
Çenesinde yedi kıl vardır. Genelde kuyu kenarları ve harabe yerlerde 
dolaşır. Uçma özelliğine de sahiptir. Babasının adı, Deybac Afif’tir.Pazar
günü, Ebu Abdullah Müzheb’dir. Tacı vardır ve çadırı yündendir. 
Yardımcılarının giyimi beyazdır
Bu 7 padişahların emrinde toplam 378 kabile vardır. Her bir padişaha 54 
kabile düşüyor ve bu kabilelerin sayını yanız Allah-u Teâlâ bilir. Bu 
padişahların hükmüne girmeyen 42 kabile daha vardır. Bunlar şeytânî ve 
azgın cinlerdir. Taçı altın olan Mihrez el-Ahmer, bütün kabilelere 
hükmedebilir.
Diğer Cin Padişahları
Denaheş: Gezici cinlerdendir. Tayfasındaki cinler, hayal gösterme
(halisünasyon) ve insanların aklını çelme (vesvese) gücüne sahiptirler.
Hayallerde uzman olduğundan gerçek yüzünü gören hiç olmamıştır.
Fekacin Meğmet: Davetlerde en hızlı cinlerden biridir. Hemen 
hemen tüm Arapça kitaplarda ondan bahsedilir.
Kemtemin: En korkunç cin krallarından biridir.Davetlerde 
genellikle korkunç bir yüze sahiptir.
Mazerin: Arap Yarımadası’ndaki dört büyük cin kralından biridir. 
Savaşçı bir görüntüsü vardır. Güçlü bir ordusu vardır ve bu kralı, bir 
tabutu taşır gibi tahtını omuzlayan hizmetkârlarıyla davetlere katılır.
Se’nik: Çok güçlü bir cin kralıdır. İfritlerden oluşan bir ordusu
vardır. Diktatör bir yapıya sahip olduğu gibi, kontrol edilmesi zor bir
cindir. Mekanı, Arap ülkesindeki yarımadalardır. Tahtına oturmuş, soğul
ve orta yaşlardaki bir insan görümündedir.
Teykel: Arap yarımadasının en büyü dört cin padişahından biridir.
Çok güçlü bir cin ordusuna sahiptir. Emrinin altında dağlar kadar cin 
vardır. Bu cin, okült sıralamadaki 4 kaba elementten meydana gelme olup,
çıplak gözle az da olsa yoğunlaşıp kişilere görülebilir.
Cinlerden nasıl korunur:
Allah-ü Teala’nın mufaza melekleri insanı cinden koruduğu gibi,ayet’i kerime okunarak ve dua edilerek ve 
Allah-ü Teala’ya sığınılanlara bir şey yapamazlar.
Ayeti el kürsi,İhlas,Fatiha sürelerini sık sık okumak da insanı cinden muhafaza eder.
Ama bu kafir ve fasık olan cinler tarafından farkedildiğinde daha güçlü olarak geri dönerler.
Birde “Hiltit” veya “Seytan otu” adındaki zamkı yanında taşıyan kimseyede de cin gelmez.
Muhakkah ki,Allah Azümü Şan doğruyu bilendir.
Vesselam
MÜHÜR - Bazı Büyü Adları ve Özellikleri
HUT: Kişinin elindeki silahın özel güçlerini arttırarak güç geliştiren bir büyü.
UN: Ateş ile ilgili büyülerin en gelişmişi ve yapan büyücünün parlaklık gücüne göre en değişken büyülerden biri. çok ciddi hasar veren bir büyü.
TSEY: Karşısındaki kişinin vücudunun barındırdığı sıvıları yönetmeye yarayan büyü türü. Özellikle kan için uygulanır.
SİNO: Rakibin bedenini komple ele geçirebilen bir büyü. Büyülerin içinde en tehlikeli olandır. Birden fazla kişiye uygulanması ölümle sonuçlanabilir.
ÇEVÇ: Kalkanlara karşı büyü olarak kullanılan güçlü bir büyüdür. Her türlü kalkanın kırılmasında kullanılır.
ŞİGO: Rakibin aklına girip halüsinasyonlar yaratan bir büyüdür.
ŞAW: Kişilerin zihinlerine girmek için kullanılan büyülerdendir. Zorlayıcı bir büyüdür. Ayrıca sahte anılar da yaratılabilir.
NİPA: Rakibin tüm algılarını kapatan bir büyüdür.
LO'O: En güçlü kalkan büyülerinden biridir. Aslen korunma amaçlı olsa da daha çok saklanma amaçlı kullanıldığı için keşfedilmesi neredeyse imkansızdır.
KUNJ: Yapılan ortak büyülere on kat daha güç vermesi için uygulanan destek büyülerdendir.
JANS: Ölen kişiyi ruh bağı kopmamışsa geri getirme büyüsüdür. Şifa büyülerinden tek yasaklı olandır.
AAR: Zamanı yavaşlatma hatta bir süreliğine durdurma büyüsü. Durdurma süresi büyücünün parlaklık gücüne göre değişen büyülerden biri.
AJİ: Kafa karıştırmak için uygulanan yön büyülerinden biridir.
BEDR: Yer-zaman-boyut değiştirme büyüsü. Uygulama sıralamasında en az karşı tepki yer değiştirmeden olur. Zaman (geçmişe ya da geleceğe müdahale edilmediği sürece) ikinci sırada yer alır. Boyut değişimi büyüsü ile farklı boyutları rahatsız ve istila etmek zamana müdahale ile aynı şekilde karşı tepki göstererk ölüme kadar gidebilen bir büyüdür.
JIA: Toprağa hakim bir büyüdür. Deprem ve heyelan oluşumunda kulanılır.
Bu büyüler yapılması yasaklı olduğu için büyücüye geri tepkiyen büyülerdir ve sadece parlak büyü gücü olanlar ve çok güçlü büyücüler yapabilir.
LEORN: İz büyüsü. Büyü, yapan kişinin büyücüler tarafından fark edilmesini engeller ve hiç bir büyü ile çözülemez. Yapmak ise inanılmaz bir tecrübe gerektirir.
NIR: Çoğunlukla şifacıların savaşanlara güç vermesini sağlayan ve yaralarını da iyileştiren bir büyü
■Namaz Kılmakta Zorlanan Musallat Hastalarına

1) YA'SİN SURESİNİN 8 VE 9 AYETLERİNİ OKUYUN. ALLAH'IN DIŞARIDAKİ CİNLERE PERDE KOYUP SİZİN NE YAPTIĞINIZI GORMEMESİ NİYETİYLE OKUYUN (NİYET ÇOK ÖNEMLİ).

إِنَّا جَعَلْنَا فِي أَعْنَاقِهِمْ أَغْلاَلاً فَهِيَ إِلَى الأَذْقَانِ فَهُم مُّقْمَحُونَ

"Onların boyunlarına demir halkalar geçirdik, o halkalar çenelerine dayanmıştır. Bu sebeple kafaları yukarıya kalkık durumdadır."

2) BAKARA SURESİ 171 AYETİNİ ŞU NİYETLE OKUYUN : ALLAHIN BEDENİNDEKİ CİNLERİN SENİN GÖZÜNDEN GÖRMELERİNİ,SENİN KULAKLARINDAN DUYMALARINI,SENİN AĞZINDAN KONUŞMALARINI VE SENİN BEYNİNLE DÜŞÜNMELERİNİ ENGELEMESİ İÇİN.

وَمَثَلُ الَّذِينَ كَفَرُواْ كَمَثَلِ الَّذِي يَنْعِقُ بِمَا لاَ يَسْمَعُ إِلاَّ دُعَاء وَنِدَاء صُمٌّ بُكْمٌ عُمْيٌ فَهُمْ لاَ يَعْقِلُونَ

"İnkâr edenleri imana çağıran (peygamber) ile inkâr edenlerin durumu, bağırıp çağırmadan başka bir şey duymayan hayvanlara seslenen (çoban) ile hayvanların durumu gibidir. Onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Bundan dolayı anlamazlar."

3) SOĞUK SU İLE ABDEST ALIN

4) KURAN OKUDUĞUNUZ ZEYTİNYAĞI İLE VUCUDUNUZ MASAJLAYIN

5) KIBLEYE DÖNÜP "EUZU BİLLAHİ MİNEŞ'ŞEYTANİRRACİM" DEYİP 3 KEREK SOL TARAFINIZA TÜKÜRÜR ŞEKİLDE ÜFLEYİN.

6) NAMAZI SON NAMAZINIZ GİBİ KILIN
BÜYÜ, İNSANLARIN YAPTIKLARI BÜYÜLER VE CİNLERİN YAPTIKLARI BÜYÜLER OLARAK İKİYE AYRILABİLİR!

Yukarıda insanların yaptıkları büyülerden kısaca bahsetmiştik. İnsanlar çeşitli sebeplerle birbirlerine büyü yaptıkları gibi cin-şeytanlarından da bazılarının büyü ilmine vakıf oldukları ve insanlara büyü yaptıkları doğru mudur? Cinlerin yaptıkları büyülerin bulunup imha edilmesi nasıl olur?

Cinlerin insanlara çeşitli yönlerden pek çok zararlar verdikleri bilinmektedir. Gözden kaçırılan en önemli husus ise bu varlıkların zarar vermek istedikleri kişilere aynı zamanda büyü yaptıkları ve yaptırdıklarıdır. Zira bu ilim, cinlerin çok eskiden beri bildikleri, tatbik ettikleri ve dahi insanlardan bazı kimselere öğrettikleri kadim bir ilimdir. İnsanlarla aynı dünyada ve fakat farklı bir boyutta yaşayan cinler, insaların vakıf oldukları pek çok ilimden de elbette haberdardırlar.

Büyü cinsiz olmaz. Büyüde olması istenen tesiri meydana getiren şey, büyüyle birlikte harekete geçen cinlerin büyü yapılan kişi üzerindeki çalışmalarıdır. Yani aslında insanlardan büyü yapan kimseler bile cinlerle irtibatlı olmak zorundadırlar. Büyü daima cinler alemiyle irtibat halinde olan kişilerce yapılır. Büyü yapıldığında, büyüyü yapan kişi büyünün türüne göre cinleri insanlara musallat eder.

Şeytan, doğrudan büyü yaptığı gibi büyünün baş aktörüdür de. İblis, büyü yapmayı bildiği gibi hizmetinde bu ilmi iyi bilen pek çok büyücü rahip de vardır. Allah’a isyan ettikten sonra tek misyonu, insanları yollarından çıkarıp onları sapkınlığa ve kötülüğe sürüklemek olan şeytan, imanı eksik ve boşlukta olan insanlara büyü ile istedikleri şeylere kolayca ulaşabileceklerini, sıkıntılarından kurtulabileceklerini ve doğal akışa aykırı şeyleri mümkün kılabileceklerini aşılar. Gözleri boyanan kişiler de istediklerini elde edebilmek uğruna büyü yapma ya da yaptırma yoluna başvururlar. Büyüye inançla sarılan kişinin ilgisi giderek artar ve art niyetli isteklerini gerçekleştirebilmek için de büyüden faydalanır. Böylece şeytan tam anlamıyla amacına ulaşmış ve Allah’ın yasakladığı bir şeyi insana yaptırmış olur.

Şeytan, kötü huylu ve imanı eksik bütün cinleri kötülük yapıp insanları günaha sevk edebilmek için kullanmaktadır. Şeytanın kötü huylu ve imanı eksik cinlerden oluşturduğu dev bir ordusu vardır ve dünyanın her noktasında her an kötülüklerini yapabilmek için bu ordudan faydalanır. Buna göre şeytanın emrindeki cinler, rahatsızlık verme, huzursuz etme, insanın içine girme gibi birçok yolla insanların ruh sağlıklarını bozup onları kötülük yapmaya sevk ettikleri gibi büyü de yaparlar.

Kâfir cinler, cinci ve büyü görünüp büyücülerin bildirdiği insanlara sihir, büyü yaparlar. Cinlerin yaptığı büyüler, insanoğlunun elinin ulaşamayacağı, akla hayale gelmeyen gizli yerlerde saklanabildiğinden insanoğlunun ya bu büyülerden haberi olmaz ya da kişi belli başlı bazı şikayetlerle bir hocaya gittiğinde, hoca bu ilme yeterince vakıf değilse kişide büyü olduğunu ve ancak bu büyünün insanlar tarafından yapıldığını söyler, yanılır. Hoca, ya yanında tuttuğu ve müslüman bildiği şeytanların yalanıyla insanlara bu iftirayı atar veyahut da hoca cinlerin de büyü yapığını bilmediğinden büyüyle karşılaştığında suçu insanoğluna atar. Hocanın bilip bilmeden çoğu kere iftira attığı bu kimseler de genelde şeytanın tuzağını kurmasıyla kişinin en yakınlarından biri olur ki bu kimselerin arası bozulsun. Yani şeytanlar hocaya, ‘’büyüyü yapan bu kadının/adamın teyzesidir, kayın validesidir’’ gibi sözlerle iftira atarak bu kimselerin arasına kin ve hased tohumları eker.

Peki cinler kime, ne için büyü yaparlar? Evvela hak yolunda olan, dini için mücadele edenlere, dergahlarda Allah rızası için hizmet veren kimselere, hakiki Allah rızası için kitap yazıp ilmini paylaşanlara, kuran kursu hocalarına ve talebelerine musallat olmaya çalışırlar.

Cinlerin yaptıkları büyüleri bulup iptal etmenin en kestirme yolu, seanslarda bu varlıkları yakalayarak konuşturmak ve yaptıkları büyüleri kendi elleriyle çıkarttırıp ortaya sererek üzerlerine okumak ve yok etmektir. İnsanların yaptıkları büyüleri bozmak için Kura’n
dan ne okunuyorsa onların büyüleri için de aynı ayetler okunur. Bu da ancak işinde uzman kimselerin yapacağı bir iştir…
CİNLERLE EVLİLİK CAİZ DEĞİLDİR

Çünkü onlar iki ayrı cinstir, birbirleriyle evlenmelerine dair herhangi bir izin yoktur. Evlenmenin asıl maksadı olan evlat yetiştirme söz konusu değildir. Cumhur ulema görüşlerine delil olarak şu ayetleri zikretmişlerdir:
“Allah, kendi cinsinizden eşler, o eşlerinizden de oğullar ve torunlar yarattı…” (Nahl 72)
“Size kendi cinsinizden, kendileriyle ısınıp kaynaşacağınız eşler yaratması ve aranıza sevgi ve merhamet koyması Onun varlığını gösteren delillerindendir. Şubhesiz ki bunda, düşünen bir kavim için nice ibretler vardır.” (Rum 21)

Görüldüğü gibi Yüce Mevlâ bu ayetlerde bizlere kendileriyle kaynaşacağımız eşleri kendi cinsimizden yarattığını, böylece bize lütufta bulunduğunu zikretmiştir. Bu itibarla bunların dışına taşmak caiz değildir.
Aksi iddia edilecek olursa şu sorulara ne cevap verilecektir:
- Cin bir kadınla evlenen insan onu evde kalmaya mecbur edebilecek midir?
- Onun insandan başka bir şekle girmesine engel olabilecek midir? Şayet asıl şekliyle görünür veya herhangi bir hayvan şekline girerse bu, aralarında nefret uyandırmayacak mıdır?
Başka bir şekle girdiğinde onun kendi karısı olup olmadığını anlayabilecek midir, yoksa aldatan başka bir cinle mi ilişkiye geçecektir?
- Cin kadınla evlenen koca ona kemik ve benzeri yiyecekleri sağlama mecburiyetinde midir?
- Cin kadınla evlenen, evlenme şartlarının karşı tarafta bulunup bulunmadığını tespit edebilecek midir? Şayet başka biriyle evliyse, böyle olmadığını nasıl bilecektir?

İşte bütün bu nedenlerle cinlerle evlenmek caiz değildir.

Diğer yandan eşyada asıl olan mubahlıktır, ancak evlenmek bundan mustesnadır. Onun mubah olması için ilâhî izin gerekmektedir. İnsanlarla evlenmenin mubah kılındığı, ayetlerde beyan edilmiştir. Bunun dışında olanların mubah olduğuna dair herhangi bir delil yoktur.
Allahu Teâlâ buyuruyor ki: “Eğer yetim kızlar hakkında adaleti yerine getirememekten korkarsanız, diğer kadınların size helâl olan ve hoşunuza gidenlerinden iki, üç ve dörde kadar nikâhlayın…” (Nisa 3)
“kadın” kelimesinden maksat, insanlardan olan dişilerdir. Cinler için evlenme ruhsatı zikredilmemiştir. Bu itibarla onlarla evlenmek haramdır.
لآ إِلَهَ إِلاَّ أَنتَ سُبْحَانَكَ إِنِّي كُنتُ مِنَ الظَّالِمِينَ

Lē ilēhe illē ente subhâneke innî kuntu mine’z-zâlimîn.
Gizlenen 34. masonluk derecesi!



Bu derecedeki Yahudi'ye "34. Derece"deki Kara Büyü Krallığının üstadı olarak; "Savereign of Sovereigns" yani yücelerin Yücesi" adı verilir.



Ve 34. derecedeki Yahudi üstadı, Kabbalistik bir sembol olan "Beş Köşeli" gizli adıyla "Şeytan yıldızı" açık adıyla "David Magen" ile temsil edilir.



Değerli okuyucularımız; Tuz-tütsü ve kükürt karışımı şeytan ve habis cinleri acilen çekmektedir. O yüzden birçok kiliseye sokuşturulmuş bu ritüel araçlarına karsı dikkat etmenizi rica ederim.



Şeytan Çağırmada Kullanılan Büyü Tılsımları



Mason localarında Şeytan'la bağlantı kurmak amacıyla yapılan büyü ayinlerinin en önemli kısmı tılsımların kullanıldığı bölümdür. Bunun nedeni, büyüde kullanılan tılsımların Şeytan'la bağlantı kurmayı kolaylaştırdığı inancıdır. Bunları bir kısmı, tuz, kükürt ve tütsü gibi değişik kimyasal karışımlardan oluşur ve hahamlar tarafından tören öncesinde hazırlanır. Kabbala'ya göre şeytanlarla fiziksel bağlantı kurmaya yaradığına inanılan asalar, ateş saçan kılıf, kafatası, mum, tokmak en sık kullanılanlardandır.



Bütün Yahudi ibadetleri ve sembolleri, Yahudi ırkının üstünlüğü ve Yahudi geleneklerinin korunması mantığına dayalıdır. Temel olarak bütün ibadetlerde yüceltilen Yüce Allah değil; aslında Şeytan'dır. Masonluk dini gerçekte ilah olarak Şeytan'ı ilah olarak kabul eder. Şeytan masonlukta kainatın ulu mimari rumuzuyla yaşatılmaktadır. Yahudilik, aslı değiştirilmiş ve kitabı, Şeytan'la sürekli bağlantı halinde bulunan hahamlar tarafından yazılmış bir ideolojidir.



Kabbalistik masonlukta Tanrı yani Şeytan, güneş ile özdeşleştirilmiştir Kainatın Ulu Mimari Nur-u Ziya Mutlak Işık



Bunlar dumansız ateşten yaratılan Şeytan'ı temsil eder Ayinin düzenlendiği odanın tam ortasında, Kabbala'da "Altar" adı verilen kurban masası bulunur. Altar'da Şeytan'a sunulan kurbanın göğsüne kanla beş köşeli yıldız çizilir ve etrafına ateş yakılır Altar'ın etrafında yakılan ateşin Şeytan'ın zuhur etmesini kolaylaştırdığına inanılır.



Trans Halleri



Yahudi kaynaklarında üç Kabbalist'in trans halleri detaylı bir şekilde anlatılmıştır. "Şeytan'la bağlantı kurulduğunda yaşlı hahamın ağzından köpükler gelir, dişleri kilitlenir, hırıltılar arasında boğuk bir ses tonuyla konuşur. Trans halinde Şeytan, hahamın ruhuna etki ederek farklı bir ses tonundan emirlerini açıklar. Diğer iki kabbalist masonlukta kutsal olan İbrani Harfleriyle, ağzından çıkan her kelimeyi yazarlar."



Diğer ayine katılanlar özellikle hayvan başlıklı maskeler giyerler. Törenin ilerleyen bölümlerinde, Şeytan seçtiği hayvan maskeli kişilerin vücuduna girer ve onun ağzından konuşarak emirlerini açıklar.



34. Derecenin Sırrı



Uzaktan da olsa, Siyonizm, Yahudilik, Kabbala vs. konularında bir şeyler okumuş, duymuş her insanın 33 dereceli masonik yapılanmadan haberi olagelmiştir. Ancak 34. derece hakkında hiçbir yerde doğru dürüst yazılmış, derlenmiş bir bilgiye rastlayamazsınız. Hatta kamuoyu bu 34. dereceyi hiç duymamıştır. Oysa çok önemli bir derecedir ve Sanhedrin'e (70'lere) seçilebilecek kıvama gelmiş üstatların derecesidir.



Bu dereceye ulaşma ritüeli sırasında hazırlanan ortamda, mum ışığı (kısık derecede), tuz, kükürt, özel hazırlanmış tütsü (şeytanı çeken en sevdiği koku...) kafa kılıç ve ip olur.



Locada yapılan duadan sonra Lucifer (Şeytan) gelir. Haham "lanetli varlıkla" olan bağlantısını uzatabilmek için büyü argümanlarrını takviye eder. Bu sırada şiddetli bir trans halinde haham sol eliyle "3"ü sağ eliyle "4"ü gösterir. Bu o anda oluşan "34. Derece"yi gösterir.



Şeytanın üstat masona inişi:



Masonik kaynaklar localarda yapılan büyü ayinlerini detaylı bir biçimde tarif ederler. Türk Mason Dergisi'nde bir "kara büyü ayini" şöyle anlatılmıştır: "Büyücü, evvela bedenini temizler, beyazlar giyer; özel bir tuvalet yapar. Ölülerin gölgelerini rahatsız etmemek için en temiz elbiseleriyle dans eder. Büyücünün tedbiri de sır saklamaktır (ketumiyettir) yani cinleri ve ruhları çağıracağı yeri ve bunun zamanını asla açığa vurmaz. Büyücü için daire ve sayılar da önemlidir.
Süleyman mührü denilen beş köşeli yıldız bin bir özelliği bulunan daire ise kuvvetin ve direnmenin sembolü sayılır. Üçgen, Kare, Beşli ve altılı köşeli yıldızlar hep bu dairenin içine çizilir. Büyücü bu şeklin içine çağırdığı "negatif enerjiyle" birtakım sembolik işaretler çizer ve çevresine günün mevsimin saatin ifrit grubundan belli başlı cinlerin adını yazar. İfritleri ya da eskilerin habisi ervaha dedikleri kirli ruhları çağırırken büyücü eline bir kılıç alır yalvarır bagısal dairenin dört tarafına dört meşale yakar kendi ritüellerinde o an uzun abdest ve oruçlarla tütsülerle uğraştıktan sonra ilahilar söyleyerek bu dairenin içine girer doğrudan batıya giderek baş dönmesine tutulan büyücü kendinden geçinceye kadar dönmeye devam eder evrimeye tutulur. Bundan sonra ruh sorulara karşılık vermek üzere gelir.[2]



Bu trans seansından sonra büyücü saatlerce kendine gelemez. Şuur kaybı ve şiddetli baş ağrısı meydana gelir. Buna trans-pain (trans ağrısı) adı verilir.



Ayrıca Kabbala'da, "güneş, ay ve yıldızın" erkek veya kadın cinsel organının üzerinde resmedilmesi, cinselliğin kendileri için ne denli önemli olduğunu sembolize eder. Ay aynı zamanda Şeytan'ın gözünü de (Evli Eye) ifade eden gizli bir işarettir. (A Dictionary Of Symbols, sf.319) Bu amaçla törenlerde kullanılan mason önlüklerinde ve localarda yer alan masonik tablolarda önemli bir yer tutmaktadır.



Kabbala Ve Cinsi Sapıklık



Masonik felsefenin temelini oluşturan Kabbala'nın en önemli öğretilerinden biri de cinselliktir. Kabbalist büyücü ve Mason üstadı azamı Donald Michael Kraig bu konuda oldukça açık bir şekilde ortaya koyan cümleler kullanmıştır. "Seks ve buna bağlı olarak seks büyüsü Kabbala'nın temel öğesidir." (Modorn Magick, sf.425).



Kabbalist haham A. E. Waite ise serbest cinselliği Kabbala'nın temel unsurlarından biri olarak açıklar ve Kabbala'yı var olan en büyük büyü ilmi olarak nitelendirir.



"Kabbala'daki en yüce ilim (Supreme Visdom) ‘Seksin Gizemi'nde saklıdır. Hayat Ağacı'nın (Sefirot) iki tarafının erkek ve dişiliği temsil etmesi hatta Tetragram'ın (Yud-heh-Vav-Heh) harflerinden oluşan Tanrının ismi Yehova erkek ve dışı harflerden oluştuğu anlaşıldığında, kişi Kabbala'nın tabiatında var olan cinselliği görebilir." (Holy Kabbalah sf.78).



Bir büyücü için hiçbir ahlak kaidesinin geçerli olmamasıyla ilgili olarak Kabbalist Üstad-ı Azam Donald Mıchael Kraig "Modern Magic" (Modern Büyü) adlı kitabında şu satırlara yer vermiştir



Bir büyücü için ahlak yoktur. Bir büyücü olarak inanıyorum ki insan dilediği tür cinsel ilişkiye girmekte özgürdür. Düzgün, homoseksüel, bekar, grup halinde, ayinsel veya sado-mazoşist..." (Modern Magic,sf.421).



Localardaki bu ve benzeri ritüeller Kabbala'nın mitolojik efsanelerine dayanır. Bunlardan birinde Güneş Tanrı Osiris öldürülerek 14 parçaya ayrılır. Kız kardeşi İsis bunlardan 13'ünü bularak birleştirir ve kayıp 14. parça olan cinsel organ yerine çamurdan yenisini yapar. Bu durum (suni cinsel organ -obelisk) tarih boyunca sütun ve dikili taşlarla remzedilmiştir. Masonik kaynaklarda Güneş tanrı Osiris ile Hiram Usta'nın aynı kişi olduğu söylenir ve bu efsaneyi yaşatmak için çağlar boyunca dikilen taşlar ve sütunlar Mason localarında temsili olarak yer alır. Masonlukta önemli bir yer tutan "Jakin" ve "Boaz" sütunları gerçekte erkek cinsel organını temsil eder.[3]



Temelde Şeytan'ın öğretisi olan bütün çarpıklıkları sistem olarak kabul etmiş olan Masonluk, serbest cinselliği de diğer felsefelerle aynı doğrultuda telkin etmeye çalışmıştır.



"Köpek için kemiğin, domuz için dışkının çekici bir tadı olmasaydı, onlar bu maddelerden karınlarını doyurmak isterler miydi? Rezilliklerin her çeşidinden ayrı bir tad alan güçlü kişileri ayıplamayınız."[4]



Ve bu konuyla ilgili Meşrik-i Azam Cemil Sena Mason Dergisi'ndeki "Özgür Düşünceler" başlıklı yazısında şu ifadelere yer vermektedir, "Özgürlüğün engelleri şu birkaç sözde saklıdır: GÜNAH, AYIP, YAZIK, HARAM."[5]





Gizlenen 34. masonluk derecesi!



Bu derecedeki Yahudi'ye "34. Derece"deki Kara Büyü Krallığının üstadı olarak;
"Savereign of Sovereigns" yani yücelerin Yücesi" adı verilir.



Ve 34. derecedeki Yahudi üstadı, Kabbalistik bir sembol olan "Beş Köşeli" gizli adıyla "Şeytan yıldızı" açık adıyla "David Magen" ile temsil edilir.



Değerli okuyucularımız; Tuz-tütsü ve kükürt karışımı şeytan ve habis cinleri acilen çekmektedir. O yüzden birçok kiliseye sokuşturulmuş bu ritüel araçlarına karsı dikkat etmenizi rica ederim.



Şeytan Çağırmada Kullanılan Büyü Tılsımları



Mason localarında Şeytan'la bağlantı kurmak amacıyla yapılan büyü ayinlerinin en önemli kısmı tılsımların kullanıldığı bölümdür. Bunun nedeni, büyüde kullanılan tılsımların Şeytan'la bağlantı kurmayı kolaylaştırdığı inancıdır. Bunları bir kısmı, tuz, kükürt ve tütsü gibi değişik kimyasal karışımlardan oluşur ve hahamlar tarafından tören öncesinde hazırlanır. Kabbala'ya göre şeytanlarla fiziksel bağlantı kurmaya yaradığına inanılan asalar, ateş saçan kılıf, kafatası, mum, tokmak en sık kullanılanlardandır.



Bütün Yahudi ibadetleri ve sembolleri, Yahudi ırkının üstünlüğü ve Yahudi geleneklerinin korunması mantığına dayalıdır. Temel olarak bütün ibadetlerde yüceltilen Yüce Allah değil; aslında Şeytan'dır. Masonluk dini gerçekte ilah olarak Şeytan'ı ilah olarak kabul eder. Şeytan masonlukta kainatın ulu mimari rumuzuyla yaşatılmaktadır. Yahudilik, aslı değiştirilmiş ve kitabı, Şeytan'la sürekli bağlantı halinde bulunan hahamlar tarafından yazılmış bir ideolojidir.



Kabbalistik masonlukta Tanrı yani Şeytan, güneş ile özdeşleştirilmiştir Kainatın Ulu Mimari Nur-u Ziya Mutlak Işık



Bunlar dumansız ateşten yaratılan Şeytan'ı temsil eder Ayinin düzenlendiği odanın tam ortasında, Kabbala'da "Altar" adı verilen kurban masası bulunur. Altar'da Şeytan'a sunulan kurbanın göğsüne kanla beş köşeli yıldız çizilir ve etrafına ateş yakılır Altar'ın etrafında yakılan ateşin Şeytan'ın zuhur etmesini kolaylaştırdığına inanılır.



Trans Halleri



Yahudi kaynaklarında üç Kabbalist'in trans halleri detaylı bir şekilde anlatılmıştır. "Şeytan'la bağlantı kurulduğunda yaşlı hahamın ağzından köpükler gelir, dişleri kilitlenir, hırıltılar arasında boğuk bir ses tonuyla konuşur. Trans halinde Şeytan, hahamın ruhuna etki ederek farklı bir ses tonundan emirlerini açıklar. Diğer iki kabbalist masonlukta kutsal olan İbrani Harfleriyle, ağzından çıkan her kelimeyi yazarlar."



Diğer ayine katılanlar özellikle hayvan başlıklı maskeler giyerler. Törenin ilerleyen bölümlerinde, Şeytan seçtiği hayvan maskeli kişilerin vücuduna girer ve onun ağzından konuşarak emirlerini açıklar.



34. Derecenin Sırrı



Uzaktan da olsa, Siyonizm, Yahudilik, Kabbala vs. konularında bir şeyler okumuş, duymuş her insanın 33 dereceli masonik yapılanmadan haberi olagelmiştir. Ancak 34. derece hakkında hiçbir yerde doğru dürüst yazılmış, derlenmiş bir bilgiye rastlayamazsınız. Hatta kamuoyu bu 34. dereceyi hiç duymamıştır. Oysa çok önemli bir derecedir ve Sanhedrin'e (70'lere) seçilebilecek kıvama gelmiş üstatların derecesidir.



Bu dereceye ulaşma ritüeli sırasında hazırlanan ortamda, mum ışığı (kısık derecede), tuz, kükürt, özel hazırlanmış tütsü (şeytanı çeken en sevdiği koku...) kafa kılıç ve ip olur.



Locada yapılan duadan sonra Lucifer (Şeytan) gelir. Haham "lanetli varlıkla" olan bağlantısını uzatabilmek için büyü argümanlarrını takviye eder. Bu sırada şiddetli bir trans halinde haham sol eliyle "3"ü sağ eliyle "4"ü gösterir. Bu o anda oluşan "34. Derece"yi gösterir.



Şeytanın üstat masona inişi:



Masonik kaynaklar localarda yapılan büyü ayinlerini detaylı bir biçimde tarif ederler. Türk Mason Dergisi'nde bir "kara büyü ayini" şöyle anlatılmıştır: "Büyücü, evvela bedenini temizler, beyazlar giyer; özel bir tuvalet yapar. Ölülerin gölgelerini rahatsız etmemek için en temiz elbiseleriyle dans eder. Büyücünün tedbiri de sır saklamaktır (ketumiyettir) yani cinleri ve ruhları çağıracağı yeri ve bunun zamanını asla açığa vurmaz. Büyücü için daire ve sayılar da önemlidir. Süleyman mührü denilen beş köşeli yıldız bin bir özelliği bulunan daire ise kuvvetin ve direnmenin sembolü sayılır. Üçgen, Kare,
Beşli ve altılı köşeli yıldızlar hep bu dairenin içine çizilir. Büyücü bu şeklin içine çağırdığı "negatif enerjiyle" birtakım sembolik işaretler çizer ve çevresine günün mevsimin saatin ifrit grubundan belli başlı cinlerin adını yazar. İfritleri ya da eskilerin habisi ervaha dedikleri kirli ruhları çağırırken büyücü eline bir kılıç alır yalvarır bagısal dairenin dört tarafına dört meşale yakar kendi ritüellerinde o an uzun abdest ve oruçlarla tütsülerle uğraştıktan sonra ilahilar söyleyerek bu dairenin içine girer doğrudan batıya giderek baş dönmesine tutulan büyücü kendinden geçinceye kadar dönmeye devam eder evrimeye tutulur. Bundan sonra ruh sorulara karşılık vermek üzere gelir.[2]



Bu trans seansından sonra büyücü saatlerce kendine gelemez. Şuur kaybı ve şiddetli baş ağrısı meydana gelir. Buna trans-pain (trans ağrısı) adı verilir.



Ayrıca Kabbala'da, "güneş, ay ve yıldızın" erkek veya kadın cinsel organının üzerinde resmedilmesi, cinselliğin kendileri için ne denli önemli olduğunu sembolize eder. Ay aynı zamanda Şeytan'ın gözünü de (Evli Eye) ifade eden gizli bir işarettir. (A Dictionary Of Symbols, sf.319) Bu amaçla törenlerde kullanılan mason önlüklerinde ve localarda yer alan masonik tablolarda önemli bir yer tutmaktadır.



Kabbala Ve Cinsi Sapıklık



Masonik felsefenin temelini oluşturan Kabbala'nın en önemli öğretilerinden biri de cinselliktir. Kabbalist büyücü ve Mason üstadı azamı Donald Michael Kraig bu konuda oldukça açık bir şekilde ortaya koyan cümleler kullanmıştır. "Seks ve buna bağlı olarak seks büyüsü Kabbala'nın temel öğesidir." (Modorn Magick, sf.425).



Kabbalist haham A. E. Waite ise serbest cinselliği Kabbala'nın temel unsurlarından biri olarak açıklar ve Kabbala'yı var olan en büyük büyü ilmi olarak nitelendirir.



"Kabbala'daki en yüce ilim (Supreme Visdom) ‘Seksin Gizemi'nde saklıdır. Hayat Ağacı'nın (Sefirot) iki tarafının erkek ve dişiliği temsil etmesi hatta Tetragram'ın (Yud-heh-Vav-Heh) harflerinden oluşan Tanrının ismi Yehova erkek ve dışı harflerden oluştuğu anlaşıldığında, kişi Kabbala'nın tabiatında var olan cinselliği görebilir." (Holy Kabbalah sf.78).



Bir büyücü için hiçbir ahlak kaidesinin geçerli olmamasıyla ilgili olarak Kabbalist Üstad-ı Azam Donald Mıchael Kraig "Modern Magic" (Modern Büyü) adlı kitabında şu satırlara yer vermiştir



Bir büyücü için ahlak yoktur. Bir büyücü olarak inanıyorum ki insan dilediği tür cinsel ilişkiye girmekte özgürdür. Düzgün, homoseksüel, bekar, grup halinde, ayinsel veya sado-mazoşist..." (Modern Magic,sf.421).



Localardaki bu ve benzeri ritüeller Kabbala'nın mitolojik efsanelerine dayanır. Bunlardan birinde Güneş Tanrı Osiris öldürülerek 14 parçaya ayrılır. Kız kardeşi İsis bunlardan 13'ünü bularak birleştirir ve kayıp 14. parça olan cinsel organ yerine çamurdan yenisini yapar. Bu durum (suni cinsel organ -obelisk) tarih boyunca sütun ve dikili taşlarla remzedilmiştir. Masonik kaynaklarda Güneş tanrı Osiris ile Hiram Usta'nın aynı kişi olduğu söylenir ve bu efsaneyi yaşatmak için çağlar boyunca dikilen taşlar ve sütunlar Mason localarında temsili olarak yer alır. Masonlukta önemli bir yer tutan "Jakin" ve "Boaz" sütunları gerçekte erkek cinsel organını temsil eder.[3]



Temelde Şeytan'ın öğretisi olan bütün çarpıklıkları sistem olarak kabul etmiş olan Masonluk, serbest cinselliği de diğer felsefelerle aynı doğrultuda telkin etmeye çalışmıştır.



"Köpek için kemiğin, domuz için dışkının çekici bir tadı olmasaydı, onlar bu maddelerden karınlarını doyurmak isterler miydi? Rezilliklerin her çeşidinden ayrı bir tad alan güçlü kişileri ayıplamayınız."[4]



Ve bu konuyla ilgili Meşrik-i Azam Cemil Sena Mason Dergisi'ndeki "Özgür Düşünceler" başlıklı yazısında şu ifadelere yer vermektedir, "Özgürlüğün engelleri şu birkaç sözde saklıdır: GÜNAH, AYIP, YAZIK, HARAM."[5]
PEYGAMBERİMİZ BİR ÇOK HADİSİNDE VE AYETLERDE
CİNLERİN MESLEKİ YETENEKLERİ

وَلِسُلَيْمٰنَ الرّٖيحَ غُدُوُّهَا شَهْرٌ وَرَوَاحُهَا شَهْرٌ وَاَسَلْنَا لَهُ عَيْنَ الْقِطْرِ وَمِنَ الْجِنِّ مَنْ يَعْمَلُ بَيْنَ يَدَيْهِ بِاِذْنِ رَبِّهٖ وَمَنْ يَزِغْ مِنْهُمْ عَنْ اَمْرِنَا نُذِقْهُ مِنْ عَذَابِ السَّعٖيرِ
; Müslüman cinlerin, Müslümanların yiyeceklerinden yararlandıkları; cin-şeytanların ise besmele çekilmeyen yemeklere ortak oldukları; her türlü "domuz eti, kan, leş, insan kanı ve temiz olmayan şeyleri yedikleri" ifade edilmiştir. Şurası kesindir ki; besmele çekilmeyen her işte; cin-şeytanların o işe ortak olma tehlikesi mevcuttur. Bu işler, ister yemek yemek, seyehat etmek, eve girmek veya uyumak için yatmak, isterse kişinin hanımıyla halveti olsun, "cin-şeytanlar"dan "Allah'a sığınmak" gerekmektedir. Elbette Allah'ın kölesiolan kimse, tüm işlerini, "Allah'a itaat ederek ve O'nun himayesinde" yapar. Bunu yapmayan kimse de adeta: "Ben Allah'ın himayesinde değilim, O'nun izniyle hareket etmiyorum" demiş olur ki; o zaman Allah'tan koruma bekleyemez ve böylece "şeytanın etkileri"ne açık olur.

"Cin toplumları"nın, insan toplumları gibi mesleki-sosyal farklılaşmış zümrelere sahip olduğu açıktır. Cinlerin de, bireysel yeteneklerine göre mesleki farklılık gösterdiği, Kur'an ayetlerinden açıkça anlaşılmaktadır.Süleyman Peygamber, emrine verilmiş cinleri mesleki yeteneklerine göre görevlendirmiştir:

"Süleyman'a, sabah gidişi bir ay, akşam dönüşü bir ay olan rüzgarı (verdik). Erimiş bakır kaynağını onun için akıttık. Ve cinlerden de Rabb'inin izniyle onun elinin altında çalışan (kimseler) vardı.Onlardan kim emrimizden sapacak olsa, ona ateş azabını tattırırız."
"(O cinler), ona(Süleyman'a) dilediği mihraplar, temsiller(heykeller), oyma tekneler ve sabit kazanlar yapıyorlardı. (Ey) Davut Ailesi, teşekkür edin. Kölelerimden teşekkür edenler azdır."

[SEBE(34)/12-13]
Hastanın İyileşmesi Herhangi Bir Nefsi Arzu ya da Şüphe Gibi Bir Sebeple Gecikir mi?

Ben bunu iyileşmenin engellerinden sayıyorum. Ama böyle olan kişiyle diğerlerinin karışmaması için bunu biraz açalım: Sağlam insanın kalbi selimdir ve kalbinde kendisini günaha sürükleyecek bir şey bulunmaz. Aklına gelen şeyler havatırdan (gelip geçen düşünceler) ibarettir ve kalıcı değildirler. Kalbinden geçenler devam etmez ve zikirle ya da istiğfarla geçer gider. Kalbi hasta insan ise gününü bu hastalıklara rehin olarak ve kalbi bunlara bağlı olarak geçirir. Aklından ve kalbinden geçenler kalıcıdır. Namazı ve okuması ondan bu gibi şeyleri neredeyse hiç def edemez. O hastalığını tedavide neredeyse hiçbir fayda elde edemez. Sanır ki, şeytanı çok güçlü de ona bir etkisi olamıyor. Ya da sihri o kadar kuvvetli ki, onu yalnızca başka bir büyücü çözebilir. Kalbi zikirden uzak, şehvetler ve şüphelerle dolu ve başka bir kaygısı yok! Bu kimse tedaviden neredeyse hiçbir yarar göremez. Doktor doktor gezer ama bir fayda bulamaz. Şifanın Allah‟tan olduğunu dili söyler ama kalbi buna inanmaz. Kalbi Allah‟tan başkalarına bağlıdır. Kur‟an‟ın şifa olduğunu söyler ama kendisine Kuran okuması söylendiğinde birkaç dakika okuyup bırakır. Ardından ne olduğuna ve nasıl olduğuna bakmaksızın başka vesileler arar. Hiç kimse onu doğruya yöneltemez. Şifa büyücülerin elinde demez ama büyüleri onların Kuran‟dan daha iyi çözeceğine inancı vardır ve tabi ki bu inancı açığa vurmaz.
Sihir Nedir?

Türü ve şekli ne olursa olsun, sihir kurbanın aklını ve kalbini kontrol altına alma girişiminden ibarettir. Sihir sayesinde şeytan kişiyi kontrol altına alma imkanına sahip olarak, sihirle hedeflenen şeyleri ya tamamen ya da kısmen gerçekleştirmeyi başarır. Sihirden kimi zaman öldürmek hedeflenir, kimi zaman bildiklerini unutturmak, kimi zaman duyguları yönlendirmek. Sihrin kimisi hastalık meydana getirir kimisi eziyet. Sihirle ortaya çıkan sonuçlar o kadar çeşitlidir ki, bunları sınıflandırmakta zorluk çekeriz. Sihrin yapılış yöntemleri de aynı şekilde çeşitlidir ve bunları da sınıflandırmak mümkün değildir. Öyle ki her toplumun kendine has sihir ayinleri vardır. Bu işlemde müşterek olan tek bir nokta varsa, o da şeytana ibadet ve Allah‟a ortak koşmadır. Bunun yanı sıra şeytan büyücüden, büyük haramları, özellikle de zinayı işlemesini ister. Çünkü bu kalpten imanı tamamen kaldırır. Şeytan kalbinden hayır bütünüyle kalkmadıkça büyücünün isteğini yerine getirmez.
Sihir şu iki şeyden biriyle gerçekleşir:

1- Kişiye tahsis edilmiş şeytanın (karîn) kullanılmasıyla. Bazı büyü ve çarpma durumlarında etki dışarıdan olur ve çoğunlukla insanda zaten var olan karînin zorla kullanılması yoluyla olur. Kimi kez hasta görevli cinin dışarıdan karîne emredişlerini duyar. Bu olay çoğu kez rukye esnasında ya da mescitte yahut teravih gibi uzun bir namaz esnasında olur. Bazı şeytanlar dışarıdan gözlere ve kulaklara etki etme gücüne sahiptirler.

Cinin dışarıdan etki ettiği durumlarda hasta iç sıkıntısı ve kalp çarpıntısı gibi cinin içeride olduğunu gösteren şeyleri hissetmez.

2- Özel bir görevli şeytan gönderilmesiyle. Bu görevli şeytan „karîn‟den yardım alır .

Eğer hasta, içinde konuşan iki ayrı varlık fark ediyorsa, bu kendisine karîn dışında başka bir görevlinin gönderildiğini gösterir. Eğer hasta sadece vesvese hissediyorsa diğeri halen dışarıdadır ve vücuda girmeyi henüz başaramamıştır. Bu dönemde hastanın uykusunda gördüğü kabuslar dışarıdakinin içeri girme çabasını gösterir.
Abdest Organları ve Şeytanın Bunlar Üzerindeki Tasarrufu.

Çoğu kimse şeytanın maddi bir varlık olmadığı için bu organlardan dışarı doğru uzanabileceğini bilmez. O bunu özellikle de uyku ve uyuklama anlarında yapar.

Şeytan herhangi bir taraftan kendisini uzatarak bir şeye dokunabilir, onu hareket ettirebilir, tıklayabilir yahut ses çıkarabilir. Ama o bunları yalnızca insanın dalgın olduğu zamanlarda yahut uyku uyanıklık arasında yapar. Çoğu hasta buna tanık olmuştur. Onlardan bazıları yakınında bir şeyin hareket ettiğini görür veya bir ses duyar ama örneğin Bakara suresini ve tüm sığınma dualarını okuduğu halde bunun nasıl olduğuna bir anlam veremez. Halbuki o bunları yapmıştır ama abdesti bozulduktan sonra tekrar almayı unutmuştur!