İcra ettiği müziği, besteleri ve oyunculuğuyla gönüllerde yer edinen değerli sanatçı Sayın İlhan Şeşen’in vefatını üzüntüyle öğrendim.
Merhum İlhan Şeşen’e Allah’tan rahmet niyaz ediyor; ailesine sabır, sevenlerine ve sanat camiamıza başsağlığı diliyorum.
Mekânı cennet olsun.
Merhum İlhan Şeşen’e Allah’tan rahmet niyaz ediyor; ailesine sabır, sevenlerine ve sanat camiamıza başsağlığı diliyorum.
Mekânı cennet olsun.
2004’te kamu hizmeti kalitesini artırmak, etik değerleri güçlendirmek amacıyla kurduğumuz Kamu Görevlileri Etik Kurulu başarılı çalışmalar icra ediyor. Bugün Etik Kurulumuzla Aile Bakanlığımız arasında Etik Eğitimi ve Etik Eğiticisi Yetiştirilmesi İş Birliği Protokolü imzalandı.
İki güzide kurumumuz arasında imzalanan iş birliği protokolünü fevkalade anlamlı ve isabetli buluyorum.
Kamu Görevlileri Etik Kurulumuz; inceleme ve araştırma faaliyetleriyle, farklı kurum ve bakanlıklarımızla yaptığı iş birlikleriyle; eğitim, seminer, konferans ve paneller marifetiyle ülkemizde etik bilincinin yerleşmesine katkı sağlıyor.
Kurulumuz tarafından geçtiğimiz yıl toplam 228 bin 922 kamu görevlisine etik merkezli eğitimler verildi.
Bunları kamu hizmetlerinde etkinlik, verimlilik ve şeffaflık bakımından çok değerli görüyorum.
Bu vesileyle tüm kamu görevlilerimizin Etik Günü’nü ve Etik Haftası’nı ayrı ayrı tebrik ediyorum.
Ülkemizde ve yurt dışında vatandaşlarımıza fedakârca hizmet eden kamu çalışanlarımızın tamamına şahsım ve milletim adına teşekkür ediyor, her birine vazifelerinde üstün başarılar diliyorum.
İki güzide kurumumuz arasında imzalanan iş birliği protokolünü fevkalade anlamlı ve isabetli buluyorum.
Kamu Görevlileri Etik Kurulumuz; inceleme ve araştırma faaliyetleriyle, farklı kurum ve bakanlıklarımızla yaptığı iş birlikleriyle; eğitim, seminer, konferans ve paneller marifetiyle ülkemizde etik bilincinin yerleşmesine katkı sağlıyor.
Kurulumuz tarafından geçtiğimiz yıl toplam 228 bin 922 kamu görevlisine etik merkezli eğitimler verildi.
Bunları kamu hizmetlerinde etkinlik, verimlilik ve şeffaflık bakımından çok değerli görüyorum.
Bu vesileyle tüm kamu görevlilerimizin Etik Günü’nü ve Etik Haftası’nı ayrı ayrı tebrik ediyorum.
Ülkemizde ve yurt dışında vatandaşlarımıza fedakârca hizmet eden kamu çalışanlarımızın tamamına şahsım ve milletim adına teşekkür ediyor, her birine vazifelerinde üstün başarılar diliyorum.
Vatandaşla devlet arasında köprü olan Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi CİMER’e 2024’te 4 milyon 590 bin başvuru yapıldı.
Katılımcı yönetim anlayışımızın simgesi olan CİMER’le aynı zamanda kamuoyunun da yakından takip ettiği birçok suç örgütü çökertildi.
Bizler yakın geçmişte bürokratik oligarşiden, “bugün git, yarın gel” anlayışından çok çektik.
Kendisini vatandaştan üstün gören, vatandaşla muhatap olmaktan imtina eden, burnundan kıl aldırmayan kibir abideleri milletimize yıllarca âdeta kan kusturdu.
23 yıllık iktidarımız boyunca kamu hizmetlerinin iyileştirilmesi, hizmet standardının yükseltilmesi, hizmete erişimin kolaylaştırılması için gece gündüz çalıştık.
Yeni kurumlar ve CİMER gibi yeni mekanizmalar ihdas ederek hak arama ve bilgi edinme yollarını genişlettik.
1994 yılında, İstanbul Büyükşehir Belediyesinde başlattığımız devrim niteliğindeki Beyazmasa uygulamasının daha modernini CİMER’le tüm ülke genelinde hayata geçirmiş olduk.
Millet ile devlet arasına örülmüş duvarları yıkarak siyasetin demokratik kapasitesini güçlendirdik, millet iradesinin önündeki engelleri kaldırdık.
Yıllarca vesayete ve bürokratik oligarşiye davetiye çıkaran siyasi istikrar eksikliğine çözüm bulduk.
Temsilde adaleti, yönetimde istikrarı hamdolsun hâkim kıldık.
Bundan sonra da aynı azimle, aynı kararlılıkla çalışmaya, milletimize eser ve hizmet kazandırmaya inşallah devam edeceğiz.
Türkiye Yüzyılı hedeflerimizi bilgili, vicdanlı, ahlaklı ve vizyon sahibi kamu personelimizle, tüm kurum ve kuruluşlarımızla tek tek hayata geçireceğiz.
Katılımcı yönetim anlayışımızın simgesi olan CİMER’le aynı zamanda kamuoyunun da yakından takip ettiği birçok suç örgütü çökertildi.
Bizler yakın geçmişte bürokratik oligarşiden, “bugün git, yarın gel” anlayışından çok çektik.
Kendisini vatandaştan üstün gören, vatandaşla muhatap olmaktan imtina eden, burnundan kıl aldırmayan kibir abideleri milletimize yıllarca âdeta kan kusturdu.
23 yıllık iktidarımız boyunca kamu hizmetlerinin iyileştirilmesi, hizmet standardının yükseltilmesi, hizmete erişimin kolaylaştırılması için gece gündüz çalıştık.
Yeni kurumlar ve CİMER gibi yeni mekanizmalar ihdas ederek hak arama ve bilgi edinme yollarını genişlettik.
1994 yılında, İstanbul Büyükşehir Belediyesinde başlattığımız devrim niteliğindeki Beyazmasa uygulamasının daha modernini CİMER’le tüm ülke genelinde hayata geçirmiş olduk.
Millet ile devlet arasına örülmüş duvarları yıkarak siyasetin demokratik kapasitesini güçlendirdik, millet iradesinin önündeki engelleri kaldırdık.
Yıllarca vesayete ve bürokratik oligarşiye davetiye çıkaran siyasi istikrar eksikliğine çözüm bulduk.
Temsilde adaleti, yönetimde istikrarı hamdolsun hâkim kıldık.
Bundan sonra da aynı azimle, aynı kararlılıkla çalışmaya, milletimize eser ve hizmet kazandırmaya inşallah devam edeceğiz.
Türkiye Yüzyılı hedeflerimizi bilgili, vicdanlı, ahlaklı ve vizyon sahibi kamu personelimizle, tüm kurum ve kuruluşlarımızla tek tek hayata geçireceğiz.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Kamunun yararını ilk planda tutan, hukuka ve etik davranış ilkelerine uyan, vatandaşın derdine derman olmak için uğraşan, üstün bir vazife şuuruyla çalışan her bir kardeşimin bu milletin başının üstünde yeri vardır.
27 Mayıs’ın esas mesajı nedir?
Türkçe ezan eziyetine son veren…
Anadolu’nun dört bir yanına yollar, barajlar inşa eden…
İmam hatip okullarını ve Kur’an kurslarını açan…
Tarihimize, kültürümüze, medeniyetimize dönük faşizan uygulamaları rafa kaldıran Adnan Menderes ve arkadaşlarıdır.
27 Mayıs’a giden yolun taşlarını döşeyen ise dönemin CHP liderliğidir.
Sokakları karıştırarak, üniversite gençliğini kışkırtarak, toplumsal gerilimi tırmandırarak ülkemizi darbe atmosferine sokan yine CHP’dir.
“Şartlar tamam olduğu zaman milletler için ihtilal meşru bir haktır.” diyerek darbeden yalnızca bir ay önce müdahaleye davetiye çıkaran, dönemin CHP genel başkanıdır.
27 Mayıs’ta sadece Menderes hükûmetine değil, aynı zamanda milletin takdirine, tercihine ve umutlarına darbe vurulmuştur.
Asıl darbe, “yeter, söz milletindir” ifadesinde anlamını bulan ruha, iradeye, cesarete indirilmiştir.
27 Mayıs’la başlayan ve Yassıada tiyatrosuyla devam eden, neticede merhum Menderes ve arkadaşlarının idamıyla sonuçlanan süreçle aslında siyasetçilere ve millete şu mesaj verilmek istenmiştir:
“Çizgiyi aşmayın, haddinizi bilin; yoksa sizin de akıbetiniz darağacında sallanmak olur”.
27 Mayıs’ın esas mesajı işte budur.
Türkçe ezan eziyetine son veren…
Anadolu’nun dört bir yanına yollar, barajlar inşa eden…
İmam hatip okullarını ve Kur’an kurslarını açan…
Tarihimize, kültürümüze, medeniyetimize dönük faşizan uygulamaları rafa kaldıran Adnan Menderes ve arkadaşlarıdır.
27 Mayıs’a giden yolun taşlarını döşeyen ise dönemin CHP liderliğidir.
Sokakları karıştırarak, üniversite gençliğini kışkırtarak, toplumsal gerilimi tırmandırarak ülkemizi darbe atmosferine sokan yine CHP’dir.
“Şartlar tamam olduğu zaman milletler için ihtilal meşru bir haktır.” diyerek darbeden yalnızca bir ay önce müdahaleye davetiye çıkaran, dönemin CHP genel başkanıdır.
27 Mayıs’ta sadece Menderes hükûmetine değil, aynı zamanda milletin takdirine, tercihine ve umutlarına darbe vurulmuştur.
Asıl darbe, “yeter, söz milletindir” ifadesinde anlamını bulan ruha, iradeye, cesarete indirilmiştir.
27 Mayıs’la başlayan ve Yassıada tiyatrosuyla devam eden, neticede merhum Menderes ve arkadaşlarının idamıyla sonuçlanan süreçle aslında siyasetçilere ve millete şu mesaj verilmek istenmiştir:
“Çizgiyi aşmayın, haddinizi bilin; yoksa sizin de akıbetiniz darağacında sallanmak olur”.
27 Mayıs’ın esas mesajı işte budur.
Nasıl 15 Temmuz direnişiyle darbecilere meydanları dar ettiysek…
Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’yle millî iradenin egemenliğini perçinlediysek…
Sandığın üzerindeki tüm vesayeti ortadan kaldırdıysak…
İnşallah darbe anayasası utancından da bu milleti mutlaka kurtaracağız.
Yapılan değişikliklerle ayıplarından geniş ölçüde arındırılan 82 anayasası, maalesef hâlâ darbe döneminin tortularını taşıyor.
Yeni ve sivil bir anayasa, bu tortulardan ebeden temizlenme, üstümüzdeki ölü toprağını tamamen atma imkânını bizlere sunacaktır.
Türk siyasetinin rüştünü ispat etmesine de vesile olacak yeni anayasayı, evrensel ölçüleri yansıtan eksiksiz bir hürriyetler listesi olarak aziz milletimizin ve demokrasimizin envanterine katmakta kararlıyız.
Biz 23 yıl boyunca demokrasimizi yeni, sivil ve özgürlükçü anayasayla taçlandırma konusundaki hüsnüniyetimizi defalarca gösterdik.
Ancak her seferinde muhalefetin uzlaşmaz tavrıyla muhatap olduk.
Cumhur İttifakı olarak inşallah bu defa Türkiye Büyük Millet Meclisindeki diğer siyasi partilerin de katkılarıyla ortak bir zeminde buluşabilmeyi ümit ediyoruz.
Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’yle millî iradenin egemenliğini perçinlediysek…
Sandığın üzerindeki tüm vesayeti ortadan kaldırdıysak…
İnşallah darbe anayasası utancından da bu milleti mutlaka kurtaracağız.
Yapılan değişikliklerle ayıplarından geniş ölçüde arındırılan 82 anayasası, maalesef hâlâ darbe döneminin tortularını taşıyor.
Yeni ve sivil bir anayasa, bu tortulardan ebeden temizlenme, üstümüzdeki ölü toprağını tamamen atma imkânını bizlere sunacaktır.
Türk siyasetinin rüştünü ispat etmesine de vesile olacak yeni anayasayı, evrensel ölçüleri yansıtan eksiksiz bir hürriyetler listesi olarak aziz milletimizin ve demokrasimizin envanterine katmakta kararlıyız.
Biz 23 yıl boyunca demokrasimizi yeni, sivil ve özgürlükçü anayasayla taçlandırma konusundaki hüsnüniyetimizi defalarca gösterdik.
Ancak her seferinde muhalefetin uzlaşmaz tavrıyla muhatap olduk.
Cumhur İttifakı olarak inşallah bu defa Türkiye Büyük Millet Meclisindeki diğer siyasi partilerin de katkılarıyla ortak bir zeminde buluşabilmeyi ümit ediyoruz.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Biz dâhil vesayete karşı direnen tüm aktörlerin siyasi hayatlarının bir devresinde Menderes’in akıbetiyle uyarılması asla tesadüf değildi.
12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 27 Nisan, Gezi kalkışması, 17-25 Aralık, 15 Temmuz ve daha nicesi, aynı zihniyetin farklı tezahürleriydi.
12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 27 Nisan, Gezi kalkışması, 17-25 Aralık, 15 Temmuz ve daha nicesi, aynı zihniyetin farklı tezahürleriydi.
Deprem tehdidiyle yüzleşen bir belediyenin reklam bütçesi depreme hazırlık için ayırdığı tutarı aşıyorsa burada ciddi bir sorun var demektir.
Bunun kabul edilebilir hiçbir yanı yoktur.
Böyle bir hatayı bizim arkadaşlarımız da yapsa tavrımız değişmez.
Son AK Parti TBMM Grup Toplantımızda belediyelerle ilgili artık ayyuka çıkan sıkıntıları ve çözüm önerilerimizi kamuoyumuzla paylaştık.
Milletimizden ve farklı siyasi partilerden oldukça olumlu tepkiler aldık.
İstisnalar haricinde belediyelerin çoğu, özellikle de muhalefet belediyeleri ne yazık ki borç içindedir.
SGK prim borçlarını gündeme getirdiğimizde maruz kaldığımız eleştirileri hepimiz hatırlıyoruz.
Oysa “SGK’ya borçları ödersek dükkânı kapatmak zorunda kalırız” diyen muhalefet belediyelerinin konser üzerinden vurgun yapmaya gelince kesenin ağzını nasıl açtığını yine hepimiz gördük.
Daha saymaya kalksak saatler sürecek nice başlıkta sorunlar yumağıyla karşı karşıyayız.
Bu sorunlara neşter vurulmasının vaktinin çoktan geldiği kanaatindeyiz.
Sadece AK Parti belediyelerini değil, 86 milyonun tamamını ilgilendiren bu konuyu siyaset üstü bir yaklaşımla ele almak istiyoruz.
Gerek yeni anayasa gerekse belediyelere dair ıslah çalışmalarında muhalefete yaptığımız çağrının arkasındayız.
Bizim tek bir gayemiz vardır, o da milletin sorunlarına çözüm bulmaktır.
Muhalefetin de en azından deprem gibi, anayasa gibi, Terörsüz Türkiye girişimi gibi konularda uzlaşıya açık olmasını bekliyoruz.
Bunun kabul edilebilir hiçbir yanı yoktur.
Böyle bir hatayı bizim arkadaşlarımız da yapsa tavrımız değişmez.
Son AK Parti TBMM Grup Toplantımızda belediyelerle ilgili artık ayyuka çıkan sıkıntıları ve çözüm önerilerimizi kamuoyumuzla paylaştık.
Milletimizden ve farklı siyasi partilerden oldukça olumlu tepkiler aldık.
İstisnalar haricinde belediyelerin çoğu, özellikle de muhalefet belediyeleri ne yazık ki borç içindedir.
SGK prim borçlarını gündeme getirdiğimizde maruz kaldığımız eleştirileri hepimiz hatırlıyoruz.
Oysa “SGK’ya borçları ödersek dükkânı kapatmak zorunda kalırız” diyen muhalefet belediyelerinin konser üzerinden vurgun yapmaya gelince kesenin ağzını nasıl açtığını yine hepimiz gördük.
Daha saymaya kalksak saatler sürecek nice başlıkta sorunlar yumağıyla karşı karşıyayız.
Bu sorunlara neşter vurulmasının vaktinin çoktan geldiği kanaatindeyiz.
Sadece AK Parti belediyelerini değil, 86 milyonun tamamını ilgilendiren bu konuyu siyaset üstü bir yaklaşımla ele almak istiyoruz.
Gerek yeni anayasa gerekse belediyelere dair ıslah çalışmalarında muhalefete yaptığımız çağrının arkasındayız.
Bizim tek bir gayemiz vardır, o da milletin sorunlarına çözüm bulmaktır.
Muhalefetin de en azından deprem gibi, anayasa gibi, Terörsüz Türkiye girişimi gibi konularda uzlaşıya açık olmasını bekliyoruz.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Türkiye’yi yaklaşık yarım asırdır mücadele ettiği, nice vatan evladının hayatına mal olan büyük bir beladan kurtarmanın arefesindeyiz.
İnşallah milletin acısından ikbal devşirmeye çalışanlar yine kaybedecektir.
İnşallah milletin acısından ikbal devşirmeye çalışanlar yine kaybedecektir.
Türkiye’nin ana muhalefet partisi şeklen mevcuttur ancak ruhen ve fiilen münhaldir. CHP Genel Başkanı Sayın Özel, ne yazık ki bulunduğu makamın hakkını veremiyor.
Biz onun yanlışlarını, gaflarını düzeltmekten usandık ancak o bunlara her gün bir yenisini eklemekten bıkmıyor.
Aralarında bizim de dostlarımızın olduğu yabancı misafirlerin önünde süklüm püklüm yalvarmasını açıkçası izah edemiyoruz.
Ülkesini ona buna şikâyet etmesini Türkiye’nin ana muhalefet liderine yakıştıramıyoruz.
Yolsuzlukların üzerini örtmek, hırsızlıkları aklamak için yabancı konukların huzurunda âdeta taklacı güvercin misali şekilden şekle girmesini taaccüple seyrediyoruz.
Biz CHP’nin sırf bir avuç muhterisi savunmak uğruna İngiliz Muhipler Cemiyetine dönüşmesinden hiç memnun değiliz.
Temennimiz, Sayın Özel’in bir an önce titreyip kendine gelmesidir.
Biz onun yanlışlarını, gaflarını düzeltmekten usandık ancak o bunlara her gün bir yenisini eklemekten bıkmıyor.
Aralarında bizim de dostlarımızın olduğu yabancı misafirlerin önünde süklüm püklüm yalvarmasını açıkçası izah edemiyoruz.
Ülkesini ona buna şikâyet etmesini Türkiye’nin ana muhalefet liderine yakıştıramıyoruz.
Yolsuzlukların üzerini örtmek, hırsızlıkları aklamak için yabancı konukların huzurunda âdeta taklacı güvercin misali şekilden şekle girmesini taaccüple seyrediyoruz.
Biz CHP’nin sırf bir avuç muhterisi savunmak uğruna İngiliz Muhipler Cemiyetine dönüşmesinden hiç memnun değiliz.
Temennimiz, Sayın Özel’in bir an önce titreyip kendine gelmesidir.
1862’de Divan-ı Muhasebat adıyla ihdas edilen Sayıştay, tam 163 yıldır ülkemizin en kritik kurumlarından biri olarak görev yapıyor.
Sayıştay Başkanlığımızın 163’üncü yaşının Sayıştay ailesi, ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.
Sayıştay Başkanlığımızın 163’üncü yaşının Sayıştay ailesi, ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.
Son 23 yılda yaptığımız düzenlemelerle Sayıştayın yetki ve denetim alanını daha da genişlettik.
2010’da çıkardığımız 6085 sayılı Sayıştay Kanunu’yla kamu iktisadi teşebbüsleri ve belediye şirketleri dâhil kamu kaynağı kullanan tüm kurumları Sayıştayın denetim kapsamına aldık.
Bizim inancımızda emanete sadakatsizlik, ihanetle eş değerdedir.
Bilhassa kamu malına el uzatmak, kul hakkına girmek en büyük günahlardan biridir.
Görevi, ünvanı, konumu ne olursa olsun kamu malının dikkatsiz, ölçüsüz, usulsüz ya da savurgan bir şekilde kullanılması, beytülmalin istismar edilmesi bizim için asla kabul edilemez.
Gerek merkezî idarede gerekse yerel yönetimlerde kaynakların ekonomik, verimli, amacına uygun ve etkin kullanılması, kamu kaynaklarından azami faydanın üretilmesi temel önceliğimizdir.
Bu konuda kimsenin gözünün yaşına bakmayacağımızı, milletimizin hiçbir ferdinin hakkını yedirmeyeceğimizi her fırsatta vurguluyoruz.
Sayıştay mensuplarımızdan da görev, yetki ve sorumlulukları dâhilinde bu önemli vazifeyi itinayla yerine getirmelerini bekliyoruz.
2010’da çıkardığımız 6085 sayılı Sayıştay Kanunu’yla kamu iktisadi teşebbüsleri ve belediye şirketleri dâhil kamu kaynağı kullanan tüm kurumları Sayıştayın denetim kapsamına aldık.
Bizim inancımızda emanete sadakatsizlik, ihanetle eş değerdedir.
Bilhassa kamu malına el uzatmak, kul hakkına girmek en büyük günahlardan biridir.
Görevi, ünvanı, konumu ne olursa olsun kamu malının dikkatsiz, ölçüsüz, usulsüz ya da savurgan bir şekilde kullanılması, beytülmalin istismar edilmesi bizim için asla kabul edilemez.
Gerek merkezî idarede gerekse yerel yönetimlerde kaynakların ekonomik, verimli, amacına uygun ve etkin kullanılması, kamu kaynaklarından azami faydanın üretilmesi temel önceliğimizdir.
Bu konuda kimsenin gözünün yaşına bakmayacağımızı, milletimizin hiçbir ferdinin hakkını yedirmeyeceğimizi her fırsatta vurguluyoruz.
Sayıştay mensuplarımızdan da görev, yetki ve sorumlulukları dâhilinde bu önemli vazifeyi itinayla yerine getirmelerini bekliyoruz.