Vefat haberini üzüntüyle öğrendiğim Roman müziğinin müstesna sesi “Balık Ayhan” Ayhan Küçükboyacı'ya Allah'tan rahmet niyaz ediyorum.
Merhum sanatçımızın ailesine, sevenlerine ve sanat camiamıza başsağlığı diliyorum.
Merhum sanatçımızın ailesine, sevenlerine ve sanat camiamıza başsağlığı diliyorum.
Media is too big
VIEW IN TELEGRAM
Bizim, başta ülkemizde ve bölgemizde olmak üzere küresel ölçekte barıştan, huzurdan, demokrasi, güvenlik ve istikrardan başka gayemiz yoktur.
Türkiye olarak tevarüs ettiğimiz eşsiz birikimi inşallah barış, huzur ve adalet için kullanmaya devam edeceğiz.
Türkiye olarak tevarüs ettiğimiz eşsiz birikimi inşallah barış, huzur ve adalet için kullanmaya devam edeceğiz.
Bu sabah ABD Başkanı Sayın Trump, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Sayın Muhammed bin Selman, Suriye Cumhurbaşkanı Sayın Ahmed Şara ile dörtlü bir görüşme yaptık.
İnşallah bu görüşmenin yansımalarını yakında göreceğiz.
Geçen hafta yaptığımız telefon görüşmesini müteakip dün Suudi Arabistan’da Suriye’ye yönelik yaptırımları kaldıracağını açıklayan ABD Başkanı Sayın Trump’a teşekkür ediyorum.
Gazze’de artık vahşet boyutuna varan insani trajediye son verilmesi amacıyla yürüttüğümüz çabalarda da dostum Trump’ın desteğine güveniyorum.
İnşallah Gazze’yle ilgili de yakında yüreklere su serpen müjdeli haberler almayı ümit ediyoruz.
İnşallah bu görüşmenin yansımalarını yakında göreceğiz.
Geçen hafta yaptığımız telefon görüşmesini müteakip dün Suudi Arabistan’da Suriye’ye yönelik yaptırımları kaldıracağını açıklayan ABD Başkanı Sayın Trump’a teşekkür ediyorum.
Gazze’de artık vahşet boyutuna varan insani trajediye son verilmesi amacıyla yürüttüğümüz çabalarda da dostum Trump’ın desteğine güveniyorum.
İnşallah Gazze’yle ilgili de yakında yüreklere su serpen müjdeli haberler almayı ümit ediyoruz.
Türkiye’de huzurun, kardeşliğin, dayanışmanın daha da güçlenmesi için çalışırken bölgemiz ve ötesinde de barış çabalarına aktif katkı veriyoruz.
Bölgesel ve küresel krizlerin çözümünde desteği, yardımı, ara buluculuğu aranan ülkelerden biri hiç kuşkusuz Türkiye’dir.
Bugün ülkemiz, barış diplomasisinin merkezlerinden biri haline gelmiştir.
Türkiye, sahip olduğu binlerce yıllık devlet tecrübesi, güçlü siyasi liderliği ve yetişmiş diplomatlarıyla bu alanda istisnai bir konumdadır.
Hepsinden önemlisi, bölgesel barış ve istikrar için attığımız adımlarda tüm tarafların güvenine mazhar olabiliyoruz.
Rusya-Ukrayna savaşından kardeş Pakistan ile Hindistan arasındaki gerilime…
Gazze soykırımı karşısındaki vicdanlı duruşumuzdan Somali ve Etiyopya arasında yürütülen görüşmelere kadar her yerde ilkeli, tutarlı, adaletli ve hakkaniyetli politikalarımızla muhataplarımızın itimadını kazandık.
Dost acı söyler prensibiyle her zaman doğruları söyledik. Mazlumun da zalimin de kimliğine asla bakmadık.
Ateşe benzin dökenlerden değil, söndürmek için seferber olanlardan olduk.
Son günlerde baş döndürücü bir hal alan diplomasi trafiğimizle küresel barışa, huzura, demokrasiye, güvenlik ve istikrara hizmet etmenin gayreti içindeyiz.
Bölgesel ve küresel krizlerin çözümünde desteği, yardımı, ara buluculuğu aranan ülkelerden biri hiç kuşkusuz Türkiye’dir.
Bugün ülkemiz, barış diplomasisinin merkezlerinden biri haline gelmiştir.
Türkiye, sahip olduğu binlerce yıllık devlet tecrübesi, güçlü siyasi liderliği ve yetişmiş diplomatlarıyla bu alanda istisnai bir konumdadır.
Hepsinden önemlisi, bölgesel barış ve istikrar için attığımız adımlarda tüm tarafların güvenine mazhar olabiliyoruz.
Rusya-Ukrayna savaşından kardeş Pakistan ile Hindistan arasındaki gerilime…
Gazze soykırımı karşısındaki vicdanlı duruşumuzdan Somali ve Etiyopya arasında yürütülen görüşmelere kadar her yerde ilkeli, tutarlı, adaletli ve hakkaniyetli politikalarımızla muhataplarımızın itimadını kazandık.
Dost acı söyler prensibiyle her zaman doğruları söyledik. Mazlumun da zalimin de kimliğine asla bakmadık.
Ateşe benzin dökenlerden değil, söndürmek için seferber olanlardan olduk.
Son günlerde baş döndürücü bir hal alan diplomasi trafiğimizle küresel barışa, huzura, demokrasiye, güvenlik ve istikrara hizmet etmenin gayreti içindeyiz.
Bölücü örgütün kendini fesih ve silahları teslim kararı aldığını açıklamasıyla “Terörsüz Türkiye” çabalarımızda yeni bir safhaya geçmiş bulunmaktayız.
Bu safha; birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi, dayanışmamızı, aynı ortak geleceğe yürüyüşümüzü güçlendirme safhasıdır.
Bu safha, 86 milyonun arasına örülen terör duvarını kalıcı olarak ortadan kaldırma safhasıdır.
Bu safha, demokrasimizin serpilmesine ket vuran büyük bir engelden kurtulma safhasıdır.
Türkiye Cumhuriyeti; kendi meselesini kendi devletinin, kendi siyasi kurumlarının, kendi vatandaşlarının iradesiyle çözebilme kabiliyetine sahip olduğunu dosta düşmana göstermiştir.
Bu safha; birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi, dayanışmamızı, aynı ortak geleceğe yürüyüşümüzü güçlendirme safhasıdır.
Bu safha, 86 milyonun arasına örülen terör duvarını kalıcı olarak ortadan kaldırma safhasıdır.
Bu safha, demokrasimizin serpilmesine ket vuran büyük bir engelden kurtulma safhasıdır.
Türkiye Cumhuriyeti; kendi meselesini kendi devletinin, kendi siyasi kurumlarının, kendi vatandaşlarının iradesiyle çözebilme kabiliyetine sahip olduğunu dosta düşmana göstermiştir.
Terörün, silahın, şiddetin, illegalitenin devri artık kapanmıştır. Meşru ve makbul yollar varken başka yol aramak sadece akıl dışı değil, zamanın ruhuna da aykırıdır.
Bunun aksini hiç kimse iddia edemez.
Güven, huzur, refah içinde yaşamak, ancak ve ancak milletçe birlik ve beraberliğimizi güçlendirmekle, kendi geleceğimize sahip çıkmakla, kendi altyapımızı kurmakla, kendi yolumuzu çizmekle mümkündür.
Bunu başaramayan ülkelerin ve toplumların ne hallere düştüğünü hep beraber görüyoruz.
AK Parti olarak her kesimden ve inançtan insanımızla bu mutabakatı sağladığımız için 23 yıldır iktidardayız.
Cumhur İttifakı olarak bu mutabakata inandığımız ve omuz verdiğimiz için ülkemizi nice badirelerden kurtardık.
Bin yıllık maziden parlak geleceğimize sağlam bir köprü kurmak istiyoruz.
Dünyada siyasi, sosyal, kültürel, ahlaki dengelerin altüst olduğu bir dönemde, 86 milyonun fertleri arasında ülkü, gönül ve fikir birliğini güçlendirmek için çabalıyoruz.
Bunun aksini hiç kimse iddia edemez.
Güven, huzur, refah içinde yaşamak, ancak ve ancak milletçe birlik ve beraberliğimizi güçlendirmekle, kendi geleceğimize sahip çıkmakla, kendi altyapımızı kurmakla, kendi yolumuzu çizmekle mümkündür.
Bunu başaramayan ülkelerin ve toplumların ne hallere düştüğünü hep beraber görüyoruz.
AK Parti olarak her kesimden ve inançtan insanımızla bu mutabakatı sağladığımız için 23 yıldır iktidardayız.
Cumhur İttifakı olarak bu mutabakata inandığımız ve omuz verdiğimiz için ülkemizi nice badirelerden kurtardık.
Bin yıllık maziden parlak geleceğimize sağlam bir köprü kurmak istiyoruz.
Dünyada siyasi, sosyal, kültürel, ahlaki dengelerin altüst olduğu bir dönemde, 86 milyonun fertleri arasında ülkü, gönül ve fikir birliğini güçlendirmek için çabalıyoruz.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Bizimle aynı kulvardaki kimi ülkeler gelişmişlik liginin en üstüne çıkarken biz yolumuza döşenen mayınları temizlemekle çok vakit kaybettik.
Terör sadece milletimizin canını yakmamış, ekonomimize de ağır darbe vurmuştur.
Terör sadece milletimizin canını yakmamış, ekonomimize de ağır darbe vurmuştur.
Cumhur İttifakı’nın gücü, dayanışması, ülkenin sorunlarını çözme iradesi ve siyaset üretme kabiliyeti, Terörsüz Türkiye süreciyle bir kez daha tebellür etmiştir.
Terörsüz Türkiye gayretimizin bugüne gelmesinde emeğini ve fedakârlığını yakinen bildiğimiz Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Bahçeli’ye hassaten şükranlarımızı ifade ediyorum.
DEM Parti içerisinde sürece büyük destek veren rahmetli Sırrı Süreyya Önder başta olmak üzere sorumluluk bilinciyle hareket eden tüm isimlere, eş başkanlara ve tüm siyasetçilere teşekkür ediyorum.
CHP Genel Başkanı Sayın Özel’e ve diğer siyasi parti yöneticilerine bu süreçte sergiledikleri yapıcı tutum için takdirlerimizi sunuyoruz.
Her ne kadar sürece karşı mesafeli, hatta kimi zaman ciddi manada olumsuz tavır takınsalar da sorumlu siyaset çizgisinden ayrılmayan muhalif parti genel başkanlarına teşekkürlerimizi iletiyoruz.
Siyasi rakibimiz dahi olsa siyasetçilerin, temsil ettikleri toplum kesimlerinin hissiyatına tercüman olma görevlerini demokratik siyasetin meşru zemininde kalarak yerine getirmeleri çok çok önemlidir.
Sağduyulu söylemlerin önümüzdeki dönemde de aynen sürdürülmesini bekliyoruz.
Terörsüz Türkiye gayretimizin bugüne gelmesinde emeğini ve fedakârlığını yakinen bildiğimiz Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Bahçeli’ye hassaten şükranlarımızı ifade ediyorum.
DEM Parti içerisinde sürece büyük destek veren rahmetli Sırrı Süreyya Önder başta olmak üzere sorumluluk bilinciyle hareket eden tüm isimlere, eş başkanlara ve tüm siyasetçilere teşekkür ediyorum.
CHP Genel Başkanı Sayın Özel’e ve diğer siyasi parti yöneticilerine bu süreçte sergiledikleri yapıcı tutum için takdirlerimizi sunuyoruz.
Her ne kadar sürece karşı mesafeli, hatta kimi zaman ciddi manada olumsuz tavır takınsalar da sorumlu siyaset çizgisinden ayrılmayan muhalif parti genel başkanlarına teşekkürlerimizi iletiyoruz.
Siyasi rakibimiz dahi olsa siyasetçilerin, temsil ettikleri toplum kesimlerinin hissiyatına tercüman olma görevlerini demokratik siyasetin meşru zemininde kalarak yerine getirmeleri çok çok önemlidir.
Sağduyulu söylemlerin önümüzdeki dönemde de aynen sürdürülmesini bekliyoruz.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Uluslararası girişimcileri, kazan-kazan anlayışıyla ülkemizin ekonomik bakımdan bakir bölgelerine yatırım yapmaya çağırıyorum.
Tarımda üretimin artması için göreve geldiğimiz günden beri reel olarak 2,1 trilyon lira tarım desteği verdik.
Çiftçilerimize 2025 yılında toplam 62,3 milyar lira ödeme yaptık, yıl sonunda bu meblağ 135 milyar lirayı bulacak.
Birçok ürünün üretiminde dünyada ilk sıralardayız.
2002’de 24,5 milyar dolar olan tarımsal hasılamızı 22 senede tam 3 katına çıkartarak 2024 yılında 74 milyar dolara yükselttik.
186 ülkeye 2 bin 218 çeşit tarım ürünü ihraç ediyoruz.
Peki bütün bunları kim yapıyor?
“Tarımı bitti” denilen, “saman ithal etti” denilen, “tarımsal üretimi çöktü” denilen Türkiye yapıyor.
Çiftçilerimize 2025 yılında toplam 62,3 milyar lira ödeme yaptık, yıl sonunda bu meblağ 135 milyar lirayı bulacak.
Birçok ürünün üretiminde dünyada ilk sıralardayız.
2002’de 24,5 milyar dolar olan tarımsal hasılamızı 22 senede tam 3 katına çıkartarak 2024 yılında 74 milyar dolara yükselttik.
186 ülkeye 2 bin 218 çeşit tarım ürünü ihraç ediyoruz.
Peki bütün bunları kim yapıyor?
“Tarımı bitti” denilen, “saman ithal etti” denilen, “tarımsal üretimi çöktü” denilen Türkiye yapıyor.
Suya günümüz sayılarıyla toplam 3 trilyon 350 milyar liralık yatırım yaptık.
Tam 10 bin 663 tesisi hizmete açtık.
Cumhuriyet tarihinde yapılan barajların 3 katı kadar baraj inşa ettik.
Sulamaya açtığımız yaklaşık 24 milyon dekar alanla birlikte sulanan tarım alanını 72 milyon dekara ulaştırdık.
Bu yıl içinde 132 milyar lira yatırım büyüklüğüne sahip 321 tesisi daha milletimizin hizmetine sunacağız.
Tam 10 bin 663 tesisi hizmete açtık.
Cumhuriyet tarihinde yapılan barajların 3 katı kadar baraj inşa ettik.
Sulamaya açtığımız yaklaşık 24 milyon dekar alanla birlikte sulanan tarım alanını 72 milyon dekara ulaştırdık.
Bu yıl içinde 132 milyar lira yatırım büyüklüğüne sahip 321 tesisi daha milletimizin hizmetine sunacağız.
Bugüne kadar 7,5 milyardan fazla fidan diktik.
En çok ağaçlandırma yapan ülke sıralamasında Avrupa’da 1’inci, dünyada 4’üncüyüz.
Yaz aylarında hepimizin yüreğini sızlatan orman yangınlarına karşı hem insan hem makine hem de teknoloji gücümüzü çok önemli ölçüde artırdık.
Yaptığımız ağaçlandırma çalışmalarıyla ormanlarımızı hem nitelik hem de nicelik olarak geliştirdik, geliştirmeye devam ediyoruz.
En çok ağaçlandırma yapan ülke sıralamasında Avrupa’da 1’inci, dünyada 4’üncüyüz.
Yaz aylarında hepimizin yüreğini sızlatan orman yangınlarına karşı hem insan hem makine hem de teknoloji gücümüzü çok önemli ölçüde artırdık.
Yaptığımız ağaçlandırma çalışmalarıyla ormanlarımızı hem nitelik hem de nicelik olarak geliştirdik, geliştirmeye devam ediyoruz.
Bugün AK Parti’mizin eğitim vizyonunun yeni bir hamlesinin, Teşkilat Akademisi’nin açılışını gerçekleştirdik.
Akademimizi, partimizin omurgasını güçlendirmeyi amaçlayan çok önemli, kıymetli ve değeri ileride daha iyi anlaşılacak stratejik bir adım olarak değerlendiriyorum.
Bu programı sadece eğitim vermek için değil, dava şuurunu pekiştirmek, siyasal bilinci geliştirmek, AK Parti’nin temsilcisi olduğu vizyonu her bir kardeşimizin yüreğine nakşetmek için başlatıyoruz.
AK Parti Sürekli Eğitim Merkezi AKSEM, Türkiye Yüzyılı’nın mimarlığını üstlenecek kadroları yetiştirecek bir vizyon çalışmasıdır.
Teşkilat Akademisi, Akademi Genç, Akademi Kadın, Yerel Yönetimler Akademisi, Danışman Akademisi, Yurt Dışı Siyaset Akademisi, Medya Akademisi, Siyaset Akademisi ve daha niceleriyle…
Sadece bir siyasi eğitim süreci değil, aynı zamanda bu ülkenin yarınlarını şekillendirecek bir liderlik mektebi oluşturuyoruz.
İnşallah bu çalışmalarla il başkanlarımız, ilçe yönetimlerimizle birlikte mahalle temsilcilerimizden kadın ve gençlik kollarımıza, teşkilatın kılcal damarlarına kadar ulaşacağız.
Yaklaşık 300 bin teşkilat mensubumuz, bu eğitim sürecinden bilginin yanı sıra yüksek bir şuurla, öz güvenle ve mücadele azmiyle çıkacak.
Çünkü biz her yol arkadaşımızı sadece bir teşkilat mensubu değil, aynı zamanda bu büyük davanın birer neferi, sancaktarı, akıncısı olarak da görüyoruz.
Rabb’im bizleri millete, memlekete, ümmete ve tüm insanlığa hizmet yolundan ayırmasın.
Akademimizi, partimizin omurgasını güçlendirmeyi amaçlayan çok önemli, kıymetli ve değeri ileride daha iyi anlaşılacak stratejik bir adım olarak değerlendiriyorum.
Bu programı sadece eğitim vermek için değil, dava şuurunu pekiştirmek, siyasal bilinci geliştirmek, AK Parti’nin temsilcisi olduğu vizyonu her bir kardeşimizin yüreğine nakşetmek için başlatıyoruz.
AK Parti Sürekli Eğitim Merkezi AKSEM, Türkiye Yüzyılı’nın mimarlığını üstlenecek kadroları yetiştirecek bir vizyon çalışmasıdır.
Teşkilat Akademisi, Akademi Genç, Akademi Kadın, Yerel Yönetimler Akademisi, Danışman Akademisi, Yurt Dışı Siyaset Akademisi, Medya Akademisi, Siyaset Akademisi ve daha niceleriyle…
Sadece bir siyasi eğitim süreci değil, aynı zamanda bu ülkenin yarınlarını şekillendirecek bir liderlik mektebi oluşturuyoruz.
İnşallah bu çalışmalarla il başkanlarımız, ilçe yönetimlerimizle birlikte mahalle temsilcilerimizden kadın ve gençlik kollarımıza, teşkilatın kılcal damarlarına kadar ulaşacağız.
Yaklaşık 300 bin teşkilat mensubumuz, bu eğitim sürecinden bilginin yanı sıra yüksek bir şuurla, öz güvenle ve mücadele azmiyle çıkacak.
Çünkü biz her yol arkadaşımızı sadece bir teşkilat mensubu değil, aynı zamanda bu büyük davanın birer neferi, sancaktarı, akıncısı olarak da görüyoruz.
Rabb’im bizleri millete, memlekete, ümmete ve tüm insanlığa hizmet yolundan ayırmasın.
Tüm insanlığın göz bebeği olan bu stratejik coğrafyada Türk, Kürt ve Arap birlikte var olmuş, birlikte savaşmış, galibiyeti de mağlubiyeti de hep birlikte yaşamıştır.
Coğrafya ve tarih; Türk, Kürt ve Arap’ı çözülmez, dağılmaz şekilde birbirine sıkıca bağlamıştır.
Biz bu coğrafyada ittifak yapınca büyüdük, güçlendik, cihana hükmettik.
Ancak dağılınca hep beraber fetreti yaşadık.
Birbirimize düştüğümüzde zayıfladık, geriledik, çok büyük acılar yaşadık.
Bunu hasımlarımız çok iyi biliyor, emperyalistler gayet iyi biliyor.
Onlar çok iyi biliyor ki Türk, Kürt, Arap birlikte hareket ederse büyük güç olurlar; bölgeye barış gelir, huzur gelir, refah gelir…
İşte bunu engellemek için her yola başvuruyorlar.
Biz bu tuzağa düşmeyeceğiz, bu oyunlara asla gelmeyeceğiz.
Şunu hiçbir zaman unutmayacağız:
Kürt’ü Türk’ten ayırırsan yalnız kalır, yutarlar; Türk’ü Kürt’ten ayırırsan, Arap’tan ayırırsan yalnız kalır, zayıflar.
Onun için içeride de dışarıda da ayrıştıran, uzaklaştıran, kutuplaştıran, bölen, parçalayan değil birleştiren olacağız.
Başkaları ne yaparsa yapsın, biz inadına kardeşliği savunacağız.
Coğrafya ve tarih; Türk, Kürt ve Arap’ı çözülmez, dağılmaz şekilde birbirine sıkıca bağlamıştır.
Biz bu coğrafyada ittifak yapınca büyüdük, güçlendik, cihana hükmettik.
Ancak dağılınca hep beraber fetreti yaşadık.
Birbirimize düştüğümüzde zayıfladık, geriledik, çok büyük acılar yaşadık.
Bunu hasımlarımız çok iyi biliyor, emperyalistler gayet iyi biliyor.
Onlar çok iyi biliyor ki Türk, Kürt, Arap birlikte hareket ederse büyük güç olurlar; bölgeye barış gelir, huzur gelir, refah gelir…
İşte bunu engellemek için her yola başvuruyorlar.
Biz bu tuzağa düşmeyeceğiz, bu oyunlara asla gelmeyeceğiz.
Şunu hiçbir zaman unutmayacağız:
Kürt’ü Türk’ten ayırırsan yalnız kalır, yutarlar; Türk’ü Kürt’ten ayırırsan, Arap’tan ayırırsan yalnız kalır, zayıflar.
Onun için içeride de dışarıda da ayrıştıran, uzaklaştıran, kutuplaştıran, bölen, parçalayan değil birleştiren olacağız.
Başkaları ne yaparsa yapsın, biz inadına kardeşliği savunacağız.