Recep Tayyip Erdoğan
128K subscribers
1.77K photos
319 videos
17 links
Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı - President of Türkiye and AK Party Chairman
Download Telegram
Yerli haberleşme uydumuz Türksat 6A’yı az önce uzaya fırlattık. 🚀🇹🇷

Ülkemiz ve milletimiz açısından yeni bir gurur vesilesine daha hep beraber şahitlik ettik.

Ülkemizin uzaydaki istikbali için büyük önem taşıyan 6A projesindeki alt sistemlerin, uydu yer istasyonu ve yazılımların %81’den fazlasını millî imkânlarla Türkiye olarak kendimiz ürettik.

2,5 sene önce uzaya fırlattığımız 5B uydumuzda olduğu gibi 6A’da da SpaceX firmasının Falcon 9 roketini tercih ettik.

Sayın Elon Musk ve SpaceX firmasıyla çeşitli alanlarda tesis ettiğimiz iş birliğinin güçlenmesinden memnuniyet duyuyoruz.

Önüne çıkarılan tüm engellere ve kısıtlamalara rağmen ülkemiz uzaydaki varlığını artırıyor.

Millî Uzay Programımızdaki ana hedeflerimizden biri olan ilk insanlı uzay misyonumuzu kısa süre önce gerçekleştirdik.

Türksat 6A’yla uydu üretiminde yeni bir safhaya geçmiş bulunuyoruz.

6A’yla birlikte Türksat’ın bölgeye yönelik uydu hizmeti ihracatının da ciddi manada artacağına inanıyoruz.

Ayrıca Türksat 6A’nın hizmete girmesiyle Türkiye, haberleşme uydusu üretebilen bir ülke konumuna yükselecek.

Teknoloji ve tecrübe kazanımı sayesinde ülkemiz, uydu ve bileşenlerinin tasarım ve üretiminde pazar payına sahip olacak.

Haberleşme uyduları gibi kritik öneme sahip teknolojilerin dışa bağımlı olmadan üretilmesi millî güvenliğimiz açısından da büyük önem arz ediyor.

Türksat 6A uydumuzun ülkemiz için, milletimiz için, televizyon yayıncılığımız için hayırlara vesile olmasını diliyor, projede emeği geçenlere teşekkür ediyorum.
Yarın başlayacak NATO Devlet ve Hükûmet Başkanları Zirvesi’ne katılmak üzere Vaşington’a hareket ettik.

Zirvede NATO’nun caydırıcılık ve savunma yapılanmasını tahkim etmek, müttefiklerin imkân ve kabiliyetlerini güçlendirmek amacıyla istişarelerde bulunacağız.

Zirveden beklentimiz, müttefiklerin millî güvenlik hassasiyetlerini gözeten, ittifak dayanışmasını ve birlik ruhunu güçlendiren neticelerin elde edilmesidir.

Terörle mücadele ve müttefikler arasında savunma sanayisi ticareti önündeki engellerin kaldırılması konusunda Vilnius’ta aldığımız kararların uygulanması bu bakımdan mühimdir.

Yapacağımız görüşmelerde, başta yakın çevremiz olmak üzere dünyada artan terör tehdidine dikkat çekeceğiz.

Terör örgütleriyle kararlı ve bütüncül bir mücadele yürütülmesi noktasında NATO’nun gayretlerinin artırılması gerektiğinin altını çizeceğiz.

Türkiye’nin Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne, egemenliğine, bağımsızlığına olan bağlılığı ve desteği herkesin malumudur.

NATO’nun Ukrayna’yı desteklemek için atılacak adımları tasarlarken savaşın tarafı haline getirilmemesi yönündeki ilkeli duruşumuzu muhafaza ediyoruz.

Türkiye, NATO’nun misyonlarına ve harekâtlarına en fazla katkı sağlayan ilk beş müttefikten biridir.

Karada, denizde ve havada geliştirdiğimiz imkân ve kabiliyetlerle NATO’nun belkemiği ülkelerinin başında yer alıyoruz.

Tehditlerin çeşitlenerek arttığı bu dönemde İttifaka verdiğimiz önem açıktır.

Ortak değerlerimizin samimiyet testinden geçmekte olduğu Gazze’de, Filistin halkına yönelik süregiden katliamları gündeme taşıyacağız.

Bu vahim tablo karşısında uluslararası camianın İsrail’i durdurmakta yetersiz kaldığını, Filistin’de adil ve kalıcı barış tesis edilmeden küresel vicdanın rahat bir nefes almasının mümkün olamayacağını vurgulayacağız.
Bugün insanlık tarihine kapkara bir leke olarak geçen Srebrenitsa Soykırımı’nın 29’uncu yıl dönümü…
 
Srebrenitsa Soykırımını Uluslararası Düşünme ve Anma Günü’nde, şehitlerimizin kederli ailelerine ve tüm Boşnak kardeşlerimize bir kez daha en içten taziyelerimi iletiyorum.

Uluslararası mahkeme kararlarına rağmen Bosna-Hersek’teki soykırımı hâlâ inkâr edenleri ve savaş suçlularını yüceltenleri esefle karşıladığımızı tekrar ifade etmek istiyorum.

Ayrıca savaş sonrası evlerine dönen kişilere yönelik saldırı ve tacizleri de endişeyle takip ediyoruz.

Hangi etnik kökenden olursa olsun her bir Bosna-Hersek vatandaşının yaşadığı yerde kendisini emniyette hissetmesi için yerel makamların üzerlerine düşen görevi yapmalarını bekliyoruz.

Bosna-Hersek’te kalıcı barış ve istikrarın muhafazası için her türlü nefret söylemini artık tamamen geride bırakmalı; barış, hoşgörü ve uzlaşma kültürünü yaymanın yollarını aramalıyız.

Bosna-Hersek’te tüm kesimleri kapsayan bir iç uzlaşının hâkim kılınması en samimi temennimizdir.

Çatışma ve gerilimden kimsenin kazançlı çıkmayacağını herkesin aklında tutması gerekir.

Türkiye, Bosna-Hersek’in bir istikrar, barış ve refah havzasına dönüşmesi için üzerine düşeni yapmaya devam edecektir.

Bosna-Hersek’in toprak bütünlüğü, siyasi birliği ve egemenliğine yönelik koşulsuz desteğimizi daima sürdüreceğiz.
NATO’nun 75’inci kuruluş yıl dönümünü idrak ettiğimiz kritik bir dönemde tarihî bir zirveyi daha başarıyla neticelendirdik.

Vaşington Zirvemizin hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Yaklaşık iki buçuk yıldır devam eden Rusya-Ukrayna savaşı karşısında müttefikler olarak uluslararası hukuktan yana bir duruş sergiliyoruz.

Türkiye, yıkıcı etkilerini hep birlikte hissettiğimiz, müşterek güvenliğimizi tehlikeye atan bu savaşın sona ermesine yönelik gayretlerini ilk günden beri yoğun bir şekilde devam ettirmektedir.

Zirvenin ilk oturumunda İttifak savunmasını ilgilendiren konuları etraflıca istişare ettik.

75 yıllık Vaşington Antlaşması ve geçmiş zirvelerde alınan kararlar ortadayken müttefikler arasındaki savunma sanayisi ticaretinde hâlen bazı engeller, kısıtlamalar bulunmasının makul, mantıklı bir izahı yoktur.

Ülkemizin bu konudaki hassasiyetini ve beklentilerini tekrar gündeme taşıdım.

NATO’nun tespit ettiği iki temel tehditten biri olan terörizmle mücadelede müttefiklerimizden dayanışma bekliyoruz.

Bazı müttefiklerimizin, bilhassa terör örgütü PKK’nın Suriye’deki uzantısı PYD-YPG’yle kurdukları çarpık ilişkiyi kabul etmemiz mümkün değildir.

İttifakın birliğine ve bütünlüğüne zarar veren bu hatalı politikalardan vazgeçilmesi çağrımı tekrarlıyorum.

Tüm temaslarımda Gazze başta olmak üzere işgal edilmiş Filistin topraklarında süregiden mezalime dikkat çektim.

İttifakımızın temel değerlerini ayaklar altına alan İsrail yönetiminin NATO’yla ortaklık ilişkisini sürdürmesi mümkün değildir.

Filistin topraklarında kapsamlı ve sürdürülebilir barış tesis edilene kadar İsrail’le NATO nezdinde iş birliği yapılması yönündeki girişimler Türkiye tarafından onaylanmayacaktır.

Uluslararası camianın sorumluluk sahibi üyelerinin 1967 sınırları temelinde iki devletli çözüm için el ele vermesi önemlidir.

Türkiye olarak önce ateşkesin ilanı, sonra da kalıcı barışın temini için garantörlük dâhil her türlü inisiyatifi almaya hazırız.

Tüm müttefiklerimizi ateşkesin sağlanması ve 9 aydır açlıkla imtihan edilen Gazze halkına insani yardımların kesintisiz ulaştırılması için Netanyahu yönetimi üzerindeki baskılarını artırmaya çağıyorum.

Zirve kapsamında Macaristan, Yunanistan, İtalya, Almanya, Ukrayna, Fransa ve Birleşik Krallık liderleriyle ikili görüşmeler gerçekleştirdim.

Ayrıca İsveç, Finlandiya, Slovenya ve Slovakya Devlet ve Hükûmet Başkanları ile NATO Genel Sekreteri’yle ayaküstü görüştük.

Amerika Birleşik Devletleri, İspanya, İzlanda, Polonya, Romanya, Estonya ve Hollanda Liderleri ile Avrupa Birliği Konseyi Başkanı’yla da sohbetlerimiz oldu.

Görüşmelerimizde hem müttefiklerimizle ikili ilişkilerimizi geliştirmenin yolları hem de NATO bünyesindeki iş birliğimiz üzerinde durduk.

Bu vesileyle göreve geldiği 2014 yılından bu yana İttifakın birliğinin ve dayanışmasının korunması yolunda gayret gösteren değerli dostum, Genel Sekreter Stoltenberg’e teşekkür ediyorum.

Şahsımla ve makamlarımızla yakın iş birliği sergileyen Sayın Stoltenberg, özverili çalışmaları ve başarılı hizmetleriyle herkesin takdirini kazanmıştır.

Hollanda’nın Eski Başbakanı, NATO’nun Yeni Genel Sekreteri Sayın Rutte’ye üstleneceği zorlu görevde muvaffakiyetler diliyorum.

Sayın Rutte’nin müttefiklerin menfaatlerini ve hassasiyetlerini gözeteceğine güveniyorum.
Media is too big
VIEW IN TELEGRAM
NATO Devlet ve Hükûmet Başkanları Zirvesi vesilesiyle gerçekleştirdiğimiz ABD ziyaretimizi tamamlayarak ülkemize döndük.

Türkiye olarak NATO’nun harekât ve misyonlarına en fazla katkı sağlayan müttefiklerden biri olmaya devam edeceğiz. 🇹🇷
Bugün Millî Savunma Üniversitemizdeki eğitimlerini tamamlayan 54’ü dost ve kardeş ülkelerden gelenler olmak üzere toplam 181 subayımızın mezuniyet sevincine ortak olduk.

Subaylarımıza üstlenecekleri tüm görevlerde Rabbimden muvaffakiyetler niyaz ediyorum.

Misafir subaylarımıza da kendi ülkelerinde başarılar diliyor, şahsımızın ve milletimizin en kalbî selamlarını halklarına ulaştırmalarını rica ediyorum.

İnşallah kendilerini, gelecekte ordularının en üst komuta kademelerinde devletlerine ve milletlerine aşkla hizmet ederken göreceğiz.

Kurmaylık dâhil askerî eğitimin tüm aşamalarında gerçekten parmakla gösterilen zengin bir müktesebata sahibiz.

15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında kurduğumuz Millî Savunma Üniversitemiz, kuruluş misyonunu büyük bir başarıyla yerine getiriyor.

Milletimizin köklü değerleriyle birlikte ordumuzun değişen ihtiyaçlarını da karşılayan eğitim sistemiyle üniversitemiz, Silahlı Kuvvetlerimizin farklı kademelerine vazife şuuru yüksek personel kazandırıyor.

Üniversitemizin, Türkiye’nin askerî stratejik vizyonunun şekillendirildiği bir merkez olma yolunda ilerlemesi ayrıca takdire şayandır.

Dünya değişirken, Türkiye değişirken, ülkemizin karşılaştığı tehditlerin boyutu ve niteliği değişirken askerî eğitim sistemimizin aynı kalması, hele hele geriye gitmesi asla tahayyül edilemez.

Eğitimden silah ve teçhizata kadar vatan savunmasına dair hiçbir alanda geriye gidişe Allah’ın izniyle müsaade etmeyeceğiz.

Her zaman daha yenisini, daha iyisini, daha mükemmelini hedefleyeceğiz.
Attığımız adımlarla çok kısa sürede FETÖ’nün ordumuzun saflarında açtığı yarayı iyileştirmekle kalmadık, birçok alanda daha da ileri gittik.

Gardımızı indirmeden, asla rehavete kapılmadan, örgütün tuzaklarına düşmeden inşallah FETÖ’ye karşı mücadelemizi titizlikle sürdüreceğiz.

FETÖ’nün geçmişte istismar ettiği sahnelerin tekrar yaşanmaması için azami hassasiyet gösteriyoruz.

Peygamber ocağı olarak gördüğümüz kahraman ordumuzu kimsenin vesayetçi heveslerine alet etmesine izin vermeyiz.

Hukuk ve demokrasi içinde, milletin değerlerine ve millî iradeye saygılı bir çizgide ülkemize ve milletimize hizmet etmek hepimizin şiarıdır.

Türkiye’nin bahtının da yolunun da açık olduğunu görüyoruz.

Yeter ki biz demokrasimizden ödün vermeyelim, milletin çizdiği rotadan sapmayalım, milletçe birlik ve beraberliğimize sıkı sıkıya sahip çıkalım.
Bu yıl 3’üncüsü düzenlenen Şehit Mustafa Cambaz Fotoğraf Yarışması’na katılan ve dereceye giren tüm kardeşlerimizi yürekten tebrik ediyorum.

Yarışmanın şehidimizin ismini yaşatma yanında yeni kabiliyetlerin keşfine imkân sağlayacağına inanıyorum.
Media is too big
VIEW IN TELEGRAM
“Böl, parçala, yönet” planlarıyla yıllarca coğrafyamızın iliğini sömürenlerin aynı senaryoyu tekrar sahnelemesine fırsat vermeyeceğiz.
Şehit Mustafa Cambaz, ömrünü inandığı değerlere ve mesleğine adamış, fotoğraf makinasını hiçbir zaman yanından ayırmayan, takdir ve hayranlık uyandıran eserleriyle temayüz etmiş başarılı bir foto muhabiriydi.

Mustafa Cambaz, tüm bunlarla birlikte doğruluğu, dürüstlüğü, çalışkanlığı ve samimiyetiyle bilinen vatanperver bir gönül insanıydı.

Türkiye’yi, her karışında İslam medeniyetinin bir izi olan bu aziz toprakları büyük bir tutkuyla sevdi.

2000’li yıllardan itibaren bütün Türkiye’yi adım adım dolaşarak her bir albümü arşiv değerinde 10 binden fazla fotoğraf çekti.

Bütün zorluklarına rağmen yaptığı işin hakkını vermekten geri durmadı.

Hiçbir zaman ucuz hesapların, kolay geçitlerin, geçici heveslerin peşinde koşmadı.

Zor da olsa, 15 Temmuz gecesi olduğu gibi sonunda ölüm de olsa daima hakkın, hakikatin, adaletin tarafında yer aldı.

FETÖ’cü hainler tarafından şehit edilen Mustafa Cambaz kardeşimizi bir kez daha rahmetle, şükranla yâd ediyorum.

15 Temmuz gecesi isimlerini tarihe ve kalbimize yazdıran şehitlerimizin yanı sıra, terörle mücadelede ve sınır ötesi operasyonlarda toprağa düşen kahramanlara da Allah’tan rahmet niyaz ediyorum.

Aynı gaye uğrunda çarpışırken yaralanan gazilerimize şükranlarımı sunuyor, Rabbim hepsinden razı olsun diyorum.

Yeni Şafak gazetesine hem Şehit Mustafa Cambaz Fotoğraf Yarışması’nı kurumsallaştırdığı hem Mustafa Cambaz’ın hatırasına sahip çıktığı hem de bizleri böyle anlamlı bir günde, anlamlı bir mekân olan Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nda buluşturduğu için teşekkür ediyorum.