Zalim ve mustekbirlerin baskılarına karşı içimizi rahatlatan bir alıntı.
İmam Gazali'nin Kıyamet ve Ahiret Kitabının girişinden;
"Ölüm ile zalim ve cabbarların boyunlarını eğdiren, diz çöktüren Rabbimize hamd olsun.
Ölüm ile kisraların belini kıran, kayserlerin umutlarını ortadan kaldıran, yaptıklarından dolayı onları hesaba çekecek olan Rabbimize hamd olsun.
Çünkü Kisralar, Kayserler , Firavun ve Nemrutlar, Ebu Cehil ve Ebu Leheb'ler, Tagutlar ve Zalimler ölüm bahsinden hoşlanmazlardı. Onlar ölümden hep nefret etmişlerdir. Nihayet ölüm olayı gelince böylece çukurlara yuvarlandılar.
Saraylardan kabirlere, kandillerin ışığından lahitlerin karanlık dehlizlerine gittiler. Çevrelerini dört dolaşan cariyelerden ve gençlerden ayrılıp, kabirdeki dehşet saçan yılanların, çiyanların, kurtların ve böceklerin katı yüreklerine teslim oldular.
Çeşit çeşit yiyecek ve içecekten ayrılıp toprak üzerinde yüzleri sürtünmeye başlar hâle geldiler. Çevrelerinde ki topluluk tarafından yalnızlığa bırakıldılar. Güzel yataklardan, kuş tüyü yastık ve döşeklerden olup, toprağa yattılar.."
#kardesinesir
İmam Gazali'nin Kıyamet ve Ahiret Kitabının girişinden;
"Ölüm ile zalim ve cabbarların boyunlarını eğdiren, diz çöktüren Rabbimize hamd olsun.
Ölüm ile kisraların belini kıran, kayserlerin umutlarını ortadan kaldıran, yaptıklarından dolayı onları hesaba çekecek olan Rabbimize hamd olsun.
Çünkü Kisralar, Kayserler , Firavun ve Nemrutlar, Ebu Cehil ve Ebu Leheb'ler, Tagutlar ve Zalimler ölüm bahsinden hoşlanmazlardı. Onlar ölümden hep nefret etmişlerdir. Nihayet ölüm olayı gelince böylece çukurlara yuvarlandılar.
Saraylardan kabirlere, kandillerin ışığından lahitlerin karanlık dehlizlerine gittiler. Çevrelerini dört dolaşan cariyelerden ve gençlerden ayrılıp, kabirdeki dehşet saçan yılanların, çiyanların, kurtların ve böceklerin katı yüreklerine teslim oldular.
Çeşit çeşit yiyecek ve içecekten ayrılıp toprak üzerinde yüzleri sürtünmeye başlar hâle geldiler. Çevrelerinde ki topluluk tarafından yalnızlığa bırakıldılar. Güzel yataklardan, kuş tüyü yastık ve döşeklerden olup, toprağa yattılar.."
#kardesinesir
"Gerçek tutsak kalbini Rabbine hapseden kimsedir.
Gerçek esir ise hevasının esiri olandır."
El Mustedrak Mecmuı'l Fetava 1/154
@kardesinesir
Gerçek esir ise hevasının esiri olandır."
El Mustedrak Mecmuı'l Fetava 1/154
@kardesinesir
🔴Dik dur yavrucağım!
Dik dur ki, kafir heybetinden kaçsın.
Tevhid ile yoğrul ki, cennet anahtarın olsun.
Bırak dünyaya sarılan elleri, seni kınayan dilleri.
Bırak ki, koşasın güzel yürekli insanlar yurduna, asil atlar üstünde.
Dik dur yavrucağım!
Dik dur ki, İbrahim'i duruşunu görsün alem, görsün ki,
İslam'ın izzetini bilsin.
Küfrün kucağında gözünü açan çocuk,
Tertemiz dimağların umudu,
Bunca şirkin ve tuğyanın oluşu seni pes ettirmesin,
Sizler doğan her bir filiz olacaksınız umudlara!
Bizler sizlerin omuzlarında yükselsin diye İslam, babalarınızın kanları ile suladık topraklarınızı,
Hasad uzun sürdü biliriz ve de sancılı,
Ama her zorlukla beraber kolaylıklar vardı ey çocuk,
Aydınlık sabahlara açılacak kapılar vardı,
Zamanın Ömer'leri, Hamza'ları olmak vardı.
Güneş ektik yollarınıza ey çocuk,
Güneş ki, umuttu, sabırla beklemekti yeşerecek olan filizleri muştular ile,
İşte çocuk işte sana olan özlemleri gör, gör ki, toprağın hasretini çektiği kanların sana olan susuzluğunu anla..
Dik dur ki, kafir heybetinden kaçsın.
Tevhid ile yoğrul ki, cennet anahtarın olsun.
Bırak dünyaya sarılan elleri, seni kınayan dilleri.
Bırak ki, koşasın güzel yürekli insanlar yurduna, asil atlar üstünde.
Dik dur yavrucağım!
Dik dur ki, İbrahim'i duruşunu görsün alem, görsün ki,
İslam'ın izzetini bilsin.
Küfrün kucağında gözünü açan çocuk,
Tertemiz dimağların umudu,
Bunca şirkin ve tuğyanın oluşu seni pes ettirmesin,
Sizler doğan her bir filiz olacaksınız umudlara!
Bizler sizlerin omuzlarında yükselsin diye İslam, babalarınızın kanları ile suladık topraklarınızı,
Hasad uzun sürdü biliriz ve de sancılı,
Ama her zorlukla beraber kolaylıklar vardı ey çocuk,
Aydınlık sabahlara açılacak kapılar vardı,
Zamanın Ömer'leri, Hamza'ları olmak vardı.
Güneş ektik yollarınıza ey çocuk,
Güneş ki, umuttu, sabırla beklemekti yeşerecek olan filizleri muştular ile,
İşte çocuk işte sana olan özlemleri gör, gör ki, toprağın hasretini çektiği kanların sana olan susuzluğunu anla..
Cumanın son dakikalarına geldik. Duaların kabul edildiği bu saatlerde, esirlere, mazlumlara, yetimlere, mucahidlere dua etmeyi unutmayalım.
Kurtubi bu ayetin tefsirinde şöyle demiştir;
'Eğer düşman beldesinden hicret edemeyenler mal ve savaş ile yardım etmenizi isterlerse, onlara yardım edin! Bu size farzdır. Onları rezil etmeyin!..'
Hicret edemeyen mustazaflar için bile durum böyle iken, hicret edip tutsak olanlara karşı sorumluluklarımızı siz düşünün..!
#infak
'Eğer düşman beldesinden hicret edemeyenler mal ve savaş ile yardım etmenizi isterlerse, onlara yardım edin! Bu size farzdır. Onları rezil etmeyin!..'
Hicret edemeyen mustazaflar için bile durum böyle iken, hicret edip tutsak olanlara karşı sorumluluklarımızı siz düşünün..!
#infak
Rasulallah ﷺbuyurdu ki:
•“Zâlim de olsa, mazlum da olsa mü'min kardeşine yardım et!”
Bir adam: “Yâ Rasûlallah! Kardeşim mazlumsa ona yardım edeyim; ama zâlimse nasıl yardım edebilirim, söyler misiniz?” dedi.
Peygamberimiz: “Onu zulümden alıkoyar, zulmüne engel olursun. Şüphesiz ki bu ona yardım etmektir.” buyurdu.
(Buhârî, Mezâlim 4, İkrâh 6; Müslim, Birr 62; Tirmizî, Fiten 68)
#infak #yardim
•“Zâlim de olsa, mazlum da olsa mü'min kardeşine yardım et!”
Bir adam: “Yâ Rasûlallah! Kardeşim mazlumsa ona yardım edeyim; ama zâlimse nasıl yardım edebilirim, söyler misiniz?” dedi.
Peygamberimiz: “Onu zulümden alıkoyar, zulmüne engel olursun. Şüphesiz ki bu ona yardım etmektir.” buyurdu.
(Buhârî, Mezâlim 4, İkrâh 6; Müslim, Birr 62; Tirmizî, Fiten 68)
#infak #yardim
Siz babalarım ve abilerime nacizane bi çağrı. Sizedir bu seslenişim koruyucularımız.
Umuyorum ki sizlerin vesilesiyle Allah beni özgürlüğüme kavuşturacaktır. Ve bu çağrıyı sadece eşi, babası veya kardeşi olmayan bir hicret etmiş birisi olarak yapıyorum.
Günlerim belirsizliklerle dolu. 'Beni burada bulabileceklermi', 'şuraya mı saklansam'... Çocuklarımın başına birşey gelir korkusundan kendi düşüncelerim içinde boğuluyorum.
Her an bir bacımıza saldırabilirler. Onların tam donanımlı silahlı askerleri, namlularını bacımızın alnına dayamış şekilde hazırda bekliyorlar. Zavallılar, kendilerini erkek zannediyorlar, oysa kurt görünümlü koyunlardır hepsi.
Onlar yaşam alanlarımızı, çadırlarımızı dağıtıyor, tutup altını üstüne getirip, bir başından diger başına kadar yırtıp parçalıyorlar. Ondan sonra onlardan baska bir çadır satın almak zorunda kalıyoruz, ki onlari bizlere ücretsiz vermeleri gerekiyor yardım kuruluşları gönderdiği için.
Zaman zaman bizi hayvan azarlar gibi azarlıyorlar, küçümseyerek, hor görerek. Bunun yanı sıra, evlatlarımız bu aşağılamaya şahit olmak zorunda kalıyorlar. Evlatlarımızdan bahsetmişken, onları sürekli gözümüzün önünde tutmak zorundayız, onlar dışarıda oynarken her an tutulup erkekler hapishanesine götürülme tehlikeleri vardır, veya kendi ordularına alıp canlı kalkan olarak kullanabilirler. Allah bunlara lanet etsin.
Üstelik uluslararası topluluklar bu uygulamaların farkında, kalpsiz bir şekilde izliyorlar. Elhamdulillah, zaten bu onlardan beklediğimizdir, sonuçta bizi terorist, canavar, aşırıcı vs görüyorlar... Böylelerinden nasıl yardım bekleyebiliriz ki? Fakat kendi ümmetimizden, özellikle babalarımız ve kardeşlerimizden yardım bekliyoruz.
Ama gelin görün ki, biz neredeyiz sizler neredesiniz. Kalplerinizin imanla dolup harekete geçme zamanı gelmedi mi?
Rablerine karşı yalvarıp yakaranlar için harcamalar yapmanın zamanı gelmedi mi?
Ki Allah şöyle diyor:
رَبَّنَآ أَخْرِجْنَا مِنْ هَٰذِهِ ٱلْقَرْيَةِ ٱلظَّالِمِ أَهْلُهَا وَٱجْعَل لَّنَا مِن لَّدُنكَ وَلِيًّا وَٱجْعَل لَّنَا مِن لَّدُنكَ نَصِيرًا
"Size ne oldu da Allah yolunda ve "Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu şehirden çıkar, bize tarafından bir sahip gönder, bize katından bir yardımcı yolla!" diyen çaresiz erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz?" (Nisa-75)
Zamanı gelmedi mi?
(Umm Eyub)
Umuyorum ki sizlerin vesilesiyle Allah beni özgürlüğüme kavuşturacaktır. Ve bu çağrıyı sadece eşi, babası veya kardeşi olmayan bir hicret etmiş birisi olarak yapıyorum.
Günlerim belirsizliklerle dolu. 'Beni burada bulabileceklermi', 'şuraya mı saklansam'... Çocuklarımın başına birşey gelir korkusundan kendi düşüncelerim içinde boğuluyorum.
Her an bir bacımıza saldırabilirler. Onların tam donanımlı silahlı askerleri, namlularını bacımızın alnına dayamış şekilde hazırda bekliyorlar. Zavallılar, kendilerini erkek zannediyorlar, oysa kurt görünümlü koyunlardır hepsi.
Onlar yaşam alanlarımızı, çadırlarımızı dağıtıyor, tutup altını üstüne getirip, bir başından diger başına kadar yırtıp parçalıyorlar. Ondan sonra onlardan baska bir çadır satın almak zorunda kalıyoruz, ki onlari bizlere ücretsiz vermeleri gerekiyor yardım kuruluşları gönderdiği için.
Zaman zaman bizi hayvan azarlar gibi azarlıyorlar, küçümseyerek, hor görerek. Bunun yanı sıra, evlatlarımız bu aşağılamaya şahit olmak zorunda kalıyorlar. Evlatlarımızdan bahsetmişken, onları sürekli gözümüzün önünde tutmak zorundayız, onlar dışarıda oynarken her an tutulup erkekler hapishanesine götürülme tehlikeleri vardır, veya kendi ordularına alıp canlı kalkan olarak kullanabilirler. Allah bunlara lanet etsin.
Üstelik uluslararası topluluklar bu uygulamaların farkında, kalpsiz bir şekilde izliyorlar. Elhamdulillah, zaten bu onlardan beklediğimizdir, sonuçta bizi terorist, canavar, aşırıcı vs görüyorlar... Böylelerinden nasıl yardım bekleyebiliriz ki? Fakat kendi ümmetimizden, özellikle babalarımız ve kardeşlerimizden yardım bekliyoruz.
Ama gelin görün ki, biz neredeyiz sizler neredesiniz. Kalplerinizin imanla dolup harekete geçme zamanı gelmedi mi?
Rablerine karşı yalvarıp yakaranlar için harcamalar yapmanın zamanı gelmedi mi?
Ki Allah şöyle diyor:
رَبَّنَآ أَخْرِجْنَا مِنْ هَٰذِهِ ٱلْقَرْيَةِ ٱلظَّالِمِ أَهْلُهَا وَٱجْعَل لَّنَا مِن لَّدُنكَ وَلِيًّا وَٱجْعَل لَّنَا مِن لَّدُنكَ نَصِيرًا
"Size ne oldu da Allah yolunda ve "Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu şehirden çıkar, bize tarafından bir sahip gönder, bize katından bir yardımcı yolla!" diyen çaresiz erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz?" (Nisa-75)
Zamanı gelmedi mi?
(Umm Eyub)