Suriye güneyine İsrail Ordusu takviye birlikler yolluyor.
Dün Dera Yermük Vadisinden çekilmişlerdi. Şimdi ise farklı bölgelere tekrar birlikler yollayıp halka sokağa çıkmamaları uyarısı yapıyorlar.
Suriye güneyi İsrail Ordusu'nun oyun alanına dönüştü.

Pakistan ve Afganistan arasındaki çatışma kontrolden çıkarsa süren mülteci akını tekrar hızlanır.
Suriye'deki cihatçılar Türkiye'nin Taliban'ıdır ve er yada geç burada yapılanlar ters tepecektir.

Afganistan Pakistan sınır hattında Bhagoval sınır karakoluna SVBIED saldırısı düzenlendi ve silahlı saldırı yaşanıyor.
Pakistan'a göre 3 yaralı var ve saldırı önlendi lakin durum belli değil.
Sınır hattı boyunca da pek çok noktada çatışmalar sürüyor.

Lazkiye, Tartus ve Humus kırsalında çatışmalar sürüyor ancak pek fazla bilgi gelmiyor.
Dün başlayan teröristlerin görüntü bilgi paylaşmayın söylemleri ile bilgi ve görüntü azaldı.
Tutuklamalar sürüyor ve direniş hali şehirlerden çok kırsalda yoğunlaşıyor.

İran Benderi Lengeh'te yaşanan terör saldırısını Ensar el Furkan isimli el Kaide bağlantılı bir terör örgütü üstlendi.
Suriye'deki el Kaide terör örgütünün zaferi sonrasında hem ABD ve İsrail hem de el Kaide önce Afganistan'a ardından da İran'a yönelik saldırıları arttırıyor.

Lübnan güneyine İsrail Ordusu bombardıman düzenliyor. Bazı zırhlı grupları da işbirlikçi Lübnan Ordusu sayesinde savaşta gidemedikleri daha kuzey bölgelere ilerliyor.

NATO, Rusya'nın Finlandiya ve Baltık ülkelerine saldırarak Çarlık Rusya sınırlarına geri dönmeyi istediğini söylüyor.
NATO bu lafları ediyorsa ilk aşama İskandinavya ve Baltık devletleri hattının silahlandırılmasıdır ikinci kısım ise Rusya için yeni cphe açmaktır.
Gürcistan'a 4 milyon adamı öldürmezler gerilla savaşı yaparsınız diyenler buraların ahalisi için de NATO'nun gelip kendilerini kurtaracağı ve en kötü ihtimalle de gerilla harbine gideceklerini söylemeleri şaşırtıcı olmaz.

Lazkiye ve Tartus hattında Tahrir el Şam terör örgütü Suriye Ordusu'ndan ele geçirdiği Mi-17 ve Ka-52 helikopterlerini hava devriyesi ve direniş gruplarına karşı keşif için kullanmaya başladı.
Eski pilotlardan taraf değiştirenlerin bu helikopterleri kullandığı biliniyor.

Suriye devlet sarayının kabul odasında namaz kılarken Colani fotoğraf çekilmiş.
Resepsiyon odasına ayakkabılarla giriliyor ve yerin namaz için temiz olması mümkün değil. Sanki zaruretten 2 göz damda namaz kılıyormuş gibi bir yığın ıvır zıvırın olduğu yerde namaz kılıyor.
Resepsiyon odasının da tam konumunu bilmiyorum belki kıbleyi bile Tel Aviv olarak belirlemiştir.
Colani İsrail'in Suriye valisi ve Emevilerin yeni kurucusu olarak İslam ile savaşmayı Müslüman gibi gözükerek yaparak yeni Muaviye olma özelliğini yaptığı her hareketiyle ortaya koyuyor.

İran Ordusu ülke genelinde tatbikata başladı.

Şam kuzeydoğusu Malula'da Hristiyan ahali yerlerinden ediliyor. Tutuklamalar ve zorla mülke el koyma gerçekleştiriliyor. Colani'nin tüm Suriyeliler için Suriye lafı sadece Türkiye ve batı medyasında yer alan yanılsamalardan ibaret.
Batıda aleviler, ülke genelinde Hristiyanlar ve rejim yanlısı diyerek saldırılan laik sünniler derken Suriye büyük bir talan yerinden başka bir şey değil.

ABD'ye ait RQ-4B Global Hawk FORT16 İHA'sı Yemen'e doğru gidiyor bu İHA'lar ne zaman ortalıkta görülse ciddi bir saldırı yaşanıyor.

Son 1 yılda türetilen bir kavram olarak siyasal alevilik ABD ve İsrail doğrultusunda Türk halkını iç karışıklığa sürüklemek ve olası çözüm süreci sonrasında da saldırıya uğrayabilecek kitlelere ABD'nin tıpkı Suriye ve Irak'ta farklı azınlık grupları pkk terör örgütü ve peşmerge için ileri harekat sürecinin oluşturulabilmesi için icra edilmektedir.
İktidar yanlısı belirli bir kesim ve trol ağı geniş bir ihvan ve İsrail'in Birim 8200 yani sosyal medya ağlarını kontrol eden ekibinin tek bir hedefe yani alevilere doğru inanılmaz bir propaganda baskısı var.
Alevilerin pek çoğu apolitik ve olan bitenden bihaber zaten iş işten geçene kadar da habersiz kalmaları mühim.
Asıl öne sürülmek istenen şey daha politik olan ve militarizmle harmanlanır hale getirilen genç ve orta yaş sünnilerin alevilere karşı saldırgan tutum sergileyecek şekilde radikalize dilmesi ve çeşitli paramiliter yapılarla örgütlenerek muhtemelen ilerleyen süreçte yaşanacak olası sahte bayrak saldırıları ile de İran ile savaş meselesini de batının istediği karışıklık halini de tetikleyebilmektir.
İktidarın ve istihbaratın olup bitenden habersiz olma şansı yok ve eğer bu halka biraz değer veriyorlarsa uzun vadede Celali isyanları döneminde yaşanan takibat ve sistematik sürgün ve katliam sürecinde olanları bile geride bırakacak türden Anadolu'nun birbirine gireceği bir karışıklığı başlamadan sona erdirmeliler.
Ülkedeki aleviler ve sünni laikler aynı potaya itilip batının Türk milletini de Müslümanları da birbirine kırdırarak sistematik olarak ortadan kaldıracağı bir sürece yol açmaktan başka bir işe yaramayacaktır.

Ukrayna Savaşındaki her aşamaya artık yerleşen dronelar aslında bu savaşın bir geçiş döneminin başlangıcı olduğunu ortaya koyuyor.
Ucuza üretilen yüksek manevra ve hıza sahip FPV droneların her ay iki tarafın da on binlercesini bir çırpıda kullanması, yeni kara ve deniz dronelarının denemesi ve bilhassa da yapay zeka kullanan drone sistemlerinin otonom saldırılarının geliştiği bir sürecin yaşaması sürüyor.
Bir yandan Birinci Dünya Savaşının sonu gelmeyen siperleri ve mayın tarlaları diğer yandan Soğuk Savaşın zırhlı ve hava kara doktrinleri ile öte yandan da yeni nesil hassas güdümlü yoğun bombardıman ve küçük birlik muharebelerinin bununla birleşerek minimum piyade kullanımıyla savaşın yaşandığı lakin yine günün sonunda ilerlemek tutunmak ve bunu kalıcı kılmak için piyadeye ihtiyacın her geçen gün arttığı bir savaş hali yaşanıyor.
Ukrayna ağır kayıplarla piyade krizi yaşadıklarını 10 dalga seferberlik sonrasında tamamen kontrolden çıkan askere alımlara rağmen açıkça ifade ediyor. Rusya gönüllülük ve profesyonellik esasıyla 3 milyon kişilik bir ordu kurup 30 yıl boyunca batı ile iyi ilişkiler kapsamında küçülen zırhlı birliklerini ve piyade gücünü geniş cephe manevralarını Ukrayna'da yapıp aynı zamanda da geniş ülke sınırlarını koruyabilecek bir büyümeye gitmeye çalışıyor ki şu anda da 2.5 milyon askeri geçtiler.

Piyadenin yitip gitme hızı topyekun savaş başladığında daha da inanılmaz şekilde artacak. Droneların her yeri gözetlediği hassas güdümlü bombardıman ile geniş çaplı konvansiyonel bombardımanın FPV dronelar ile bunların karadaki süratli öncüleri ile birleştiği an ortalık daha beter karışacak.
Çok daha hızlı ve güvenilir sistemlerin çeşitli silahları kullanma süreci şu an cephelerde test ediliyor.
Şu an dronelar konusunda yaşanan arazi yapısı ve dünyanın şekli nedeniyle sinyal kesintileri ve yapay zekanın henüz yeterince güvenilir değil lakin geliştirme çabası sürüyor ve bilhassa daha gelişmiş güvenilir ve hassas sistemlerin teknik altyapısının daha emekleme aşamalarındayız.
Önümüzdeki savaşların ilk süreçlerinde sahayı tutmak için piyade gerekecek ve piyadeler inanılmaz kayıplar yaşayacak.
100 sene önce nasıl bir subayı kurmay yapmak için 30 bin kayıp gerekir dendiği yüz binlerin günler içerisinde öldüğü batı cephesinin çamurlu siperlerindeki kayıpların yarattığı travmayı dünya halklarında ve devletlerinde yaşatacak.

İşte o vakit savaşlardaki çıkmazı ortadan kaldırmak için tankların ve uçakların ortaya çıkmasını tetiklemesi misali cephede ilerleyecek mevzi ele geçirecek ve muhtemelen insansız sistemlerle de desteklenecek yeni topçu, ÇNRA ve hava gücünün hassas bombardımanı ile de birleşecek.
Terminatör görecek miyiz bu meçhul lakin ondan önce sizi ev ev oda oda arayacak hava ve kara dronelarının kendini infilak ettirmesi ya da sizi kurşunlaması süreçleri yaşanacak piyadeler, zırhlılar ve dronelar kadar ortakları olarak birlikte ilerleyip birlikte ölecek ve öldürecek.
Savaşlar teknik ilerlemenin altın çağlarıdır. Ölüm kalım anlarındaki acil ihtiyaçlar en büyük yeni gelişmeleri doğurur.
Sanayi tipi yapay zeka gelişiyor ve bunun birleşmesi yakında sağlanacak.
Dünyada boşa çıkacak çok fazla insan var ve azaltılması istenen çok daha fazla insan var.
Hegemonya kaygısının yükseldiği bir ortamda en değerli şey askerdir ve bunu ayakta tutacak ikmal zincirinin enerji, gıda ve emtia ile istikrarlı ve kesintisiz olarak beslenebilmesidir.
Pek çok insan hegemonya batıda mı yoksa doğuda mı olacak diye yakında ölecek öldürülecek ve öldürecek.
Bunların bir kısmını dronelar öldürecek ve zamanla droneların öldüreceği miktar artacak.
Cephe seviyesi teknisyen ihtiyacı, elektronik harp sistemleri, farklı tip bilgisayarlar ve tüm ordular ile örgütlerin uyum sağlamasının gerektiği bir dönüşüm süreci başlıyor.
Eğer savaş çığırından çıkarsa şu olacak ölümlerin ve cephede kullanılan araç gerecin seviyesine fabrikalar ve teknik gelişmenin yetişemeyeceği bir çıkmaz olursa elindeki tüm kaynakları en iyi kullanıp bu konuda hızla ileri atılıp bunu koruyabilen taraf savaşın dengesini hem konvansiyonel ağır silahlarla hem de her alana inebilecek olan dronelarla değiştirebilme şansı elde edebilir.
Eğer teknik gelişme bir şekilde yavaş kalır ve cephelerin değişimi ile araç gereç ve insan kullanımı tarafların birbirinin üretim ve enerji altyapısına öncü saldırılarının yetersiz iş gücü ve teknik kapasite azlığıyla birleşirse bu sefer tüm dünya savaşlarının yer yer icra edileceği ve eskide kalmış denen kalabalık hücumların genel maksat bombardımanlarının yani niceliğin niteliğinin kaçınılmaz olarak yerini koruması yaşanabilir.
Bu savaş sürecinin bir yerinde veya sonrasında savaşın kalbine doğru droneların lejyonerler misali yeni nesil piyadeye dönüşeceği bir çağ ortaya çıkabilir.
Nükleer savaşla ve EMP saldırıları ile herkes birbirinin teknolojik altyapısını ve enerji kaynaklarını taş devrine göndermezse veya gönderse dahi nispeten belirli alanlarda yapay zeka ve drone meselesine yönelecek ilginin devlet çapında sürmesi ile bu konuda ciddi ilerlemeler savaş sahasında yaşanacak lakin tüm bunlardan önce piyade hala savaşın belkemiği ve sanayi yapay zeka birleşmesi ile her alanda boşa çıkacak huzursuz kitlelerden kurtulmak isteyen yönetimlerin suni krizleri ve bir yandan da yaklaşan hegemonya krizi ile çok fazla kan kaçınılmaz olarak akacak.

Şu an Türk devlet yapısında son 500 yıldır en az alevi bektaşi etkisinin olduğu bir devirdeyiz.
Orduda, istihbaratta, siyasette ve bürokraside hiçbir güce hatta sembolik dahi bu kökenden gelen birilerinin makam mevki sahibi olup görev icra ettiği bir vaziyet yok.
Tüm ordu yapısı da istihbarat da devlet yapısı da bu şekilde.
Yani rafızi diye alevi diye saldıran şahıslar bilmeli ki şu an bu ülkede olan iyisiyle kötüsüyle hiçbir şeyde alevilerin bir payı artık yok.
NATO 70 yıl içerisinde kurucu değerlere en sadık olan alevileri Türklük ve İslam noktalarında bu memlekette kritik bağlayıcı ve ilerletici bir yere sahip olan asli bir unsuru güç mekanizmaları içerisinden ortadan kaldırmayı başardı.
Aleviler sıradan işçi esnaf sanatçı veya biraz ötesine geçmiş olmaktan ötede bir etkiye ve güce sahip değil.
Bugün halkı alevilerin üstüne salmaya çalışan CIA ve Mossad ile onun buradaki emir erlerinin pek çoğu da bu durumu gayet iyi biliyor lakin burada bu hezeyana kapılanlar farkında bile değil.
CHP zihniyeti, laik zihniyet, heykel, din düşmanlığı ve vatan hainliği çerçevesinde genişletilen bir nefret hali önce kurucu değerler üzerinde geniş bir kitlenin onu yıkmak isteyecek kadar nefret dolmasına yol açtı.
Ardından son dönemin siyasi liderlerine yönelik propaganda ile de somutlaştırmada ilk adım atıldı.
Şimdi ise Esad'ın ve Suriye'nin düşmesi ile geriye İran ile bir çatışma hali kalınca da son noktaya getiriliyor.
Eğer günün sonunda her şey yıkılacaksa Pontuslu, Megalo İdeacı, Büyük Ermenistancı köklerden gelen arkadaşlar bu benzer zihniyettekilerle memleketin emeklerini ve kitlelerini trilyon dolarlarını yiyip bitirerek sizin batı ile el ele başaracağı bir şey olacak bizim değil.

Aleviler siyasette en apolitik ve sistemde en az etki sahibi sisteme en az zarar verici bir yapıda oldukları an da saldırıya uğruyor.
Batının bunları yönlendirmesi dışında Rum ve Ermeni kökenden gelip sonrasında birkaç nesilde radikal şekilde İslamcı veya milliyetçi olanlar arasında artan alevi nefretinin bir şekilde yaşatılan Bizans'ın Pontus'un kaybı ve Kurtuluş Savaşında ön saflarda ve liderler arasında da alevilerin de yer alması ve zaten Balkanlara geçilirken öncü giden alevi grupların, dedelerin ve dervişlerin yolu açmasının getirdiği belli belirsiz şekilde hatırlanan öfkenin de bir yansıması var