AKP Kahramanmaraş Milletvekili Vahit Kirişci, kendisine gelen torpil talebini yanlışlıkla whatsapp durumunda paylaştı.

🔴 Ekrem İmamoğlu'nun savcılık ifadesinde kullandığı sert ifadeleri üzerine "alınan" bazı savcıların hakaret davası açacağı iddia edildi.

Mahmut Tanal:

“Elimde şu an eziyet görmemek için ayakkabısını bırakıp kaçan birinin ayakkabısı var. Bu simgeseldir.

86 milyondan özür dileyeceksiniz.

Bu ayakkabının sahibi nerede?
Bu ayakkabının sahibi nerede?
Bu ayakkabının sahibi nerede?”

Bir uluslararası sınıf öğretmeninin öğrencilere öğüdü gündem oldu.

Dün Ankara'da düzenlenen gösterilerde, işkenceci saray polisin'in bir kadının boğazını sıkarak gözaltına aldığı anlara ait görüntüler ortaya çıktı

İBB soruşturması kapsamında 47 kişi gözaltına alındı.

Gözaltına alınanlar arasında İSKİ Genel Müdürü Şafak Başa, İBB Genel Sekreter Yardımcıları Arif Gürkan Alpay, Murat Yazıcı ve Ramazan Gülten ile Murat Ongun’un eşi Gözdem Ongun da bulunuyor.

İBB soruşturması kapsamında bugün yapılan operasyonda Dilek İmamoğlu’nun kardeşi Cevdet Kaya da gözaltına alındı.

19 Mart operasyonunda gözaltına alınıp serbest bırakılan emekli İBB Genel Sekreteri Can Akın Çağlar, bir kez daha gözaltına alındı.

Mahmut Tanal: İBB'ye yapılan bu sabaha karşı baskınlar, demokrasiye, halk iradesine ve hukuk devletine açıktan saldırıdır.

Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanması yetmedi; şimdi ekibine ve bürokratlara operasyon düzenliyorlar.

Bu bir soruşturma değil, bir siyasi intikam operasyonudur.

Bugün yapılan İBB operasyonunda, kaçak yapı yıkımları nedeniyle birçok defa mafyaların hedefi olan İBB yetkilisi Ramazan Gülten'in de gözaltına alındığı öğrenildi.

Ankara Valiliğinin, tutuklanan kişinin erkek olduğu yönündeki açıklaması hakkında Mahmut Tanal;

Kişinin kadın mı erkek mi olduğu, sütyen ya da ceket giymesi hukuken önemsizdir!
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 17. maddesi şunu emreder: “Kimse işkence ve kötü muameleye tabi tutulamaz.”
Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) 90. madde ve devamı açıkça belirtir: Gözaltı işlemi insan onuruna saygılı şekilde yapılmak zorundadır!
Polisin görevi kişiyi aşağılamak, teşhir etmek, kötü muamele etmek değil; hukuka uygun ve ölçülü bir şekilde gözaltı yapmaktır.
İşkence yapmak da, kötü muamele de, ayrımcılık da suçtur. Suç işleyerek gözaltı yapamazsınız!
İnsan onuruna saldırı, devlete değil, devleti yöneten zihniyete leke sürer!

İşkence eden değil, hukuka saygılı polis onurludur!
Hukuku çiğneyen herkes, hangi üniformayı giyerse giysin, suçludur

Kanal İstanbul Türkiye'nin taraf olduğu Montrö Sözleşmesi’ni tartışmaya açarak Türkiye Cumhuriyeti'nin egemenliğini de tehdit etmektedir

Montrö, Türkiye’ye Boğazlar üzerinde hem hukuki hem de fiili anlamda bir egemenlik çerçevesi sağlamaktadır. Kanal İstanbul’un inşası, bu dengeleri sarsabilecek yeni bir hukuki ve jeopolitik zemin yaratacaktır. Kanal, Montrö rejiminin dışında bir su yolu olarak kullanılmaya başlanırsa, bu durum Boğazlar rejiminin yeniden müzakere edilmesi taleplerini gündeme getirebilir.

Böyle bir gelişme, sadece Türkiye’nin deniz yetki alanları üzerindeki kontrolünü değil, aynı zamanda Karadeniz’in güvenlik mimarisini de kökten değiştirebilir.

Kanal İstanbul üzerinden geçecek savaş gemileri Montrö’nün kısıtlamalarından muaf tutulursa, Karadeniz’e kıyısı olmayan ülkelerin donanmaları bölgede daha uzun süre kalabilir ve daha fazla askeri varlık gösterebilir.

Bu durum Türkiye’nin kuzey sınırındaki güvenlik dengelerini bozmakla kalmayacak ve Türkiye’nin bölgesel güç rolünü zayıflatacaktır.

Ayrıca böyle bir hukuki gri alanın ortaya çıkması, başta Rusya olmak üzere bölge ülkeleriyle olan dengeleri de sarsabilir.

Kısacası, Montrö’nün zayıflaması demek, Türkiye’nin 20. yüzyılda büyük diplomatik kazanımlar elde ettiği bir alanın tehlikeye girmesi anlamına gelir.
Kanal İstanbul, yalnızca bir altyapı projesi değil, aynı zamanda Türkiye’nin bağımsızlık ve egemenlik eksenini doğrudan etkileyebilecek stratejik bir karardır. Bu nedenle, Kanal İstanbul projesi Türkiye için sadece çevresel ya da ekonomik değil, aynı zamanda çok ciddi bir egemenlik ve güvenlik tehdidi oluşturmaktadır.

Vergilerimizle beslenen Devletin kanalı TRT, propaganda yaparak gözaltına alınan Dilek İmamoğlu'nun kardeşi ile Murat Ongun'un eşini doğrudan suçlu ilan etti:

"Aile üyelerinin zaman zaman bu tür işlerin içinde olduğunu başka soruşturmalardan da biliyoruz."

Ali Mahir Başarır:

"İSKİ’nin Sazlıdere Barajı havzasında, İstanbul’un içme suyu kaynağını tehdit eden Kanal İstanbul güzergahındaki TOKİ konutlarına yıkım kararı alması üzerine bu operasyon yapılıyor!

Bu operasyon, rant ve talan projesi Kanal İstanbul’a engel olan İstanbul'un muhafızlarına yöneliktir!"

İBB, bu son operasyonla birlikte fiilen çalışamaz duruma getirildi denebilir. Mezarlıklar Daire Başkanı bile gözaltına alındı.

-Tolga Balcı

Murat Ongun'dan eşinin gözaltına alınmasına tepki:

"Hani eşler, çocuklar kutsaldı? Hani onlar, siyasi kavgalardan muaftı? Vicdansızsınız!

Dostlarım; babaları cezaevinde, anneleri nezarethanede olan çocuklarımı yalnız bırakmayın."