AİLEM @HakBirr:BasınaAçık #islamŞeriatıKalktı 8Nisan1926
#NUR4:İffetli kadınlara iftira atan,4şahit getiremeyen #LANET fitneci fasıklara #80sopa vurun şahitliklerini ASLA Kabul Etmeyin!
Nur23
#10Nisan1928
Siyonizm/Laik/Dinsiz KamalizmŞeriatı Kalksın
#DevletinDiniİslam
@KurtulusKuranda
@Tevbe24

Nûr Suresi 4. Ayet Tefsiri - Diyanet İşleri BaşKanlığı
https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/N%C3%BBr-suresi/2795/4-ayet-tefsiri


https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/N%C3%BBr-suresi/2814/23-25-ayet-tefsiri


https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/N%C3%BBr-suresi/2802/11-20-ayet-tefsiri

https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/Hucur%C3%A2t-suresi/4618/6-ayet-tefsiri

İffetli kadınlara iftira atan, sonra da dört şahit getiremeyen kimselere seksen sopa vurun ve artık onların şahitliklerini asla kabul etmeyin. İşte onlar yoldan çıkanların ta kendileridir.
Tefsir (Kur'an Yolu)
“İffetli kadınlar” şeklinde çevrilen muhsanât kelimesi burada, “evli olsun olmasın, başka bir olayda iffetle ilgili sabıkası bulunsun bulun­masın dava konusu olayda mâsum olan, zina suçu işlediği ispat edilemeyen, ergenlik çağına ulaşmış kızlar ve kadınlar” mânasındadır (kelimenin diğer mânaları için bk. Nisâ 4/24-25). Bu nitelikteki kadınlartiranın etkisi ve hükmü bakımından onlara eşit olmaları gerektiği için– namuslu erkeklere iftira edenler, bunların belli bir olayda zina suçu işlediklerini doğrudan veya dolaylı bir şekilde ifade edenler karı veya kocadan biri değil ise bu âyete, karı veya kocadan biri ise 6. âyete göre muamele göreceklerdir. Bu cezaların hedefi Câhiliye devrinde oldukça yaygın bulunan, aile hayatını tehlikeye sokan, insanları üzen, cinayetlere sebep olan kötü bir âdete son vermektir. Bu dönemde insanlar, bir kadınla bir erkeğin görüşüp konuştuklarını görünce hemen dedikoduya başlayıp namuslarına dil uzatırlardı. Çocuğun babaya benzememesi halinde de aynı şeyi yaparlardı (İbn Âşûr, XVIII, 158).
Kazf diye bilinen bu iftira suçunu işleyenler dört şahit getirerek ithamlarını ispat edemedikleri için üç yaptırımla karşılaşacaklardır:
1. Zina edenlere uygulandığı şekil ve nitelikte olmak üzere seksen sopa cezası çekeceklerdir. Şahitler ifade verdikten sonra bir kısmının ifadesi geçersiz olursa diğerleri de iftira etmiş sayılır ve aynı cezayı görürler. Bu hüküm mâsum insanları iftiradan korumak bakımından önem arzetmektedir. 2. İftira ettikleri sabit olduktan sonra ölünceye kadar tanıklıkları kabul edilmeyecektir. 3. Sabıkalı hale gelecekler, fâsık olarak nitelenecekler ve buna bağlı olarak bazı haklardan yararlanma hakkını kaybedeceklerdir.

Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 54

﴾23﴿
 İmanlı, saf ve namuslu kadınlara iftira atanlar dünyada ve âhirette lânetlenmişlerdir, onlara büyük bir ceza vardır.
﴾24﴿
 O ceza gününde dilleri, elleri ve ayakları, yapıp ettikleri hususlarda aleyhlerine tanıklık edecektir.
﴾25﴿
 O gün Allah onlara hak ettikleri cezayı tastamam verecektir ve onlar Allah’ın apaçık gerçek olduğunu anlayacaklardır.
Tefsir (Kur'an Yolu)
İftiraya uğrayanlar her zaman Hz. Âişe kadar şanslı olamazlar, kendilerini temize çıkaramaz, iftiranın izini silemezler. Bu sebeple hem iftiraya uğrayıp temize çıkamayanların teselliye ihtiyaçları vardır hem de dünyada ettiklerinin yanlarına kaldığını zannedenlere bir mânevî yaptırım gerekmektedir. Bu dünya fânidir, ebedî âlemde hesap, kitap, mahkeme, şaşmaz adalet, reddi kabil olmayan tanıklıklar, ispat vasıtaları, dünyadaki ile kıyas kabul etmez büyük cezalar vardır. İftira edenlerin imanları varsa bunları ve dünya hayatını lânet içinde geçirdiklerini düşünmeleri gerekir. İftiraya uğrayanlar da bu dünyada mâsum olduklarını ispat edemedikleri için üzülseler bile kendilerini yiyip bitirmesinler; bilsinler ki Allah, dünyada yakalarını kurtaran iftiracılara cezalarının tamamını âhirette verecek, onları cümle âlemin önünde rezil rüsvâ edecektir.

Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 63-64
Siyonist_işgalcilerin_dayattığı_LAiklik_Kamalizm_kalkmalı,_Devletin.docx
1 MB
Paylaş Siyonist işgalcilerin dayattığı LAiklik Kamalizm kalkmalı, Devletin dini islam.docx
#8Nisan1924 İslam Şeriat hukuku Kalktı
#9Nisan1924 içki yasağı kalktı
#10Nisan1928 Dinsiz TC Allah'a SAVAŞ

#12Nisan1920 #MİSAKIMilli @TBMMresmi İngiliz işgali

13/27Nisan Darbe
Ayasofya DivanYolu.74
#20Nisan1924 #DevletinDiniislam

https://www.nettv.net.tr/turkiye-devleti-dini-yeniden-islam-olmalidir/
NUR55 Nisa74/79 Tevbe24
Türkiye Aile Meclisi Genel Başkanvekili Adnan Kalkan: 100 yıldır kendi kültür medeniyetine yabancı celladına aşık mankurtlaştıran müfredat dayatmasından acil kurtulmalıyız


HEYECANLANDIRAN ÇALIŞMADA SON KRİTİK VİRAJ! ‘BEKA MESELESİ’ DİYEN UZMANLARDAN KRİTİK ÇAĞRI

https://tenkitmedia.com/turkiye-aile-meclisi-yeni-mufredati-yakindan-takip-ediyor-5606

Heyecanlandıran çalışmada son kritik viraj! ‘Beka meselesi’ diyen uzmanlardan kritik çağrı

Milli Eğitim Bakanlığı, yeni müfredat çalışmalarının son aşamasına geldi.
2024-2025 eğitim-öğretim yılından itibaren kademeli olarak hayata geçirilecek olan yeni müfredatın bu ay sonunda açıklanacağı öğrenildi. “İyi insan yetiştirmek” sloganıyla başlayacak olan yeni müfredat ilk olarak 1'inci, 5'inci ve 9'uncu sınıflarda uygulamaya konulacak. Öğrencilerin fiziksel, psikolojik ve sosyal gelişimini destekleyecek bir sistem geliştirilecek.

YENİ MÜFREDAT BEKLENTİLERİ KARŞILAYACAK MI?
İnönü Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cihat Yaşaroğlu ve Türkiye Aile Meclisi Genel Başkanvekili Eğitimci Yazar Adnan Kalkan, yeni müfredat ile ilgili Haber7’ye önemli açıklamalarda bulundu.


YAŞAROĞLU: KAMUOYUNUN BEKLENTİSİ MİLLİ VE MANEVİ DEĞERLERE AĞIRLIK VERİLMESİ
Teori ve eğitimde uygulama boyutlarıyla milli değerleri ele alan çok sayıda kitap ve makaleye imza atan, değerler eğitimi alanının uzman isimlerinden Prof. Dr. Cihat Yaşaroğlu, kamuoyunun milli ve manevi bir eğitim modelini istediği ve bu beklenti içerisinde olduğunu söyledi.



Türkiye Yüzyılı’na uygun Maarif Modeli ile hazırlanan yeni müfredattaki programların bütüncül ve beceri temelli olarak hazırlanmasının önemli olduğuna değinen Yaşaroğlu, “2024 programlarında son aşamaya gelindiğini biliyoruz. Türkiye’de program geliştirme pratikleri bağlamında baktığımızda bu programların bütüncül bir bakış açısı ve beceri temelli olarak hazırlanmış olması oldukça önemli bir gelişmedir. Bu programları değerli kılan diğer bir unsur da programlarda milli ve manevi değer vurgusunun ağırlıklı olacağı vurgusunun kamuoyunda geniş bir beklenti oluşturmuş olmasıdır. Esas mesele, bu beklentinin hangi ölçülerde karşılık bulacağıdır.” diye konuştu.

YENİ MÜFREDAT İÇİN 3 TEMEL DİREK
Milli ve manevi değerlerin müfredata yansıtılmasının kritik önemde olduğunu belirten Yaşaroğlu, şu ifadelerde bulundu:

“Milli ve manevi değerlerin programlara yansıması için dikkat edilmesi gereken bazı temel vurgulardan bahsedebiliriz;

1- Programı geliştirmeye yönelik iradenin milli ve manevi değer hassasiyetinin yüksek olması,

2- Programlara temel teşkil edecek sağlam bir değer anlayışının ve modelinin belirlenmiş olması,

3- Program geliştirme süreçlerinde görev alan akademisyen, öğretmelerin ve uzmanların da mili manevi değer hassasiyetleri ile değerleri programa yansıtma becerilerinin yüksek olması.

Bu ifade etmeye çalıştığım üç madde kısaca milli ve manevi değerlere ilişkin iradenin programlarda vücut bulmasını da sağlayacaktır.”



"CUMHURBAŞKANIMIZ VE BAKANIMIZIN HASSASİYETİ ORTADA"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve Talim Terbiye Kurulu Başkanı Cihad Demirli’nin bu konuda hassasiyet gösterdiğini kaydeden Yaşaroğlu, şöyle konuştu:

“Bu 3 temel vurguyu değerlendirecek olursak programı geliştirme iradesini ortaya koyan siyasi iradenin bu konuda hassasiyetini gerek Cumhurbaşkanımızın, gerekse de Milli Eğitim Bakanı ile Talim Terbiye Kurulu Başkanı’nın konuşmalarından anlamaktayız.”

BAKANLIK BÜNYESİNDEKİ ÇABALAR DEVAM EDİYOR
2’nci maddenin de sorun teşkil etmeyeceğini dile getiren Yaşaroğlu, şu ifadelerde bulundu:

“Programlara temel teşkil edecek, değerler eğitimi modeli veya yaklaşımının da Bakanlık bünyesinde başarılı bir şekilde hazırlandığını, değerlerin daha iyi anlaşılması ve uygulanması için çabaların halen devam ettiğini de biliyoruz. O halde ikinci madde ile ilgili sorun olmadığını veya asgari düzeyde sorun olabileceğini söyleyebiliriz.”


SİYASİ İRADENİN VÜCUT BULACAĞI, BEKLENTİLERİN KARŞILANACAĞI AŞAMA
Yaşaroğlu, en önemli maddenin 3’üncü madde olduğunu dile getirerek şunları söyledi:

“Gelelim üçüncü maddeye. Esasında bek
lentileri karşılayacak müfredata ilişkin adımlar burada atılacaktır. Siyasi iradenin hedef olarak tayin ettiği değer modelinin programlarda vücut bulacağı aşama bu aşamadır. Bu merhalede görev alacak olan program geliştirme ekibinin, tüm programlar bazında, milli ve manevi değer hassasiyetlerinin çok güçlü olması gerekmektedir. Bu da tek başına yetmez. Aynı zamanda değerlerin program unsurları ile nasıl ilişkilendirileceği konusunda da program ekibinin uzman olmaları değerlerin programa yansıması açısından oldukça kıymetlidir.İlan edildiğinde, üçüncü aşamanın da müfredata başarılı bir şekilde işlenmiş bir şekilde karşımıza çıkacağını ümit ediyorum.”


KALKAN: 100 YILDIR KENDİ KÜLTÜRÜNE YABANCI BİR MÜFREDAT VAR
Türkiye Aile Meclisi Genel Başkanvekili ve Eğitimci-Yazar Adnan Kalkan, yaklaşık 100 yıldır Batı hayranı yetiştiren bir müfredat olduğunu dile getirdi.


Yeni müfredatın milli ve manevi değerlere dayalı olması gerektiğini söyleyen Türkiye Aile Meclisi Genel Başkanvekili Adnan Kalkan, “Yaklaşık 100 yıldır neslimiz batı hayranı ve kendi kültürüne yabancı bir müfredatla yetiştiriliyor. Öyle ki neslimiz kendi kültürüne, ecdadına, gelenek ve göreneklerine, inancına bu müfredatlarla yabancılaştırıldı. Celladına aşık olmuş bir nesil mevcut eğitim sistemi ve müfredatla yetiştirildi. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin bakanlığa gelir gelmez, en önemli icraatlarından biri kendi yerli ve milli müfredatımızı hazırlama programı müjdesi olmuştu. Öyle ki özlemle beklenen bu girişim sürekli merak konusu ve gündem olmaya devam etti.” dedi.

“SEKÜLER KESİM, BAKAN'A BASKI KURMAYA ÇALIŞIYOR”
Bakan Yusuf Tekin’e yönelik baskı kurulmaya çalışıldığını kaydeden Adnan Kalkan, baskılara boyun eğilmemesi gerektiğini söyledi.

Yeni hazırlanan müfredatın 7-8 yıl boyunca uygulamaya konacağını belirten Kalkan, milli ve manevi bir müfredatın gerekliliğine vurgu yaparak şunları söyledi:


“Milli ve manevi değerler kavramını duyan seküler kesim, başta sayın bakan olmak üzere ekibin üzerine ciddi anlamda algı ve manipülasyonla haberler yapmaya ve baskı kurmaya çalıştı ve hala devam etmektedir. Bu milletin milli ve manevi değerlerine yabancı, ideolojik bataklığa batmış bu kesim, hiçbir bilimsel bilgi temelinde olmaksızın sadece saldırıyor. Bu saldırılar bugünlerde yine artmış durumdadır. Sayın Milli Eğitim Bakanı yerli ve milli müfredatı hazırlarken, asla kendini bu saldırılar ile baskı altında hissetmeden yoluna devam etmelidir.”

“YENİ MÜFREDAT HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRATABİLİR”
“Aldığımız duyumlara göre hazırlanan müfredat, beklentiyi karşılamamaktadır. Burada sorumlu bakan yardımcısı, genel müdür ve daire başkanının Bakan Bey'in derdiyle dertlenmesi ve milli ve manevi değerleri kendinde barındırması çok önemlidir.” ifadelerinde bulunan Kalkan, sözlerine şöyle devam etti:

“Tarih boyunca iyi insanlara kötü icraatlar yaptırıldığına şahit olduk. Aynı yerden ısırılmamak gerekiyor. Nitekim yine aldığımız duyumlara göre müfredatı hazırlayan kesimin büyük çoğunluğu seküler ve Milli manevi değerlerden uzak olduğu yönündedir. Eğer bu duyumlar gerçekse gerek Sayın Cumhurbaşkanımızın gerek Sayın bakanımızın söylemleri havada kalacak ve ciddi anlamda mahcubiyetle birlikte, millet nezdinde hayal kırıklığı söz konusu olacak.”



“YENİ MÜFREDAT BEKA MESELESİ”
Okullardaki programları belirleyen yeni müfredatın önemini anlatan Kalkan, “Burada sorulması gereken en önemli soru şu: müfredatı hazırlayan kişileri kim, nasıl ve hangi kriterlere göre seçti? Eğer ahbap çavuş ilişkisi ile seçildiyse vay halimize. Nitekim gençlerimiz ve çocuklarımız mevcut müfredat ile topluma yabancılaşmış ve yönünü celladı olan batıya dönmüştür. Celladına aşık bir nesil ile medeniyet inşa edemeyiz ve devletin devamını getiremeyiz. İşte asıl beka meselesi budur.” dedi.

"BAKAN TEKİN, EKİBİNİ İYİ BİR ŞEKİLDE TAKİP ETMELİ"
Müfredat ekibinin iyi bir şekilde takip edilmesi gerektiğini kaydeden Adnan Kalkan, sözlerini şöyle tamamladı:

“Basiretine ve ferasetine güvendiğimiz Sayın Bakan; bakan yardımcısı, genel müdür, daire başkanı ve müfredat ekibini iyi bir şekilde takip etmelidir. Nitekim bu son v
iraj ve son çıkıştır. 31 Mart yerel seçiminde AK Parti'nin bu müfredat ile yetiştirdiği neslin AK Parti'ye oy vermediği gerçeğini unutmamak gerekir. Elbette mesele oy kaygısı değildir. Nesil meselesi, beka meselesi ve medeniyet meselesidir. Buna bu şekilde bakmayan seküler kesim, ideoloji bataklığına batmıştır. Lakin bizim ‘Nesli ihyâ medeniyeti inşâ’ mefkûremiz vardır. Ve bu mefkûremiz çerçevesinde çalışmaya devam edeceğiz.

KAYNAK: HABER7

........ . ...

Aileyi Nesli korumak beka medeniyet meselesidir ‘Nesli ihyâ medeniyeti inşâ’ mefkûremiz şiarıyla çalışmalıyız
Türkiye AileMeclisi Başkanv @adnankalkan01
https://tenkitmedia.com/turkiye-aile-meclisi-yeni-mufredati-yakindan-takip-ediyor-5606
@TCmeb @RTErdogan @Yusuf__Tekin @meb_ttkb @tcailesosyal

TurkiyeAileBirligi.t.me

SectikleriniDenetle.t.me

RT
https://x.com/AdaletPlatformu/status/1780187070226403675?t=GFCat7k03iNG-1NMkf4roA&s=35

https://www.haber7.com/guncel/haber/3415344-heyecanlandiran-calismada-son-kritik-viraj-beka-meselesi-diyen-uzmanlardan-kritik-cagri

Milliirade.t.me MİM hakbirr.t.me

Basinaciklamasi.t.me

https://tenkitmedia.com/turkiye-aile-meclisi-yeni-mufredati-yakindan-takip-ediyor-5606

TurkiyeOkulAileBirligi.t.me