Türkiye Aile Meclisi: NESLİ İHYÂ, MEDENİYETİ İNŞÂ MANİFESTOSU
Gerek ülke gerekse bütün insanlık âlemi şu anda topyekûn birçok problem ile karşı karşıya kalmakta ve gerek devletler gerek şahsiyet düzeyinde tehlikeler hüküm süren bir dönemi yaşamaktadır. İnsanlık dil, din, renk, ırk gözetmeksizin bir varoluş ve fıtrat mücadelesi vermektedir. Bir taraftan da fıtrat ve varoluşu sona erdirmek için ifsat komiteleri canla başla çalışmaktadır. Her dönemde olduğu gibi tahripkârlar tahribat yaparlarken, tamir ehli de tamir ile hemhal olmaktadır. Lakin tahrip kolay, tamir zor olduğundan ve tahripkârların sayısı fazla, tamircilerin sayısı az olması sebebiyle insanlık bir nevi uçuruma doğru gitmektedir. Nitekim bir binayı 20 kişi 6 ayda zor yaparken, bir kişi tek başına 1 saatte yıkabilir. Bir uçurumdan insanlığı çevirmek için bazı çalışmalara öncelik verilmek zorundadır.

1. Önce Mevcut Yanlışlar Reddedilmeli
Tarih boyunca mütefekkirler yaşadığı çağı doğru tahlil etmiş ve var olan yanlış düzene kafa tutup yeni düzeni yerleştirmek için mücadele etmişlerdir. Mevcut yanlışların reddedilmesi ile ancak yeni bir düzen kurulabilir. Nitekim fikir adamları, içinde yaşadıkları çağın yanlışlarını yanlış kabul etmedikleri sürece o yanlışla mücadele etmek gibi bir düşünceleri ve fiilleri söz konusu olmayacaktır. Bu yüzdendir ki medeniyeti inşa etmeye çalışan âlimler ve amiller asla içinde bulundukları çağı yaşamışlardır. Mücadeleleri sürekli gelecek zaman içindir. Adaletsizliğin, hukuksuzluğun, insafsızlığın ve vicdansızlığın hüküm sürdüğü bir çağda öncelikle bu kavramları reddederek yeniden bir İhya ve İnşa medeniyeti kurulması için mücadele edilmelidir.

2. Köklü İnanç Medeniyetine Yolculuk Yapılmalı
İnsanlık tarihi boyunca inanç toplumları diri tutmuş ve adaleti tesis etmiştir. İnancını yitiren fert ve toplumlar ise bunalıma girmiş ve gerek ferdi gerekse toplumsal anlamda sorunlara sebebiyet vermişlerdir.
Din insanlığa hayat olmuştur. Bediüzzaman hazretlerinin tabiri ile;
Din hayatın hayatı,
Hem nuru hem esası.
İhyayı din ile olur,
Bu milletin ihyası.
Bu gün ırkçılık ve sekülerizm insanların hayatına sinmiş ve dini itibarı zayıflatmıştır. Oysa hangi toplum dini inancına sarılmışsa ve inandığı gibi yaşamışsa o toplum ihya olmuştur.
İfsat komiteleri Müslüman camiayı bilinçli bir şekilde dininden soğutmakta ve uzaklaştırmaktadır. Tarihini Müslümanlara unutturmakta ve kendi yalan, zalim tarihlerini onlara yutturmaktadır. Medeniyetsizliklerini medeniyet, vahşiliklerini insanlık olarak sergilemektedir. Oysa kendi medeniyet tarihimiz insanlık ve adalet ile kuşanmıştır. Özellikle gençlerimize tarihini ve inancını asrın idrakına göre sunmalıyız.

3. Öğrenilmiş Çaresizlik ve Aşağılık Kompleksinden Nesil Arındırılmalı
Neslin ihyası medeniyetin inşası için evvela neslimiz, yani çocuk ve gençlerimizin öğrenilmiş çaresizlik ve aşağılık kompleksinden kopup kendi inanç değerleri ile kuşanması gerekir. Okuduğu kitaplar, izlediği filmeler, maruz kaldığı görsel/işitsel ne varsa hepsini incelemeye almalı ve zarar verenleri ayıklamalıdır. Başta aile olmak üzere, toplumsal ve eğitsel alanda onlara yeteneklerini keşfedecek ortamlar oluşturulmalıdır. Kendi yeteneğini keşfeden ve sahada uygulandığında başarılı olan genç, ümitvar olacaktır. Kendi tarihleri doğru şekilde okutulmalı ve buradan kuvvet almaları sağlanmalıdır. Bir İbni Sina'nın Hipokrat'tan daha yetenekli ve büyük işler başardığını görebilmeli. Bir Fatih'in 14 yaşında devlet yönettiğini bilmeli. Kendinde kuvvet bulmalıdır.
Sen mi yapacaksın? diye sordularında "evet ben yapacağım" diyebilmeli.

4. Eğitim Sistemi Yeniden Dizayn Edilmeli
Son 150 senedir eğitim sistemimiz Batı sekülerizmi altında irfan ve hikmetten yoksun bir şekilde kendi neslini öğütmektedir. 12 yıl zorunlu okuyan gençler cahil bir şekilde mezun olmaktadır. Ders kitaplarımız dini değerlerden yoksun batı ve hatta dine karşı içerikte okutulmaktadır.
Ateist ders kitapları ile hangi inanç medeniyetini kurabiliriz? Celladına âşık olmuş misali inanç medeniyetimizi yok etmeye çalışan eğitim müfredatı ile hangi nesli yetiştirebiliriz? Milli eğitimde ıslahat yerine inkılap şart olmuştur.

5. Aile Kurumu Güçlendirilmeli
Medeniyet ancak aile ile güçlenir. Ailenin her bir ferdi medeniyeti meydana getiren bir ferd ve aynı zamanda bir potansiyel kilit taşıdır. Aile yapısı güçlü olan toplumlar güçlü medeniyetler meydana getirmişlerdir. Bu gün bütün toplum tabakaları aileyi güçlendirmek için topyekûn seferber olmalı ve aile bağlarını kuvvetlendirmelidir. Eğitim, medya, sivil toplum vedahi bütüncül bir halde samimiyetle gayret etmelidir. Medeniyetin devamı ancak aile kurumunu ihya etmekle inşa edilir.

6. Devlet Kanunları Kendi Milli ve Manevi Değerleri İle Yeniden Düzenlemeli
Yaklaşık 200 yıldır ifsat komiteleri en büyük güçleri ile saldırıya geçmiş ve toplumu ciddi anlamda kaos, acı ve gözyaşına boğmuştur. Özellikle Batı, var olan medeniyeti çıkmaza sürüklemiş ve yerine de bir medeniyet inşa edememiştir. İnsanlığı bir nevi çıkmaz sokağa sürüklemiştir. Bu hukuksuzluğu da hak/hukuk kisvesiyle genelde yapmıştır.
Birçok ülke gibi Türkiye de Kanunlarını batıdan ithal etmesi sebebiyle genelde toplumu özelde aileyi ve ferdi batı hukuku, batı pedagojisi, batı psikolojisi, batı sosyolojisi ile inşa etmeye çalışmıştır. Oysa inanç, patolojik, psikolojik açıdan birçok farklılıklar olması sebebiyle insana göre elbise değil, elbiseye göre insan oluşturmaya yol açmıştır. Batı elbisesi doğu toplumlarına zorla giydirilmiştir. Böylece elbise farklı, içindeki farklı olunca kişilik/kimlik ferdiyeti krizine girmiş ve fıtratından uzaklaşmış bir toplum ortaya çıkmıştır.
Bir toplum ancak kendi öz fıtrat benliği ile ihya olur. Bir medeniyet ancak kendi inanç kodlarıyla inşa edilir.
Bu gün ferdi, ülkeyi, medeniyeti yeniden inşa etmenin en önemli yollarından biri kendi toplum fıtratına uygun kanun/yasalar çıkararak iyi bir denetime tabi tutmaktır. Devlet insanı yaşatmalıdır ki kendi yaşasın. Şeyh Edebali'in Osman Gazi'ye en önemli tavsiyelerinden biri "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" idi. İnsanı yaşatan devletler uzun ömürlü olur, köklü medeniyetler kurar.
Pozitif ayrımcılık adı altında adaletin kılıcı kırılmamalıdır. Kadın-erkek arasında pozitif ayrımcılık gibi adalete zarar veren uygulamalar yerine, kadın da olsa erkek de olsa adaleti tesis eden kanunlar uygulanmalıdır. Kadının beyanı esastır, 6284 nolu yasa, süresiz nafaka gibi pozitif ayrımcılık adı altında aile toplum ve nihayetinde medeniyetimize çok ciddi zarar verilmektedir. Devletin bu anlamda adaleti uygulaması, medeniyetin yeniden inşa edilmesinde ciddi katkısı olacaktır. Nitekim devletin temeli adalettir, kökü yine adalettir.

7. Topyekûn Aile Eğitim Çalışmaları Başlatılmalı
İlhamını kendi medeniyetinden alan, ipi dışarda olmayan sosyologlar, psikologlar, psikyatristler, eğitimciler, en önemlisi anne babalar ciddi bir aile eğitim çalışmaları başlatmalıdır. Hiç bir projeye bağlamadan, birinden destek alma derdine düşmeden, birbirine havale etmeden, nesil yetiştirmeye çalışmalıdır. Yardımı Allah'tan bekleyerek, ihlas ve gayretle çalışmalıdır. Her ferdi bir potansiyel dava adamı olarak görerek toplumun her ferdini yetiştirmeye çalışmalıdır.

8. Sivil Toplum Kuruluşları Sivilleşmeli ve Asli Görevlerini Yerine Getirilmeli
Malumdur ki sivil toplum kuruluşları kendi bakış açılarına sahip siyasi hareketlerin iktidar olmasıyla birçok devlet kapısı, ekonomik kapılar kendilerine de açılır. Tam da bu noktadan sonra sivil toplum kuruluşları sivilliğini kaybetmeye yüz tutar. Sivil Toplum Kuruluşları artık Sivil Devlet Kurumu oluvermiştir. Malum bir sözdür ki "para alan emir alır." Emir alan ihtiyarını ve idrakını vedahi fikir, vicdanını kaybeder. Yavaş yavaş kendi tabanı ile yabancılaşmış olur.
Sivil toplum kuruluşları toplumu ihya Medeniyeti inşa eden damarlar olması sebebiyle azami dikkat etmeli ve yalnızca Hakka ve Halka hizmet etmelidir. Gerektiğinde devletle ve gerektiğinde bağımsız olarak kanunlar çerçevesinde topluma hizmet etmelidir. Asli görevini icra ederken toplumla bütünleşeceklerdir. Nitekim ikinci toplumsal bunalımı yaşadığımız bu çağda ancak vakıf kültürümüz ile bu bunalımdan çıkacağız.

9. Rol Modellerimize Sahip Çıkarak Neslimizi İhya Etmeliyiz
Bu ümmetin âlimleri nice Melikşahlar, Selahaddinler, Fatihler, yetiştirmiştir. Lakin maddi saltanatı elinde bulunduranların yanında onlara manevi kuvvet olan İmam Gazali, Akşemsettin gibi Âlimler vardı. Son zamanlarda Âlimlerimize, Eğitimcilerimize ve ebeveynlerimize karşı ciddi bir itibarsızlaştırma operasyonu başlatılmıştır. Evvela nesli ihya ve medeniyeti inşa etmek için bunlara sahip çıkmalıyız. Alimlerimizi rol model olarak neslimize sunmalıyız. Nitekim rol modeli, öncü irşat ehilleri, Allah dostları olmayan bir nesil zamanla kendi inanç ve yaşam kodlarına yabancılaşır. Böyle bir nesille medeniyet inşa etmek mümkün değil.
Batının ve içimizdeki işbirlikçilerinin bize empoze ettiği seküler yaşamı reddederek bize Hak ve Hakikat yolunu gösteren Gönül Ehli Allah Dostlarına gereken değeri ölmeden önce vermeli ve onların çizdiği yolda Fıtrat Medeniyetini inşa etmeliyiz.

10. Eğitim Ailede Başlar, Ebeveynler Çocuğun Eğitimini Bizzat Üstlenmeli
Anne babalar, daha hayatının ilk yıllarında çocuklarını önce bakıcıya daha sonra ise anaokullarına teslim etmektedir. Okul öncesi öğretmeni(ana okulu) bir anda 20-30 çocukla ilgilenmek zorunda ve ancak müfredat üzere çalışma yapabilmektedir. Maalesef eğitim müfredatımız ise genel anlamda kendi inanç değerlerimize yabancıdır. Ve hatta birçok ders kitabı İslam dinine aykırı bir içeriğe sahip olabilmektedir.
Anne babalar çocuklarını bakıcı ve eğitim kurumlarına teslim etmekle onların sorumluluklarını taşıdıklarını ve yerine getirdiklerini düşünmeleri sebebiyle, zamanla ebeveyn ve çocuk birbirine yabancılaşmakdadır. Anne babalar havalecilikten yakalarını kurtarıp kendi çocuklarını bizzat kendileri yetiştirmeye çalışmalı ve gerektiğinde ciddi bir takiple çocuklarının eğitim hayatını takip etmelidir. Hiçbir insan anne baba kadar çocuğuna faydalı olamaz. Nitekim hesap günü de en evvel kendi çocuklarından sorumlu olacaklardır.

11. İnsan ve Devletin Geleceğine Zarar Veren Her Türlü Yapı ile Mücadele Edilmeli
Her devletin ve milletin içinden çıkıp celladına aşık olmuş birey ve kurumları vardır. Bunlar hizmet adı altında toplumu hezimete uğratanlardır. Kendisini hak ehli olarak sunarlar. Lakin özünde Hakka düşmandırlar.
Bu gün kadını koruduğunu iddia eden feminizm akımı, kadına en büyük zararı vermiştir. Kadını fıtratından koparmaya, aile yapısını dağıtmaya çalışmaktadır. Boşanana kadar kadının zihnini kirletip boşandıktan sonra onu zor bir yaşamda kendi haline bırakmakta ve zehir zemberek bir hayata maruz bırakmaktadır.
Devlet kendi milletini korumak zorundadır. Zarar verecek her türlü yapı ile mücadele etmelidir. Sivil toplum ise bütün olarak bu konuda devlete destek olmalıdır.
Bu gün en büyük sorun insan fıtratını bozmaya çalışan yapıların medya ve sosyal hayatta aktif çalışmasıdır. Gerek hukuk gerekse RTÜK bu konuda hassas bir şekilde çalışmalıdır. Gereken yasalar değişmelidir.
Devlet ve millet inanç ve fıtrat üzere bir olursa, onu top sindiremez. 7 Ocak 2022 #2022AileYılı

Adnan Kalkan
Psikoloji Bilim Uzmanı
Aile Danışmanı
Aile Bilim Kültür Eğitim Derneği Başkanı ve
Türkiye ÂİLE MECLİSİ Genel Başkan Yardımcısı

https://t.me/BasinAciklamasi
https://channels.bip.ai/join/basintoplantisi

AileHaklari.org

t.me/AileMeclisi
#AileReisi #DevletReisi Sayın @RTErdogan'a #AleninKorunmasıHakkı Çocuğun, Gençliğin Korunması adına #önceAile DAVAMIZA sahip çıktıkları (2022/1 Genelge) için #Dua ederiz

İlk iş:#TCE/#GENDER #ToplumsalCinsiyet ifsat projeleri iptal edilmeli, Sapkın STK'lara ve AHLAKSIZLIĞA ahlaksız yayınlara CEZA! Verilmeli
#TürkiyeAileMeclisi
https://twitter.com/AdaletPlatformu/status/1487331867749765120?t=0BTOUqv1udJTAjJHTByfjQ&s=09

AileHaklari.org

t.me/SectikleriniDenetle

Acil Toplantı Daveti
Dünya Aile Birliği, Türkiye Aile Birliği, Türkiye Aile Meclisi ve Aile Divanı yönetimi, Şura heyeti, bileşenleri kuruluşları, il/ilçe teşkilatları, bölge başkanları ve tüm #önceAile gönüllülerimizi 30 OCAK Pazar günü Saat:20 #OrtakAKIL/İSTİŞARE Toplantımıza DAVET ediyoruz
Ahmet Ziya İbrahimoğlu başkanlığında yapılacak toplantımız da #AileOkulu projemizde gündem olacak
Toplantı adresimiz:
Eyüp Demirkapı Durağı Vakifbank üstü 5.kat OrtakAKIL Derneğimizdedir
LCV/Tel:02124365966 wa.me/905327036115
#önceAile şiariyla ABC Anne/Baba/Çocuk Okulu başladı. Genetiğiyle oynanmış Aile Medeniyetimizi Aile Okulları ile Diriltmek şiariyla #önceAile Okulu seminerleri başladı.
İlk Hâtip: Ahmed Ziya İbrahimoğlu idi. AhmedZiya hocaefendi 53 yıllık evli ve 10 çocuk babası; Hamzalı #AileOkulu kurucusu İNTURSAB Başkanı ve DünyaAileBirliği Başkanvekilinin dün sunduğu program çok feyizli bereketli ve tesirli oldu. Her hafta pazar Saat:20'de #OrtakAKIL Kültür Merkezi'nde yapılacak ve medya adreslerimiz den de canlı yayınlanacaktır.
Eyüp Rami KışlaCad.1 (Demirkapı Vakıfbank Üstü) merkezine tüm #önceAile gönüllülerimizi bekleriz t.me/ailemeclisi Tearüf:02124365966 05327036115
https://m.facebook.com/groups/ailehaklari/permalink/1251696228685902/?sfnsn=scwspmo&ref=share
Canlı Yayın adresleri: AileHaklari.org
instagram.com/ailehaklari YouTube.com/AileMeclisi twitter.com/AdaletPlatformu t.me/AileHaklari
#önceAile OKULU
Her hafta pazar Saat:20
Hatipler:
Prof.Sefa Saygılı 6 Şubat
Hülya Şekerci 13 Şubat
Sami Şener 20 Şubat
Ramazan Kayan 27 Şubat
Asiye Türkan 6 Mart
Hamza Türkmen 13 Mart
Burhaneddin Can 20 Mart
Ali Erkan Kavaklı 27 Mart
Asiye/@aDilipak 3 Nisan
Sibel Eraslan 10 Nisan
Ali Rıza Demircan 17 Nisan
Saffet Köse 24 Nisan
Şahin Uzun Mizaç 1 Mayıs
Ömer Yüzgül 8 Mayıs
İlhami Sayan 15 Mayıs
Sami Erdoğan 22 Mayıs
Adem Çevik 29 Mayıs
Genetiğiyle Oynanmış #AileMedeniyeti'mizi Diriltmek Hatip: Prof.SefaSaygılı Türkiye AileMeclisi GenelBaşkanVekili 6Şubat Saat:20 #önceAile Okulu CANLI
https://twitter.com/AdaletPlatformu/status/1488583939170217985?t=4DyjVP6GbfNQEx3m8OQOvg&s=19

AileHaklari.org YouTube.com/AileMeclisi Instagram.com/AileHaklari
#OrtakAKIL KültürMerkezi Eyüp Rami Kışla Cad.1/5

#önceAile Okulu Seminer PROGRAMI:
Prof. Sefa Saygılı 6 Şubat
Hülya Şekerci 13 Şubat
Prof. Sami Şener 20 Şubat
Ali Erkan Kavaklı 27 Şubat

Asiye Türkan 6 Mart
Hamza Türkmen 13 Mart
Burhaneddin Can 20 Mart
Ramazan Kayan 27 Mart

Asiye/@aDilipak 3 Nisan
Sibel Eraslan 10 Nisan
Şerife Orkunoğlu 17 Nisan
Saffet Köse 24 Nisan

Şahin Uzun 1 Mayıs
Ömer Yüzgül 8 Mayıs
İlhami Sayan 15 Mayıs
Sami Erdoğan 22 Mayıs
Adem Çevik 29 Mayıs
AileMeclisi: İsviçre Medenî Kânunu kabulüyle Aile Medeniyetimizin Genetigiyle Oynanmıştır.! Aileye Fıtrata ve Allah'a savaş ilan edilerek Ailemizi Neslimizi Devletimizi Koruyamayız!
Aile Meclisi Başkan Yardımcısı Hukukçu Mehmet Yaman: Medeni kanun medeni değil! mesajını yayınladı ve vefat etti.
Türkiye Aile Meclisi Başkan Yardımcısı Hukukçu Mehmet Yaman, mevcut kanunların yeniden düzenlenmeye muhtaç olduğunu söyledi.
Aile Meclisi Başkan Yardımcısı Hukukçu Mehmet Yaman: Medeni kanun medeni değil!
17 Şubat 1926'da İsviçre'nin katolik ve laik bir kantonundan kopyala yapıştır yoluyla Türkiye'ye getirilen ve " Türkiye Aile Meclisi Genel Başkan Yardımcısı Hukukçu Mehmet Yaman, 1926 tarihli Medeni Kanunu'nun 96'ncı yıldönümü nedeniyle değerlendirmelerde bulundu.
"Bugün 17 Şubat 1926 yılında Medeni Kanun kabul edilmiş. Bundan 20 yıl evvel, 8 Aralık 2001 yılında da bu Medeni Kanun bir takım değişikliğe tabi tutulmuştur. Bugünkü Medeni Kanun ile ülkemizde uzunca bir müddettir tarihi birikim, inanç ve ahlaki değerlerimizle, kültürel varlıklarımıza aykırı bir biçimde Batının netameli yasalarını sosyal ve aile kurumlarımıza uyarlamaya çalışan önemli bazı değişiklikler yapıldı. Kanunlarla da adeta bizim tarihi birikimlerimiz, inanç ve ahlaki değerlerimiz ötelenerek bunun yerine batıl Batı kültüründen esinlenerek meydana getirilen hukuk düzenlerinin yerleştirilmeye çalıştırıldığını görüyoruz." dedi.
"Cinsiyetini değiştirmek isteyen kimse mahkeme yoluyla cinsiyetini değiştirebilir"
8 Aralık 2001 yılında değiştirilen ve 1 Ocak 2002'de yürürlüğe giren yeni medeni kanunun bazı maddelerine dikkat çekmek istediğini belirten Yaman, "Allah-u Teâlâ'nın yarattığı bitkiler, hayvanlar ve insanlarla alakalı erkek ve dişi unsurlarıyla yarattığı tüm canlılarda eğer istiyorlarsa cinsiyetini değiştirebilirler demek suretiyle bizim inanç sistemimize aykırı bir anlayışı, Medeni Kanun'umuzun 40. Maddesine yerleştirmişiz. Medeni Kanun'un 126. maddesine göre küçükler yasal temsilcileri izniyle evlenebilirler diyor ama buna rağmen bugün velisinin iznine dayalı olarak resmi kurumdan aldığı evlilik cüzdanı elinde olmasına rağmen geç değil genç evlilik yapan gençler cezaevinde en az 10 yıl hapis cezası alarak yatıyorlar. Medeni Kanun'un 126. Maddesinde küçüklerin yasal temsilcilerinin izni ile evlenebilmelerine müsaade ettiği halde ceza kanunumuzda bu suç haline getirilmiş. Ceza Kanunu'nda ki bu suçun ortadan kaldırılmasını ve Medeni Kanun'un 126. Maddesine uygun hale getirilmesini 64 yıldır uygulanan yaş kriterlerinin uygulanmasını genç evliliklerin bırak yasaklanmasını teşvik edilmesini teklif ediyoruz. Gazi Mustafa Kemal'in 33 yaşındaki babası evlendiğinde Zübeyde hanımefendi 13 yaşındaydı AliRıza Efendi bugün yaşasaydı tecavüzcüler koğuşunda 10 yıl zindan ile cezalandırılacaktı... Fuhuş zina teşhircilik ensest yasaklanmayıp çok eşlilik ve genç evliliğin yasaklanmasi fıtrata Allah'a harb ilanıdır" ifadelerini kullandı.
"Ensest ilişkilerinin cezalandırılmasıyla alakalı ceza yasamızda yeterli bir madde yoktur"
Açiıklamanın devamında Yaman, şunları aktardı:
129. Maddesinde evlenme engelleri sayılmış. Evlenme engelleri içerinde alt soy ve üst soy kişilerle evlilik yasaklanmış. Ama aile içerinde bu yakın akrabalar arasındaki zinanın ensest ilişkilerinin cezalandırılmasıyla alakalı ceza yasamızda yeterli bir madde yoktur. Ve ceza yasalarımızda eksik bulunan bu hususun da madde ilave edilmek suretiyle ensest ilişkilere cezalandırılma maddesinin getirilmesini istiyoruz.
"Medeni Kanununun 130. Maddesinde tek evlilik esası getirilmiş"
Yaman, "Medeni Kanununun 130. Maddesinde tek evlilik esası getirilmiş. Ancak uygulamada bayan ve erkeklerin karşılıklı iradeleri ile herhangi bir zorlama olmaksızın kendi iradeleri ile bir araya gelip evlilik hayatı yaşamaları ve ortak ev arkadaşlığı partnerlik zina/fuhuş yapmaları serbest. Yani kişi evli ise ikinci bir kadınla ya da üçüncü bir kadınla tekrar evlilik hayatı kurup ayrı bir mekanda ortak ev arkadaşı olarak kalabiliyor. Ceza yasası buna müsait ve bu zina oluşturmuyor.
Ancak bu birlikteliklerden oluşan çocuklar bu beraberlikten meydana gelen hukuk allak bullak edilmiş. Kadınlar Sahipsiz kalıyor ve bu birliktelikle ikinci evlilik ya da üçüncü evlilik dediğimiz bayanların ekonomik ve sosyal hakları garantiye alınmıyor. Bu konu ile de alakalı bir gelişimin Medeni Kanun'umuzda yapılması gerekli." şeklinde konuştu.
"Kusurlu her kimse maddi tazminatı ödeyen erkek tazminatı alan da kadın oluyor"
Nafaka ile ilgili de bilgi veren Yaman, "174. Maddesinde taraflar daha kusursuz ya da az kusurlu olmak kaydıyla maddi tazminat isteyebilir. Uygulamada taraflar yerine kadın alıyor. Maddi tazminatı ödeyen erkek tazminatı alan da kadın oluyor. Uygulamanın bu şekilde gelişmesini önleyecek tedbirlerin alınması gerekiyor. Medeni Kanun'umuzun 175. Maddesinin birinci fırkasında ayrılmakla yoksulluğa düşecek olan taraf kusuru daha ağır olmamak şartıyla karşı tarafın maddi gücüne süresiz olarak nafaka isteyebilir. Bu uygulama da erkek aleyhine geliştiriliyor. Kadın erkekten daha ağır kusurlu olmamak kaydıyla süresiz nafaka isteyebilir ama hakim süresiz nafaka kararı vermek zorunda değil ama süresiz istediği için hakim de süresiz olarak nafakaya karar veriyor. Yargıtay da bunu süresiz olarak kabul ediyor. Oysa bu, iki açıdan mevzuatımıza aykırıdır. Anayasamızın 17. Maddesi diyor ki; 'Herkes yaşama maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Asgari ücret ile çalışan bir erkeğe nafaka olarak verilen bazı kararlar var ki aldığı askeri ücretinin iki-üç katı nafaka ödemek ve bunu da ömür boyu ödemekle yükümlü tutuluyor. Süresiz nafaka ve yoksulluk nafakasını çözüm TMK 364' ve 365. maddede var üst ve alt soy 'yardım nafakası' ödemekle yükümlü maddesini işletirsek arabuluculuk da yapmış oluruz ve boşanmaları engelleyebiliriz. Ayrıca nafakanın her çeşidini ödeyemeyen kimselerin yerine devlet ödemeli durumu iyileşince tahsil edilmelidir" dedi.
"Anayasada nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz"
Nafakanın anayasanın 17. Maddesine aykırı olduğunu ve asgari ücretli birinin nafaka verme konusunda zorlanacağını, bu durumun maddi ve manevi hayatını etkileyeceğini söyleyen Yaman, "Bu anayasanın 17. Maddesine aykırı bir biçimde 175. Maddenin birinci fırkası yanlış olarak uygulanıyor. Bu maddenin ikinci fırkasında 'Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz' diyor. Yani bir erkek nafaka ödemeye mahkum edilirse 'Kusursuz dahi olsa nafaka öder' diyor. Oysa aynı maddenin birinci fırkasında kusuru daha ağır olmamak şartıyla nafaka isteyebilir diyordu. Yani 175. maddenin 1.fırkasıyla ikinci fırkası birbiri ile çelişik ve maalesef uygulamada erkeklerden ayrılma bahtsızlığı yaşayan kadınların ömür boyu erkeklerden nafaka almak gibi bir kanuni kazanımı oluşuyor ki bu da hem inanç sistemimize aykırı hem de anayasanın 17. Maddesine aykırı olmakta. Bâtıl batıdan Katolik isviçre'den aldığımız kanunlar da bile nafaka bir yıl ile sınırlı Anne/babanın tedip terbiye hakkı var ve ailenin reisi baba idi mal ortaklığı rejimi zorunluluğu vb fıtrata hukuka aykırı yasalar CEDAW ve feministlerin dayatması ile yapılan yeni medeni kanun eskiyi aratır durumda Bunların değiştirilmesi ıslahı fıtrata inancımıza hukuka uygun hale getirilmesi gerekmektedir. Elestirdigimiz İsviçre Türk Medeni Kanunu'nu arar hale geldik " ifadelerini kullandı.
Son olarak Yaman, "Doksanalti yıl önce Bugün 17 Şubat itibariyle İslam Şeriatı kaldırıldı Mecelle Aile hukuku çöpe atıldı. mevcut Medeni Kanun'da meydana gelen uygulamalardan ve tatbikatlardan kaynaklanan yanlışlıkları ve eksiklikleri bir kere daha ortaya koyuyoruz. Özellikle inanç, ahlak ve fıtrat yasalarına uygun mevzuat değişiklerinin yukarıda söylediğimiz biçimde sağlanmasını ve Devletin Dini İslam olmasını Uluslararası Sözleşmelerin, Anayasa ve yasaların İslam'a Kur'an hükümlerini uygun olmasını teklif ediyoruz. ki Ailemizi Neslimizi Devletimizi koruyabilelim" diye konuştu.

t.me/basinaciklamasi
t.me/milliirade
t.me/SectikleriniDenetle
t.me/AileHaklari
*MÜCAHİD MÜCADELECİ MEHMET YAMAN VEFAT ETTİ*
Mücahid ve mücadele ruhlu, hayat dolu ve pek çok vasıfları bünyesinde barındıran Mehmet YAMAN'ın vefatından büyük üzüntü duyduk.
Rabb'im merhametiyle muamele eylesin, makamı cennet, derecesi âlî olsun, ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyoruz.
*Mehmet YAMAN Kimdir?*
25 Aralık 1946 yılında Konya Bozkır ilçesinin Kovanlık köyünde doğdu. 16 Şubat 2022'de yukarıdaki mesajı hazırladıktan sonra vefat etti. Küçük yaşlarında, 9 çocuklu bir ailenin ferdi olarak, Konya merkezine taşındı.
Türkçe, Kuran-ı Kerim, Osmanlıca ve Arapça derslerinin temelini, 4 padişah görmüş, Galiçya, Azerbaycan ile Kurtuluş Savaşlarına katılmış bir eski Osmanlı Müderrisi bulunan, Babası Hatip Abdullah Efendi’den aldıktan sonra Konya’da bir müddet hafızlık ve medrese öğrenciliğini yaptı. Sırasıyla Konya İmam Hatip Okulu, Konya Erkek Lisesi ve Konya Kız Öğretmen Okulu’nu bitirerek, Ankara Gazi Eğitim Enstitülüsü Fransızca Bölümü ve Ankara Hukuk Fakültesinde eğitim gördü.
3 yıllık Y.S.E. İdaresi memuriyetini müteakip, ilk ve orta dereceli okullara toplam 8,5 yıllık öğretmenlik yaptıktan sonra, çok sevdiği öğretmenlik mesleğine son vererek, 38 yılı aşkın bir süre de hâkimlik ve noterlik mesleklerini kapsayan hukuk alanında hizmet vermeye başladı ve böylece, ülkemizin çeşitli yörelerinde, toplam 49.5 yıllık kamu hizmetinde bulunduktan sonra, yaş tahdidinden emekli oldu. Ardından Ankara Barosuna kayıtlı Avukatlık yaptı.
Sosyo-kültürel alanda pek çok etkinliklere katıldı. 1960’lı ve 1970’li yıllarda birçok dernek ve vakıfların kuruculuğu, başkan ve yönetim kurulu üyeliklerde bulundu.
Dünya Aile Birliği, Türkiye Aile Birliği, Türkiye Aile Meclisi, SEDE Seçtiklerini Denetle, Adalet Platformu ve Kurtuluş Kuran'da Cemiyeti Genel Başkan Yardımcılarından ve kurucularından Mehmet Yaman Türkistan Birliği Derneği Genel Başkan Yardımcısı idi.
Son yıllarda ise, Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Şube kuruculuğu, Trafik Fahri Müfettişleri Derneği kurucu ve onursal genel başkanlığı yanında, halen Ankara merkezli faaliyette bulunan İLESAM, İnternet-medya , Bilişimciler Federasyonu (İMEF), Uluslararası Eğitim ve Sanat Eserleri Derneği kurucu (USEDER), Memur Dernekleri Federasyonu, Eğitim Gönüllüleri Derneği, Anadolu Geleneksel El Sanatları Derneği Genel Sekreterliği, Uluslarası Anadolu Kültür ve San’at Derneği (ANKUSAT), Anadolu Eğitim ve Araştırma Derneği, Türk San’at Musikisi, Ehl-i San’at Dostları, Dost-Yar gibi kuruluşların kuruculukları ve üyelikleri ile, sosyo-kültürel bazlı ülke çapında hizmetler yapan bazı dernek ve vakıflarla, çeşitli düzeylerde ilişkiler içinde bulundu.
Çeşitli televizyon ve gazetelerde, toplumsal ve sosyal içerikli programlara katıldı ve çeşitli yazılarla, araştırma konuları yayınlandı.
Bingöl Gazetesi, Adana- Medya Yenigün - Aksaray-Ankara ideal Haber ve Haber 111 gibi internet gazetelerinde, inceleme ve makaleleri yayınlandı.
Ud, kanun, ney ve bendir gibi Türk San’at Musikisi enstrümanlarıyla amatör olarak uğraştı ve bazı T.S.M. korolarıyla özel meşk meclislilerinin organize ve müdavimliğini yaptı.
Türkân – Seher Yaman ile evli; Fatih, Önder, Seyit Gazi, A.Vehhab ve Ayşe adlarında beş çocuk babasıydı.
*ESERLERİ:*
1.İnsanlarımız Temel Hak ve Özgürlüklerimizin Ne Kadar Farkındalar? (1999),
2.Temel Hak ve Hürriyetlerimiz Açısından Türkiye Nereye Gidiyor? (2001),
3.Temel Hak ve Hürriyetlerimiz Açısından Türbana Bakış (2002),
4.Biraz da Düşünebilir miyiz? (2003),
5.Ülkemizi Çevreleyen Tehlikeler (2005),
6.Alternatif Bir Bakışla Atatürk (2006),
7.Alternatif Bakışla Atatürk İlke ve İnkılapları (2007).
8. İnanç Değerlerimiz Işığında Aile Hukuku
9. İnanç Değerlerimiz Işığında İstanbul Sözleşmesi
10. Mücadeleciler Mücadele Birliği
İstanbul Sözleşmesi devam mı ediyor?
Ankara Üniversitesi'nin Toplumsal Cinsiyet Eşitliği konusunda yaptığı eğitim programı çalışması, 'İstanbul Sözleşmesi geri mi geliyor?' sorusunun sorulmasına neden oldu. Konuyla ilgili Türkiye Aile Meclisi'nden dikkat çeken bir açıklama geldi.

https://www.habervakti.com/istanbul-sozlesmesi-devam-mi-ediyor/amp

İstanbul Sözleşmesi devam mı ediyor?

Ankara Üniversitesi Rektörlüğü, Sürekli Eğitim Merkezi Müdürlüğü, Ankara ve çevresindeki kamu kurum ve kuruluşlarına İstanbul Sözleşmesi çerçevesinde tartışmanın odağında yer alan “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” konusunda eğitim çağrısı yaptı.

TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ SERTİFİKASI PROGRAMI

Söz konusu çağrıda, “Bilgi birikimini toplumla, kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektör yanında sivil toplum kuruluşları ve bireylerle paylaşmanın daha nitelikli ve etkin yollarını araştırmakta ve bu doğrultuda ihtiyaç duyulan alanlarda sürekli eğitimler düzenlemektedir. Merkezimiz bu kapsamda, Ankara Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi (KASAUM) iş birliği çerçevesinde 12 Mart - 11 Haziran 2022 tarihlerinde toplamda 72 saatten oluşan "toplumsal cı̇nsiyet eşitliği sertifika programı"nı çevrimiçi canlı sanal sınıf ortamında gerçekleştirecektir” denilmektedir. Yazıda, 1 Mart tarihine katılacak personellerin isim ve kimlik bilgilerinin bildirilmesi isteniyor. Yazı Cumhurbaşkanlığından Bakanlıklara, Belediyelerden diğer kamu kuruluşlarına kadar bütün resmi kurumları kapsıyor.

DAHA ÖNCE DE BENZER UYGULAMALAR OLMUŞTU

Bilindiği gibi daha önce de Avrupa Yatırım Kalkınma Bankası EBRD ve KOÇ grubu sponsorluğunda Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Fatma Şahin tarafından tüm belediyelere “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” komisyonları ve ilgili birimler oluşturulması çağrısı yapılmıştı.

Türkiye Aile Meclisi konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu:

“Toplumsal cinsiyet”, biyolojik cinsiyete karşı, LGBT/IQP+’ı da içine alan ve bu çevreleri “dezavantajlı kırılgan topluluk” kabul eden ve pozitif ayırımcılık yapılmasını öngören bir anlayışın ürünü. Anne-Baba, Dede-Nine, Amca-Hala, Dayı-Teyze gibi ailenin fertlerinin cinsiyet ayrılığını ifade eden isim ve sıfatlarla anılmasına karşı, bu kişileri din, ahlak, gelenek ve biyolojik cinsiyetinden bağımsız birer birey olarak tanımlıyor. Bu anlamda daha önce kimlik kartı ve pasaportlarda cinsiyet hanesine 'gender' olarak tanımlanmaya başladı ve artık bu anlamda TransHumanizm anlayışı çerçevesinde 'genom' olarak tanımlanıyor. İlahi dinler insanları kadın ve erkek olarak tanımlar ve buna müdahele fıtrata karşı Şeytani bir müdahele olarak kabul edilir.

Konu, daha önce, Türkiye'de ilk kez, 81 ilde, gazeteci yazar Abdurrahman Dilipak aleyhine açılan dava ile ayrıca gündem olmuş, ardından Cumhurbaşkanlığı genelgesi ile İstanbul Sözleşmesi'nden çekilindiği açıklanmıştı. 8 Mart'ta Abdurrahman Dilipak’ın bu konu ile ilgili “AKP’nin Papatyaları” başlıklı yazısı ile daha önce tazminat davası karara bağlanmıştı ve 9 Mart'ta da İstanbul’da ceza davası görülecek. Davanın 8 Mart Kadınlar Günü'nden bir gün sonra görülecek olmasını da ilginç bir zamanlama olarak not etmek gerek.

Öte yandan, bir yandan cinsiyetin değişkenliği ve akışkanlığı kabul edilirken, öte yandan biyolojik cinsiyet esasına dayalı kadınlara yönelik pozitif ayırımcılık, ironik bir hal alıyor.

KADEM’in “Toplumsal cinsiyet adaleti” tanımı da ayrı bir tartışma konusu oluyor. Toplumsal Cinsiyet LGBT+’ı ifade edince, İlahi dinlerin lanetlediği bir fiilin failleri arasında adalet sağlama iddiası da toplumda tartışma konusu olarak gündemdeki yerini korurken, İngilizce ifadesi yasayla garanti altına alınan bir pozitif ayırımcılık uygulanırken, Türkçesi hayasızlık, edepsizlik, FUHŞİYAT, SAPKINLIK ve ahlaksızlık olarak tanımlanırken, aynı zamanda bu sıfatı kendileri için onur olarak kullananlar için kullanılması dava konusu olabilmekte ve davanın açılması için İstanbul sözleşmesine destek veren ve daha sonra da çekilme kararını veren partinin 81 il kadın kolları tarafından şikayetçi olunabilmektedir.
Biz bu iş bitti artık Cumhurbaşkanlığı 2022/1 Aile Gençlik davasına sahip çıkılıyor sapkınlıkla mücadele ediliyor derken, İlahiyattan Diyanete, oradan Şehid Ailelerine varana kadar Toplumsal Cinsiyet maskeli sapkınlık eğitimi verilmesi için bir devlet üniversitesi tarafından çağrı yapılmasını anlamak mümkün değildir.

İlginizi Çekebilir
Bu ailede Covid-19'a yakalanan vefat ediyor
Bu çağrının geri çekilmesini, merkezi hükümet, yerel yönetimler, bağlı ve özerk kuruluşlardaki benzer yapıların tasfiye edilmesi ve bu yöndeki bütün faaliyetlerin durdurulmasını ve yurtdışı siyonist feminist terörist fonlardan beslenerek Türkiye'de terör ve casusluk faaliyetleri de yapan bu tür kuruluşların kapatılmasını mal varlıklarının hazineye aktarılmasını sapkınlığın terör kapsamına alınmasını talep ediyoruz.

Bu anlamda, İstanbul sözleşmesinin ve Lanzarote'nin neredeyse bütün hükümlerini havi yasal düzenlemeler ve bu düzenlemelere dayalı, yönetmelik, genelge ve tamimlerin geri çekilmesini, oluşturulan birimlerin tasfiye edilmesini ve GRAVİO’nun varlığının sonlandırılmasını, beklenen, nafaka, EYT: Erken Evlilikte Yaşa Takılanlar, 6284 nolu yasanın ıslahı, mal ortaklığı rejimin ıslahı, sapkınlık faaliyetlerinin terör kapsamına alınması, evlilik yaşına gelip evlenmeyenlere vergi uygulanması ve evliliği teşvik için en az 100 ay evli kalmak şartıyla 100 gram altın değerinde hibe verilmesi, genç evliliğin teşvik edilmesi, anneliğin teşvik edilmesi, her ailenin sigortalı yapılması, kadın istihdamı yerine aile istihdamının öncelenmesi, tedip/terbiye hakkı ve aile reisliği kanunu, şehvet terörü teşhircilik müstehcenlik kanunu ile ilgili ve diğer bu konuda şikayet konusu olan uygulamalarla ilgili yasa değişikliklerinin bir an evvel çıkartılmasını ahlak seferberliği başlatılmasını istiyoruz.

Aile mahkemelerinin ayrı binalarda olmasını, aile polisliği ihdas edilmesini, aile hakimlerinin, aile bakanlarının evli ve çocuklu olanlardan olmasını, kadın statüsü genel müdürlüğü gibi erkek statüsü genel müdürlüğü kurulmasını, 30 yıldır aile bakanlığı kadınlardan oluşuyor en az 30 yıl da erkeklerden oluşmasını veya eş bakan ihdas edilmesini temenni ediyoruz.

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği'ni savunucusu bakan değil TCE maskeli sapkınlıkları gören! Bakan!

Seçime giderken, biz bu konuların takipçisi olurken, Media ve STK’ları, dini toplulukları bu konuda daha duyarlı ve aktif olmaya çağırıyoruz.

AİLE ve GENÇLİK konusunda bu düzenlemelerin sebeb olduğu tahribatın bir an evvel önlenebilmesi ve Ailemizi Neslimizi Devletimizi Korumak için, yasama, yürütme ve yargıyı acil göreve çağırıyoruz.

Hiçbir başarı ve kazanım, kaybedilen aile ve genç nesillerin yerini dolduramaz.


Şaşkınlığa dur demek ailenize neslinize devletimize sahip çık Şiarıyla 18 mart 81 il de basın açıklaması çağrısı yaptı.
KUR’AN VE HAYAT! #KurtuluşKuranda
https://t.me/KuranBendeNeDegistirdi ?! Kur'an'a çağır ve Kur'an ile uyar cihad et Sevdiklerini Allah Resûl ve Cihadtan daha fazla sevme ki fasıklardan hüsrana uğrayanlardan olma!!! #Tevbe24
——————————-
61 ayeti kerimenin kaç tanesi hayatımızda uygulayabiliyoruz! Haydi kendimize not vermeye...

İyi bir mü’min olma kriterleri

61 Ayete dayalı 61 özellik..

Bunlar Rabbimizin bize vahyettiği kriterler.

Her biri iki puandan 100 puan eder. İsterseniz hepimiz bu konularda kendimize not verelim ve bakalım ne çıkacak.

Evet, mü’min’lerin Kur’an da (mealen) geçen 61 özelliği:

1. Allah’ın adı anıldığında kalpleri ürperirler. / Enfal-2

2. Allah’a asla şirk koşmazlar. / Furkan-68

3. Namuslarını (ırzlarını) korurlar. / Furkan-68

4. (Hiçbir türlü) zinaya asla yaklaşmazlar. / Mü’minun -5

5. Namazlarını huşu içinde ve doğru olarak kılarlar. / Mü’minun 2,9

6. Anne ve babalarına “öf” bile demezler. / İsra-23

7. Boş şeylerden tümüyle yüz çevirirler. / Mü’minun -3

8. Mallarıyla ve canlarıyla cihad ederler. / Tevbe-5

9. Asla zanda bulunmazlar. / Casiye -24

10. Cahillerle asla tartışmazlar. / Furkan-63

11. Kınayıcının kınamasından korkmazlar. / Maide-54

12. Asla yalan söylemezler. / Mü’minun-8

13. Emanetlerine ihanet etmezler. / Bakara-177

14. Söz verdiklerinde sözünde dururlar. / Bakara-177

15. Zekâtlarını hakkıyla verirler. / Bakara-177

16. Yetimin hakkını asla yemezler. / Nisa-2

17. Yolda kalmışlara yardım ederler. Bakara-177

18. Kafirlere karşı sert, birbirlerine karşı merhametlidir. / Fetih-29

19. İnsanların kusurlarını affederler. / Al-i İmran-135

20. Yalnızca Allah’a dayanıp güvenirler. / Tevbe-20

21. Kâfirler ile Allah yolunda savaşırlar. A.imran-28

22. Darlıkta da bollukta da infak ederler. A.İmran-133

23. Kızdıkları zaman öfkelerini yenerler. A.İmran-133

24. Başkalarının ilahlarına sövmezler. En’am-108

25. Haksız yere bir cana kıymazlar. / En’am-151

26. Allah’ın ayetlerini az bir pahaya satmazlar. / Al-i İmran-199

27. Hakkı bile bile gizlemezler. / Bakara-44

28. İnananlara ‘sen mü’min değilsin’ demezler. / Nisa-94

29. Rasullerden hiçbirini birinden ayırt etmezler. / Bakara-136

30. Yeryüzünde alçak gönüllü olarak yürürler. / Furkan-63

31. Ölçüyü ve tartıyı doğru olarak yaparlar. / En’am-52

32. Helal ve temiz olan şeylerden yerler. / Bakara-168

33. Asla yalan şahitlik yapmazlar. / Furkan-72

34. Dillerini eğip bükerek (geveliyerek) konuşmazlar. / Nisa-135

35. İnsanlar arasında adaletle hükmederler. / En’am-151

36. Yoksulluk yüzünden evlatlarını öldürmezler. / En’am-151

37. Yeminlerini hiçbir zaman bozmazlar. / Nahl-91

38. Adaklarını yerine getirirler. / İnsan-7

39. Allah’ın ahdini yerine getirirler, anlaşmayı bozmazlar. / Ra’d-20

40. Yakınlarına (akrabalarına) yardım ederler. / Bakara-177

41. Yolda kalmışlara ve hastalara yardım ederler. / Bakara-177

42. Yoksullara ve esir düşenlere yardım ederler. / Bakara-177

43. Zorda, darda ve savaş anlarında sabrederler. / Bakara-177

44. Verilen rızıktan yerli yerince harcarlar. / Enfal-3

45. Geceleri az uyurlar. / Zariyat-17

46. O gün yüzlerindeki secde izi ile tanınırlar. / Fetih-29

47. İnsanlara iyiyi emreder, kötülükten de alıkorlar. / Enfal-71

48. Açıklanınca hoşlarına gitmeyecek şeyleri sormazlar. / Maide-101

49. Yapacakları işlerde kendi aralarında danışırlar. / Şûra-38

50. Gerçekten felaha kavuşanlardır. / Mü’minun-1

51. Sevdiklerini Allah Resûl ve Cihadtan daha fazla seversen fasıklardan hüsrana uğrayanlardan olursun @Tevbe24

52. Zulüm karşısında 4 maymunu oynayarak zulme ortak olmazlar, dilsiz şeytanlık yapmazlar Hûd113/112

53. Dosdoğru olurlar Hûd112

54. Allah'tan başkası ile korkutmalarina karşı Allah bize yeter Rabbimiz ne güzel vekildir derler... Zümer36

55. Allah'tan başkasına ibadet etmezler ölülerden yardım istemezler... Araf/Bakara165

56. Fitne kalkması için cihad ederler bakara 191/193

57. Yahudiler gibi "Allah versin" "Sen Rabbin ile beraber cihat et biz burada seni bekliyoruz demezler Yasin47

58. Müminlere karşı içlerinde kin olmaz .59.... 60.... 61... yazalım
Rabbim bizleri bu özellikler ile mücehhez kılsın. Ahirette felaha erenlerden eylesin... Âmin…

FB.com/KurtulusKuranda
https://groups.bip.ai/share/BMG50vHLbeAm520Z2eNQGVfntTar4nmf

#KurtuluşKuranda #KurtuluşSünnetullahta

Kur'an'a çağır ve Kur'an ile Cihad et Âyet

Tevbe24/7,16/111 Hûd113/112
Râd11
Şura30/39

Evlerinizi kiblegah evler yapın Âyet

Kur'an'i hayatı yaşamak için Kur'an ahlâklı nesil için Kur'an'ı ailece düşünerek okuyalım...

http://www.bunyaminerul.com/uydurma-rivayetlerde-peygamber-tasavvuru/

SesliKuran.com

kalkuyarhareketi.com

Twitter.com/KurtulusKuranda

chat.whatsapp.com/K1IeQbg3KqaCJladAEUXJk

FB.com/KurtulusKuranda

t.me/KuranEvi

T.me/KuranBendeNeDegistirdi

chat.whatsapp.com/BuRUzAHi43sLkX4xpeOo5q

#Nur19/55

https://channels.bip.ai/join/kuranevi

https://groups.bip.ai/share/BMG50vHLbeAm520Z2eNQGVfntTar4nmf

https://chat.whatsapp.com/Gmyl5te6QCkAEDzy53nAIU

Kur'an okuyup zulme katliama şiddete adaletsizliğe kötülüklere yetim hakkı gaspina ve İslâm düşmanlığına darbelere aile ifsadina karşı 4 maymunu oynayan dilsiz şeytanlıktan sana sığınırız bizi ailemizi neslimizi dostlarımızı düşmanlarımızı muttakilerden eyleye

Medine İslâm devleti başkanı ve Âile Reisi rehberimiz
Yaşayan Kuran Resûlullah i anlamak yaşamak ve yaşatmak için Eylem takvimi
TT TAG Twitter sohbet canlı yayın twitter.com/AdaletPlatformu

19nisan saat19
20nisan saat20

Ömrümüz ramazan ahiretimiz bayram olması şehit/şahit olalım duasıyla hayırlı bereketli uzun ömürler temenni ederiz

adaletplatformu.org
Wa.me/905327036115

iyilik insan hakları derneği
wa.me/905322033274

AileHaklari.org
wa.me/905322467411