Türkiye ÂileMeclisi, Türkiye AileBirliği #Nefes Platformu BasınBülteni İstanbul Ankara Gaziantep @WhoTurkey önü 1AĞustos2021
DSÖ FİTNESİ MİLLİ GÜVENLİĞİMİZİ ve AİLEYİ TEHDİT EDİYOR!.
Ailesiz Ahlaksız Cinsiyetsiz Toplum Projesinin KodAdı: TCE /Gender DSÖ
DSÖ Şimdi de Eşcinselliği Meşrulaştırma Kararı ile Fıtrata, Namusa, İffete, Dine Savaş Açtı!. DSÖ, CoVID KADAR TEHLİKELİ BİR KOMPLO DAHA ÜRETTİ
Dünya Siyonizm Örgütlerinin emrindeki ilaç kartellerinin beslemesi DSÖ Terör Örgütü, GlobalReset lobisi, CoVID’den sonra TransHumanizm ve “Nesnelerarası İletişim” komplosu ile NeuraLink senaryosuna destek vererek, Eşcinselliği hastalık olarak tanımlamaktan vazgeçti ve 1 AĞustos 2014'de yürürlüğe giren İstanbul sözleşmesi ve CEDAW ile legalize edilen “Toplumsal Cinsiyet”i tanıma kararı aldı. Bu kararı ile DSÖ LGBT’yi meşrulaştırırken, “Toplumsal cinsiyet”i meşrulaştırma kararı ile “Biyolojik Cinsiyet”i reddetmiş oluyor. Din, ahlak ve gelenekten bağımsız bir şekilde BİREY’i “GENDER” olarak tanıyan DSÖ, kadının kadınla, erkeğin erkekle beraberliğini Özgür bireylerin gönüllü birlikteliği olarak AİLE’nin yerine ikame etmek isteyen pedefolik ve ensest sapkınların yanında yer alırken “Öjenik hareket” ve “yeni Maltusçu lobi”nin dünya nüfusunu kontrol altına alarak azaltmak isteyen çevrelerin safınd yer almış oluyor. Bu dine, ahlaka, aileye, insanlığa karşı açılmış bir savaştır. Bu bir insanlık suçudur.
DSÖ AİLE yanında, AKRABALIK, KOMŞULUK bağlarını da kopartmaktadır. CoVID’le birlikte zaten ekonomi ve eğitim bitirilmiş toplum FONDAŞ Medyanın algı operasyonu terörüyle ölüm korkusu ile yargısız bir infazla ev hapsine mahkum edilmişti. DSÖ bugün Global çetenin ve onların tetikçiliğini üslenen sermaye grublarının oyuncağı olmuştur. Sahip oldukları ekonomik güçle Sermaye, siyaset, bürokrasi, akademi, STK ve Mediayı fonlamaktadırlar.
DSÖ sponsorlarından GlaxoSmithKline dopamin ilacı eşcinsel ve bağımlılık yaptığı için 200bin Euro tazminata mahkum olmuştur... Japon yetkililer ilaçlarındaki 3200’e yakın yan etkiyi bildirmediği için DSÖ sponsoru Novartis’e soruşturma açmıştır. Onsekiz yaşından küçüklere anti-depresan ilaçları reklam ile teşvik ettiği için USa 3milyar dolar tazminata mahkum edildi
DSÖ daha önce SARS, MERS, Kuş ve Domuz Gribinde olduğu gibi ihanetlerine devam etmektedir. PCR’nin bir yalan olduğu artık ortaya çıktı. Maske bir korku politikasının aracı olarak kullanıldı. Dünyada daha az oksijen alarak daha sağlıklı olan tek bir canlı türü yoktur. DSÖ ilaç sektörünün pazarlama şirketi gibi faaliyet göstermektedir. IMF nasıl hedef ülkelerin ekonomisini yoketmeye çalışan bir “Finansal Tetikçi örgüt” ise DSÖ de insan sağlığını hedef alan birsuç örgütüdür.DSÖ terör örgütünü beslemek mankurtlaşmaktır tecavüzcüsüne aşıklıktır
Bu anlamda IMF raporlarını bilim adına bize dayatan birileri gibi bugün de DSÖ talimatlarını topluma dayatan Bill’in adamları (!?) bu ülkede korku pompalayarak 11 hafta cuma yasağı uyguladılar. Allah'ın kanunlarına uymayanlar DSÖ terör örgütü emrine uydular. .. Aynı günlerde Sınırın öte tarafında Suriyede Türkiye’nin kontrolündeki bölgede maske, mesafe, ilaç, aşı ve hastalık da yoktu, hem de sosyal, çevresel, ekonomik şartlar çok olumsuz olmasına rağmen.
Hukuksuz, kanunsuz bir şekilde “ibadet hürriyeti”, “seyahat hürriyeti”, “nefes alma hürriyeti”, hatta “yaşama hürriyeti”mize kasdedildi. Bu suçtur ve bu suçu işleyenler günü geldiğinde “sandık”ta ve aynı şekilde yasama, yargı ve yürütme nezdinde ve din gününde, her insan gibi, yaptıklarının ve yapmaları gerekeni yapmamalarının hesabını vereceklerdir. Hukuksuz kanunsuz yönetmelikler ile yasalar by-pass edilerek milletin iradesi TBMM devre dışı bırakıldı. Milletin ve TBMM nin iradesi ile DSÖ nün ipoteği altında sürdürülmekte olan bu “küresel savaş”a elbirliği ile “dur” demeliyiz. Türkiye'de bugün 111 siyasi parti var! Bu yanlışlara karşı duran bir muhalefetin olmaması düşündürücüdür.
Yoksa bugün Aktif edilmeye başlanan StarLink ve 5G’lerle Neuralink ve TransHumaniz’m yöntemleri ile “telegram” MK ULTRA yöntemi ile zihinlerimiz kontrol mü ediliyor? Yoksa FON’LANMAYAN kimse kalmadı mı?
Biz aslında DSÖ, CoVID komplosu, Starlink ve 5G’ye karşı ülkenin en büyük gücüyüz. Bizim gücümüz aşı olmayan, aşıyı reddedenlerle sınırlı değildir. Kimi esnaf DSÖ lobisinin baskı, tehditlerinin yasa ve bürokrasi gücü ile uygulanmasından bizar oldukları için mecburen maske takıyor ve aşı oluyorlar. Kimi Memur, kimi büyük işletme ve AVM’ler mecburen o şekilde davranıyorlar. İkna olarak gönüllü aşı ve maske takanlar %25’i bulmaz. %20’si, Partisi, kanaat önderi yönlendirmesi, Media propogandası, Akademi, toplumsal baskı ile bu işe razı olmuş, içlerinde şüphe taşıyan kişiler. %50 den fazla kişi kendi iradesi dışında, mecburiyetten, işçi, memur, asker, öğrenci, çalışanlar yanında yurt dışına gidip gelenler kendilerini çaresiz hissettikleri için aşı oluyorlar. Maske takanlara bakın, iki maske üstüste takanlar buna inanmış olanlar. Burunu kaplayacak şekilde maske takanlar ikna edilmiş ve daha çok mecbur bırakılmış olanlar. Burnu dışarıda kalanlar, takmak istemedikleri halde kerhen takanlar. Çenesinde tutanlar öfke ile takanlar. Koluna takanlar, bu işe inanmadıkları halde, mecbur kalırsa, polis sorarsa, bela savmak için maskesini yanında taşıyanlardan oluşuyor. Şiddeti körüklüyor!..
Belki bir fıkra ile konuyu şu şekilde tanımlayabiliriz. Aç kalan aslan bir leş yemiş. Yanındaki Yardımcı hayvanlardan biri “Çok pis kokuyorsunuz kıralım” demiş. Aslan “bana nasıl pis kokuyorsun dersin” demiş ve onu bir pençe ile fırlatmış. Başka bir yardımcısı çağırmış, olanlara gören müşavir, arkadaşının başına gelenleri gördüğü için “Aman efendim, mis gibi kokuyorsun, o zaten yalancı biriydi. Harika kokuyorsunuz” demiş. Fakat Aslan onu da bir pençe darbesi ile yanından fırlatmış. Bir yandan da homurdanıyormuş: “Ahlaksız, methedeceğim diye yalan söylüyor”.. Bu sırada Tiki oradan geçiyormuş. O da yaşananları görmüş. Aslan onu çağırmış ve ona da “Nasıl kokuyorum” demiş. Tilki korkmuş. Birkaç kez öksürmüş. Sanırım CoVID oldum, burnum iyi koku almıyor, dilim de tat almıyor” derken, Tilki oradan uzaklaşmış. Sanıyoruz, başta Bill’in adamlarının, siyasetçilerin, partilerin, STK’ların, Media’nın, akademisyenlerin, Bürokrasinin de burnu iyi koku almıyor. Galiba sorun kırala gerçeği kimin nasıl söyleyeceğinde kilitlenmiş durumda. Yöneticilerden Ömer bekleyenler EbuZer olarak "güzel söz"'le uyarmalı
Global çetenin yeni Emperyalist planlarına karşı direnişin adresi bugün Satanistlerin ve Pedefoli çetelerin fonladığı DSÖ ve FDA komplosuna karşı durmak noktası olmalıdır. Sağ-sol değil Zulüm ve Adalet cephesinde herkes yerini almak zorundadır. “Medeniyet denilen maskara mahluk”a karşı herkes yerini yeniden gözden geçirmek zorunda. Birileri aynı ülkenin çocuklarının kanları ve gözyaşları üzerine kendilerine iktidar ve servet üretme hayalleri kuruyor. Buna izin vermemeliyiz. Sonuçta “Tefrika girmeden bir millete düşman giremez / Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez”
Bu “yalan rüzgarı”na karşı, dünyanın bütün erdemli insanlarını “HILFIL FUDUL” anlayışı ile Haksızlıklara karşı el birliğine çağırıyoruz. Çünkü birbirimize karşı kazanacak bir zaferimiz yok, birlikte kazanacağımız tek bir zafer var! IMF'yi kovduk şimdi de DSÖ Türkiye'den Defol demeliyz
Dünya AileBirliği, Dünya Çocuk Hakları Derneği GELECEK, Türkiye AileBirliği, Türkiye AileMeclisi, Türkiye STK Birliği, NefesPlatformu, AdaletPlatformu, FİTEM, İYİLİK insan Hakları Derneği, iYi https://t.me/NefesPlatformu
Türkiye ÂileMeclisi, Türkiye AileBirliği #Nefes Platformu BasınBülteni İstanbul Ankara Gaziantep @WhoTurkey önü 1 AĞustos2021 Saat:13 Amasya Sakarya İsparta
DSÖ FİTNESİ MİLLİ GÜVENLİĞİMİZİ, AİLEYİ İNSANLIĞI TEHDİT EDİYOR!.
Ailesiz Ahlaksız Cinsiyetsiz Toplum Projesinin KodAdı: TCE /Gender DSÖ/WHO
DSÖ Şimdi de Eşcinselliği Meşrulaştırma Kararı ile Fıtrata, Namusa, İffete, Dine Savaş Açtı!. DSÖ, CoVID KADAR TEHLİKELİ BİR KOMPLO DAHA ÜRETTİ
Dünya Siyonizm Örgütlerinin emrindeki ilaç kartellerinin beslemesi DSÖ Terör Örgütü, GlobalReset lobisi, CoVID’den sonra TransHumanizm ve “Nesnelerarası İletişim” komplosu ile NeuraLink senaryosuna destek vererek, Eşcinselliği hastalık olarak tanımlamaktan vazgeçti ve 1 AĞustos 2014'de yürürlüğe giren İstanbul sözleşmesi ve CEDAW ile legalize edilen “Toplumsal Cinsiyet”i tanıma kararı aldı. Bu kararı ile DSÖ LGBT’yi meşrulaştırırken, “Toplumsal cinsiyet”i adaleti/eşitliği maskesiyle meşrulaştırma kararı ile “Biyolojik Cinsiyet”i reddetmiş oluyor. Din, ahlak ve gelenekten bağımsız bir şekilde BİREY’i “GENDER” olarak tanıyan DSÖ, kadının kadınla, erkeğin erkekle beraberliğini Özgür bireylerin gönüllü birlikteliği olarak AİLE’nin yerine ikame etmek isteyen pedefolik ve ensest sapkınların yanında yer alırken “Öjenik hareket” ve “yeni Maltusçu lobi”nin dünya nüfusunu kontrol altına alarak azaltmak isteyen çevrelerin safınd yer almış oluyor. Bu dine, ahlaka, aileye, insanlığa karşı açılmış bir savaştır. Bu bir tererözm faaliyedir aynı zamanda Bu bir insanlık suçudur.
DSÖ AİLE yanında, AKRABALIK, KOMŞULUK bağlarını da kopartmaktadır. CoVID’le birlikte zaten ekonomi ve eğitim bitirilmiş toplum FONDAŞ Medyanın algı operasyonu terörüyle ölüm korkusu ile yargısız bir infazla ev hapsine mahkum edilmişti. DSÖ bugün Global çetenin ve onların tetikçiliğini üslenen sermaye grublarının oyuncağı olmuştur. Sahip oldukları ekonomik güçle Sermaye, siyaset, bürokrasi, akademi, STK ve Mediayı fonlamaktadırlar.
DSÖ sponsorlarından GlaxoSmithKline dopamin ilacı eşcinsel ve bağımlılık yaptığı için 200bin Euro tazminata mahkum olmuştur... Japon yetkililer ilaçlarındaki 3200’e yakın yan etkiyi bildirmediği için DSÖ sponsoru Novartis’e soruşturma açmıştır. Onsekiz yaşından küçüklere anti-depresan ilaçları reklam ile teşvik ettiği için GSK ilaç şirketi 3milyar dolar tazminata mahkum edildi. DSÖ sponsorlarından BİLL GATE nelerin peşinde olduğu dünyanın malumu
DSÖ daha önce SARS, MERS, Kuş ve Domuz Gribinde olduğu gibi ihanetlerine devam etmektedir. PCR’nin bir yalan olduğu artık ortaya çıktı. Maske bir korku politikasının aracı olarak kullanıldı. Dünyada daha az oksijen alarak daha sağlıklı olan tek bir canlı türü yoktur. DSÖ ilaç sektörünün pazarlama şirketi gibi faaliyet göstermektedir. IMF nasıl hedef ülkelerin ekonomisini yoketmeye çalışan bir “Finansal Tetikçi örgüt” ise DSÖ de insan sağlığını hedef alan birsuç örgütüdür. DSÖ terör örgütünü beslemek mankurtlaşmaktır tecavüzcüsüne aşıklıktır.
DSÖ'nün dayattığı AŞI'yı olmayanlara karşı yapılan bürokratik oligarşi ve medya düşmanlığı Türk ceza kanununa göre suçtur. TCK216 halkı kin/düşmanlığa tahrik, İFTİRA TCK267, hakaret TCK125, nefret TCK122, suçların basın yoluyla işlenmesi TCK218, düşünce hürriyetini engelleme TCK115, birden fazla kişiye karşı işlenen suçlar TCK43, insanlıksuçu77, Casusluk TCK328, Suçörgütü TCK220,Tehdit215,ÖL TCK81 vb. HALKI KİN NEFRET DÜŞMANLIK SUÇU İŞLENMEKTEDİR bağımsız savcıları vazifeye davet ediyoruz!
Bu anlamda IMF raporlarını bilim adına bize dayatan birileri gibi bugün de DSÖ talimatlarını topluma dayatan Bill’in adamları (!?) bu ülkede korku pompalayarak 11 hafta cuma yasağı uyguladılar. Allah'ın kanunlarına uymayanlar DSÖ terör örgütü emrine uydular. .. Aynı günlerde Sınırın öte tarafında Suriyede Türkiye’nin kontrolündeki bölgede maske, mesafe, ilaç, aşı ve hastalık da yoktu, hem de sosyal, çevresel, ekonomik şartlar çok olumsuz olmasına rağmen. Hukuksuz, kanunsuz bir şekilde “ibadet hürriyeti”, “seyahat hürriyeti”, “nefes alma hürriyeti”, hatta “yaşama hürriyeti”mize kasdedildi.
Bu suçtur ve bu suçu işleyenler günü geldiğinde “sandık”ta ve aynı şekilde yasama, yargı ve yürütme nezdinde ve din gününde, her insan gibi, yaptıklarının ve yapmaları gerekeni yapmamalarının hesabını vereceklerdir. Hukuksuz kanunsuz yönetmelikler ile yasalar by-pass edilerek milletin iradesi TBMM devre dışı bırakıldı. Milletin ve TBMM nin iradesi ile DSÖ nün ipoteği altında sürdürülmekte olan bu “küresel savaş”a elbirliği ile “dur” demeliyiz. Türkiye'de bugün 111 siyasi parti var! Bu yanlışlara karşı duran bir muhalefetin olmaması düşündürücüdür. Yoksa bugün Aktif edilmeye başlanan StarLink ve 5G’lerle Neuralink ve TransHumaniz’m yöntemleri ile “telegram” MK ULTRA yöntemi ile zihinlerimiz kontrol mü ediliyor? Yoksa FON’LANMAYAN kimse kalmadı mı?
Biz aslında DSÖ, CoVID komplosu, Starlink ve 5G’ye karşı ülkenin en büyük gücüyüz. Bizim gücümüz aşı olmayan, aşıyı reddedenlerle sınırlı değildir. Kimi esnaf DSÖ lobisinin baskı, tehditlerinin yasa ve bürokrasi gücü ile uygulanmasından bizar oldukları için mecburen maske takıyor ve aşı oluyorlar. Kimi Memur, kimi büyük işletme ve AVM’ler mecburen o şekilde davranıyorlar. İkna olarak gönüllü aşı ve maske takanlar %25’i bulmaz. %20’si, Partisi, kanaat önderi yönlendirmesi, Media propogandası, Akademi, toplumsal baskı ile bu işe razı olmuş, içlerinde şüphe taşıyan kişiler. %50 den fazla kişi kendi iradesi dışında, mecburiyetten, işçi, memur, asker, öğrenci, çalışanlar yanında yurt dışına gidip gelenler kendilerini çaresiz hissettikleri için aşı oluyorlar. Maske takanlara bakın, iki maske üstüste takanlar buna inanmış olanlar. Burunu kaplayacak şekilde maske takanlar ikna edilmiş ve daha çok mecbur bırakılmış olanlar. Burnu dışarıda kalanlar, takmak istemedikleri halde kerhen takanlar. Çenesinde tutanlar öfke ile takanlar. Koluna takanlar, bu işe inanmadıkları halde, mecbur kalırsa, polis sorarsa, bela savmak için maskesini yanında taşıyanlardan oluşuyor. Şiddeti körüklüyor!..
Belki bir fıkra ile konuyu şu şekilde tanımlayabiliriz. Aç kalan aslan bir leş yemiş. Yanındaki Yardımcı hayvanlardan biri “Çok pis kokuyorsunuz kıralım” demiş. Aslan “bana nasıl pis kokuyorsun dersin” demiş ve onu bir pençe ile fırlatmış. Başka bir yardımcısı çağırmış, olanlara gören müşavir, arkadaşının başına gelenleri gördüğü için “Aman efendim, mis gibi kokuyorsun, o zaten yalancı biriydi. Harika kokuyorsunuz” demiş. Fakat Aslan onu da bir pençe darbesi ile yanından fırlatmış. Bir yandan da homurdanıyormuş: “Ahlaksız, methedeceğim diye yalan söylüyor”.. Bu sırada Tiki oradan geçiyormuş. O da yaşananları görmüş. Aslan onu çağırmış ve ona da “Nasıl kokuyorum” demiş. Tilki korkmuş. Birkaç kez öksürmüş. Sanırım CoVID oldum, burnum iyi koku almıyor, dilim de tat almıyor” derken, Tilki oradan uzaklaşmış. Sanıyoruz, başta Bill’in adamlarının, siyasetçilerin, partilerin, STK’ların, Media’nın, akademisyenlerin, Bürokrasinin de burnu iyi koku almıyor. Galiba sorun kırala gerçeği kimin nasıl söyleyeceğinde kilitlenmiş durumda. Yöneticilerden Ömer bekleyenler EbuZer olarak "güzel söz"'le uyarmalı
Global çetenin yeni Emperyalist planlarına karşı direnişin adresi bugün Satanistlerin ve Pedefoli çetelerin fonladığı DSÖ ve FDA komplosuna karşı durmak noktası olmalıdır. Sağ-sol değil Zulüm ve Adalet cephesinde herkes yerini almak zorundadır. “Medeniyet denilen maskara mahluk”a karşı herkes yerini yeniden gözden geçirmeli. Birileri aynı ülkenin çocuklarının kanları ve gözyaşları üzerine kendilerine iktidar ve servet üretme hayalleri kuruyor. Buna izin vermemeliyiz. “Tefrika girmeden birr millete düşman giremez / Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez” Bu “yalan rüzgarı”na karşı, dünyanın bütün erdemli insanlarını “HILFIL FUDUL” anlayışı ile Haksızlıklara karşı elbirliği'ne çağırıyoruz. Çünkü birbirimize karşı kazanacak bir zaferimiz yok, birlikte kazanacağımız tek bir zafer var! IMF'yi kovduk şimdi de Milli Güvenliğimizi tehdit eden DSÖ Dünya Sağlık ÖRGÜT'ü Türkiye'den Defol "One minute" demeliyiz!.
Namuslular enaz namussuzlar kadar cesur olmalı. GRİD/AİDS virüs hastalıklarını yayan tek devlet/tek bayrak olan Gökkuşağı/ LGBTİQP TCE maskeli sapkın STK'lar kapatılmalı mal varlıklarına el konulmalı. İçki sigara yasaklanmalı!
NefesPlatformu;
Dünya Aile Birliği, Dünya Çocuk Hakları Birliği, GELECEK, Türkiye Aile Birliği, Türkiye Aile Meclisi, Türkiye STK Birliği, Türkistan Birliği, NefesPlatformu, AdaletPlatformu, FİTEM, İYİLİK insan Hakları Birliği, Elbirliği, OrtakAkıl Platformu, Sağlık GıdaGüvenliği Hareketi, 5GVirusNews, AYMD,
AŞI Yaptırmaya Mecbur Değilim Hareketi
https://twitter.com/NefesPlatformu/status/1420494071802511361?s=09 t.me/nefesplatformu wa.me/902124365966
Binlerce kişiyi İslam'la tanıştıran #NimetullahHoca #vefa't etti
#DünyaİslamAileBirliği #WIFU YİK üyesi
#HalilİbrahimYurt'a RABB mağfiret rahmet şefaat eylesin
@AdemCevik @AdaletPlatformu @ailemeclisinet

#HepimizÖlecekYaştayız
Allah hepimize #Şahitlik/Şehitlik #ölümsüzlük Versin
https://www.dunyabulteni.net/islam/binlerce-kisiyi-islamla-tanistiran-nimetullah-hoca-vefat-etti-h506281.html

https://twitter.com/AdaletPlatformu/status/1421156443118518276?s=09

Not
biyografi okuyalım ve
sorgulayalim
Nimetullah hocamızın kan bagi olan evladı yoktu ama binlerce hidayetine vesile oldugu kişi vardı İstisnasız her kişiye açık kapalı erkek kadın selam verirdi...
bunu hem mekke Medine de hem de istanbulda ve china pekinde gördüm acaba biz kaç yasimizdayiz ve bugüne kadar kac kişinin hidayetine vesile olduk yoksa İslam'dan uzaklasmasina mi... Âdemoğlu @ademcevik
https://chat.whatsapp.com/K1IeQbg3KqaCJladAEUXJk
grup

T.me/KuranBendeNeDegistirdi ?!
*SİSTEMLER ve BAKIŞ AÇILARI*

*Demokratik anlayış:*
Lût (aleyhisselâm), toplumun çoğunluğunu teşkil ettikleri için, kavminin işlediği rezilliği kabul etmelidir..!

*Liberal anlayış:*
Lût (aleyhisselâm)'ın, onları kötülüklerden menetmeye hakkı yoktur; çünkü onlar fiillerinde hürdürler; hele de kimseye zarar vermedilerse..!

*Laik anlayış:*
Her iki tarafın rızasıyla gerçekleşen cinsel birlikteliklere din *karışamaz?!*

*Aydınlanmacı bakış:*
Lût (aleyhisselâm)'ın zavallı kavmi mazurdurlar; çünkü onları [doğal olarak] müstehcenlik yapmaya zorlayan genetik bir kusurdan dolayı muzdaripler..!

*Çağdaş, medeni devlet anlayışı:*
Eşcinseller bir halk topluluğudur, herkes onlara saygı duymalı, onlara ahlaksızlık yapma hakkını vermeli, hatta Meclis'te kendilerini temsil etme hakkına bile sahip olmalıdırlar..!

*Fıtrat Dini olan İslam'ın bakışı:*
Lût (aleyhisselâm), kavmini vaz geçirmeye muktedir olamadı, bu yüzden onların ahlâksızlıklarını reddetti, onlara diliyle öğüt verdi ve yaptıklarından da kalben nefret etti!
Peşinden nasihat ve çağrısını tekrarladıktan sonra bir netice alamadığını görünce ilahi emirle onları terk etti..!

*Sonra Yüce Allah'ın şu sözüyle ilahi cezaya müstahak oldular:*
"Emrimiz gelince, oranın altını üstüne getirdik ve üzerlerine (balçıktan) pişirilip istif edilmiş taşlar yağdırdık." Hûd Suresi 82

*(Azgın bir toplumda ceza, sadece azgınlık, sapıklık yapanlara değil, bütün topluma gelir. Çünkü engellemek toplu, içtimai bir sorumluluktur.)*

*İşin gerçeği...:*
Demokrasi, liberalizm, laiklik, aydınlanmacı ve çağdaş/medeni devlet...
Hepsi de İslam'la çatışır ve onları, temellerinde, ayrıntılarında, ahlâklarında ve muamelelerinde hiçbir bağ İslam ile birleştirmez. Tıpkı küfür ile iman arasındaki çelişki gibi..!

Lut (aleyhisselâm)'ın karısı, onlarla ahlaksızlığa katılmadı, ama onlara karşı açık görüşlü idi.
*Kocasına:* Onların yaptıklarını kabul et, itiraz etme ve yaptıkları işleri onayla derdi.
Onun cezası, Yüce Allah'ın şu buyruğuyla geldi: *[Biz de onu ve karısından başka aile efradını kurtardık; çünkü karısı geride kalanlardan (kâfirlerden) idi.]* (A'raf Suresi 83).

Allah'ın sınırları içinde idealizm ve açıklık iddiasında bulunan herkes için bir ders.
*{Tehdit ve uyarımızı dikkate alanlara Kur'an'la öğüt ver.}* (Kaf Süresi 45. Ayet)

Arapçadan Tercüme: Ahmet Selim Paköz
Kontrol ve Tashih: Ahmet Ziya İbrahimoğlu Dünya Aile Birliği ve Türkiye Aile Birliği Genel Başkan Yardımcısı https://t.me/DunyaAileBirligi t.me/TurkiyeAileBirligi

*ديموقراطياً:*
كان على لوط -عليه السلام- قبول رذيلة قومه، كونهم يشكلون غالبية المجتمع..!

*ليبرالياً:*
لايحق للوط -عليه السلام- أن ينهاهم عن رذيلتهم، فهم أحرار في تصرفاتهم، خاصة أنهم لم يؤذوا أحداً..!

*علمانياً:*
ما دخل الدين في ممارسات جنسية تتم برضى الطرفين؟!

*تنويرياً:*
قوم لوط مساكين، معذورون، كونهم يعانون من خللٍ جيني أجبرهم [طبعياً] على ممارسة الفاحشه..!

*الدولة المدنية:*
الشواذ فئة من الشعب، يجب على الجميع احترامهم، وإعطاؤهم حقوقهم لممارسة الرذيلة، بل ويحق لهم تمثيل أنفسهم في البرلمان..!

*في دين الفطرة دين الإسلام:*
لوطا -عليه السلام- لم يكن قادراً على ردع قومه، فأنكر رذيلتهم، ونصحهم باللسان، وكره بقلبه أفعالهم!
ثم غادرهم بأمر رباني بعد تكرار النصح والدعوة بلا جدوى..!

ثم حلّت العقوبة الربانية في قوله تعالى: *(فَلَمَّا جَآءَ أَمْرُنَا جَعَلْنَا عَالِيهَا سَافِلَهَا وَأَمْطَرْنَا عَلَيْهَا حِجَارَةً مِّنْ سِجِّيلٍ مَّنْضُودٍ).*

*الحقيقة...*
إن الديموقراطية، والليبرالية، والعلمانية، والتنويرية والدولة المدنية...
كلها تنازع الإسلام في أصوله وفروعه وأخلاقه، وتعاملاته، لا يجمعهم به أي رباط، تماماً كالتناقض بين الكفر والإيمان..!

زوجة لوط عليه السلام لم تشترك معهم في الفاحشة ولكنها كانت مُنفتحة:
( open minded )
تتقبّل افعالهم ولا تُنكرها عليهم وتُقرّهم فيما يفعلون..!
فكان جزاؤها في قوله تعالى: *((فأنجيناه وأهله إلا امرأتهُ كانت من الغابرين))*
درس لكل من ادّعى المثالية والانفتاح في حدود الله.
*{فذكر بالقرآن من يخاف وعيد}*
https://chat.whatsapp.com/Df8s7HT5CoXGQOpBZ2KlqZ

milliirade

https://t.me/joinchat/SdY-gn-XRxlCETWk

t.me/AdaletPlatformu
t.me/KuranEvi
t.me/SucDuyurusu
t.me/milliirade
t.me/NefesPlatformu
t.me/insanhaklari
t.me/AileHaklari
t.me/CocukHaklari
t.me/MagdurHaklari
t.me/YetimHaklari
t.me/EngelliHaklari
t.me/Multecihaklari
t.me/TuketiciHaklari
t.me/Cumhur
Nur19/55 tevbe24 Rad11 şura30/39 hud113/112
t.me/YasliHaklari
t.me/KuranBendeNeDegistirdi

t.me/EzanPlatformu

t.me/KIBLEplatformu

t.me/SectikleriniDenetle

t.me/Haksesnet

t.me/TurkiyeAileBirligi

t.me/DunyaAileBirligi

iyilik.org.tr

Turkistan.org.tr

Cocukhaklari.org

Bip https://chat.whatsapp.com/G3KPpjJR0DH402yMTm3hBS

grup
https://groups.bip.ai/share/mY8AISqhTe292Spi5SV9TTHjbf59yok3 virusnews t.me/virusnews5G tce fitnesi http://is.gd/tio4Tb Fitnenin Kod adı:TCE/DSÖ #ToplumsalCinsiyetAdaleti!🕰
is.gd/tio4Tb

#TCE #DSÖ GDO #CEDAW 6284 #FulBright Millî Güvenliğimizi Tehdit Ediyor!
is.gd/CoUIgd

26/30 AĞustos🕰13 SAVAŞ Düşmana Benzeyince Kaybedilir!
https://is.gd/YDDBrr

Varoluş Savaşımız #önceAile
BÂTILLAŞMA İHANETİNE DURDE!

İçki Kumar Fuhuş Teşhircilik TCE Faiz YASAKLANSIN is.gd/J6nw04

is.gd/8R089F

youtu.be/76vx_d_QHKc

Yasalar Fıtrata Uygun Olsun

is.gd/UA7ix4

AileHaklari.org

is.gd/XOQPVS

t.me/AileMeclisi

is.gd/yKxgfr

www.iYiLiK.org.TR

bip https://channels.bip.ai/join/turkiyeailebirligi

grup https://chat.whatsapp.com/JrCTp5jK4kX146RmdozIJ7

DSÖ Türkiye'den Defol 31Agustos Saat13 @WhoTurkey önü

https://youtu.be/2S_FuXf-wbg

milliirade

https://t.me/joinchat/SdY-gn-XRxlCETWk


DSÖ Türkiye'den Defol 31Agustos Saat13 @WhoTurkey önü
Polise sahip çıkıyorum ancak kumpasçı polisler hariç demek daha uygun düşer diye düşünüyorum.
Mukayesesi yapılan Merhum Cevat Ayhan ve mersin vekili olaylarını mukayese doğru değil,vekillerin olgunluğu açısından düşünelibilir ancak uygulamanın muhatap kişi üzerindeki etkisini gözardı edemeyiz.
Mağlum olayda sahte plaka ile ve vekili tanıyan polislerce bir ihbar yapılıyor ve bu ihbara dayalı üçüncü şeritte seyreden vekilin arabası durduruluyor.henüz vekille temas kurmadan videoya kayıt başlatılıyor.ilgilinin vekil olduğu söylenince de vekil kaydı gözükmüyor diye vekil aracını yarım saat alıkoyuyorlar.burada normal bir ceza yazmak falan yok.muhtemelen birilerinin talimatıyla bayan vekil aşağılanıyor.Bayan vekilin tek hatası aracı çevirenlerin polisliğe yakışmayan davranışları sebebiyle olsa gerek hakaret sözcüğü söylüyor.zaten konuda Chp mersin vekili tarafından sosyal medyaya aktarılıyor.17-25 aralık sürecinde olduğu gibi Ak Partili vekiller üzerinden Sayın Erdoğan yönetimi itibarsızlaştırılmak isteniyor.olayı böyle görüyoruz nitekim mersin valiliğinin açıklaması da anılan kişilerin vekili bildikleri halde yarım saat alıkoyduklarında işlem yapıldığı belirtilmektedir. Https://t.me/devlet
DEGERLI INSAN HAKLARI ELCIMIZ,

1 EKIM 2021 DÜNYA YAŞLILAR GÜNÜ BASLAYACAK "ULUSLARARASI YASLILARA SAYGI VE INSAN HAKLARI YILI VE ON YILI" PROJEMIZIN TANITILACAGI " INSAN HAKLARI KURULTAYI" TOPLANTIMIZI ONURLANDIRMANIZI BEKLERIZ.

SAYGILARIMIZLA

GETONTOLOG DR.KEMAL AYDIN
DÜNYA YAŞLANMA KONSEYI BAŞKANI

MEHMET YAMAN (Hukukçu)
TÜRKİYE AİLE BİRLİGİ
YASLİ HAKLARİ MECLİSİ BASKANİ
Https://t.me/YasliHaklari
t.me/TurkiyeAileBirligi
05388520942

ÂDEM CEVİK
DÜNYA AİLE BİRLİGİ BASKANI
t.me/DunyaAileBirligi
05327036115

TARIH: 25 AĞUSTOS 2021
SAAT: 14:00 - 17:00
YER: ALBA HOTEL
ANKARA KIZILAY YUKSEL CAD.19
KONFERANS SALONU

LCV
DR.KEMAL AYDIN
0533 475 94 62

EKIM 2021- EKIM 2022

BIRLESMIS MILLETLER VE ULUSLARARASI KURULUSLARDA
"YAŞLILARA SAYGI VE INSAN HAKLARI YILI"

TBMM
YAŞLILARA SAYGI VE INSAN HAKLARI YILI

ANKARA
EKIM 2021 -2022
YAŞLI DOSTU BAŞKENT

2022
DÜNYA YAŞLILIK KURULTAYI
Dünya Aile Birliği Genel Koordinatörü Adem Çevik bugün Dünya yaşlılar Yılı ilan edilmesi ile ilgili olarak düzenlenen Dünya Yaşlı Hakları Kurultayında şu açıklamayı yaptı.
Yaşadığımız dünya, bölge, ülke hayat bizi yaşlandırdı. biz ahir zaman peygamberinin ümmetiyiz ve bu hayat bizi yordu ve yaşlandırdı. “Z kuşağı” dedikleri, Biyolojik insan türünün son örneği olarak gördükleri genç nesli aslında bu şekilde alenen ve kaba bir şekilde tehdit ediyorlar.
Biz insanız, insan kadın-erkek, genç-yaşlı, doğduğu toprak, deri rengi, zamandan bağımsız aynı atanın çocuklarıyız. Ve bu vesile ile yaşlılarımızı saygı ile anıyoruz. Gençlerimiz bizim geleceğimiz, yaşlılar geçmişimizdir. Biz ise yaşadığımız zamanın tanıklarıyız.
Bu dünyada işlerimizi kolay kılmak için yardımlaşmak zorundayız. Daha akıllı, daha dürüst, daha cesur, daha sabırlı, daha merhametli, daha çalışmak olmak zorundayız. Bu anlamda herkesin kendini ferden ferda gözden geçirmesi gerekmektedir. Zira biz kendimizi değiştirmedikçe Allah bizim hakkımızdaki hükmünü değiştirmeyecektir.
Yaşlıya, ebeveyne, engelliye, yetime, hayvana, cevreye tüm mahlukata sevgi saygı duyan ormana canlıya zarar vermeyen bir nesil yetiştirmek için eğitim öğretim kurumlarında tüm öğrencilerimize Kur'an ahlakı siyer dini bilgiler zorunlu olmalı istemeyen veliler dilekçe vermeli. geleceğin sahipleri gençlerimizi mankurtlastiran Fulbright materyalist egitim sistemi çöpe atılmalı
Biz bu anlamda
-Bizi fazlası ile yoran, kaygılandıran, katı CoVID kurallarından vazgeçilmesini, zorunlu aşı ve / veya PCR uygulamasından vazgeçilmesini talep ediyoruz. Mevcut radikal uygulamaların bölgede ve tüm dünyadaki sonuçları ortadadır ve bu sonuç hüsrandır. Kaldı ki, hemen sınırımızda, normal hayata göre çok daha zor şartlarda olan İdlib ve çevresindeki göçmen kamplarında ne maske,ne mesefa, ne PCR ve ne de aşı vardır ve sonuçta bu kamplarda içiçe yaşayan insanlarda CoVID salgını da yoktur. Bu konuda siyaset, bürokrasi, akademi, Media ve STK’ların inceleme yapmasını, bölgeden sorumlu vali yardımcısından bilgi almalarını talep ediyoruz.
-CoVID sürecinde eğitimin aksamaması, öğretmen, öğrenci, çalışan ve ailelerin Aşı ve PCR, Maske dayatması ile haksız, hukuksuz bir şekilde taciz edilmemesi için yayınlanan genelgenin geri çekilmesini, isteyen öğrencilerin yüzyüze eğitime katılması, endişesi olanları ya da risk taşıyanların uzaktan eğitimlerili ikili sisteme geçilmesini talep ediyoruz. Eğitim CoVID sebebi ile aksatılmamalı, gerilimlere fırsat verilmemelidir.
-Bu vesile ile, Temel dini bilgilere, katılacak öğrencilerin değil, katılmak istemeyecek öğrenciler için velilerin talepte bulunması uygulamasına geçilmelidir.
Ülke gündemi uzun süredir meşgul eden ve bir türlü sonuçlanmayan, zaman zaman gündeme getirilip, daha sonra gündemden çekilen tartışmalar toplumu yormakta, konu polemik konusu edilmekte, sulandırılmakta, toplumda umut kırıklığına sebeb olmaktadır?
Bu anlamda, mesela;
-İstanbul sözleşmesinden çekildik derken, aynı hükümleri içeren yasalar aynen durmaktadır. Aynı Paraleldeki CEDAW ve Lanzarotte gibi düzenlemeler de aynen yerinde durmaktadır? Uygulamada yavaşlasa da sonuçta bir değişiklik yoktur ve yakınmalar devam etmektedir.
-İş Bankası konusu yıllardır tartışılmakta ancak bir ilerleme sağlanamamaktadır. Bu konu Diyanet, Vakıflar, Cumhurbaşkanlığı, Hazine yanında Hak sahibi, CHP’liler de dahil bir çok kişiyi ilgilendirmektedir. Bazı konular sürüncemede kalınca şüyuu vukuundan beter bir hal almaktadır ve söylenti gerçeğin yerine geçmektedir.
-Hayvan Hakları ile ilgili yasa alel acele, bir çok eksik ve yanlış sonuçlar doğuracak hükümlerle Meclisten geçirilmiş, şimdi de Cumhurbaşkanlığında bekletilmektedir. Yanlışın neresinden dönülürse kardır ve bu konu bu hali ile çözüm değil sorun kaynağı olacaktır.
-5G ve Starlinkler, NeuraLink, TransHumanizm konusundan GlobalResetçilerin komplolarına karşı resmi çevrelerden ne yazık ki, bir karşı ses gelmemektedir. Bu konuda resmi belgelerde, sanki örtülü bir destek anlamına gelecek mesajlar yer almaktadır.
Bu konunun acilen ele alınarak, Biyolojik insan neslinin sonunu getirmeye yönelik, toplumsal cinsiyet maskeli, Kimliklerimizdeki GENDER maddesinin kaldırılmasını ve aileye karşı LGBT+’a pozitif ayrımcılık uygulayan düzenlemelerin, son olarak gıda üzerinden insanın fıtratına yönelik tehditlerin ortadan kaldırılmasını, bu anlamda sentetik et ve benzeri uygulamalara son verilmesini talep ediyoruz.
CoVID’e karşı yerli, korucu, tedavi edici çalışmaların ve bu arada oksijen salgılaması ve radyasyon emici özelliğinden dolayı KENEVİR’in önündeki engellerin kaldırılarak teşvik edilmesini talep ediyoruz.
11 Eylül saat:14:53'de İstanbul Maltepe'deki UYARI ÇAGRI Mitingine bekliyor Aynı gün her yerde etkinler basın aciklamalarina davet ediyoruz
Türkiye Aile Birliği ve Türkiye Sivil Toplum Kuruluşları Birliği Bileşenleri

Https://t.me/YasliHaklari t me/insanhaklari t.me/DunyaAileBirligi t.me/TurkiyeAileBirligi
28Şubat darbecilerine yaptığı suç duyurusuyla dava olmasını sağlayan @AdaletPlatformu Başkanı @AdemCevik: Adli Tıpa neşter vurulsun

https://twitter.com/AdaletPlatformu/status/1432281949633196037?s=19
Detay
yeniakit.com.tr/haber/adli-tipa-nester-vurulsun-1570638.html

28 Şubat darbecilerinin zindandan tahliye umudu haline gelen Adli Tıp Kurumu’nun geçmişten bugüne verdiği raporların şaibeli olduğuna vurgu yapan @ademcevik, kurumun şaibelerden arındırılması gerektiğini söylüyor.

Adli Tıp’a neşter vurulsun

28 Şubat davasında müebbet hapis cezasına çarptırılan dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir, eski 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan ve eski Jandarma Genel Komutanı Fevzi Türkeri’nin Adli Tıp süreci başlatılırken, diğer 11 ismin başvurusunun da işleme alınacağı söyleniyor.

Darbecilerin “cezaevinde kalamaz” raporu almak için başvurduğu Adli Tıp Kurumu’nun yapısının şaibeli olduğu ifade ediliyor. Daha önce Adli Tıp Kurumu hakkında suç duyurusunda bulunmuş olan Uluslararası Adalet Platformu Başkanı Adem Çevik, mevcut Adli Tıp ihtisas heyetinin çoğunluğunun CHP’li Mehmet Moğultay’ın Adalet Bakanlığı döneminde atandığını öne sürüyor.

Kararlarıyla şaibeli oldu
Akit’e konuşan Uluslararası Adalet Platformu Başkanı Çevik, “Adli Tıp Kurumu üzerinde en az çeyrek asırlık süreden beri şaibe bulunmaktadır. Teröristler, İslam düşmanları kollanırken, mazlum ve mağdurlara hep suçun devam etmesi yönünde raporlar hazırlanıyor. Bunların Moğultay’ın Adalet Bakanlığı döneminde yerleştirildiğini düşünüyoruz. Böylesine şaibeli bir kurumun 28 Şubat darbecileriyle ilgili kritik bir rol üstlenecek olmasını kabul edemeyiz” diyor.


Kurumun geçmişteki yanlışlarına değinen Çevik, “Doktor raporlarına rağmen Sivas mazlumlarına ‘cezaevinde kalamaz’ raporu vermeyen, 28 Şubat mağdurlarının hastalıklarına göz yuman Adli Tıp’ın 28 Şubat darbecilerine tolerans tanıyacağına yönelik iddiaları vahim olarak karşılıyoruz. Adli Tıp Kurumu muhakkak şaibelerden arındırılmalı ve ihtisas kurullarındaki kadrolar tamamen yenilenmelidir” sözlerini paylaşıyor.

Af değil malları konuşulmalı
28 Şubatçıların tahliyesinin suça teşvik olacağını belirten Adem Çevik sözlerini şöyle sürdürüyor: “28 Şubat darbecileriyle ilgili bizim affı, tahliyeyi değil apoletlerinin sökülmesi ve malvarlıklarına el konulmasını konuşmamız gerekmektedir. Onlar o malvarlığını darbe yoluyla kendilerine sağladıkları imtiyazla edinmişlerdir çünkü. Cezaevindeki 14 darbecinin yanı sıra 28 Şubat’ın medya, sermaye, yargı, siyaset ve STK ayağı açığa çıkarılıp onların da cezalandırılması gerekmektedir. 28 Şubat darbecilerinin affı darbe suçuna teşvik olur. Hükümetimiz Adli Tıp’ın raporlarını mercek altına almalıdır.”