@BASINAciklamasi
183 subscribers
388 photos
1 video
440 files
3.11K links
#AileyiKoru Teröre Cinayete Darbeye ÇARE:KISAS
Siyonizm Kamalizm KAOS/GLP FUHŞ içki kumar riba MASONLUĞU YASAKLA #önceAHLAK #önceHAK #önceADALET #önceinsan @HakBirr @milliirade @KULHAKLARI @AileHaklari @insanhaklari @TurkiyeSTKBirligi @SectikleriniDenetle
Download Telegram
TABİ_Basın-8-Ankara.docx
318.5 KB
Paylaş 'TABİ_Basın-8-Ankara.docx'
11.06.2021
ANKARA’DAN KAMUOYUNUN DİKKATİNE!
Türkiye Aile Meclisi ve Bileşenlerinin girişimiyle kurulan Türkiye Aile Birliği (TABİ) platformu olarak başlattığımız ve desteklediğimiz yürüyüşün son durağı olan Ankara’ya gelmiş bulunuyoruz. Şimdiye kadar AİLE kurumuna zarar veren yasa ve uygulamaları ifade etmeye çalıştık. Bugün ise, Yasama gücümüzü temsil eden Gazi Meclisimiz TBMM’den, Yürütme gücümüzü yöneten Sayın Cumhurbaşkanımız ve kabinesinden, Yargı gücümüzü çalıştıran Anayasa, Yargıtay, Danıştay ve diğer yargı unsurlarından beklediğimiz düzeltme ve iyileştirmeleri sıralamak istiyoruz. Bu sorunların giderilmesinde Milletimize karşı tek başına veya birlikte sorumlu olduklarını tekrar hatırlatıyoruz!
Feshedilen İstanbul Sözleşmesinin mevzuatımızda; kalan Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, cinsi bölücülük, yargısız infaz gibi tedbirler, sapkın birliktelikleri aile ile bir tutma gibi zehirli kalıntılar acilen temizlenmeli, 6284 başta olmak üzere TCK ve TMK ıslah edilmelidir!
Süresiz nafaka zulmü kaldırılmalı, TMK’daki nafaka hükümleri Atatürk döneminde yapılan ve 1988 yılına kadar geçerli olan şekline getirilmelidir.
Çocukların boşanma sırasında velayetlerinin genelde anne tarafına verilerek babaların cezalandırılması, çocukların anayasal haklarının ihlali ve Ebeveyni Yabancılaştırma Sendromu (EYS) mağduru olmaları önlenmelidir. Velayet sahiplerinin keyfi şekilde okulda görüşme ve eğitim, sağlık konularında bilgi edinme haklarını gasp etmeleri önlenmelidir. Bunun yolu ortak velayetin esas alınması çok özel ve zaruri hallerde ancak tek taraflı velayetin verilmesidir.
Çocuk haczi bir insanlık dramı olarak devam etmektedir. Velayeti elinde bulunduran tarafın hak gaspı yaparak görüşmeleri engellemesi halinde bütün icra işlem masrafları velayeti elinde tutana ödetilmeli, 2 den fazla tekrarı halinde velayet hakkı elinden alınmalıdır.
Uzayan boşanma davaları cinnet ve cinayete ortam hazırlamakta, ekonomik ve duygusal çöküşe neden olmaktadır. Boşanma davaları birkaç ay içinde karara bağlanmalı, anlaşmazlık konusu olan mal paylaşımı, velayet, tazminat vb. konular ayrı davalar olarak sürmelidir.
TCK ve 6284 yasası ile btün erkeklerin boynunda kılıç gibi duran kadının sadece beyanıyla ceza gibi tedbir kararları ve evlilik içi tecavüz gibi suçlamalara karşı adil ve ispatlı yargılanma hakkı bütün insanlara tanınmalıdır. Cinsi üstünlük ve ayrıcalık mevzuatımızdan çıkarılmalıdır.
Fulbright ve CEDAW Sözleşmesi gibi anlaşmaların etkisiyle Milli Eğitim sistemimizde yer alan Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, ateist bakışlı sözde bilimsel duruşlu ders müfredatının acilen yenilenmesi, milli eğitimden ABD hegemonyasının kaldırılması gerekir.
64 yıl boyunca uygulanan 2002’de yükseltilen evlilik yaşına, istemeden uyumsuz kalarak fiilen evlenen gençlerin yıllar süren davalar sonucu mahkûm edilerek dağıtılan yuvaları kurtarılmalıdır! Evliliği devam eden ve dışarıda bekleyen eş ve çocuklarının şikâyetçi olmadığı açıkça belli olan genç evlilik mahkûmları hapisten çıkarılmalı ve sicilleri temizlenerek hayata tutunmaları sağlanmalıdır. Zina eden gençlere gösterilen hoşgörü meşru evlilik yapanlara da gösterilmelidir.
Din ve ahlak düşmanı TV programları ve dizilerin yayınlanması yasaklanmalıdır. Toplumda gayrı meşru yaşamayı, israfı ve şiddeti reklam edercesine işleyen yapımlara izin verilmemelidir.
Evliliği ve çocuk sahibi olmayı zorlaştıran uygulamalara son verilmelidir. Kadınların evde annelik yapmasını adeta küçümseyen ve bütün teşvikleri çalışan annelere yönelten devlet politikaları terk edilmelidir.
Çalışan maaşlarında çocuk yardımı olarak eklenen komik ve aşırı düşük destek ödemeleri makul seviyelere yükseltilmelidir.
Çocuklarımızın sağlıklı ve helal gıdalarla beslenebilmesi için, domuz katkılı, GDO’lu veya kanserojen nişasta bazlı şeker gibi zararlı ürünlere karşı kurulan fakat yetkisiz ve etkisiz kılınarak adeta komada yatan Türkiye Helal Akreditasyon Kurumu canlandırılmalı ve en az RTÜK kadar yetkili kılınmalıdır. Sağlıklı beslenmeyen çocuklardan sağlıklı aileler kuracak nesiller yetişemez.
Bizler 26 Sivil Toplum Kuruluşu ve bunların yüzlerce alt bileşenleri olarak bir araya geldik ve Türkiye Aile Birliği Platformunu kurduk. Yukarıda bir kısmı sayılan aile sorunları çözülene kadar takipçisi olmaya, siyasi veya bürokratik zeminlerde sorgulamaya, aile dostu olanlara yaklaşıp, aile zararına çalışanlara da karşı durmaya ant içtik. Hakkın tesisi için hakka hizmet etmeye ve aile temelli mazlumların yanında durmaya karar verdik.
YASAMA, YÜRÜTME ve YARGI organlarımızı işleten idarecilerimize emanet aldıkları görevin asıl sahibi Millet adına sesleniyoruz!
Lütfen aile düşmanı yasa ve uygulamaları düzeltiniz, ıslah ediniz, iyileştiriniz!
Milletimize karşı olan hesabınızı güç ve iktidar elinizdeyken veriniz ve gereğini yapınız. Millet gerekirse seçim sandığıyla yetki verdiklerini değiştirir ama asıl hesabın mahşerde tek tek sorulacağını da lütfen unutmayınız!
Milletimiz adına, milletimizin temel taşı olan aile adına, ülkemizin Başkenti olan Ankara’dan sesleniyor ve biz sizleri uyarma görevimizi yaptık diyoruz! Artık bahanelere sığınmayınız ve ailemiz için gereğini lütfen yapınız!

Türkiye Aile Birliği Platformu
İcra ve İstişare Kurulu
Channel photo updated
Değerli Yaşlı Dostumuz

15 Haziran Dünya Yaşlı İstismarı Farkındalık Günü ve Haftası Basın Toplantısı 15 Haziran Saat:10:30 Kızılay yüksel cad.23 TIHEK - Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Yaşlı Hakları Çalışma Grubu adına "Ulusal Yaşlı Hakları Mevzuat - Uluslararası Yaşlı Hakları Sözleşmesi" çalışmalarımızı tanıtmak üzere zat-ı âlilerinizi TIHEK kurumuza davet ediyoruz.

2019 Uluslararası Yaşlılık Yılı kapsamında Yaşlı Hakları Konferansı gerçekleştirilmişti. Kurum ziyaretinizde Yaşlı Hakları Konferans Kitabı ile Sonuç Bildirisini takdim edeceğiz.

TİHEK ziyâret günü ve saatini bildirirseniz sevinirim

Saygılarımla

Gerontolog Dr.Kemal Aydın
TIHEK Başkan Danışmanı
Https://tihek.gov.tr
Yüksel Cad.23
Kızılay- Ankara not: Türkiye Âile Meclisi Yaşlı Hakları Konseyi Başkanı MehmetYaman ve yönetim kurulu üyeleri TİHEK Toplantısına katılacaklar inşaallah t.me/YasliHaklari
Türkiye_Aile_Meclisi_15Haziran_Ankara_Ulus_Meydanı_Basın_Bülteni.pdf
1.1 MB
Türkiye Aile Meclisi 15Haziran Ankara Ulus Meydanı Basın Bülteni CEDAW.pdf
TÜRKİYE AİLE MECLİSİ ve BİLEŞENLERİ BASIN Bülteni 15.6.2021
İnsanlığın Son Kalesi ÂİLE'yi korumak için şiddeti cinayeti teşvik eden ifsat yasaları, çocuk haczi ve süresiz nafaka Zulmü kalkmalı, insanlık suçu işleyenler de TCK86'dan cezalandırılmalı.
İyiliğin çoğaltılması aynı zamanda kötülüklerin de azaltılmasını gerektirir. Ya da kötülüklerin çoğalması demek aynı zamanda iyiliklerinde azalması demektir.
İnsan olmamızın karşılığı aynı zamanda bir aileye mensup olmamızın da karşılığıdır. Son zamanlarda aile dokumuzun zedelendiği aşikardır.

Aile bütünlüğünün korunması için ithal edilen kanun ve sözleşmelerin kaldırılmasının gerekliliğini her ortamda belirtiyoruz. Türkiye Aile Meclisi ve Bileşenlerimiz bu doğrultuda toplumu uyarıcı mesajlar vermeye devam etmektedir.
Toplumsal yapının bozulmaması, ailenin korunması ve nesillerin muhafazası için inancımıza, medeniyetimize ve kültürümüze uygun kanunların, sözleşmelerin yapılmasının ve geleceğimizi milli güvenliğimizi tehdit eden sapkınlığı savunan derneklerin kapatılmasının yerinde bir adım olacağını vurgulamaktayız.

Aile kurumu her geçen gün bozulmuş ve toplumda bu doğrultuda disiplin sağlanamaz hale gelmiştir.

Aile yapısının korunmasına yönelik yapılan ancak aile yapısına zarar veren değişikliklerin, kanunların ve sözleşmelerin tarihsel analizine bakınmalıyız.
Feminist sapkın ideolojisinin sloganlarına aldananlar için vakit geç olacaktır. Sadece süresiz nafaka uygulaması bile aileyi tahrip etmeye yetmektedir. Anayasa’da ailenin korunması başlığı altında; 'Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır.' ilkesi getirilmiştir.
Ancak süreç içerisinde 2002 yılında yürürlüğe giren Yeni Medeni Kanun, 2005 yılında yürürlüğü giren Ceza Kanunu, 2010 yılında referandumla Anayasanın 10'uncu Maddesinde yapılan değişiklikle kabul edilen pozitif ayrımcılık ilkesi, yargıda 'kadının beyanı esastır' anlayış ve uygulaması, 2011 yılında imzalanan İstanbul Sözleşmesi ve 2012 yılında yürürlüğü giren 6284 sayılı özel ceza yasasının ilgili bölümleri, aile kurumunun insicamını bozmuş, disiplin sağlanamaz hale getirmiştir.
Acilen adil olmayan ve yeni bir yuva kurmaya engel olan süresiz nafaka kaldırılmalıdır. Elbette kadının korunması da esas olmalıdır. Kötü niyetli evliliklerdeki tehlikeleri de ayırt edebilmeliyiz.

CEDAW ile nafakanın süresiz olarak dayatılmasının adil olmadığı aynı zamanda ekonomik sorun oluşacağından yeni bir yuva kurulmasının da önünde engel olduğunu belirtmeliyiz.
Yoksulluk nafakası (Medeni Kanun, 175'inci Madde) evli eşler arasında geçerli olan ve boşanmadan sonra karar verilen nafakadır. Yoksulluk nafakası, CEDAW sözleşmesinin dayatması öncesi 1988 yılından önce bir yıl olarak uygulanmasına rağmen, Türk Medeni Kanunu’nda 4 Mayıs 1988 yılında yapılan değişiklikle 12 Mayıs'ta resmi gazetede yayınlanmasıyla 'Süresiz' hale getirilmiştir.
2001 yılında kabul edilen 1 Ocak 2002'de yürürlüğe giren yeni Türk Medeni Kanunu’nda da aynı görüş kabul edilerek süresiz nafaka uygulaması devam ettirilmektedir. Yoksulluk nafakası ile birlikte boşanma aşamasında Tedbir Nafakası ve müşterek çocuklar için İştirak Nafakası düzenlenmiştir. Nafaka yükümlülüklerini yerine getirmeyen nafaka borçlusu hakkında, nafaka alacaklısının şikâyeti üzerine İcra ve İflas Kanunu 344'üncü Maddesi gereğince 3 aya kadar tazyik hapsine karar verilmektedir.

Sebepsiz zenginleşmeye, emeksiz ücrete neden olduğu gibi yoksulluk nafakası bağlanan bir kısım kadınlar süresiz nafaka haklarının ortadan kalkmaması için kayıt dışı çalışmakta, mal varlıklarını ve gelirlerini gizlemektedirler. Süresiz olarak nafaka almaya devam etmek amacıyla yeni bir evlilikten kaçınmakta, evlilik dışı ilişkiler yaşamaktadırlar. Nafaka ödeyen eş ise yeni bir evlilik imkânını kaybetmektedir. Bu uygulamalar sonuç itibariyle ahlaki çöküntüye, husumet ve şiddetin artmasına sebebiyet vermektedir.
Dul kalan kadınlarında haklarının göz ardı edilmemesi gerekmektedir.
Nafakaların mahkeme veya Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı il müdürlüklerinde oluşturulacak birimler tarafından denetim altına alınması, siyasilerin derinleşen toplumsal yaralar için çözüm üretmeleri gerekmektedir.
Haksızlıkların ortadan kaldırılması, boşanan eşler arasındaki hukuki ihtilafların bitirilerek sağlıklı evliliklerin önünü açmak suretiyle olmalıdır. Siyaset, bu denli derin toplumsal yaraya çözümler üretmelidir. Teklifler, çare ve çözümler radikal feminist örgütlerin muhalefeti karşısında dikkate alınmamaktadır. Evlilik oranında azalış ve boşanma sayılarında artışla birlikte aile kurumumuz zayıflamakta ve milli güvenliğimiz, geleceğimiz tehdit altındadır. Yasalar ve uygulanması karşısında, artık ağır riskler taşıdığından evlenmekten kaçınılmaktadır. Evlilik dışı ilişkilere yönelme arttığından sağlıklı nesiller de yetiştirilememektedir. Asıl olan; ailenin dağılmaması, çocukların korunması ve şiddetin önlenmesidir.

Genç evlilik teşvik edilmeli ve mihr anlaşması ile kadının hakları güvence altına alınmalıdır.

İstanbul Sözleşmesi dayatmalarının iptal edilmesi gerektiği, evliliklerin artması için devletin teşvikte bulunması gerektiği ve kadının korunması için ise mihir sözleşmenin yapılması gerekliliği vurgulamaktayız.

İstanbul sözleşmesinin dayattığı uygulamalar iptal edilmeli, ailesiz, cinsiyetsiz, ahlaksız toplum projesi toplumsal cinsiyet eşitliği veya toplumsal cinsiyet adaleti maskesiyle eşcinsellik teşviklerine dur denilmeli, şiddetin her türlüsüne karşı çıkılmalıdır.
İstanbul sözleşmesi' yasası 6251 kadük butlan olduğu ilan edilmelidir. 6284 yasası ıslah olmalıdır. GRAVİO komitesinden çekildiğimiz duyurulmalıdır.

Cinayetleri önlemenin yolu kısas uygulamasıdır; özellikle çocuklara karşı işlenen sapkınlık içerikli cinayetlere idam cezası gelmelidir. Şiddeti önlemenin yolu da içki, kumar, faiz, fuhuş ve teşhirciliğin yasaklanmasıdır. Ebeveyn yabancılaşması uygulayanlara cezai müeyyide uygulanmalı, velayeti istismar edenden velayet alınarak karşı tarafa verilmelidir. Feminist politikalardan vazgeçilmeli. Kadın, erkek ve çocuk mağdur edilmemelidir. Genç evlilik, annelik ve babalık teşvik edilmeli, devletimiz her evlenene en az 100 ay evli kalmak şartıyla 100 gram altını hibe vermelidir.
Kısaca bu aile konusuna çözüm üretmek adına kafa yormalıyız. #önceAile #önceAdalet yürüyüşcülerinin HAK ARAMA MÜCADELESİNİ DESTEKLİYORUZ
Gidişat hiç de hayra alamet değil.

Oktay Korkmaz
Türkiye AileMeclisi ve Türkiye AdaletPlatformu YönetimKurulu üyesi

15Haziran Saat:15 AnKara Ulus Meydanı

iletişim
ailehaklari@gmail.com Http://t.me/BASINaciklamasi