@BASINAciklamasi
190 subscribers
419 photos
1 video
444 files
3.23K links
#AileyiKoru Teröre Cinayete Darbeye ÇARE: KISAS!
Siyonizm Masonluk KAOS/GLPT FUHŞ içki kumar riba YASAKLANSIN! #önceAHLAK #önceHAK #önceADALET #önceinsan @HakBirr @milliirade @KULHAKLARI @AileHaklari @insanhaklari @TurkiyeSTKBirligi @SectikleriniDenetle !
Download Telegram
28 ŞUBAT DARBESİ İÇİN SUÇ DUYURUSU
Adalet Platformu, 28 Şubat 1997 ve 12 Eylül 1980 askeri darbeleri ve 27 Nisan DarbesMuhtırası için suç duyurusunda bulundu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı´na teslim edilen suç duyurusunda, bu darbelerde etkin rol alan kişilerin isimleri belirtiliyor ve bu kişiler ile sorumlu diğer tüm kişilerin cezalandırılması talep ediliyor.

http://www.kontrgerilla.com/m/mansetgoster-mob.asp?haber_no=3031

28 Şubat darbesi için suç duyurusu

Adalet Platformu, 28 Şubat 1997 ve 12 Eylül 1980 askeri darbeleri için suç duyurusunda bulundu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı´na teslim edilen suç duyurusunda, bu darbelerde etkin rol alan kişilerin isimleri belirtiliyor ve bu kişiler ile sorumlu diğer tüm kişilerin cezalandırılması talep ediliyor.

Adalet Platformu, 28 Şubat 1997 ve 12 Eylül 1980 askeri darbeleri için suç duyurusunda bulundu. Platform sözcüsü Adem Çevik´in savcılığa teslim ettiği suç duyurusu dilekçesinde, ayrıntılı olarak belirtilen iddialardan dolayı ilgililere Türk Ceza Kanununun ilgili maddelerinin uygulanması, kamu davası açılması talep ediliyor: Şüphelilerden Her Türkiye vatandaşı gibi bende bizzat manevi ve maddi zarar gördüm.12 Yaş öncesine Kuran eğitim yasağı konulduğundan oğluma Kur´an öğretemedim. Kızımı İmam-Hatipe Gönderemedim...Tüm ailem müslüman olduğundan islama irtica denilmesi ve başörtülü olmak suçtur ayrımcılığı bana ve insanlığa karşı suçtur... Şüphelilerin cezalandırılması için kamu davası açılması ve tüm darbecilerin malvarlıklarına el konularak hazineye aktarılması, tüm darbecilerin ve destek verenlerin kamu kurum-kuruluşlarına-cadde ve sokaklara verilen isimlerinin de acilen silinmesini hukuki zorunluluktur. Darbeci isimleri kullananlara da darbeyi-suçu-suçluyu övme suçu ve suça iştirakden ve islama irtica dedikleri için islama-müslümanlara hakaretten de işlem yapılmasını, TSK ve Yargı mensuplarının da içinde bulunduğu CUNTAcılarla 27mayıs-12mart cuntacıları, 28şubat-27nisan muhtıracıları ve Ergenekon-Balyoz-Kafes-İrtica-Susurluk-pkk-kck-bçg-gladio vb. Çetelerle organik-inorganik bağlantılarının araştırılmasını özellikle insanlığa karşı suç işlenmesinden dolayı TCK 77. maddeye göre de cezalandırılmalarını arz ve talep ederiz. İşte o suç duyurusunun tamamı:

İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA (250. Maddeye Göre Özel Yetkili)

KONU: 12 Eylül ve 28 Şubat darbe ve darbecileri, DARBECİLERE yardım ve yataklık edenlerle, destek veren Yargı-Asker-Media-Mafia-siyaset-bürokrasi-işdünyası mensupları , kişi ve kuruluşlar hakkında SUÇ DUYURUSU

MÜŞTEKİLER: 1- Adem ÇEVİK Vatandaşlık No: 12409824156 Tel. 05322467411.Adres: Yenimah. Mehtap Sk.18 Gerede-Bolu, Toros Sk. 17/14 Sıhhiye-Ankara. www.adaletplatformu.net

ŞÜPHELİLER: 1- Kenan EVREN (Gen. Kur. Eski Bşk.), 2- Nurettin ERSİN (Kara Kuv. Eski Kom.),3- Tahsin ŞAHİNKAYA (Hava Kuv. Eski Kom.), 4- Nejat TÜMER (Deniz Kuv. Eski Kom.), 5- Sedat CELASUN (Jandarma Gen. Eski Kom.), 6- Bedrettin DEMİREL (Harp Akad. Kom.), 7- Ali Haydar SALTIK (Gen. Kur. 2. Bşk.), 8- Bülend ULUSU (TC. Eski Başbakanı), 9- Süleyman DEMİREL (Eski Cumhurbaşkanı), 10- Çevik BİR, 11- Hüsamettin CİNDORUK, 12- Mesut YILMAZ, 13- Vural SAVAŞ, 14-İsmail Hakkı KARADAYI, 15- Hüseyin KIVRIKOĞLU, 16- Yekta Güngör ÖZDEN, 17- Kemal ALEMDAROĞLU, 18- Fatma Nur SERTER, 19- Kemal GÜRÜZ, 20- Gazi ERÇEL, 21- İlhan KILIÇ, 22- Osman ÖZBEK, 23- Doğu SİLAHCIOĞLU,24- Erol ÖZKASNAK, 25- İlker BAŞBUĞ, 26- Abdurrahman YALÇINKAYA, 27- Ahmet Necdet SEZER, 28- MGK´daki TSK´lılar, Ve diğer, suça yardım ve yataklık eden, bakan, bürokrat, vali, kaymakam, emniyet müdürü, asker, amir, memurlar. Sair eşhas..

SUÇLAR: İnsanlığa karşı işlenmiş suçlar TCK77.Darbe yapmak, cebren anayasayı değiştirmek, hükümeti yıkmak, Türkiye Büyük Millet Meclisini zor kullanarak görev yapmaktan men etmek, darbeye zemin hazırlamak için sistemli bir şekilde planlayarak ve tasarlayarak adam öldürülmesine ve yaralanmasına göz yummak, işkence yapmak, eziyet etmek, hürriyetten yoksun bırakmak, cinsel saldırıda bulunmak, görevi kötüye kullanmak, görevi ihmal, terör ticaretinden rantlanmak, rant sağlamak amacıyla silahlı
organize suç örgütü kurmak ve yönetmek, nüfuz ticareti yapmak, devlet malına zarar, tehdit etmek, gasp, hırsızlık, hürriyetten yoksun bırakmak, adam kaçırmak, yetki gaspı, suç uydurmak, bağımsız-tarafsız olması gereken yargı mensuplarına emir-talimat vermek, sınıf imtiyazı sağlamak, milli iradeye ve millete savaş açmak, inançları rencide etmek

SUÇ TARİHİ: 12 Eylül 1980, 28 Şubat 1997, 27 Nisan 2007 ve devam eden tarihler. Öncesinde İnsanlığa karşı işlenmiş suçlar ve darbeye hazırlık aşamasında işlenen suçlar

AÇIKLAMALAR:

1- 12 Eylül 1980 sabahı saat 03:59´da Türk Silahlı Kuvvetleri ülke yönetimine el koymuştur. Bu darbe emir-komuta zinciri içinde, yukarıdan aşağı, askeri hiyerarşi çerçevesinde cereyan etmiştir. Darbeyi yapan üst düzey komutanlar, Milli Güvenlik Konseyi adı altında anayasa yapılana dek yasama ve anayasada değişiklik yapma yetkilerini üzerlerine almışlardır. MGK kendisi hakkında kanun da çıkartarak yasal zeminin üzerine oturmuştur. Yasamayla beraber darbeci komutanlar birçok yürütme işlemini de yerine getirmiştir. Milli Güvenlik Konseyi, yukarıda ad ve soyadları yazılı Genel Kurmay Başkanı, Kara, Hava ve Deniz Kuvvetleri Komutanlarıyla Jandarma Genel Komutanı´ndan oluşan beş kişilik bir kuruldur. MGK, mevcut hükümeti yıkarak yerine Bülend Ulusu´ya kurdurttuğu hükümeti koymuştur. Askeri darbe sonucu yukarıda isimleri yazılı şüphelilerin emir ve talimatlarını uygulayan kamu personeliyle sivillerin tümü suç işlemiştir. Çünkü işlenmesi suç olan konuda amirler tarafından verilen yazılı talimatlar dahi yerine getirilemez.

2- Şüpheli Genel Kurmay Eski Başkanı Orgeneral Kenan Evren´in kendi ifadeleriyle sabit olan darbe zeminini hazırlamak için ?şartların olgunlaşması beklenmiştir?. Şüpheli Evren´in emir ve talimatlarıyla suç tarihi olan 12 Eylül 1980 askeri darbesinden yaklaşık 6 ay önce suç belgesi Bayrak Harekat Planı, dönemin Genel Kurmay 2. Başkanı Ali Haydar Saltık tarafından hazırlanmıştır. Dönemin Harp Akademileri Komutanı Bedrettin Demirel´in ?darbe şartlarının olgunlaşması için iki sene bekledik? beyanı medyaya yansımıştır.

3- 1 Mayıs 1977´de Taksim Meydanı´nda işlenen katliamın 12 Eylül darbesini tetikleyen, plan ve raporları belli merkezlerde yapılan, derin bir suikast olduğu bilinmektedir. Maraş olayları ve Çorum katliamının toplumsal çatışma çıkarmaya yönelik derin devletin sevk ve idaresinde, bir kısım insanların milli-dini duyguları tahrik edilerek yaptırıldığı gün yüzüne çıkmıştır. Türk-Kürt ayrımcılığı, Alevi-Sünni çatışması, şeriat-komünizm korkutmaları, yıllarca uygulanan psikolojik harekat planlarının ürünüdür. Toplumu kontrol altında tutmak amacıyla farklılıklar rejim tehdidi gibi gösterilerek ayrımcılık körüklenmiştir. Bu sebeple toplumda yarılmalar meydana gelmiştir. Üretilen kaos ortamında yasal olarak çözüm yoluna iktidardaki hükümetin karar vermesi gerekirken yapılan darbe, anayasal düzene açıkça müdahaledir.

4- Darbe sonucu; TBMM kapatılıp anayasa ortadan kaldırılmıştır. Siyasi partilerin kapısına kilit vurulup mallarına el konulmuştur. 650 bin kişi gözaltına alınmıştır. 1 milyon 683 bin kişi fişlenmiştir. Açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılanmıştır. 7 bin kişi için idam cezası istenmiştir. 517 kişiye idam cezası verilmiştir. Haklarında idam cezası verilenlerden50´si asılmıştır (18 sol görüşlü, 8 sağ görüşlü, 23 adli suçlu, 1´i Asala militanı). İdamları istenen 259 kişinin dosyası Meclis´e gönderilmiştir. 71 bin kişi TCK´nin 141, 142 ve 163. maddelerinden yargılanmıştır. 98 bin 404 kişi ?örgüt üyesi olmak? suçundan yargılanmıştır. 388 bin kişiye pasaport verilmemiştir. 30 bin kişi ?sakıncalı? olduğu için işten atılmıştır. 14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarılmıştır. 30 bin kişi ?siyasi mülteci? olarak yurtdışına gitmiştir. 300 kişi kuşkulu bir şekilde ölmüştür. 171 kişinin ?işkenceden öldüğü? belgelenmiştir. 937 film ?sakıncalı? bulunduğu için yasaklanmıştır. 23 bin 677 derneğin faaliyeti durdurulmuştur. 3 bin 854 öğretmen, üniversitede görevli 120 öğretim üyesi ve 47 hâkimin işine son verilmiştir. 400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis cezası istenmiştir.
Gazetecilere 3 bin 315 yıl 6 ay hapis cezası verilmiştir. 31 gazeteci cezaevine girmiştir. 300 gazeteci saldırıya uğramıştır. 3 gazeteci silahla öldürülmüştür. Gazeteler 300 gün yayın yapamamıştır. 13 büyük gazete için 303 dava açılmıştır. 39 ton gazete ve dergi imha edilmiştir. Cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirmiş, 144 kişi kuşkulu bir şekilde ölmüştür. 14 kişi açlık grevinde ölmüştür. 16 kişi ?kaçarken? vurulmuştur. 95 kişi ?çatışmada? ölmüştür. 73 kişiye ?doğal ölüm raporu? verilmiştir. 43 kişinin ?intihar ettiği? bildirilmiştir.

5- İktidardaki hükümete bağlı olan şüphelilerin, iktidarın talimatları dışında hiçbir şey yapma hak ve yetkileri yokken yasaları açıkça ihlal ederek anayasal düzeni yıkmaya yönelik yaptıkları eylem ve işlemler suçtur. Darbenin yapıldığı tarihte yürürlükte olan 765 sayılı TCK nın 146 ve 147.maddelerine göre ?Türkiye Cumhuriyeti Teşkilatı Esasiye Kanununun tamamını veya bir kısmını tağyir ve tebdil veya ilgaya ve bu kanun ile teşekkül etmiş olan Büyük Millet Meclisini iskata veya vazifesini yapmaktan men e cebren teşebbüs edenler?,?Türkiye Cumhuriyeti İcra Vekilleri Heyetini cebren iskat veya vazife görmekten cebren menedenlerle bunları teşvik eyliyenler? idam cezasına mahkum edilmektedir. Maddelerde 2004 yılında yapılan değişiklik ile cezalar ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası olmuştur. 5237 s.lı TCK da da aynı cezalar m.309(anayasayı ihlal),m.311(Yasama organına karşı suç), m.312(Hükümeti karşı suç) şeklinde yer almış ve yine ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası öngörülmüştür.

6- İşlenen suçların cezalandırılması amacıyla yapılacak soruşturmalara engel olmak amacıyla 82 anayasasına konulan geçici 15. Madde, 12 Eylül 2010 günü referanduma sunulan anayasa değişiklik paketini halkın çoğunluğunun onaylamasıyla yürürlükten kaldırılmıştır. Şüphelilerin işledikleri suçların soruşturmasına geçici 15. Madde engel olduğundan bugüne kadar zaman aşımı işlememiştir. Maddeye göre ?12 Eylül 1980 tarihinden, ilk genel seçimler sonucu toplanacak Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanlık Divanını oluşturuncaya kadar geçecek süre içinde, yasama ve yürütme yetkilerini Türk milleti adına kullanan, 2356 sayılı Kanunla kurulu Milli Güvenlik Konseyinin, bu Konseyin yönetimi döneminde kurulmuş hükümetlerin, 2485 sayılı Kurucu Meclis Hakkında Kanunla görev ifa eden Danışma Meclisinin her türlü karar ve tasarruflarından dolayı haklarında cezai, mali veya hukuki sorumluluk iddiası ileri sürülemez ve bu maksatla herhangi bir yargı merciine başvurulamaz. Bu karar ve tasarrufların idarece veya yetkili kılınmış organ, merci ve görevlilerce uygulanmasından dolayı, karar alanlar, tasarrufta bulunanlar ve uygulayanlar hakkında da yukarıdaki fıkra hükümleri uygulanır.? Kaldı ki şüpheliler darbe günü ve devamında suç işlemeye devam ettiklerinden zamanaşımı hiçbir şekilde dolmamıştır. İnsanlığa karşı işlenen suçlarda müruru zaman söz konusu değildir. Yukarıda isimleri yazılı ve soruşturma sonucu kimlikleri tespit edilecek şüphelilerin işlemiş oldukları darbe suçu nedeniyle doğrudan veya dolaylı olarak zarar gördüğümüzden, 17bin faili meçhulden ve terör tüccarlarına 4 trilyon dolarımızı gasp eden şüphelileri şikayet ediyoruz.

14 yıl önce yaşadığımız 28 Şubat 1997 ve 27 Nisan 2007 utancı, gerek yürürlükten kaldırılan 765 sayılı TCK.147 ve gerekse şu an yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK. 311 ve 312. maddelere göre açıkça suçtur ve faillerine ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirmektedir. Bu konunun soruşturulmamış olması veya yargılanmamış olması suç vasfını elbette ki ortadan kaldırmamaktadır. TSK´nın alenen Balyozculara destek vermesi de alenen suçtur. Yargıçlara brifing veren TSK ve TSK´dan brifing alan yargıçlar ?darbe görev suçudur? gerektiğinde yine kendilerinin illegal bir müdahale izlenimini oluşturmuştur. Mahkemelerin üzerinden F-16 uçuran Saldıray BERK´e, ?Kaos ve darbe için Öcalan´dan yararlanalım? ve ?darbeci Cihaner´i ses kaydındaki gibi kopya belge ile kurtaralım?a emirle parti kapatmaya işlem yok...
28 Şubat sürecinde Namaz kılanlara ve başörtülülere irtica ve mürteci diyerek aşağılanmış görevlerinden atılmış ayrımcılık ve soykırım suçu işlenmiştir. Ordudan namaz kılan 1600 kişi atılmış. 28 şubat darbesinden sonra 50 milyar dolar bankaların içi boşaltılarak Türkiye halkına ihanet edilmiştir. 10 haziran 1997 de anayasa mahkemesi, danıştay, yargıtay vb. Yüksek yargı mensublarına emir-talimatla birifingler verilerek suç işlenmiştir. Adil yargıçların cesaretle silahlı çetelerin ve darbecilerin yargılanmaları için gayretlerini TSK´daki cuntacılar alenen mahkemelere baskı yapması ve ergenekona, balyoza kafese irticaya poyrazköye atabeylere sahip çıkması da suça iştiraktir ve suçu-suçluyu övmektir. Re´sen soruşturma açmamak da suçtur...

DELİLLER: Tüm yasal deliller ve tanıklar. www.ergenekon.ws , www.as-der.org.tr , www.mazlumder.org , www.haksoz.net

Taraf Gazetesi ve Yeni Şafak Gazetesi 28 şubat 2011 tarihli ilaveli nüshaları. Zaman, Vakit, Akit, Milli Gazete ve Mazlumder Arşivi

SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda arz ve izah edilen ve resen tespit olunacak sair nedenlerle bulunduğu statüyü kullanarak alenen mahkemeye baskı yapanlardan suçu-suçluyu ve DARBEYİ-DARBECİLERİ övenlerden şikayetçiyim.

Şüphelilerin; TCK´nın halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme suçunu düzenleyen 216. maddesi, görevi kötüye kullanma suçunu içeren 257. maddesi ve mahkemeyi etkilemek suçunu düzenleyen 288. Maddesi çerçevesinde yargılanmaları gerekiyor. Şüpheliler ayrıca TCK´nın ´silahlı örgüt kurarak anayasal düzeni değiştirmek ve değiştirmeye çalışmak, yargının ve hükümetin görevini yapmasını engellemeye teşebbüs, seçilmiş meşru hükümete silahlı isyan, Türkiye Büyük Millet Meclisi´nin görevini yapmasını engellemeye teşebbüs v.b.suçlarını düzenleyen 309,310, 311, 312, 313, 314, 315 ve 316, 318, 319,den yargılanmalı.

İnsanlığa Karşı işlenen suçlar TCK 77. maddeden , Ayrıca diğer suçlar için de ilgili anayasalara yasalara kanunlara ve maddelere aykırılığın yanı sıra; Anayasa 138.madde ihlali, 288.madde, 214.madde, 213., 216., 217., 218., 265., 266., 251., 39. 38/1. Ve 40.madde,125.madde, 220.madde, 657 sayılı devlet memurları kanununa , askeri kanunlara göre de işlem yapılmasını,

Yukarıdaki iddialardan dolayı ilgililere Türk Ceza Kanununun ilgili maddelerinin uygulanması kamu davası açılmasını ve tüm medyada çıkan bu iddialarla ilgili idari veya hukuki kamu davası veya soruşturma açmayanlar, delilerin karartılmaması için açığa almayanlar ve görevden azletmeyenler veya istifasını istemeyenler de ayrıca anayasayı ve evrensel hukuku ve uluslararası anlaşmaları uygulamayanlarda suçludur. Şüphelilerden Her Türkiye vatandaşı gibi bende bizzat manevi ve maddi zarar gördüm.

12 Yaş öncesine Kuran eğitim yasağı konulduğundan oğluma Kur´an öğretemedim. Kızımı İmam-Hatipe Gönderemedim...

Tüm ailem müslüman olduğundan islama irtica denilmesi ve başörtülü olmak suçtur ayrımcılığı bana ve insanlığa karşı suçtur...

10 Aralık 2003 yılında anlaşması imzalanmış ve 9 Kasım 2006´da anlaşma yürürlüğe girmiş ?Yolsuzlukları ve Görev Suistimallerini Önlemeye Yönelik BM Sözleşmesi?ni Yolsuzlukla Savaş kanunlarını 90.madde ve 5506 sayılı kanun çerçevesinde uygulamayarak görevini ihmal eden ve dolayısıyla görevini kötüye kullanan tüm yetkililerle ilgili de işlem yapılmasını dilerim. Şüphelilerin cezalandırılması için kamu davası açılması ve tüm darbecilerin malvarlıklarına el konularak hazineye aktarılması, tüm darbecilerin ve destek verenlerin kamu kurum-kuruluşlarına-cadde ve sokaklara verilen isimlerinin de acilen silinmesini hukuki zorunluluktur. Darbeci isimleri kullananlara da darbeyi-suçu-suçluyu övme suçu ve suça iştirakden ve islama irtica dedikleri için islama-müslümanlara hakaretten de işlem yapılmasını, TSK ve Yargı mensublarının da içinde bulunduğu CUNTAcılarla 27mayıs-12mart cuntacıları, 28şubat-27nisan muhtıracıları ve Ergenekon-Balyoz-Kafes-İrtica-Susurluk-pkk-kck-bçg-gladio vb. Çetelerle organik-inorganik bağlantılarının araştırılmasını özellikle insanlığa karşı suç işlenmesinden dolayı TCK 77. maddeye göre de cezalandırılmalarını arz ve talep ederiz. 28.02.2011
28 ŞUBAT DARBESi suc duyurusu.doc
45.5 KB
Paylaş '28 ŞUBAT DARBESi suc duyurusu.doc'
28 ŞUBAT DARBESi suc duyurusu.pdf
274 KB
Paylaş '28 ŞUBAT DARBESi suc duyurusu.pdf'
#önceAile Meclisi 5Mart🕰19 #MüminKadın @OZGURDER Kurucu Başkanı @HulyaSekerci: Modern Çağda #Aile OLmak

CANLI
instgram.com/AileHaklari
AileHaklari.org
GençVakfı:
#GünGören Akıncılar Durağı Şinasi Sk.85

GAYE
Genetiğiyle Oynanan #AileMedeniyeti'mizi Diriltmek

#AileniKoru
Hilafet_Paralari_Hilafet_Yıkan_partide_olmasi_suctur_ve_muslumanlara.pdf
248.4 KB
Paylaş 'Hilafet Paralari Hilafet Yıkan partide olmasi suctur ve muslumanlara hakarettir.pdf'
Türkiye_AileMeclisi_Aile_Davamızın_savunucu_Sofuğlu_ve_Dilipak'a.doc
36 KB
Paylaş 'Türkiye AileMeclisi Aile Davamızın savunucu Sofuğlu ve Dilipak'a sahip çıkalım.doc'
Türkiye Aile Meclisi: Sıradaki Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu mu?
Türkiye Aile Meclisi ve Adalet Platformu Sözcüsü Âdem Çevik, katıldığı bir TV programında üniversitelerin içerisine düştüğü durumla ilgili sarf ettiği sözler sebebiyle lince uğrayan Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu ile ilgili açıklamalarda bulundu. Türkiye Aile Meclisi ve Adalet Platformu olarak Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu’na karşı sosyal medya ve bazı çevrelerde sürdürülen linç kampanyasını ve Sofuoğlu'nun ve Dilipak'ın hedef seçilmesini manidar karşıladıklarını belirten Çevik, söyle konuştu:
"Sosyal medya fuhşiyatı, kumarı evin içine sokmuştur"
Biz bazı şeyleri anlamakta güçlük çekiyoruz. İslam, İsevi ve Musevi gelenekte gayri meşru ilişkinin adı 'fuhşiyat' değil midir? Hem, dinler tarihinde fuhşiyat olarak tanımlanan bir fiili edep dışı, ahlak dışı bulacaksınız, hem de cinsel deneyim, tercih ve yönelimi, İstanbul Sözleşmesi kapsamında pozitif ayırımcılık yapılması gereken bir alan olarak değerlendireceksiniz. Bunda bir yanlışlık var. Fuhşiyat bugün tüm dünyadaki en büyük fitnelerden biri haline gelmiştir. Pizzagate skandalı içinde en tepedeki devlet adamlarının, bürokratların, sanatçıların, iş dünyasının VİP kategorisindeki isimlerinin işin içinde olduğu bir Pedofili skandalı olarak hafızalara kazındı. Bu dünyada olan skandalların benzeri akademi camiasında da olması sürpriz olmayacaktır. Gazetelerin ve TV'lerin magazin haberlerine, reality şov programlarına bakın, aynı şeyi göreceksiniz. Bu konu artık ensest ilişkiler sınırına gelip dayanmıştır. Konu dini çevrelere kadar gelip dayanmıştır. Şehirlerin girişlerindeki bar ve pavyonlar, üniversitelerin çevresindeki bar, kafe ya da apart oteller, mini daireler... Bu alanlar bataklığın geldiği sınırları göstermektedir. Sosyal medya, internet medyası bu anlamda fuhşiyatı, kumarı evin içine sokmuştur.
"Toplumda edep ve hayâdan uzaklaşan bir nesil geliyor"
Telaffuz edilmesi edep dışı olan bazı terim ve tercihlerin temel hak ve özgürlük adı altında rahatlıkla dillendirildiğini belirten Çevik, "Bu halkın anladığı şekli ile dini metinlerde olan şekilde fuhşiyatı telaffuz etmek nasıl ayıp sayılabilir. Madem ayıp karşılanıyor, bu kadar kısa sürede nasıl bu kadar yaygınlık kazanabilir. Sofuoğlu'nun anlatmaya çalıştığı gerçeği ifade ederken maksadını aşan bir ifade kullanmış olabilir. Bir semtin adını söylemek ya da sadece belli bir kurumda bu tür olaylar yaşanıyormuş gibi anlaşılmasına kapı aralayan bir ifade. Yanlış yorumlara sebep olabilir. Ancak bu konu, var olan gerçeği de görmemize mani olmamalıdır. Toplumun bütün kesimlerinde ar damarı çatlamış, giderek edep ve hayâdan uzaklaşan bir nesil geliyor. Fuhşiyat yaygınlık ve derinlik kazanıyor. Eşcinsellik konusunda birileri ailelerin, çocuklarının bu yöndeki eğilimleri karşısında tarafsız kalmasını öğütlerken, bazı çevreler ve onlarla birlikte hareket eden bazı psikologlar, bu yöndeki eğilimlerin normal karşılanması gerektiğini savunmaktadırlar. Bazı holdingler, bu tercih sahiplerine pozitif ayırımcılık yapılacağını ilan etmektedir. Yeni ABD Başkanı Biden’in son atadığı bakan eşcinsel olduğu bilinen bir isimdir. Son günlerde Macron’un sosyal medyaya düşen görüntüleri, papalığın eşcinsel evlilikleri tescil etme konusunda çalışmalar başlatması düşündürücüdür." diye konuştu.
"İslami duyarlılığı ile öne çıkan isimlere karşı her fırsatta saldırmak için siperde bekleyenler var"
Sofuoğlu'nu linç etmek yerine iddiaların çok yönlü araştırılmasını teklif ettiklerini söyleyen Çevik, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
"Bu konuda siyaset bürokrasi ve medyada şecaat arz edenler, gerçeği görmek istiyorlarsa çevrelerine baksınlar ve soruştursunlar. Bu fuhşiyat çeteleri PKK ya da FETÖ'den daha az tehlikeli değildir. Çocuklarımızı dağa kaçırmadan şehirlerde manen katledebiliyorlar. Emniyet Genel Müdürlüğü istihbarat, ahlak ve narkotik şube müdürlüklerini bu konuda tedbir almaya çağırıyoruz. Sofuoğlu'nu günah keçisi yapıp lince tabi tutmak sorunu çözmez. Aksine bu alarma kulak tıkamak sorunu daha da içinden çıkılmaz hale getirir.
Sofuoğlu'nun şahsında bazı çevreler 'kızım sana söylüyorum gelinim sen anla' kabilinden bu gidişattan rahatsızlık duyanları lince tabi tutmak için kurban seçmiş gözüküyorlar. Belki de birileri bundan dolayı İstanbul Sözleşmesine karşı duruşun intikamını almak istiyordur. Mevcut küresel sistemin hâkim kılmaya çalıştığı hayat tarzına itiraz eden ve İslami duyarlılığı ile öne çıkan isimlere karşı mümkün olan her fırsatta saldırmak için siperde bekleyenleri anlıyoruz. Ancak, mevcut kanunlar nikâhı olmayan bir genç kız ve erkeği aynı evde birlikte karı koca hayatı yaşamasını suç saymazken kastı aşan bir ifade üzerinden Müslüman kimliği ile bu linç kampanyasına katılanları ve mahkemenin istinaf yolunu kapatmak için HAGB/ERTELEME uygulamasını anlamakta zorlanıyoruz. Sormak istiyoruz; Bu kişilerin zinayı suç sayan mevcut kanunlara hiçbir itirazları kamuoyuna yansımamışken, şimdi kendilerini rahatsız eden şey nedir? Zaten yasal olan zinanın yaygınlaşması mı yoksa dile getirilmesi midir?"
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Toplumsal Cinsiyet Adaleti maskesiyle eşcinselliği meşrulaştırma terör kapsamına alınarak KADEM Örgütü ve Ankara Üniversitesi başta olmak üzere EŞCİNSELLESTİRME OPERASYONU durdurulmalıdır.
Konuyla ilgili Türkiye geneli basın açıklamalarımızı 8 ve 18 Mart'ta İstanbul Fatih Camiinde yapacağız inşaallah.
Aile Davamızı savunan adam Dilipak'ın linç edilmesine karşı #önceAile savunucuları olarak 4maymunu oynayan dilsiz şeytan olmamak için 9 Mart Çarşamba Saat:9'da yapılacak Küçükçekmece 2. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki davayı takip edeceğiz Https://t.me/basinaciklamasi