@BASINAciklamasi
201 subscribers
419 photos
1 video
444 files
3.24K links
#AileyiKoru Teröre Cinayete Darbeye ÇARE: KISAS!
Siyonizm Masonluk KAOS/GLPT FUHŞ içki kumar riba YASAKLANSIN! #önceAHLAK #önceHAK #önceADALET #önceinsan @HakBirr @milliirade @KULHAKLARI @AileHaklari @insanhaklari @TurkiyeSTKBirligi @SectikleriniDenetle !
Download Telegram
BASIN DAVETİ

Türkiye-Suriye Milli İrade Platformu olarak düzenleyeceğimiz Türkiye gündeminde olan “Kayseri ve Kuzey Suriye’de yaşanan olaylar"a ilişkin basın toplantısına davet ediyoruz.

Siz değerli basın mensuplarının teşrifleri bizleri sevindirecektir

Program:
Tarih: 3 Temmuz 2024 Çarşamba
Saat: 14:00
Yer: Taksim Camii Kültür ve Sanat Merkezi
İletişim: 0 538 617 42 69

https://basinaciklamasi.t.me

Milliirade.t.me hakbirr.t.me TurkiyeSTKbirligi.t.me
Siyonist Feminist Aile Politikaları iflas etmiştir
Türkiye Aile Meclisi mütevelli Heyet Başkanı Sefa Saygılı:: Siyonizm dayatması Feminist Aile Politikaları iflas etmiştir.
TMK TCK 6284 ve anayasa'da kadına pozitif ayrımcılık ve kadının beyanı esastır uluslararası sözleşmeleri Aile ve Toplumu çökertmiştir.
Evlenme ve annelik rolü değersizleştirilerek kadın izzetine yakışmayacak zor işlerde çalışmak değerli gösterilmektedir

Feminist Aile politikaları iflas etmiştir!

Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2023 yılı doğum istatistik verilerine göre; Türkiye’deki doğurganlık oranının tarihin en düşük seviyesine gerilediği açıklanmıştır. BASINACIKLAMASI.t.me milliirade.t.me hakbirr.t.me ADALETplatformu.t.me RT x.com/AdaletPlatformu/status/1809545410727330270?t=LWmzFLrwFHUVvh6p-YFCeQ&s=35 RT paylaş
https://m.yeniakit.com.tr/yazarlar/sefa-saygili/aile-politikalari-iflas-etmistir-45875.html
Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerine baktığımızda, doğurganlık hızının 2001 yılında 2.38 iken; 2023 yılında 1.51 olarak gerçekleştiğini görmekteyiz. Bir ülkede nüfusun azalma eğilimine girme oranının üst sınırı 2,1 olarak kabul edildiğine göre aile ve neslin geleceğinin alarm verdiğini söyleyebiliriz.

Nüfusun azalması sadece ekonomik sebeplere bağlanamaz. Türkiye’nin kıtlık yıllarında bile nüfusumuz artmıştır. Ailenin çökmesi ve nüfusun azalması 2001 yılından itibaren kadın hakları bahanesiyle başlayan feminist politikaların sonuçlarıdır. Varoluşsal beka sorunu deyin, ülkenin güvenliği deyin, sonuç değişmeyecektir. Rüzgâr ekildi, fırtına biçilecektir!

2001 yılından itibaren yeni devrim yasaları yürürlüğe konulmaya başlanmıştır. Radikal feminist önderlerin ifadeleriyle “..noktasına, virgülüne kadar yaptırdık! Değiştirttik!” dedikleri yasalar ve uygulama sonuçları bu vahim tabloyu oluşturmuştur.

Başta 2001 yılında yürürlüğe giren Medeni Kanun, 2005 yılında yürürlüğe giren yeni Ceza Kanunu, 2010 yılında Anayasa değişikliğinin arasına katılan referandum ile kabul edilen POZİTİF AYRIMCILIK hükmü ve Stratejik derinlik uzmanı olduğunu iddia eden Ahmet Davutoğlu’nun başımıza bela ettiği İSTANBUL SÖZLEŞMESİ ve türevi/uygulama yasası olan 6284 sayılı kanun bağlamında “kadının beyanı esastır” kabulü ile aile ve toplum çökertilmiştir. Toplumlar ve insanlar yasalara göre davranır ve yaşarlar.

Tüm bu yeni devrim yasalarının uygulama sonuçları; evliliklerin azalmasına, evlilik yaşının kadınlarda 30, erkeklerde 35 seviyelerine yükselmesine, boşanmaların artmasına ve nüfusumuzun tehlike sınırının çok altına düşmesine neden olmuştur. Her ne kadar İstanbul Sözleşmesi sağduyulu halkımızın ve sivil toplum kuruluşları ile aydınların tepkileri karşısında iptal edilmiş ise de İstanbul Sözleşmesi dayanak alınarak hazırlanan, dünyada eşi ve benzeri bulunmayan 6284 sayılı aileyi tahrip eden kanun daha da sert biçimde uygulanmaya devam etmektedir. Hatta aileyi, ahlakı, nesli koruması beklenen bir kısım siyasiler haykırarak! 6284 sayılı yasayı kırmızıçizgileri ilan etmişlerdir.

Pozitif ayrımcılık ilkesi yeni kılıklarla karşımıza çıkmaktadır. 8 bakanlık ve STK’lar işbirliği ile genç kadınları asgari ücretle, ücreti devletin ödediği proje kapsamında zor ve meşakkatli işlerde çalışmaya sevk etmektedirler. (Otellerde temizlik elemanı, güvenlik görevlisi, tezgâhtar ve kasiyer gibi işler) Eskiden demir perde ülkelerinin sokaklarında gördüğümüz temizlik işçisi kadınlar artık bizim ülkemizde de görülmektedir. Bunun yanında, benzin istasyonlarında pompacı olarak çalıştırılan kadınlar gibi örneklerle de karşılaşmaktayız. Evlenme ve annelik rolü değersizleştirilerek kadın onuruna yakışmayacak zor işlerde çalışmak değerli gösterilmektedir. Bu projelerle aile parçalanmakta ve nüfus alarm seviyesine gerilemektedir.

Nüfus planlamasının diğer aparatı olarak eğitim kullanılmaktadır. 12 yıl zorunlu eğitimde 20 milyon öğrencimiz vardır. Üniversite enflasyonu ile birlikte yaklaşık 9 milyon üniversite öğrencisi bulunmaktadır. Plansız programsız açılan özel üniversiteler ve kontenjanları artırılan devlet üniversiteleri işsiz gençler üretmektedir. Ara eleman, zanaatkâr, teknik elemanla
r, çırak, kalfa ve usta kıtlığı çekilirken; iş bulamayan üniversite mezunları ile karşılaşmaktayız. Bu plansız ve programsız eğitim politikaları, gençlerin evlenememesi sonucunu doğurmaktadır. Genç nüfusun gerilemesiyle yaşlı bir topluma dönüşmekteyiz. 20 yılı aşkın süreden beri gerek yeni devrim yasaları, gerek aile ve eğitim politikaları aileyi ve toplumu uçurumun eşiğine getirmiştir. Vahim hatalardan dönülmediği takdirde bozulma ve çözülme kaçınılmaz olacaktır.

Feministlerin saldırılarına maruz kalan insanımızı korumak vatani görevimizdir. Seçime endeksli siyaset anlayışı terk edilerek başta milli ve manevi değerlerimize uygun olan yasalar yapmalıyız. Eğitim ve aile politikalarını ehil ve bu toprakların değerlerine inanan insanlara emanet etmeliyiz. Üstad Necip Fazıl’ın ifadesiyle, “..bu cadde çıkmaz sokak..!”
Emaneti teslim ettiğimiz kişiler vebal altındadırlar. Onlara yol yakınken hatalarınızdan dönünüz diyoruz…

Prof. Dr. Sefa Saygılı
Türkiye AİLE Meclisi Mütevelli Heyeti Başkanı

Basinaciklamasi.t.me antiGENDERhareketi.t.me
ailehaklari@gmail.com ailemeclisleri.t.me
Hicrî yılbaşımız insanlık ümmet millet ülkelerimiz memleketlerimiz ailelerimiz şahıslarımız için dünya ahiret saadetlerine vesile olması ve darbelerden kurtulabilmek fiili dualarımız için ; siyonizm Masonluk dayatması DinsizlikDini LAisizm ve KemalizmDini kalksın yerine bin yıllık devletimizin dini islam maddesi yeniden anayasada yer alsın.
Anayasa ve kanunlar İslam'a fıtrata uygun olsun..
https://nethaberler.com/dinimiz-ve-devletimizi-isgalci-darbecilerden-korumak-icin-laiklik-ve-kemalizm-tasfiye-edilsin-41337/

Ailemizi, Dinimiz ve Devletimizi işgalci Darbecilerden ve siyonizmden Korumak için; Laiklik ve Kemalizm Tasfiye Edilsin
Siyonizm Masonluk yasaklansın


Ailemizi Dinimizi Devletimizi Siyonist işgalci hain Darbecilerden anayasalarından kanunlarından Korumak için; Laiklik ve Kemalizm Dinleri Âcil Tasfiye Edilmeli!. Siyonizm Masonluk yasaklanmalı!

Türkiye’deki 100 yıllık askeri vesayet ve kesintisiz darbe sürecinin kılıfı ve referansı, temeli siyonizm ve işgalci İngiltere dayatması laiklik ve sekülerizm olan batı öykünmecisi ve mankurt karakterli Kemalizm sebataizm ideolojisi olup, bu referanslar ortadan kaldırılmadığı sürece sivil ve askeri darbe süreci daima beslenecek ve kendine mazeret oluşturacaktır.

Tıpkı 15 Temmuz, 27 mayıs 27 nisan, 12 eylül 28 şubat darbecilerinin takiyyeten de olsa Kemalist ve laik söylemleri mazeret göstermeleri ve pek çok laikçi Kemalist subayın darbe teşebbüsüne iştiraki gibi.
Bu nedenle laiklik ve Kamalizm anayasadan çıkarılmalı, devletin resmi ideolojisi olmamalıdır. Kabbalaci sebataist pakrudin siyonist masonların dayattığı laisizm dini ve kamalizm dini Resmi ideoloji ve açılımı olan tüm mevzuat sadece anayasadan değil, tüm kanun, kararname vs. mevzuat, müfredat ders içeriklerinden çıkarılmalıdır. Bunun devamı olarak resmi ideolojiye ait resim, heykel, ikon ve semboller tüm kamusal alanlardan kaldırılmalı, bunlara ve Anıtkabir’e tazime yönelik tüm resmi törenler tamamen iptal edilmelidir.

30 mayıs 1876 ve 13/27 nisan 1909 siyonist Sabateistler mason hareket ordusu tüm komutanları dahil Ülkemizi işgal ettiren Mondros Sevr Lozan dayatmalarını imzalayan imzalatan terörist siyonist tüm İttihat Terakki üyeleri ve işbirlikçileri ve devamı olan Hilâfet paralarını parti malı yapan CHP ve kurucusu dahil tüm yöneticileri, tüm darbeciler ve yerli yabancı tüm işbirlikçilerin isimleri ülkemizin her yerinden kazınmalıdır sökülmelidir…

https://basinaciklamasi.t.me

Ailemizi Dinimizi Devletimizi siyonist işgalci Darbecilerden ve anayasalarından kanunlarından Korumak için Laiklik ve Kemalizm Âcil Tasfiye Edilmeli

Türkiye’deki 100 yıllık askeri vesayet ve kesintisiz darbe sürecinin kılıfı ve referansı, temeli laiklik ve sekülerizm olan batı öykünmecisi ve mankurt karakterli Kemalizm sebataizm ideolojisi olup, bu referanslar ortadan kaldırılmadığı sürece sivil ve askeri darbe süreci daima beslenecek ve kendine mazeret oluşturacaktır. Tamamına suç duyurusu yaptığımız Tıpkı 15 Temmuz , 27 mayıs 27 nisan, 28 şubat, 12 eylül darbecilerinin takiyyeten de olsa Kemalist ve laik söylemleri mazeret göstermeleri ve pek çok laikçi Kemalist subayın darbe teşebbüsüne iştiraki gibi.
Bu nedenle laiklik ve Kamalizm anayasadan çıkarılmalı, devletin resmi ideolojisi olmamalıdır. Kabbalaci sebataist pakrudin masonların dayattığı laiklik ve kamalizm dini Resmi ideoloji ve açılımı olan tüm mevzuat sadece anayasadan değil, tüm kanun, kararname vs. mevzuat, ders içeriklerinden çıkarılmalıdır. Bunun devamı olarak resmi ideolojiye ait resim, heykel ve semboller tüm kamusal alanlardan kaldırılmalı, bunlara ve Anıtkabir’e tazime yönelik tüm resmi törenler tamamen iptal edilmelidir.
Siyasi partiler ve memurlara yönelik kanunlarda gerekli değişiklikler yapılarak, yemin metninden Kemalizm dini ve laiklik vurgusu çıkarılmalı, Kemalizm dâhil tüm ideolojilerin özgürce parti politika ve ideolojilerini savunabilecekleri düzenlemeler getirilmelidir.
Yine Kemalizm doğmasının korunmasının en önemli aracı olan Atatürkü Koruma Kanunu 5816 sayılı çağdışı yasa kaldırılarak, kimse bu doğmayı kutsamaya zorlanmamalı, M.Kemal’de tarihteki diğer devlet adamları gibi serbestçe eleştirilebilmelidir.
Laiklik Ve Kemalizm Ders Kitaplarından ve Müfredattan Çıkarılmalıdır
Anayasal değişiklik hızlı yapılamasa bile, kanun, kararname, heykel ve semboller ile törenlerin acilen değiştirilmesi mümkün ve elzemdir. Zira şu anda iktidarın elindeki yetkiler bunları yapmaya yeterli olduğu gibi, mevcut devrim atmosferi soğuduktan sonra bu alanda da adım atmak zor olacaktır ve her geçen gün atmosfer namüsait hale gelebilecektir. Eğer bu kanuni ve sembolik değişiklikler yapılırsa, anayasadaki ifadeler resmiyette kaldırılamasa bile mantıksız şapka dayatması kanunu gibi kadük kalacağından, değiştirilmese bile çok önemi kalmayacaktır.
Değiştirilmesi kanun gerektirmeyen ders içerikleri, ders kitapları ve okullardaki her türlü büst, görsel ve törenler konusu hemen halledilmeli.
Halen her mezhep, ideoloji vs.nin kendini rahatça ifade edebildiği ve yaşayabildiği bu memlekette, bu memleketin gerçek sahibi olan ve rüşdünü 15 Temmuz devrimiyle ispat eden muhafazakar – müteddeyyin halk kesimi de bu haklara aynen sahip olmalıdır ki, 15 Temmuz devrimini gerçekleştiren halkımızın 100 yıldır içinde beslediği ve büyüttüğü en öncelikli ve önemli talebi budur. Nasıl ki kominizim iflas etmiş olmasına rağmen bu memlekette hala komünistler ve Komünist Parti varsa, Kemalistler de Kemalist Parti kurabilir, ama kimse Kemalizm’e zorlanmamalıdır artık.
Allah’a kulluk özgürleştirir. Halkımız Kula Kulluğa Zorlanmaktan Tamamen Kurtarılmalı
Erdoğan’ında sık sık ifade ettiği gibi, halkımız Fetöye, yani kula kul olmamak için bu darbeye karşı koymuştur ve hamd olsun olmamıştır da. Lakin halkımızın mankurt Kemalist elit ve idarecilerce, 100 yıldır Mustafa Kemal’e kul haline getirilmeye çalışıldığı, bu kulluk halkımızın muhafazakar kesimince içselleştirilmemesine rağmen, çeşitli törenler, yeminler, anayasa ve yasalar, mahkemeler vs. yönüyle zoraki olarak gerçekleştirilmeye çalışıldığı açık bir vakıadır.



Tamam Fetöye kulluk kötü ve olmadık ama, hala 333 vekilden 158 atanmış vekilin oylarıyla 1923’de resmi reisicumhur olan M.Kemal’e ve sembollerine kulluk anlamına gelen sembol ve törenlere ne demeli? Tekke türbeler kapatıldı ama en büyük türbe Anıtkabir’e giderek tazimde bulunmak,15Temmuz halk devriminin ruhuyla ve mantık ile bağdaşmayan bir durumdu. Bu tür ritüeller bundan sonrada devam edecek, bazılarınca ümmetin tek ümidi ve tabi önderi olarak tavsif edilen Erdoğan dahi bu tür ritüellere katılacaksa, o zaman Fetöyü kulluktan kurtulduk demenin ne manası kalmaktadır?
Öncelikle tüm cumhurun ve reisinin idrak etmesi gereken bir gerçek var ortada, halkımız sadece Allah’a kul olmak istiyor, ne Fetöye, ne M.Kemal’e ve nede başka bir faniye değil!
Cephede Kazanılan Bir Savaşı Masada Bir Kez Daha Kaybetmemeli


Bu amaçla bayrak ve İstiklal Marşı törenlerinin CHP Cumhuriyet Halk Partisinin ilk resmi genel başkanı M.Kemal heykelleri önünde ve bir ibadeti andıran saygı duruşu eşliğinde yapılması uygulaması acilen ve mutlaka iptal edilmeli, İstiklal Marşı halkın gönüllü olarak, saygı duruşu gibi ibadet unsuru taşıyan bir ritüel halinde olmaksızın, kendi arzusuyla söylediği ve dinlediği bir marş haline getirilmelidir.


Bugün 15 Temmuz ülkemiz NATO-FETÖ marifetiyle işgal edilmeye çalışıldı.isgalci Yunan düşmanını denize döktük ama Yunan/Latin alfabesini zorunlu alfabe yaptık adına da Türk Alfabesi yalanını uydurduk… İşgalcilerin dili İngilizceyi fransizcayi zorunlu ders yaptık… Fulbright eğitim sisteminden mankurtlaşmaktan kurtulmak için Ahlak, İslam Dini ve Yaşayan Kuran Resülullah hayatı dersleri zorunlu olmalı istemeyen veliler dilekce vermeli istemeyenlere de sadece Ahlak Dersi zorunlu olmalı.
Türkiye İslam Devleti olarak Osmanlı’nın devamıdır. Türkiye İslam Cumhuriyeti kurulduğunda yeni bir kanun olmadığına göre 1876 kanunlarına 1921 ve 1924 anayasasındaki gibi hatta cumhuriyetin ilaninin 100.yilinda devletin dini islam yeni anayasa da da yer almalı. Laiklik dayatmasıyla islam düşmanlığından ve kemalizm dayatmalarından vazgeçilmeli.

Adem Çevik
AdaletPlatformu hakbirr SeçtikleriniDenetle sözcüsü

SectikleriniDenetle.t.me
Ezanplatformu.t.me adaletplatformu.t.me https://chat.whatsapp.com/F7IbzyS9rX0LQ1rduspn5U hakbirr.t.me @tevbe24 05327036115 05322033274 05322467411 Hûd:113/112 bugün ikindi namazı Fatih Camii'nde fiili dua dayız