@BASINAciklamasi
200 subscribers
419 photos
1 video
444 files
3.24K links
AileyiKoru Teröre Cinayete Darbeye ÇARE: KISAS!
Siyonizm Masonluk KAOS/GLPT FUHŞ içki kumar riba $ YASAKLANSIN! #önceAHLAK #önceHAK #önceADALET #önceinsan @HakBirr @milliirade @KULHAKLARI @AileHaklari @insanhaklari @TurkiyeSTKBirligi @SectikleriniDenetle!
Download Telegram
Kudüsten Şeyh Mahmut Davudiden: 800 TL
Londrada Durban Cemiyetinden: 1.400 TL
08.05.1923 tarihli makbuz: 873 TL
Saint Lui Cemaat-i Islamiyesinden: 5.811 TL
Ağaoğlu Ahmet vasıtası ile: 731 TL
Durban Cemiyetinden: 2.475 TL
Osmanlı Bankası Londra Şubesinden: 1.242 TL
Durban Cemiyetinden 26.04 1923 tarihli: 1.400 TL
Durban Cemiyetinden: 2.475 TL
Fr. Hindistanın Kasılkıl Islam hanımları tarafından: 650 TL
12.02.1923 tarihli Dr. Ensari tarafından: 35.560 TL
12.08 1922 tarihli makbuz: 35.900 TL
——————————————————————————-
TOPLAM:254.038 TürkLirası (8.252 S Ingiliz) Toplam 1.035.000TL,130BİN Sterlin
58,650 TL, 1922 Haziran,Hindistan Hilafet Fonundan Hilali Ahmer (Kızılay'a) Cemiyetine

Ayrıca Atatürkün Vasiyeti kitabında Mısır Hidivi Abbas Hilmi Paşadan 900.000 TL
Azerbaycandan 500 altın, Kıbrıs Türklerinden 320 Sterlin (kaynak, Yavuz Bahadıroğlu) ve Rusya-Özbekistan Buhara Hanlığından 1milyon altın geldiğini Buhara Hanının yaşayan oğlu anlatmaktadır.
Hindistan Müslümanları, işgale uğrayan Hilafet Merkezi Türkiyeye yardım için büyük bir yardım kampanyası başlattılar ve Emir Ali başkanlığında Hint Hilafet Komitesi (İndian Committee of the Caliphate) aracılığıyla yardım topladılar. Para miktarı 1.5 milyon İngiliz Sterlini civarındaydı. O yıllarda 1 İngiliz Sterlini 9 Osmanlı Lirası, 1 lira da 6.6 saf altına denkti. Hemen Ankaraya ulaştırılan bu para, Maliye Bakanlığı tarafından Hazineye değil doğrudan Başkomutan Mustafa Kemal Paşanın emrine tahsis edildi ve Osmanlı Bankasına yatırıldığı tarih kayıtlarda zikredilmektedir. İş Bankası da 2005 ve 2010 yılında 2 defa Pakistana şükran borcu için yardım gönderdiğini basın aracılığıyla duyurmuştur. Mustafa
Kemal ise 9/11/1338 (1922) de Seyyid Çotaniye Hindistandan gelen yardımlar işimize yaradı teşekkür mektubu göndermiştir. Hindistandan gelen 1.535.000 Liranın 435.000 lirasının resmi harcaması var, kalanı İŞbank sermayesidir.

İŞ BANKASINDAN HESAP SORULMASINI İSTİYORUZ.
1116 Sayılı Yasayla 1927 Yılında Osmanlı İtibar-ı Milli Bankası Tüm Malvarlığıyla Birlikte İş Bankası A.Ş.ye devredilmiştir ve Devredilen Kurucu Hisse Senedi Alanlar ise şunlar: 1- Osmanlı Maliyesi 50.000 adet hisse senedi, (Bugünkü adı Hazine Müsteşarlığı), 2- İttihat ve Terakki Cemiyeti Merkez-i Umumisi. 15.000. adet hisse senedi, 3- Osmanlı Donanma Cemiyeti 31.000 adet hisse senedi, 4- Harbiye Nezareti Muhaberat Dairesi 10.000 adet hisse senedi, 5- Askeri Demir Yolları 12.000 adet hisse senedi, 6- Evkaf-ı Şeriye Hümayun Nezareti 8.000 adet hisse senedi, (Diyanet İşleri Başkanlığı ve Vakıflar Genel Müdürlüğü), 7- Muvazzaf asker ve askeri sivil memur ile bazı eşrafın 274.000 adet hisse senedi.. Burada asıl soru şu: Bu hisseler nerede, ya da kimin hesabına kaydedildi.. Diyanet İş Bankasına ortak olduğuna göre, bunun dini mahiyeti ne ya da bu hisselerin neması kime veriliyor ve ne şekilde kullanılıyor?
1916 - 1917 Yılında Osmanlı İtibar-ı Milli Bankası ortaklık senedi alanlar: Osmanlı İmparatorluğunun askeri birliklerde görevli asker ve sivil memur maaşından 50 Osmanlı lirası kesilmiş ve isimlerine yazılı kurucu ortaklık hisse senedi verilmiştir. Ayrıca eşraftan, Miralay Ali Rıza Keskiner, Bedriye Hanım (Koç İsmail), Kara Mehmet Ağa, Halilzade Mustafa Hikmet, Hacı Hasan Hüseyin Efendi, Şerif Ağa, vb, birçok insanımıza ve mirasçılarının hakları 90 yıldır ödenmemiştir. Binlerce vatandaşın hak kaybı ve mağduriyetleri sözkonusu..
Mustafa Kamalin babası dedesi anası zengin olmadığına göre sermayenin mirasın kaynağı nedir acaba…
Osmanlı daki 23 bankanın İş Bankasına devir edildiği iddia edilmektedir. 11 milyon adet kurucu hisselerin akıbeti bilinmemektedir.
Cumhuriyet Halk Partisi Yönetimi tarafından 1924 yılında kurulmuş bulunan İş Bankasınabu ilgili hisseler ve tüm mal varlıkları Vakıflara ait olan İşbank Müzesini de yıllardır bedava kullanıyor. İş Bankası ile Osmanlı İtibari Milli Bankası birleşmesine karşı çıkan Genel Müdür Maliyeci Cevdetin ölümünü de şüpheli ölüm olarak değerlendirilmektedir.
1930 yılında Türk Tecimen Sosyetesi Şirketikurulmuş 112.712 ve 713bin hissesin izahı bilinmiyor
1956 yılında, İş bankası adına Yardım Derneğinikurulmuş yönetimde söz sahibi olunmuş
1958 yılında, bu derneğin MUNZAM vakfadönüştürüldüğü yönetimde söz sahibi olduğu biliniyor.
96 yıldır bu bankaların hissedarlarına ödeme yapılmadığı gibi bilgi de verilmemiştir.
CHP VE İŞ BANKASINI YÖNETENLERden hesap sormak için mahkemeler devam etmektedir. İşBankasınının 98. kuruluş yılı olan 26 Ağustosta Tüm Müslümanları İstanbul Eminönündeki ve Ankara Ulustaki İş Bankası Müzesi önünde saat:11 de yapacağımız basın açıklamasına bekliyoruz.
2006 yılından beri Türkiye İş Bankası aleyhine Osmanlı İtibar-ı Milli Bankası hissedarlarının mirasçıları adına İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinde muhtelif davalar açılmıştır.bazilari
• İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2006/393 E. sayılı dosyası
• İstanbul 43. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/40 E. sayılı dosyası
• İstanbul 31. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/413 E. sayılı dosyası
• İstanbul 39. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/376 E. sayılı dosyası
• İstanbul 29. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/248 E. sayılı dosyası
• İstanbul 48. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/224 E. sayılı dosyası
• İstanbul 50.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/238 E. sayılı dosyası

Türkiye İş Bankası A.Ş. T.C. Cumhurbaşkanlığı makamına, T.C. Başbakanlık makamına, TBMMye SPKya, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınça, Başbakan Yardımcısı Ali Babacana, Vakıflar Genel Müdürlüğüne, Vergi Denetim Kurulu Başkanlığına ve Genelkurmay Başkanlığına ihbar dilekçeleri gönderildiğinden dolayı Av Mahmut Doğan ve FİTEM Kurucularından Adem ÇEVİKe İstanbul (9). Ve 22. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/304 E. ve 2013/215 sayılı dosyası ile toplam 160.000.TLlık Manevi Tazminat davası açmıştır. 31. Asliye Ceza da 3 sene hapis ile yargılandi

26.06.2013 tarihinde TVNET adlı televizyon kanalında yayınlanan Tarih Atlasıadlı programdaki beyanlarımdan dolayı da Türkiye İş Bankası A.Ş. İstanbul 22. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/215 Esas sayılı dosyası ile 50.000.TLlik ve ist. 11. Asliye Hukuk Mahkemesinde de 20.000 TLlik Manevi Tazminat davası açmış ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/10482 Soruşturma Numarası ile de suç duyurusunda bulunmuştur. köydeki tarlama haciz konmuştur. Maksadları göz korkutmak ve sindirmektir.
Mersin Tarsus CHPli Burhan OCAKOĞLU İŞbank ailemizin 170 trilyonunu gasp etti.Diyerek suç duyurusunda bulunmuştur. gazeteler haber verirken İşBank ismini yazamadılar.
Bu konuları yazan Gazeteci Yazar FİTEM Kurucularından Abdurrahman Dilipaka da suç duyurusu yapılmış Bakırköy savcılığı takipsizlik vermiştir.
26 Mart2014 tarihinde 365 müvekkil adına; ihbar dilekçeleri verilmiştir.
• T.C. Maliye Bakanlığı Mali Suçları Araştırma Kuruluna (MASAK)
• T.C. Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu Başkanlığına (VDK)
• Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kuruluna (BDDK)
• T.C. Başbakanlık Sermaye Piyasası Kurulu Başkanlığına (SPK)
• Tasarruf Mevduat ve Sigorta Fonuna (TMSF) ihbar dilekçesi
• İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına Soruşturma No: 2014/45868 suç duyurusu dilekçesi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Kaçakçılık – Toplumsal Olaylar ve Örgütlü Suçlar Bürosu
Ayrıca bu tür yolsuzluk, hukuksuzluklarla mücadele etmek için oluşturduğumuz FİTEM Finansal Tetikçilikle Yolsuzlukla Mücadele Platformumuz elimizdeki tüm belgeleri başta reisiCUMHURUMUZ olmak üzere devletimizin en yetkililerine ve ilgililere iletmisyir . Bu konuyla ilgili kitap çalışmalarımız devam etmekte olup elinde belge bilgi olanlar katkıda bulunabilirler.
İşBankasınının 98.kuruluş yılı olan 26 Ağustos Saat.11de Tüm sağduyu sahiblerini İstanbul Eminönündeki İş Bankası Müzesi önünde yapacağımız basın açıklamasına bekliyoruz.
#CHPişbankdanEliniÇeksin #İŞbankdakiCHPhisseleriDiyanetinOlsun
Son olarak diyoruz ki Menderes ve arkadaşları İŞ Bankasındaki bu hukuksuzluğa dur dedikleri için 27 Mayıs Lanet Darbesi yapılmış ve tekrar CHP İŞbank ortaklığı sürüyor.
Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olan CHPnin İŞ Bankası üzerindeki otoritesine derhal son verilmeli, yapılan kanunsuzluklar, hukuksuzluklar ve mağduriyetler acilen giderilmelidir. TBMM, DDK, BDK, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcığını göreve davet ediyoruz. Türkiye tarihinin en büyük ve en köklü yolsuzluk ve gasplarına dur demezseniz sizlerde suça iştirak edersiniz. Altın kaçakcılığı, uyuşturucu, kara para aklamadan hakkında yüzlerce dava açılan İş Bankasına geçtiğimiz yıllarda 54milyon ve 74 milyon yani trilyonluk cezalar kesildiği basına yansımıştır. Hindistanda Hilafet Fonu araştırmalarımız devam ediyor. Suç Duyurularimiz da devam edecektir. Tüm halkımızı devlet yetkililerimizi yargıyı sivil toplum kuruluşlarını medyayı vazifeye davet ediyoruz.
Âdem Çevik
Adalet Platformu ve FİTEM Genel Koordinatörü 05327036115 Https://t.me/adaletplatformu
Dünya Aile Birliği Genel Koordinatörü Adem Çevik bugün Dünya yaşlılar Yılı ilan edilmesi ile ilgili olarak düzenlenen Dünya Yaşlı Hakları Kurultayında şu açıklamayı yaptı.
Yaşadığımız dünya, bölge, ülke hayat bizi yaşlandırdı. biz ahir zaman peygamberinin ümmetiyiz ve bu hayat bizi yordu ve yaşlandırdı. “Z kuşağı” dedikleri, Biyolojik insan türünün son örneği olarak gördükleri genç nesli aslında bu şekilde alenen ve kaba bir şekilde tehdit ediyorlar.
Biz insanız, insan kadın-erkek, genç-yaşlı, doğduğu toprak, deri rengi, zamandan bağımsız aynı atanın çocuklarıyız. Ve bu vesile ile yaşlılarımızı saygı ile anıyoruz. Gençlerimiz bizim geleceğimiz, yaşlılar geçmişimizdir. Biz ise yaşadığımız zamanın tanıklarıyız.
Bu dünyada işlerimizi kolay kılmak için yardımlaşmak zorundayız. Daha akıllı, daha dürüst, daha cesur, daha sabırlı, daha merhametli, daha çalışmak olmak zorundayız. Bu anlamda herkesin kendini ferden ferda gözden geçirmesi gerekmektedir. Zira biz kendimizi değiştirmedikçe Allah bizim hakkımızdaki hükmünü değiştirmeyecektir.
Yaşlıya, ebeveyne, engelliye, yetime, hayvana, cevreye tüm mahlukata sevgi saygı duyan ormana canlıya zarar vermeyen bir nesil yetiştirmek için eğitim öğretim kurumlarında tüm öğrencilerimize Kur'an ahlakı siyer dini bilgiler zorunlu olmalı istemeyen veliler dilekçe vermeli. geleceğin sahipleri gençlerimizi mankurtlastiran Fulbright materyalist egitim sistemi çöpe atılmalı
Biz bu anlamda
-Bizi fazlası ile yoran, kaygılandıran, katı CoVID kurallarından vazgeçilmesini, zorunlu aşı ve / veya PCR uygulamasından vazgeçilmesini talep ediyoruz. Mevcut radikal uygulamaların bölgede ve tüm dünyadaki sonuçları ortadadır ve bu sonuç hüsrandır. Kaldı ki, hemen sınırımızda, normal hayata göre çok daha zor şartlarda olan İdlib ve çevresindeki göçmen kamplarında ne maske,ne mesefa, ne PCR ve ne de aşı vardır ve sonuçta bu kamplarda içiçe yaşayan insanlarda CoVID salgını da yoktur. Bu konuda siyaset, bürokrasi, akademi, Media ve STK’ların inceleme yapmasını, bölgeden sorumlu vali yardımcısından bilgi almalarını talep ediyoruz.
-CoVID sürecinde eğitimin aksamaması, öğretmen, öğrenci, çalışan ve ailelerin Aşı ve PCR, Maske dayatması ile haksız, hukuksuz bir şekilde taciz edilmemesi için yayınlanan genelgenin geri çekilmesini, isteyen öğrencilerin yüzyüze eğitime katılması, endişesi olanları ya da risk taşıyanların uzaktan eğitimlerili ikili sisteme geçilmesini talep ediyoruz. Eğitim CoVID sebebi ile aksatılmamalı, gerilimlere fırsat verilmemelidir.
-Bu vesile ile, Temel dini bilgilere, katılacak öğrencilerin değil, katılmak istemeyecek öğrenciler için velilerin talepte bulunması uygulamasına geçilmelidir.
Ülke gündemi uzun süredir meşgul eden ve bir türlü sonuçlanmayan, zaman zaman gündeme getirilip, daha sonra gündemden çekilen tartışmalar toplumu yormakta, konu polemik konusu edilmekte, sulandırılmakta, toplumda umut kırıklığına sebeb olmaktadır?
Bu anlamda, mesela;
-İstanbul sözleşmesinden çekildik derken, aynı hükümleri içeren yasalar aynen durmaktadır. Aynı Paraleldeki CEDAW ve Lanzarotte gibi düzenlemeler de aynen yerinde durmaktadır? Uygulamada yavaşlasa da sonuçta bir değişiklik yoktur ve yakınmalar devam etmektedir.
-İş Bankası konusu yıllardır tartışılmakta ancak bir ilerleme sağlanamamaktadır. Bu konu Diyanet, Vakıflar, Cumhurbaşkanlığı, Hazine yanında Hak sahibi, CHP’liler de dahil bir çok kişiyi ilgilendirmektedir. Bazı konular sürüncemede kalınca şüyuu vukuundan beter bir hal almaktadır ve söylenti gerçeğin yerine geçmektedir.
-Hayvan Hakları ile ilgili yasa alel acele, bir çok eksik ve yanlış sonuçlar doğuracak hükümlerle Meclisten geçirilmiş, şimdi de Cumhurbaşkanlığında bekletilmektedir. Yanlışın neresinden dönülürse kardır ve bu konu bu hali ile çözüm değil sorun kaynağı olacaktır.
-5G ve Starlinkler, NeuraLink, TransHumanizm konusundan GlobalResetçilerin komplolarına karşı resmi çevrelerden ne yazık ki, bir karşı ses gelmemektedir. Bu konuda resmi belgelerde, sanki örtülü bir destek anlamına gelecek mesajlar yer almaktadır.
Bu konunun acilen ele alınarak, Biyolojik insan neslinin sonunu getirmeye yönelik, toplumsal cinsiyet maskeli, Kimliklerimizdeki GENDER maddesinin kaldırılmasını ve aileye karşı LGBT+’a pozitif ayrımcılık uygulayan düzenlemelerin, son olarak gıda üzerinden insanın fıtratına yönelik tehditlerin ortadan kaldırılmasını, bu anlamda sentetik et ve benzeri uygulamalara son verilmesini talep ediyoruz.
CoVID’e karşı yerli, korucu, tedavi edici çalışmaların ve bu arada oksijen salgılaması ve radyasyon emici özelliğinden dolayı KENEVİR’in önündeki engellerin kaldırılarak teşvik edilmesini talep ediyoruz.
11 Eylül saat:14:53'de İstanbul Maltepe'deki UYARI ÇAGRI Mitingine bekliyor Aynı gün her yerde etkinler basın aciklamalarina davet ediyoruz
Türkiye Aile Birliği ve Türkiye Sivil Toplum Kuruluşları Birliği Bileşenleri

Https://t.me/YasliHaklari t me/insanhaklari t.me/DunyaAileBirligi t.me/TurkiyeAileBirligi
Dünya Aile Birliği Genel Koordinatörü Adem Çevik bugün Dünya yaşlılar Yılı ilan edilmesi ile ilgili olarak düzenlenen Dünya Yaşlı Hakları Kurultayında şu açıklamayı yaptı.
Yaşadığımız dünya, bölge, ülke hayat bizi yaşlandırdı. biz ahir zaman peygamberinin ümmetiyiz ve bu hayat bizi yordu ve yaşlandırdı. “Z kuşağı” dedikleri, Biyolojik insan türünün son örneği olarak gördükleri genç nesli aslında bu şekilde alenen ve kaba bir şekilde tehdit ediyorlar.
Biz insanız, insan kadın-erkek, genç-yaşlı, doğduğu toprak, deri rengi, zamandan bağımsız aynı atanın çocuklarıyız. Ve bu vesile ile yaşlılarımızı saygı ile anıyoruz. Gençlerimiz bizim geleceğimiz, yaşlılar geçmişimizdir. Biz ise yaşadığımız zamanın tanıklarıyız.
Bu dünyada işlerimizi kolay kılmak için yardımlaşmak zorundayız. Daha akıllı, daha dürüst, daha cesur, daha sabırlı, daha merhametli, daha çalışmak olmak zorundayız. Bu anlamda herkesin kendini ferden ferda gözden geçirmesi gerekmektedir. Zira biz kendimizi değiştirmedikçe Allah bizim hakkımızdaki hükmünü değiştirmeyecektir.
Yaşlıya, ebeveyne, engelliye, yetime, hayvana, cevreye tüm mahlukata sevgi saygı duyan ormana canlıya zarar vermeyen bir nesil yetiştirmek için eğitim öğretim kurumlarında tüm öğrencilerimize Kur'an ahlakı siyer dini bilgiler zorunlu olmalı istemeyen veliler dilekçe vermeli. geleceğin sahipleri gençlerimizi mankurtlastiran Fulbright materyalist egitim sistemi çöpe atılmalı
Biz bu anlamda
-Bizi fazlası ile yoran, kaygılandıran, katı CoVID kurallarından vazgeçilmesini, zorunlu aşı ve / veya PCR uygulamasından vazgeçilmesini talep ediyoruz. Mevcut radikal uygulamaların bölgede ve tüm dünyadaki sonuçları ortadadır ve bu sonuç hüsrandır. Kaldı ki, hemen sınırımızda, normal hayata göre çok daha zor şartlarda olan İdlib ve çevresindeki göçmen kamplarında ne maske,ne mesefa, ne PCR ve ne de aşı vardır ve sonuçta bu kamplarda içiçe yaşayan insanlarda CoVID salgını da yoktur. Bu konuda siyaset, bürokrasi, akademi, Media ve STK’ların inceleme yapmasını, bölgeden sorumlu vali yardımcısından bilgi almalarını talep ediyoruz.
-CoVID sürecinde eğitimin aksamaması, öğretmen, öğrenci, çalışan ve ailelerin Aşı ve PCR, Maske dayatması ile haksız, hukuksuz bir şekilde taciz edilmemesi için yayınlanan genelgenin geri çekilmesini, isteyen öğrencilerin yüzyüze eğitime katılması, endişesi olanları ya da risk taşıyanların uzaktan eğitimlerili ikili sisteme geçilmesini talep ediyoruz. Eğitim CoVID sebebi ile aksatılmamalı, gerilimlere fırsat verilmemelidir.
-Bu vesile ile, Temel dini bilgilere, katılacak öğrencilerin değil, katılmak istemeyecek öğrenciler için velilerin talepte bulunması uygulamasına geçilmelidir.
Ülke gündemi uzun süredir meşgul eden ve bir türlü sonuçlanmayan, zaman zaman gündeme getirilip, daha sonra gündemden çekilen tartışmalar toplumu yormakta, konu polemik konusu edilmekte, sulandırılmakta, toplumda umut kırıklığına sebeb olmaktadır?
Bu anlamda, mesela;
-İstanbul sözleşmesinden çekildik derken, aynı hükümleri içeren yasalar aynen durmaktadır. Aynı Paraleldeki CEDAW ve Lanzarotte gibi düzenlemeler de aynen yerinde durmaktadır? Uygulamada yavaşlasa da sonuçta bir değişiklik yoktur ve yakınmalar devam etmektedir.
-İş Bankası konusu yıllardır tartışılmakta ancak bir ilerleme sağlanamamaktadır. Bu konu Diyanet, Vakıflar, Cumhurbaşkanlığı, Hazine yanında Hak sahibi, CHP’liler de dahil bir çok kişiyi ilgilendirmektedir. Bazı konular sürüncemede kalınca şüyuu vukuundan beter bir hal almaktadır ve söylenti gerçeğin yerine geçmektedir.
-Hayvan Hakları ile ilgili yasa alel acele, bir çok eksik ve yanlış sonuçlar doğuracak hükümlerle Meclisten geçirilmiş, şimdi de Cumhurbaşkanlığında bekletilmektedir. Yanlışın neresinden dönülürse kardır ve bu konu bu hali ile çözüm değil sorun kaynağı olacaktır.
-5G ve Starlinkler, NeuraLink, TransHumanizm konusundan GlobalResetçilerin komplolarına karşı resmi çevrelerden ne yazık ki, bir karşı ses gelmemektedir. Bu konuda resmi belgelerde, sanki örtülü bir destek anlamına gelecek mesajlar yer almaktadır.
Bu konunun acilen ele alınarak, Biyolojik insan neslinin sonunu getirmeye yönelik, toplumsal cinsiyet maskeli, Kimliklerimizdeki GENDER maddesinin kaldırılmasını ve aileye karşı LGBT+’a pozitif ayrımcılık uygulayan düzenlemelerin, son olarak gıda üzerinden insanın fıtratına yönelik tehditlerin ortadan kaldırılmasını, bu anlamda sentetik et ve benzeri uygulamalara son verilmesini talep ediyoruz.
CoVID’e karşı yerli, korucu, tedavi edici çalışmaların ve bu arada oksijen salgılaması ve radyasyon emici özelliğinden dolayı KENEVİR’in önündeki engellerin kaldırılarak teşvik edilmesini talep ediyoruz.
11 Eylül saat:14:53'de İstanbul Maltepe'deki UYARI ÇAGRI Mitingine bekliyor Aynı gün her yerde etkinler basın aciklamalarina davet ediyoruz

Türkiye Aile Birliği ve Türkiye Sivil Toplum Kuruluşları Birliği Bileşenleri

https://chat.whatsapp.com/DoRUAMqaqnU5y36tUS7wPa

Https://t.me/YasliHaklari

t.me/DunyaAileBirligi

t.me/TurkiyeAileBirligi
Bip
https://groups.bip.ai/share/0mHtpYiuL70LvT2cnkeONdMktl7uIEKT

T.me/VirusNews5G
T.me/nefesplatformu
T.me/adaletplatformu
#ÖNDER Okul/AileBirliği iHL/STK'ları Kurultayı 3/4/5 Eylül Aksaray Üniv
https://is.gd/eqAK4Q
#KuranAhlakı Zorunlu DERS Olsun
is.gd/1i7hyp

#LA mitingi #DSÖ DEFOL
11Eylül🕰14 İst/Maltepe
is.gd/N7Bjd1
#DSÖ İnsanlığaTehdit
is.gd/CoUIgd

CEDAW Raporu 14Ekim🕰is.gd/DcGzaW

Fitne Adı:DSÖ/TCE
SAVAŞ Düşmana Benzeyince Kaybedilir is.gd/YDDBrr

#ToplumsalCinsiyet! Raporu
is.gd/tio4Tb

Varoluş Savaşımız #önceAile
BÂTILLAŞMA İHANETİNE DURDE

İçki Kumar Faiz YASAK

Yasalar Fıtrata Uygun Olsun
is.gd/UA7ix4

AileHaklari.org Nur19/55 11Eylül #DSÖ_DEFOL #LA istanbul Mitingi
@AdaletPlatformu https://twitter.com/AdaletPlatformnu/status/1431287431320555525?s=09
t.me/milliirade
@TCbesTepe @WHOTurkey
#DayatmalaraHayır'De
A$I PCR Maske
81iL
t.me/BASINaciklamasi
aileniz komşularınız ile davetlisiniz
t.me/TurkiyeAileBirligi
+905327036115
@5Gvirusnewss
https://facebook.com/events/s/11eylul-la-mitingi-istanbul-ma/1284428201991663/
t.me/virusnews5g
t.me/nefesplatformu
https://chat.whatsapp.com/BAK7POzDOaMAYi04zir0Co

Telegram grup t.me/milliirade
https://t.me/joinchat/ZDw-Dgqtzy9hYmRk

Bip grup
https://groups.bip.ai/share/87SFycV236o5iCH5QIhxrPBtrhYQF9tb

Bip kanal DSÖ defol
https://channels.bip.ai/join/dsodefol

İl ilçe organizasyonları için arayınız wa.me/905327036115
wa.me/902124365966
wa.me/905322467411
+905322033274


https://groups.bip.ai/share/0mHtpYiuL70LvT2cnkeONdMktl7uIEKT
Channel name was changed to «11Eylül #DSÖ_DEFOL #LA istanbul Mitingi https://is.gd/N7Bjd1 t.me/milliirade @TCbesTepe @WHOTurkey #DayatmalaraHayır'De A$I PCR»
AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ AİHS 68. YIL TÜRKİYE AİLE MECLİSİ BASIN BÜLTENİ 3Eylül Saat:19:26 AKSARAY/Öğretmenevi #SapkınlığaDurDe! 5 Eylül istanbul Eyüp Meydanı
AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ ve CEDAW ADALETİ DEĞİL EŞİTLİĞİ SAVUNUYOR..
AİHS 04.11.1950 tarihinde Roma’da kabul edilmiş, 03.09.1953 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Türkiye Sözleşmeyi, 04.11.1950 tarihinde imzalamış ve 10.03.1954 tarih ve 6366 sayılı Kanun ile onaylamış, Avrupa Konseyi tarafından üyelik 18.05.1954’de yürürlük kazanmıştır. Türkiye, 28 Ocak 1987’de AİHM’ne bireysel başvuru hakkını tanımış, Mahkemenin zorunlu yargı yetkisini ise 28 Ocak 1990’da kabul etmiştir
Anlaşılacağı üzere, Avrupa Konseyi-AİHS ve Türkiye Birleşmiş Milletler-CEDAW gibi iki temel sözleşmeyle iç hukukuna küresel etik-norm düzeninden “kanun” aktarmaktadır. AİHS ve İstanbul Sözleşmesi gerçekte Türkiye kadınının ve “genişletilmiş kadın figürlerin” erkek kimliğinin davranışlarını gözleme, denetleme, engelleme ve cezalandırma kolluğuna dönüştürülmesini hedeflemektedir. Dolayısıyla bu figürle mücadele, etiğe karşı ahlâk esaslı bir aile modeli teklif etmek ve yaşamak olabilir.

AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ ADALETİ DEĞİL EŞİTLİĞİ SAVUNUYOR..
AİHS’nin Türkiye’ye taşıdığı kavram EŞİTLİK ve AYRIMCILIK YASAĞI’dır. Bu kavram CİNSİYETSİZLİĞİ ifade etmektedir. AİHS’inin getirdiği bu iki kavram (Eşitlik, Ayrımcılık Yasağı) TC. Anayasası’nda da düzenlenmiştir:
AY Madde 10: Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. (Ek fıkra: 7/5/2004-5170/1 md.) Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir.
AY Madde 41: Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır.
Görüleceği üzere aileyi ifsat eden sözleşmelerden İstanbul Sözleşmesi’nin 4/4. maddesinde “kadınlar lehine alınacak her türlü tedbirin ayrımcılık sayılmayacağı hükmünün düzenlendiği, bu hükmün Anayasa’ya aykırı olduğu” iddia bile edilememektedir. Millet iradesinin tecelligahı Meclisimiz TBMM AİHS CEDAW İSTSÖZ dayatmalarına göre anayasa ve yasalar yapılmaktadır netekim TC. AY’sının 10. maddesi “kadına pozitif ayrımcılığın ayrımcılık olmadığını” düzenlemekte, AY’nın 41. Maddesi kadın-erkek arasında eşitliği koruyucu bir “evlilik düzeni” getirerek kadına pozitif ayrımcılık yapmaktadır.
Aile Kavramının Tanımlanmaması ve Bu Tanımın Batı Tarafından Yapılması:
Diğer taraftan TC. Anayasası “aile” kavramını tanımlamamaktadır. Tanımlanmamış “aile”kavramını kullanan Anayasa, bir maddesinde özel hayatın ve ailenin korunmasından bahsetmektedir:

AY madde 20: Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz. AY’nın 20. Maddesi AİHS’nin 8/1 maddesinin aynısıdır: AİHS madde 8/1: Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve yazışmasına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.
AİHS kapsamında kurulan AİHM’lerinin kararlarında “aile” kadın–erkeğin resmi makamlar önünde evlilik tesis ederek kurduğu bir müessese değildir. AİHM eşcinsel evliliğe izin veren düzenlemeleri AİHS’e aykırı bulmamaktadır.
AİHS’nin 12. Maddesinde “evlenme hakkı” şöyle düzenlenmiştir:
AİHS madde 12: Evlenme çağına gelen her erkek ve kadın, bu hakkın kullanımını düzenleyen ulusal yasalara uygun olarak evlenme ve aile kurma hakkına sahiptir.
Diğer taraftan 4721 sayılı TMK’nın 40. Maddesindeki “…ve üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun bulunduğunu…” ibaresi, 20/3/2018 tarihli ve 30366 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi’nin 29/11/2017 tarihli ve 2017/130E, 2017/165K sayılı Kararı ile iptal edilmiştir.
AYM, 29/11/2017 tarihli ve 2017/130E, 2017/165K sayılı Kararı ile cinsiyet değişikliği konusunda TMK’nın getirdiği “üreme yeteneğinden sürekli yoksun bulunmak şartı”nı iptal ederek CİNSİ SAPKINLARA transseksüel LGBTQ bireylere kolaylık getirmiştir. Bu ameliyat trans bireyin biyolojik cinsiyetini iptal etmemekte ve kendisiyle aynı biyolojik cinsiyete sahip ve fakat ameliyat geçirmemiş bir kişiyle resmi nikah yapabilmesine imkân sağlamaktadır. AYM önceAile diyemedi...
Diğer taraftan Ailelerin tekrar birleşmesi hakkına dair 22 Eylül 2003 tarihli ve 2003/86/EC sayılı Avrupa Konseyi Yönergesi AİLE hakkında bir tanım getirmiştir. Yönerge’nin 2. maddesi “aile” kavramı içinde “partner”i de dahil etmektedir. Bu durumda “partner” kavramını AİHS, CEDAW ve İstanbul Sözleşmesi’nde de geçmektedir
Yine 7 Aralık 2000 tarihinde imzalanan ve 1 Aralık 2006 tarihinde yürürlüğe giren Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı’nın 9.maddesinin “Yorum” kısmında “kayıtlı partner” kavramı kullanılmıştır.
Görüleceği üzere AİHS ve onun norm üretici içtihat/yargı organı olan AİHM, İstanbul Sözleşmesi’nden çok önce “partner” kelimesini kullanmıştır hatta “Aile” konusunda “partner”, “aynı evde yaşayanların istikrarlı birlikteliklerinin aile sayılacağı”, “cinsiyetsizleştirme” gibi kavramsallaştırmaları hukukî anlamda statüye bağlamaktadır.
AİHS’in 14. maddesi cinsel ayrımcılığı da reddetmektedir. AİHM’si “cinsel yönelim” kavramına İstanbul Sözleşmesi’nden (2012) önceki tarihlerde AİHS’nin 14. Maddesine atıf yaparak AİHM kararlarında yer vermiştir.


ANAYASA:
AY Madde 10- Kanun Önünde Eşitlik:
Anayasa’nın bu maddesi iki kez değişikliğe uğramıştır. 2004’de Anayasa’nın 10. maddesine “kadın erkek eşit haklara sahiptir. Devlet kadın erkek eşitliğinin yaşama geçirilmesinde yükümlüdür” kuralı eklendi. 2010’da bu değişikliğe “Devletin kadın erkek eşitliğini sağlamak amacıyla alacağı tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanmaz” cümlesi eklendi.
Anayasa’nın 10. maddesi AİHS CEDAW etkisiyle devletin kadın-erkek eşitliği temelinde ayrımcılık yapamayacağını düzenlemektedir. Keza bu madde, kadınlara yapılacak pozitif ayrımcılığın “ayrımcılık yasağı”nı ihlal etmediğini anayasal ilke olarak kabul etmiştir. Anayasa’nın 10. maddesi yürürlükte olduğu sürece, şiddeti, cinayetleri arttirmaya devam edecektir
AY madde 41- Ailenin korunması ve çocuk hakları:
AY’nın 41. maddesi, ailenin karı-koca arasında eşitliğini düzenlemektedir. Bu madde, İstanbul Sözleşmesi’nin 12/1 maddesindeki “Taraf devletlerin, kadınların daha aşağı düzeyde olduğu düşüncesine veya kadınların ve erkeklerin toplumsal olarak klişeleşmiş rollerine dayalı ön yargıların, törelerin, geleneklerin ve diğer uygulamaların (dinin) kökünün kazınması amacıyla kadınların ve erkeklerin sosyal ve kültürel davranış kalıplarının değiştirilmesine yardımcı olacak tedbirleri almak” yükümlülüğüne dair ifadelerin daha yumuşak şekilde dile getirilmesinden ibarettir.
CEDAW dayatmasiyla AY’nın Başlangıç kısmıyla, 10. ve 41. maddelerinde yer alan hükümler nedeniyle aile hakkında müspet neticelere vesile olmayacaktır. AY madde 90- Milletlerarası Anlaşmalar İç Hukukun Belirleyeni ve Parçasıdır:
Anayasa’nın 90. maddesine 2004 yılında yapılan bir değişiklikle uluslararası anlaşmaların iç hukuktaki yeri belirlenmiştir. Buna göre, “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir.” Ayrıca bu madde şu hükmü getirir: “Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz.” AY 90. madde, Türkiye’de seçimle gelen TBMM’nin millet iradesini, çoğunluk milletvekillerinin oylarıyla köklü şekilde by-pass etmektedir. Uluslararası sözleşmeleri Anayasa’nın üstünde bir norm olarak getirmektedir.
Bu anlamda Türkiye AİHS, CEDAW, CEDAW ek Protokol, Pekin Deklarasyonu, Lanzarote, Fullbright, İSTSÖZ DSÖ vb sözleşmeleri imzalamış ve iç hukukunda da bu sözleşmelere göre değişiklikler gerçekleştirmiştir. 3Eylül Saat:19:26'da AKSARAY/Öğretmenevi'nde ve 5 Eylül istanbul Eyüp Meydanı'nda Saat:14:53'de #DSÖ AİHS CEDAW'ın #ToplumsalCinsiyet maskesiyle teşvik ettiği #SapkınlığaDurDe! #AileniKoru basına Açıklama yapacağız. 17Mayıs 1990'dan önce akılsızların sapkinlik hastalığı olarak görülen eşcinsellik melanetini Dünya Sağlık Örgütü hastalık kategorisinden çıkarmıştır bununla ilgili olarak insanlığa karşı savaş açan DSÖ Türkiye ofisinin önüne 1 Ağustos'ta DSÖ Türkiye'den Defol dedik aynı açıklamayı 11Eylül Saat:14:53'de 81 il'de ve İstanbul Maltepe Miting alanında basına ve kamuoyuna tekrar aciklayacağız.