Akademi Dergisi
2.1K subscribers
47.9K photos
15.2K videos
363 files
7.19K links
Çok önemli: Telegram bu kanalı yıllardır sansürlenemektedir. Paylaşımlarımızın Telegram uygulaması içinde yayılmasına izin vermemektedir. Kanaldaki takipçi ve görüntüleme sayıları da gerçek değildir. www.mfs.tv
Download Telegram
Audio
Akademi Dergisi
Audio
Süleymancılar cemaati, organize suç örgütüne dönüştürüldü

Sayısız mağdurdan biri yaşadıklarını anlattı...

Cemaat iyice yoldan çıktı. Dini duygularımızı su-i istimal ediyorlar, vatandaşlarımızı göz göre göre dolandırıyorlar...

Cemaatin idari kadrosu, cemaatin gerçek/samimi mensupları başta olmak üzere bütün milletimize her türlü kötülüğü, ihaneti yapıyor ve her türlü zararı veriyor. Cemaat örgütlü şekilde suçların işlendiği hatta ihanetlerin dahi sergilendiği bir suç örgütüne dönüştürüldü.

Yargılamalar neticesinde dolandıcılık başta olmak üzere türlü suçlardan cezalar alanlar, cemaatin Ümraniye merkez kursunda bile yıllardır hala baş tacı ediliyorlar. Yargılamalar neticesinde mahkum edilmiş dolandıcırılar, cemaatin inşaat işlerinde en önde gelen kişiler olabiliyorlar ve hala insanları dolandırmaya da devam ediyorlar. Haklarını arayan ve zararının telafi edilmesini isteyen kadın-erkek mağdurlar ise ne adalet sisteminden ne de cemaatin tepe isimlerinden karşılık bulabiliyorlar.

Hatta suçlular, haklarını ısrarla arayan kişilerin karşısına silahlı çeteleri çıkartıyorlar. Cemaatin lideri Alihan Kuriş'in dahi "zanlı" olduğu bir dolandırıclık davasının basına ve medyaya henüz yansımamış detayları bu ses kaydında...
Ankebut Ağının Rusya ayağı çok sıkıntıda...

Putin ve çetesinin işleri iyice bozuldu, bozuluyor ve gün geçtikçe daha da bozulacak. Danışıklı dövüşler de Rusya'nın içindeki ABD'yi ya da diğer deyişle Rusya'nın içindeki İsrail'i kurtaramıyor. Her zaman olduğu gibi bu sefer de biz kazandık ve bir kez daha bütün dünyaya gücümüzü gösterdik.

Bütün dünya bir kez daha gördü ki sadece Türkiye'de değil, mfs'nin "olur"u olmadan dünya genelinde kayda değer hiçbir şey yapılamaz. İsrailliler, İngilizler ve benzerleri "Erdoğan Suriye operasyonunu yapmakta kararlı ve karşısında onu durduracak kimse yok." mealinde ısmarlama haberler yaptırırken... ABD "Haydi girin artık" temalı ama operasyona sözde karşı duran resmi açıklamaları çok sık tekrarla yaparken, bir yandan da kalın kafalı hainleri Türkiye sahasında aktif kullanarak operasyonu mümkün kılmaya çabalarken... Aslında ne kadar çaresiz, güçsüz ve zavallı olduklarını gözler önüne serdiler, seriyorlar.

Ortada bir Tayyip, bir AKPKK bile kalmamış ama son çare olarak üç beş gazete haberi, üç beş köşe yazısı yayınlatarak, övgü ya da korku/endişe temalı üç beş diplomatik açıklama yaptırarak, TSK'nin Suriye'ye operasyon yapmasını mümkün kılacaklar güya...

Bunların hepsi oyun, daha önce defalarca oynadıkları tarzda bir oyun ve bir kez daha bu konuda büyük bir kumar oynayıp bu defa çok daha büyük kaybettiler. Dibi gördüler, eridiler. Buna rağmen, bu kadar çaresizken, bu kadar büyük kaybetmişlerken, bükemedikleri eli öpmeleri gerekiyorken, hala şeytanlık peşindeler. Bu hallerine rağmen bir yandan da Suriye'de Beşar Esed ile küslüğü ortadan kaldıracaklarmış rolü oynuyorlar. Bu da ayrı bir oyun... Hala İsrail'in, BOP'un, İngiltere'nin, ABD'nin, AB'nin, Rusya'nın son darbeleri almamaları için kıvranıp zaman kazandırmak peşindeler. Yani bu güne kadar çoğu kısımda birbirleriyle danışıklı dövüşerek Londra merkezli dünya düzenini ayakta tutmuş olan taraflar, şimdi birbirlerini ayakta tutabilmek için her yolu deniyorlar. İstanbul'u devirmek, mağlup etmek, yok etmek mi... Onun imkansız olduğunu kendi aralarında çoktan kabullendiler ama dışarıya başka yüz gösteriyorlar.

Şu anda hiç dünya lideri yok görünür dünya siyasetinde... Hepsi yalan oldu, hiç oldu İstanbul'un karşısında... Süper güç ülke de yok. Rishi Sunak bile tersten okunması gereken taktik bir açıklama ile "Mfs bu işi bitirdi, Çin'den de çıkın. Çin merkezli altın çağ projemiz çöp oldu. Direnirsek her yerde daha büyük kayıplar yaşayacağız. Çaresiziz, geri durmak zorundayız. Tedbirli olun, dikkat edin" manasına gelecek mesajlarını verdi.

Daha düne kadar güya rekor kâr açıklayan Koç grubu, ses kaydımda "Devletlerin de holdinglerin de açıklamaları yalan. Türkiye'de Koç bile battı" dememden hemen sonra çark etti. Türkiye içinde Ömer Koç bile uzun sürecek ve şiddetli olacak bir krizin içinde olduklarını ve çok tedbirli olup harcamaları çok kısmalarını söyledi herkese...

Ankebut Ağının sadece Rusya ayağı değil, bütün ayakları İstanbul karşısında diz çökmemek için direniyor. Bu güne kadar imkansız görüleni başardılar ama hep karşılıksız para basarak, yalan haberler yaptırarak, resmi yetkililere yalan açıklamalar yaptırarak, maliyeye kaynağı belirsiz yüzlerce milyar dolar kara para dahil ederek... Hepsinin boşuna olduğunu söylemiştim, anca zararları katlandı, emekleri zayi oldu, itibarları da iki paralık oldu. Direnişleri onlara kazandırmadı, zararlarını azaltmadı, aksine daha büyük kaybetmelerine sebep oldu.

Lakin Rusların hali içler acısı... Kullanılıp atılacaklar ve İstanbul'un siyaseti karşısında bütün planlarının bu kadar kısa sürede bozulacağına baştan ihtimal vermek istemiyorlardı. Büyük kumarda onlar en büyük kaybeden taraf... Sadece Yunanistan, Suriye, İran meselesinde değil, onlarca meselede büyük kaybettiler. Zaten hepsinde iki yüzlü ve ahlaksız, onursuz bir siyaset izlediler. Hep İstanbul'un kazandığı ve hatta kazanacağı açıkça gözler önünde...
Şimdi başta Ruslar olmak üzere, malum ağ Türkiye'de şiddetli terör saldırıları yaptırabilir. Deprem denediler olmadı, şimdi yine ya deprem yapacaklar ya da terör saldırıları yapacaklar. Sonuç vermeyeceğini, kendilerine kazandırmayacağını bile bile bunu yapacaklar. Yine bu terör saldırılarında da emirlerindeki terör örgütlerini kullanabilirler. Yine ABD, Çin, İran, İsrail, İngiltere, AB ülkeleri, bazı Arap ülkeleri ile paslaşarak yaptırabilirler. Bu defa YPG/PKK görüntüsü vererek değil de baştan beri kendilerinin kurup idare ettiği IŞİD ya da türevi örgütler üzerinden kan dökebilirler.

Kaç ülkenin ittifak ettiğinin, ne kadar şeytanlaşmış ve kuralsız olduklarının ehemmiyeti yok. Büyük bir kararlılıkla biz de gereken karşılıkları vereceğiz. Şu anda Türkiye'de söz konusu ülkelerin diplomatik temsilcileri sıfatıyla bulunan ve Türkiye'deki mekanlarını terör, ihanet, kara para merkezine çeviren kişileri en baştan hedef alacağız. Biz basit basit danışıklı dövüşler sergilemedik, sergilemeyeceğiz. Her zaman olduğu gibi kısa sürede sonuç verecek cesurca ve mertçe karşılıklar vereceğiz. Gerekli her an tetik çekmekten de çekinmeyeceğiz.

Şu andan itibaren, Türkiye ve Suriye sınırları içinde Rus mafyası, Rus diplomat, Rus askeri, Rus subayı, Rus iş adamı, Rus şirketi hatta Rus turist dahi görmek istemiyorum. Ruslara selam veren birini dahi görmek istemiyorum. Madem ki batının maşası olmaya devam edecekler, önce maşayı şu batının ve İsrail'in elinden almanın ve imha etmenin vaktidir şimdi..

| mfs - Maşa kıran - Akademi Dergisi
Ankebut Ağının Rusya ayağı çok sıkıntıda...

https://mfs.tv/?p=28032
Tarih tekerrür edecek ve çok yüksek sayıda insan ölecek

Ahir zamanda yaşanacak helak olma hadiseleri ve Semud kavmi ile benzerlikleri...

Salih aleyhisselamın peygamber olarak vazifelendirildiği Semud kavmi, dünyalı insanlarla uzaylı insanların açıkça bir arada yaşadığı bir kavimdi. O devirde de bilim ve teknoloji çok yüksek seviyedeydi ve uzaylı insan türleri, dünya insanlarından gizlenmezdi.
Ad kavminin lideri Şeddad bir Ad, "Sen ahiret hayatında cennet var diyorsun ve insanların aklını çeliyorsun. Ben bir cennet yaptırayım da gör" diye Hud peygamberle inatlaştı ve çok yüksek bilim ve teknoloji seviyesinde yaşadıkları için, bilinen dünya tarihinde daha önce benzeri görülmemiş olan suni cenneti yani İrem bağlarını yaptırdı. Kendilerine verilen mühlet bittikten sonra Ad kavmi de helak edildi. Aralarından bir avuç insan iman edip de kurtulmuştu ve soyları devam etti. Onların soylarının devamında Semud kavmi teşekkül etmişti.
Hud aleyhisselamın tebliğine ve nasihatlarına tabi olmayan Ad kavmi, sonunda çok feci şekilde helak edildi. O kadar dehşetli bir helak şekliydi ki devamındaki nesiller boyunca herkes bunu bilerek, bunu unutmayarak yaşıyordu. Semud kavmi de bir vakte kadar müslümanca yaşadı ama sonra aralarında putperestlik ve satanistlik yayıldı. Ad kavminin yaşadığı acı akıbeti bir helak ediliş olarak görmekten, yorumlamaktan uzaklaştılar. Kendilerince bilimsel yorumlar yaptılar, dini/manevi kısmını tamamen silip attılar.
Ad kavmi gibi feci şekilde ve topluca yok olmak istemedikleri için de dağların/kayaların içlerine ve oradan yer altına da uzanan evler yapmayı tercih ettiler. Kayaları kolayca oyarak evlerini çok kısa sürede yapabiliyorlar hatta kayaları kolayca oyarken süslemeler, işlemeler de yapıyorlardı.
Bununla da sınırlı kalmıyorlar, yüksek teknolojiyi hayatlarının her sahasında kullanıyorlardı. Şehirlerini her türlü düşman saldırılarına karşı koruyacak savunma sistemleri vardı. Düşmanları Semud kavmine ve yaşadıkları şehirlerine zarar veremiyorlardı. Bu nedenle Semud kavmine "ashab-ı hicr" yani korunan, korumalı topluluk denildi. Bundan istifade ile Semud kavmi başka kavimlere karşı açıkça eşkıyalık yapıyordu. Onları soyuyor, sömürüyor, öldürüyordu. Her manada iyice ayardan çıkmışlar, yollarını şaşırmışlardı.
O devirde hala insanların hayatları uzundu. Salih peygambere de uzun ömür verilmişti ve çok uzun zaman Semud kavmini İslam'a davet etti. Lakin sadece bir avuç insan onun peygamberliğine inandı. Bu kişilerin arasında uzaylı insanlar da vardı.
Hazret-i Salih'in de çok güçlü maneviyatı/metafiziği vardı. Salih peygamber güçlü bir soydan ve aşiretten geldiği için ona açıkça saldıramayan İslam düşmanları, bir süre sonra metafizikle saldırmaya başladılar. Salih aleyhisselam da onlara metafizikle karşılık veriyordu. Bu metafizik çatışmalar sırasında olağan dışı şeyler yaşanır ve beden gözüyle de açıkça görülür olmuştu. Salih peygamber, Semud kavminin içinden, önde gelen ve kavmi ısrarla dünya/ahiret felaketine sürükleyen kişileri ve onlara yardım yataklık yapanları metafizikle çarpmaya başladı. Neticesi olarak, bir süre sonra Semud kavmi arasında olağan dışı şeyler yaşandı. Hastalıklar yayıldı. Ani ölümler arttı. Cihazlar ve araçlar bozuldu. İntiharlar arttı. Yangınlar ve kazalar arttı. Hatta rivayet edilir ki kadınlarının doğurganlığı azaldı. Çocukları olmamaya başladı.
Semud kavmine dair ayet-i kerimede geçen "dokuzlu çete" de günümüzde Ankebut Ağını en tepeden idare eden konseyin, o zamanki haliydi. Dokuzlu çete o zaman da günümüzde olduğu gibi İblis'e bağlıydı, satanist kişilerden oluşuyordu ve Semud kavmini de çoktan satanistleştirmişti. Dokuz kişi de ileri seviyede büyücülük ve metafizik biliyordu, Semud kavmi içinde de büyücülüğün, kahinliğin/medyumluğun ve türlü metafizik usullerin yayılmasını sağlamıştı.
Salih peygamber ile yaşadıkları metafizik çatışma iyice şiddetlenince bu defa öfkeli bir kalabalık halinde Salih peygamberin karşısına çıktılar ve "Senin yüzünden huzurumuz kalmadı. Herkese zarar verdin. Başımıza gelmeyen kalmadı." mealinde sitem ettiler. Allah'ın koruması sayesinde Salih aleyhisselama fiziki bir zarar veremediler. Hazret-i Salih bir süre Semud kavminin arasından ayrıldı, uzak bir yere gitti. Sonra tekrar dönerek peygamberlik vazifesine devam etti.
Metafizik sahadaki çatışmalar hiç hız kesmemişti ve Salih peygamber kavminin arasına döndüğünde de devam etti. Artık sona yaklaşılmıştı ve Salih peygamber kavmini daha sık şekilde musibetle, helak edilmekle korkutuyor, ikaz ediyordu. Onlar ise "İşimize karışma. Haber verdiğin helakı getir de görelim" diyorlar, alay ediyorlardı.

Halbuki o vakte kadar Salih peygamber, peygamberliğinin ispatı olarak çok kere de mucize göstermişti. Semud kavmi ise fiziki tedbirlerine ve yüksek bilim ve teknolojisine güveniyordu. Yıldırımlar yağmur gibi yağsa, o kayadan evlerin içinde olduklarından kendilerine hakikaten hiçbir şey olmaz, yıldırımların enerjisi topraklanır sönerdi. Yüksek basınçlı bombalar atılsa, o kayalık şehri yıkıp geçemezdi. Ad kavmine atıldığı gibi bir çeşit nükleer bomba atılsa ya da yoğunlaştırılmış enerji silahları kullanılsa hatta günde onlarca kere çok yüksek şiddette depremler olsa, yine de şehirlerine ve canlarına zarar gelmezdi. Bu imkanlar Semud kavminin azgınlığını, şımarıklığını artıyordu