Akademi Dergisi
2.1K subscribers
47.9K photos
15.2K videos
363 files
7.19K links
Çok önemli: Telegram bu kanalı yıllardır sansürlenemektedir. Paylaşımlarımızın Telegram uygulaması içinde yayılmasına izin vermemektedir. Kanaldaki takipçi ve görüntüleme sayıları da gerçek değildir. www.mfs.tv
Download Telegram
Mfs - Yeni bir çağın kapısı aralandı ve tamamen açılacak

https://mfs.tv/?p=27985
Devam edecek

Bolsonaro bana karşı oyun oynamaya çalıştığı ve terslediğim vakit zaten kaybetmişti, bitmişti... Şimdiye kadar uzatmaları oynamıştı. Bundan sonra zorlaması da neticeyi değiştirmeyecek. Brezilya'nın başında Bolsonaro ya da onun gibi biri olmayacak.

Hiç ihtimal yok yeniden Brezilya'nn başına gelmesine ama diyelim ki geldi ya da onun gibi biri geldi, istediği hiçbir şeyi yapamayacak. İstanbul'a karşı duranların, hızla oyundan düştüğü bu süreç devam edecek.

| mfs
Rusya'yı ordusuz bırakacağım

https://mfs.tv/?p=28002
Çökecekler

Suudi Arabistan merkezli olmak üzere, Arap Yarımadası'nın muhtelif yerlerinde büyük çökmeler yaşanacak.

Bu, sadece mali, askeri, siyasi sahalarda bir çökme olmayacak. Gerçekten yeryüzünün bazı kısımlarının da çöktüğü görülecek. Hadis-i şeriflerde kıyametin alametleri arasında sayılan o büyük çökmeler artık yaşanacak.

Arap Yarımadası'ndaki çoğu ülkelerin idaresini elinde tutan o Londra uşağı biyonik robotlar ve onların idaresi altında kalmaya, bütün kararlarına sorunsuz itaat etmeye razı olmuş insan toplulukları, çok ama çok ağır bedeller ödeyecekler.

Arap Yarımadası'ndaki malum hükumetler, İstanbul'un iradesinin karşısında rest çekercesine irade sergileme çabalarının bedelini çok ama çok ağır ödeyecekler.

| mfs - Ezber bozan - Akademi Dergisi

_

Ra
hman ve rahim olan Allah'ın adıyla...

"Zulüm edenleri sayha (tesir ettiği alandaki bütün insanları anında çarpıp öldüren ama binalara, eşyaya zarar vermeyen çok yüksek bir ses/enerji) yakaladı. Yurtlarında (sokaklarda, caddelerde, evlerinde, iş yerlerinde bir anda) dizüstü çökekaldılar (da o şekilde ölüp yere kapaklandılar).

| Hud suresi, 67. ayet-i kerime
Akademi Dergisi
Photo
Dağ idi deniz oldu

Kızıldeniz denilen alandaki kocaman sıradağa ne oldu? O dağın, günümüzde Yemen denizi denilen kısmdaki uzantısına ne oldu?

Oradaki dağ sırası, tarihin hangi vaktinde, hangi vesilelerle bu şekilde yok oldu?

O kadar geniş ve uzun bir alanda, o kadar kayalık ve yüksek dağları, kimler, nasıl yok ettiler ve dağı denize çevirdiler? Günümüzde Suudi Arabistan denilen tarafa kalan dağ kütlesinin üzerini ise kimler nasıl tıraşladılar? Hangi yer bilimci şu bölgeyi inceleyip de suni müdahalerle bu son halinin verildiğini anlayamaz? Anlarsa, neden, hangi mazeretle anlatmaz?

Hala mı İblis'in ve Deccalin uydurduğu ve satanistler üzerinden insanlığa dayattığı saçma sapan insanlık tarihi anlatımına itibar edilecek?

O Göbekli Tepe bile 12 bin yıllık değil... En iyi ihtimalle 20 küsur bin yıl öncesine ait. Daha da geride bir zamanda yapılmış olabilir ve her yanı, yapılması ve işletilmesi sırasında yüksek teknoloji kullanıldığını somut şekilde ispat ediyor. Günümüzden çok ama çok daha ileri bilim ve teknoloji seviyesinde madencilik yapıldığını ispat ediyor.

| mfs - Ezber bozan - Akademi Dergisi
Yer batması/çökmesi görülecek

Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:

"Doğuda, batıda ve Arap yarımadasında yer batması/çökmesi görülecek."

| Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, İbni Mace
Ateş çıkacak

Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

"Hicazdan çıkan ateş, Basra’daki develerin boyunlarını aydınlatır."


| Müslim
Duman çıkacak

Kur'an-ı kerimde (mealen) buyuruluyor ki:

"Gökten bir duman çıkacağı günü gözetle!"

| Duhan suresi, 10

Hadis-i şerifte de buyuruldu ki:

"Dumanın
tesiri mümine nezle gibi gelir, kâfire ise çok şiddetlidir."

| Ebu Davud
Akademi Dergisi
Photo
Deccal İstanbul'da duramayacak

İstanbul'un ilk ve tek fethi yani gerçek fethi, manevi usullerle yani metafizik tekniklerle olacak.

İstanbul'da tarihi yarımadanın altını ve üstünü, ayrıca boğaz içi denilen bölgenin altını ve üstünü, dünyalı ve uzaylı ve hatta cinlerden ve hatta biyonik robot olan adamlarıyla beraber mesken tutmuş olan, merkez yapmış olan o gerçek/asıl Deccal, orada tutunamayacak.

Buhari ve Müslim'de geçen bir hadis-i şerifte, peygamberimiz hz. Muhammed Mustafa (sav) "Medine, körüğün, demirin pasını çıkardığı gibi, Deccalı çıkarır" buyurdu.

Buhari, Müslim ve Tirmizi gibi kaynaklarda geçen meşhur bir başka hadisinde ise "Deccal, Mekke ve Medine'ye giremez." buyurdu.

Bir kişi, giremediği, duramadığı, hükmetmediği bir yerden nasıl çıkartılabilir? Bu, olamayacak, yaşanamayacak bir şeydir.

Medine, şehir manasına gelir. Pek çok hadis-i şerifte "medine" denildiğinde İstanbul şehrinin kastedildiği hatta Kudüs denildiğinde de İstanbul şehrinin kastedildiği, tartışmasız kesinlikle anlaşılabildiği gibi... "Medine, körüğün, demirin pasını çıkardığı gibi, Deccalı çıkarır" hadis-i şerifinde de İstanbul şehrinin kastedildiği anlaşılabiliyor.

Geçmiş yayınlarımı düzenli olarak takip edenler zaten şuraya kadar her şeyi anlamış oldular. Mehdi, öylesine şiddetli, tazyikli/basınçlı ve kesintisiz şekilde metafizik saldırılar yapacak ki Deccal ve emrindeki uzaylı, dünyalı ya da cin kişiler, tarihi yarımada ve boğaz içi bölgesinde duramayacaklar hatta İstanbul şehrinde duramayacaklar.

Süreç ilerledikçe, sadece bedenleri hastalanmakla ya da ölmekle kalmayacak, yer altındaki gizli uzaylı şehirleri de cismani/maddi zararlar görecek hatta yer yer çökecek. Oralarda kullanılan yüksek teknolojili araçlar, cihazlar, robotlar da iş görmez olacaklar. Bu şekilde hz. Mehdi, İstanbul'u manen/metafizikle fethedecek.

| mfs - Ezber bozan - Akademi Dergisi
Akademi Dergisi
Photo
Kalkan gibi...

İbn-i Mace'de geçen hadis-i şerifte şöyle buyruldu: “Deccal, doğuda Horasan denilen bir bölgeden çıkar. Yüzleri deri üzerine deri kaplanmış kalkanlar gibi olan bir kavim ona tabi olur.”

Ye'cüc ve Me'cüc kavimlerinden bahsedilen sahih hadislerde de onların bazılarının derilerinin kalkan gibi, zırh gibi olduğu açıkça ifade edilmiş. Bu gibi gerçekleri yıllardır izahlar yaparak da anlatıyorum. Çok sayıda dini mesned/dayanak, delil bir araya getirildiğinde... Öncü deccallerin değil, ahir zamanda hz. Mehdi ile hz. İsa'nın beraberce öldürecekleri asıl/gerçek Deccal'ın uzaylı insan türlerinden birinin mensubu olduğu ve çok çok yüksek bilim ve teknoloji kullandığı anlaşılıyor. Yine dini deliller, hz. İsa ile hz. Mehdi'nin, Deccalı ve adamlarını, nefesleriyle yani metafizik kabiliyetleriyle uzaktan öldüreceklerini anlatıyor.

Şunca şey vuzuha/açığa çıktıktan sonra, hala Deccal'ın uzaylı bir İslam hatta insanlık düşmanı kişi olduğuna kanaat etmeyenlere, ben daha başka bir şey anlatmam, susarım. Zira o şahsın dürüst olmadığına, samimiyetle davranmadığına, gerçekleri çok iyi kavradığı, anladığı halde, bile bile inkar ettiğine, dünyalık menfaatinin peşinden koştuğuna kanaat ederim.

Asıl Deccal'ın uzaylı olduğuna şüphe yok ama hangi uzaylı türden? Asıl Deccal, reptilian da denilen yeşiller arasından çıkmış olabilir mi?

Yeşillerin asıl hallerinin/görünüşlerinin çok itici olmadığını hatta sempatik/sevimli bir görünüşleri olduğunu ama kendilerini daha savaşçı, daha dayanıklı yapmak maksadıyla kendi genlerine/kodlarına müdahale ettiklerini ve şimdilerde reptilian denilen çok çirkin hala büründüklerini, yıllar önce de yazmıştım. Günümüzde de dünyamızda genetiği bozulmamış yeşillerden mevcut ama reptilian/sürüngen denilenlerde de çok yüksek sayıda var. Hatta genetikle oynaya oynaya türetilmiş daha acayip şekilli insan türleri de var. Bunlardan "üç yumruk" dediğimiz ve boyları çok çok kısa olan türü ise yıllardır konu ediyoruz.

Üç yumruklar da büyük çoğunlukla Deccal'ın sistemine tabi olan bir insan türü... Dünyadaki biyonik robotların içinde bu insan türü çok sık olarak kullanılmaya devam ediliyor.

Yakın zamanda söz konusu biyonik robotların büyük gruplar halinde, topluca bozulacakları... Dünyanın çok farklı noktalarında dünya insanı rolü oynuyorlarken bir anda devrelerinin kapanacağı ve diz kapakları üzerine çöküp yerlere serilecekleri de dini delillerden anlaşılabiliyor. Bu da yaşandığında Deccal çok daha büyük nispette güç ve hakimiyet kaybetmiş olacak. Buna da hz. İsa ile hz. Mehdi beraberce sebep olacaklar. Tabut-u Sekine de Musa'nın asası da Süleyman'ın mührü de diğer mukaddes emanetler de hatta Hüdhüd kuşu bile bu ikilinin yardımcısı olacaklar.

Hz. Süleyman zamanındaki meşhur Hüdhüd kuşu bile bir biyonik robottu. Tek değildi, kuşların suretlerinde yapılmış biyonik robotlar ordusu vardı. O kadar ileri seviyede yapılmış araçlardı ki bunlar, görünüş olarak normal kuşlardan ayırt edilemezlerdi. Lakin... Enerji silahlarıyla, ışın silahlarıyla, metafizik sinyal yayan kısımlarıyla ve daha başka başka silahlarla ağır saldırılar yapabilir, düşman unsurlara ağır kayıplar yaşatabilirlerdi.

Kablosuz iletişimi dinleme, aynı dinlenen çok yüksek sayıdaki görüşmeyi anında ayırt etme, anlama ve buna göre yapay zekasıyla karar verme hususiyetlerine/teknolojisine sahipti bu kuşlar.

Gerçek kuşların ve hayvanların hatta bitkilerin dilini, her devirdeki peygamberler ve evliya zaten bilir. Bu, çok çok nadir görülen bir şey değildir. Süleyman peygamber aslında "kuşların" yani yapay zekalı biyonik robot olan kuşların dilini bilirdi. Onları bizzat kendisi kodlar, yapay zekalarını yazar ve programlardı. Hazret-i Zülkarneyn'den kısa bir süre sonra yaşayan ve peygamberlik vazifesi yapan, dünyayı tek bir devlet halinde yöneten Hazret-i Süleyman zamanında, şu dünyamız mümkün olabilen en yüksek bilim ve teknoloji seviyesine yükselmişti. Bunu da on yıldan fazladır anlatıyorum.
Akademi Dergisi
Photo
O zamanda Hüdhüd, diğer biyonik robot kuşlardan çok daha özel/gelişmiş bir teknolojiye ve yapay zekaya sahipti. Onu bir Süleyman peygamber, bir de Tabut-u Sekine kontrol edebilirdi. Hazret-i Süleyman, Hüdhüd'ün başka birilerinin eline geçmesinden ve kodlarının çözülmesinden/kırılmasından, kendi aleyhine kullanılmasından çok endişe ederdi. Hüdhüd kuşu, havada uçarken sadece iletişimi dinlemekle ve ayırt ederek Süleyman peygambere raporlar vermekle kalmaz, o çevredeki yeraltı uzaylı şehirlerini de tespit eder, oraları da dinlerdi. İsterse yeraltındaki su kaynaklarını, maden kaynaklarını da kolayca tespit edebilir, bunlar hakkında detaylıca raporlar verebilirdi.

Üzerine geçen binlerce sene sonra... Ebrehe isimli azılı İslam düşmanı kişi, ordusuyla beraber Kabe'yi yıkmaya teşebbüs ettiğinde... Onu ve ordusunu, üstlerinden attıkları küçücük kızgın taşlarla delip geçen ve Ebabil kuşları olarak bildiğimiz kuşlar da Hüdhüd ve emrindeki biyonik robot kuş orduları olabilir mi?

Bu dünya sahipsiz değil. Bu dünya müslümanların, İslam ve insanlık düşmanlarının değil... Birkaç tane uzaylı insan türünün de değil. İmtihan dünyası olduğu için, Allah adil olduğu için, çalışıp gayret edenler gayr-i müslimler de olsalar onlara zaferi verdiği için, bu dünyanın genelinde birkaç bin senedir zulüm, küfür ve Deccal sistemi hakim... Birkaç asırdır ise dünyanın tamamında Deccal sistemi hakim...

Şimdi ise müslüman dünya insanları çok çalıştılar, çok mücadele ettiler, çok taktik oynadılar, ağır bedeller ödediler ve bu günlere geldiler. Allah adil ve bu defa zaferi müslümanlara yaşatacak.

Bundan sonra hiç kimse, Deccal'ın ve İblis'in uydurduğu saçma sapan insanlık tarihi anlatımını ayakta tutamayacak. Herkes, türlü türlü sırları, hakikatleri duya duya sarsılacak. Bu süreçte İstanbul merkezli yeni dünya düzeni iyice şekillenecek, köklenecek ve kuvvetlenecek.

| mfs - Ezber bozan - Akademi Dergisi
Deccal İstanbul’da duramayacak

https://mfs.tv/?p=28014
Dağ idi deniz oldu

https://mfs.tv/?p=28010
Audio