Akademi Dergisi
2.09K subscribers
49.3K photos
16.8K videos
365 files
7.25K links
Çok önemli: Telegram bu kanalı yıllardır sansürlenemektedir. Paylaşımlarımızın Telegram uygulaması içinde yayılmasına izin vermemektedir. Kanaldaki takipçi ve görüntüleme sayıları da gerçek değildir. www.mfs.tv
Download Telegram
T.A’nın aldığı tehdit notu
‘BU KİŞİLER BİZDEN DEĞİL’ DEMEDİLER

Cemaat içinde üst düzey konumda oldug‌u söylenen bazı isimlere de ulas‌arak yas‌adıklarını anlattıg‌ını vurgulayan s‌ikayetçi T.A, açıklamasına şöyle devam etti:

“Mag‌duriyetimizin giderilmesi konusunda büyük zorluklarla ancak ulas‌abildig‌im önemli isimler, böylesi ciddi bir konuda ilgililer hakkında davranıs‌larından vazgeçmelerine yönelik herhangi bir yaptırımda bulunmadılar. Özellikle de çevrelerine cemaat içinde yönetici konumunda olduklarını söyleyerek güven olus‌turan ve sonra da yasalara ve usullere uygun hareket etmeyen kis‌iler hakkında ‘Bu kişiler camiamızdan değil, bizimle hiçbir bağları bulunmamakta ve dikkat edilsin’ gibi resmi veya gayriresmi herhangi bir açıklama yapmadılar. Hatta bu nedenle suç duyurusunda bulunacag‌ımızı defalarca kez beyan etmemize rag‌men, ilgililere sahip çıkarak bizi dikkate bile almadılar. Üstüne üstlük bazı devlet büyüklerimizin isimlerini de kullanarak, yakınlıg‌ımız var diyerek bize göz dag‌ı verdiler.

‘AİLECE CAN GÜVENLİĞİMİZ YOK’

Bu yapı içinde bulunan yönetici konumunda olduklarını söyleyen üyeler tarafından bas‌ımıza ne geleceg‌ini bilmiyoruz. Ailece can güvenlig‌imiz yok. Tedbir amaçlı il valilig‌ine bas‌vuru dilekçesi de verdik. Bu sebeple bu kis‌iler hakkında suç duyurusunda bulunmak zorunda kaldım.

‘SAKIN AÇIKLAMA YAPMA DEDİLER’

Kaldı ki en son olarak cemaatin en tepe noktasında uzun yıllar hizmet verdig‌i söylenen Y.B isimli bir s‌ahsa ulas‌arak tüm yas‌adıklarımızı kendisine aktardıktan sonra artık basın açıklaması yapacag‌ımı söyledim. Kendisi de bana ‘Sakın böyle bir s‌ey yapma, zaten medya üzerimize geliyor. Bir de böyle vahim bir durumla gündeme gelirsek çok kötü olur. Ben Alihan Kuris‌ veya yanındakilerle konus‌maya çalıs‌acag‌ım. Benden haber bekle, mutlaka sana dönüs‌ yapılacak’ dedi. Ama ne Y.B tarafından ne de Alihan Kuris‌ kanadından herhangi bir dönüs‌ olmadı. Tüm bu yas‌ananlar ve yas‌adıg‌ımız mag‌duriyetler neticesinde bu açıklamayı yapmaktan bas‌ka hiçbir çare bırakmadılar. Ayrıca Devletimize ve yargımıza da güveniyorum. S‌ikayetçiyim.”

‘ÇOK SAYIDA MAĞDUR VAR’

Kendisi gibi çok sayıda kişinin mağdur olduğunu söyleyen T.A, “Cemaat üyelerinin kendilerine zarar verebileceg‌ini düs‌ünerek açıklama yapmaktan çekindiklerini biliyorum. Belki önayak olursam diğer mağdurların da sesi olurum” dedi.

‘NAMAZ KILIP TESBİH ÇEKEN YALAN SÖYLEMEZ SANDIM’

“Başlarına namaz takkesi takan ve ellerinde doksandokuz tesbih taşıyan insanların yalan söyleyemeyeceğini düşündüm” diyerek Süleymancıların konut projesine girmeye karar verdiğini anlatan şikayetçi T.A, başından geçenleri savcılığa verdiği suç duyurusu dilekçesinde de ayrıntılarıyla aktardı.

‘BAĞIŞ ADI ALTINDA CEMAATE PARA İSTEDİLER’

Mağduriyetinin giderilmesi için cemaat ve şirket yetkilileri ile iletişime geçmeye çalıştığı her evrede, gayrimenkulü teslim edebilmeleri için dini söylemlerle bağış adı altında daha fazla para talep ettiklerini belirten T.A, ustaca yanıltıldığını ve kandırıldığını savundu. Aradan yıllar geçmesine rağmen haklarının pes‌ine düs‌erek ofislerine gittiğinde ise cemaatin yöneticileri konumunda oldug‌unu söyleyen kişilerin Kuran-ı Kerim’e el basarak yemin ettikleri ve bu şekilde güven sağlamaya çalıştıklarını söyledi.
‘ŞİRKETİN SAHİBİ 18 YAŞINDA’

T.A, cemaatin Ümraniye kurs (yurt) okullarından resmi olarak sorumlu olduğu belirtilen müdür H.İ.U’ya kadar ulas‌tığını ve bu kişinin de şirket yetkilileri için ‘Bizim üstazlarımız olurlar, camiamızda üst düzey yöneticiler’ dediğini aktardı. Kaşede imzası olan S.Ç’nin eşi H.N.Ç’nin de Ümraniye’de kadın kurslarından sorumlu kişi olduğunu söylediğine dikkat çekti. Bu çiftin 18 yaşındaki oğullarının ise o dönem resmi olarak şirketin sahibi olarak gösterildiğini kaydetti.

“Mağdurların hukuki yoldan haklarını aramalarının önüne geçmek için de, gecikmeden kaynaklı kira ödemesi adı altında ve komik denilecek kadar çok düs‌ük bedellerle düzenli bir s‌ekilde mag‌durlara ödeme de yapmıs‌lar” diyen T.A, geri alamadığını söylediği yaklaşık 1 milyon 360 bin TL karşılığında eşine aylık 2 bin, daha sonra 2 bin 500 TL olmak üzere kira adı altında ödemeler yapıldığını belirtti.

‘BELEDİYE BAŞKANININ KENDİLERİNDEN OLDUĞUNU SÖYLEDİLER’

T.A, şirket yetkililerinin süreç sırasında bazı kamu görevlilerinin isimlerini kullanarak ‘oyalama politikası’ uyguladığını, Ümraniye I‌lçe Belediye Bas‌kanı ve üst düzey bazı emniyet görevlilerinin de yakın ahbapları oldug‌unu söyleyerek itibar sag‌ladıklarını öne sürdü.
Suç duyurusu dilekçesinde, şirket yetkililerinin ‘Ümraniye İlçe Belediyesi Başkanı’nın da kendileri gibi Süleymancılar cemaatinden olduğunu, kendilerinin de manevi anlamda kardeş-abileri olduklarını, birçok ortak projede yer aldıklarını ve tüm inşaat işlerinin ilgili müdürlüklerine de bizzat belediye başkanının talimat vererek kolaylık sağlanmasının önünü açtığını, bir miktar ödemeyle de işleri kolaylaştıracağını’ söylediklerini iddia etti.

‘ÜST DÜZEY EMNİYET MENSUBUNUN İSMİNİ VERDİLER’

Şikayetçi T.A, şirket yetkililerin ‘üst düzey bir emniyet mensubunun ismini de vererek bu kişinin kendilerinin arkalarında durduğu, yabancı uyruklu personellerinin çalışma ve oturum gibi konularında yardım ettiği ve müşterilerine ait özel bilgileri elde etmek istediklerinde destek verdiği’ gibi söylemlerle kendilerini korkutmaya çalıştıklarını iddia etti.

‘MAĞDURLARI SUSTURMAK İÇİN SUÇ ÇETELERİNE ÖDEME YAPMIŞLAR’

T.A dilekçesinde, Fazilet Yapı Sanayi ve Ticaret Ltd. S‌ti bünyesinde kayıt dıs‌ı istihdam edilerek sigortasız çalıs‌tırıldığı nedeniyle işinden ayrılmak zorunda kaldığı belirtilen bir işçi tarafından Süleymancılarla ilgili uyarıldığını da iddia etti. Dilekçede, bu kişinin, şirket yetkilileri için “Azmettirme ve öldürmeye tes‌ebbüs gibi suçlar bas‌ta olmak üzere, nitelikli dolandırıcılık yaptıkları ve bu süreçte hakkını arayan mag‌durları susturmaya yönelik eylem gerçekles‌tirilmesi için bir organize suç çetesine düzenli ödeme yapıldığı” iddiasını dile getirdiği belirtildi. Bu kapsamda Ankara merkezli bir organize suç çetesinin lideri oldug‌u iddia edilen M.A isimli bir s‌ahsa ödemeler yapıldığı öne sürüldü. T.A, söz konusu uyarıyı yapan eski çalışanın da tanık olarak dinlenmesi için savcılığa dilekçe verdi.
Akademi Dergisi
Gözlerinin içi gülüyor Türkiye'deki gizli Ermeni/Hristiyan çetelerinin son zamanlardaki yükseltilen isimlerinden biri olup da şimdilerde hızla daha da yükseltilmek istenen Ekrem İmamyan'ın gözleri gülüyor. Bu güne kadar batılı Hristiyan unsurlarla şüpheli…
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
"Saksılara suç bulmak değil de saksıları çalıştırmak lazım"

Taksim İstiklal Caddesi'ndeki patlamaya ilişkin açıklama yapan Ekrem İmamyan laf cambazlığı yaptı. Murat Ongun’un da güldüğü görüldü.

Bölgedeki esnafların tamamı, İstiklal caddesindeki bankların, saksıların ve çöp kutularının teröristler tarafından kullanıldığını iddia ederek İBB tarafından kaldırılmalarını istemişti. Esnafın ve bölge sakinlerinin, patlamadan önceki bu talepleri İBB tarafından ısrarla ret edilmişti.
Akademi Dergisi
Gözlerinin içi gülüyor Türkiye'deki gizli Ermeni/Hristiyan çetelerinin son zamanlardaki yükseltilen isimlerinden biri olup da şimdilerde hızla daha da yükseltilmek istenen Ekrem İmamyan'ın gözleri gülüyor. Bu güne kadar batılı Hristiyan unsurlarla şüpheli…
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
İmamyan'dan timsah gözyaşları

Türlü ihanet, terör ve kara para işlerinin içinde olduğu sahadaki herkes tarafından bilinen gizli Hristiyan Ekrem İmamyan, dün de gözleri gülüyordu, büyük tepki çekmişti, bu gün numaradan göz yaşları döktü...
Çok eskiden beri MİT personeli olduğu ve iktidara gerçekten muhalif olmadığı herkesçe bilinen Fatih Altaylı, dikkat çekici bir yazı yazdı. Fatih'in yazısının dikkat çekici kısmı şu şekilde...

'Anayasal bir suçtur'

"Bombalı saldırıdan sonra önce yayın yasağı getirildi.

Ardından “bant daraltma” adı altında sosyal medya engellendi. Bir ülkede bundan daha yanlış, daha kötü, halkı daha tedirgin edici bir karar alınamazdı. Böyle yaptığınız anda  kulaktan kulağa yayılacak yanlış bilginin hızını arttırıyor, doğru olmayan bilginin doğru olan bilginin önüne geçmesine neden oluyor, yanlış bilginin yanlış olduğunun söylenmesini bile engelliyorsunuz. Bu kararı kim aldı ise, kim aldırdı ise, kim bu karardan, bu bilgi karartmasından medet umdu ise bu ülkenin de, bu ülkeyi yöneten iktidarın da lehine bir iş yapmadığını, tam aksine ülke aleyhine, iktidar aleyhine çalıştığını bilin, bilsin. Elbette kan revan fotoğrafların yayınlanmasını ve yayılmasını engelleyeceksiniz. Elbette terör ve kan şehvetine kendini kaptıran hayasızlara imkan vermeyeceksiniz. Ama bunu yapmak için tüm bilgi akışını kesmeyeceksiniz. Asıl panik, asıl dezenformasyon bilgi akışı kesildiği anda ortaya çıkıyor. “Halkı panik ve karamsarlığa sevk etmek” dediğiniz şey halk körleştiğinde, bilgiye ulaşamaz ve bilgiyi paylaşamaz hale geldiğinde ortaya çıkıyor. Ve bu bilgi akışını engelleyenler, aslında çok ciddi bir Anayasal suç işliyorlar.

Halkın haber alma ve medyanın haber verme özgürlüğünü elinden alıyorlar. Haber alma ve verme özgürlüğünü kötüye kullanana elbette yasalar çerçevesinde hesap sorulur, yasada yeri olduğu ölçüde ceza verilir. Ama haber alma özgürlüğünü kötüye kullanmak ne kadar suç ise haber alma özgürlüğünü engellemek de o denli suçtur. Hatta daha büyük suçtur.
Çünkü o, Anayasa ile korunmaktadır.
Sizin kafanızdaki ölçü ile değil."
Ankara’da su-i kast yapılacak

https://mfs.tv/?p=27839
Hepsi bir arada, hepsi iç içe…

https://mfs.tv/?p=27833
Her şey yeni başlıyor

https://mfs.tv/?p=27866
Her şey değişecek, hep İstanbul'un dediği olacak

https://mfs.tv/?p=27871
Audio
Muhtelif sorulara cevaplar, meselelere izahlar 1
Bana inanmıyorsanız Ahmet Hakan’a sorun

https://mfs.tv/?p=27886
Neler dönüyor?

Yine aynısı oldu. İstanbul Boğazı'nda bir geminin makine arızası yaptığı ve bu nedenle deniz trafiğinin geçici olarak askıya alındığı duyuruldu.

Son aylarda boğazda seyir halinde iken arıza yaptığı iddia edilen gemilerin haberleri peş peşe gelir oldu.
Yine aynı oyun

Türk ordusunu Suriye bataklığında daha etkin şekilde kullanmak isteyen İngiltere, ABD ve İsrail üçlüsü, yine aynı oyunu deniyor.

ABD'nin Erbil Başkonsolosluğu, "Önümüzdeki günlerde Kuzey Suriye ve Kuzey Irak'ta potansiyel Türk askeri harekatına ilişkin güvenilir açık kaynaklı raporları izleniyor" ifadeleriyle ABD vatandaşlarına uyarıda bulundu.
Audio
Muhtelif sorulara cevaplar, meselelere izahlar - 2
Türkiye'de seçim yapılmayacak

https://mfs.tv/?p=27894
Dabbetül arz kim ya da ne...

https://mfs.tv/?p=27897
Dabbetül arz ayetinin tefsiri

Tehdit edildikleri şey başlarına geldiği zaman onlara yerden bir dâbbe çıkarırız da, insanların ayetlerimize kesin olarak inanmadıklarını kendilerine söyler.” (Neml, 27/ 82)

Elmalılı Hamdi YAZIR bu ayet-i kerimenin tefrisini şu şekilde yapmıştır:

Debb ve Debib: Hafif yürüme, debelenme demektir. Hayvanlarda ve çoğunlukla haşerelerde, yani böceklerde kullanılır. İçkinin vücuda yayılması ve bir çürüklüğün etrafına bulaşması gibi, hareketi gözle tespit olunamayan şeylerde de kullanılır. “Dabbe” kelimesi de bundan fail olmak üzere asıl lügatte "mâyedübbü", yani debbeden, hafif yürüyen, debelenen demek olur. Ve şu halde tren, otomobil, bisiklet gibi otomatik şeylere de, lügatin aslına göre  “dâbbe” demek uygun olabilecekse de dilde kullanılışı hayvanlara mahsustur. Hatta örfte dört ayaklı hayvanlarda ve onlar içinde özellikle atta daha çok kullanılmıştır. Bununla beraber,

Allah, her hayvanı sudan yarattı. İşte bunlardan kimi karnı üstünde sürünen, kimi iki ayağı üstünde yürür, kimi dört ayaküstünde yürür...”(Nur, 24/45)

âyetinden anlaşılacağı üzere her hayvan hakkında kullanılır. Hayvan kelimesi ile eşanlamlı gibidir."

"Yeryüzünde yürüyen her canlının rızkı, yalnızca Allah'a aittir.”(Hud, 11/6)

  âyetinden anlaşılan da budur. Bundan dolayı dabbe kelimesi hayvanlar için olduğu  gibi insanlar için de kullanılır. Bu ayette "dâbbe" kelimesi nekre (belirsiz isim) olarak geldiğinden bunun bildiğimiz dâbbelerden başka bir dâbbe olması akla gelir. "Onlarla konuşan dâbbe" terkibinde açıkça belirtilen bunun konuşan bir hayvan, yani insan olmasıdır. Tefsirler de bu iki nokta etrafında dolaşmaktadır."